Lüks tüketim ürünleri'out' lüks deneyim 'in'
The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan "Lüksün Yeni Dünyası" raporuna göre, dünya lüks pazarı kriz dinlemedi ve küresel lüks tüketim pazarı 2011 yılında 1.4 trilyon dolara ulaştı.
İSTANBUL - Son yıllarda ekonomi gazetelerinin manşetlerindeki haberlerin en temel özelliği haline gelen belirsizlik ve endişe kelimelerini lüks sektörü için kullanmak zor olsa gerek. Sektördeki oyuncuların satışları ve gelirleri yıllık bazda çift haneli artış göstererek diğer sektörleri kıskandırıyor. Yapılan son araştırmalar, krize karşın lüks sektörünün büyük bir hızla büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Araştırmaların ortaya koyduğu bir diğer bulgu ise, lüks tüketimde trendlerin farklılaşması. 'Lükse sahibi olmaktan çok lüks deneyim yaşamak' şeklinde özetlenebilecek olan bu yeni eğilim, 2011'de gerçekleşen lüks harcamalarının yarısından fazlasını oluşturuyor.
Önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan "Lüksün Yeni Dünyası" raporuna göre, dünya lüks pazarı kriz dinlemedi ve küresel lüks tüketim pazarı 2011 yılında 1.4 trilyon dolara ulaştı. Ultra yüks yatlar, paket tatiller, safari turları gibi mal ve hizmetlerden oluşan lüks tüketim ürünlerinin global ekonomideki büyüklüğü böylece İspanya'nın veya Avustralya'nın yıllık GSYH'sine ulaşmış oldu. Lüks harcamalar Brezilya ve Çin gibi yükselen ekonomilerde hızla artarken dikkat çeken bir diğer noktada tatil gibi hizmetlere yapılan ödemelerin lüks eşya alımından daha fazla yükseldiği oldu.
BCG'nin raporu; Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Güney Kore, İspanya, İngiltere ve Amerika gibi gelişmiş pazarlar ile birlikte Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde ortalama 1000 zenginin katılımı ile gerçekleştirdi. Rapora göre, toplam küresel lüks tüketim pazarı içinde seyahat, sanat, teknoloji, yeme-içme gibi "lüks deneyimler" 770 milyar dolarlık pazar payı ile birinci sırada yer alırken, ikinci sırayı 350 milyar dolar ile lüks otomobiller alıyor. Tüketimin geri kalanı ise lüks marka saatler, çantalar, giyim ve ayakkabılar gibi kişisel tüketim ürünlerine harcanıyor.
Rapor, dünya genelinde eğilimin lüks ürünlere sahip olmaktan, lüks deneyimler yaşamaya yönelik hızlı bir değişim sürecinde olduğunu gösteriyor ve lüks marka üreticilerinin bu değişime kayıtsız kalmaları durumunda, çok büyük bir büyüme fırsatını kaçırabileceklerini öngörüyor. BCG raporunda lüks deneyimlere yapılan harcamaların, lüks eşya ve otomobillere yapılan harcamalara oranla yıllık yüzde 50 daha fazla büyüyerek, toplam lüks tüketim pazarının yüzde 55'ine ulaştığı belirtiliyor.
Bir zamanlar geleneksel lüks tanımlaması içinde yer alan statü ve servet kavramları, gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan pazarlarda önemini kaybetmeye başlamış görünüyor. Konuyla ilgili araştırma yapılan ülkelerde tüketiciler için değer algısı, sağlıklı bir yaşam sürmek ve aile gibi kavramlar çok daha önemli bir konuma gelmiş bulunuyor. Yine de birçok lüks tüketicisi, kendilerini farklı hissettiren deneyimler yaşamak, mükemmel ürünlere sahip olmak ve tüm bunları aileleri, arkadaşlarıyla paylaşmak istiyor.
EMEKLİLER LÜKS DENEYİMİN EN İYİ MÜŞTERİLERİNDEN
1990'lı yıllarda Amerika, Japonya ve Avrupa'da lüks tüketimini geliştiren kesim, bugün hayatlarında emeklilik gibi farklı bir aşamaya gelmek üzere ve artık yeni lüks ürünlere sahip olma ihtiyacı ve isteği duymuyor. Bu kesim, lüks deneyimler için günümüzde öncelikli müşteriler konumunda. Hızla gelişmekte olan ülkelerde ise orta sınıf gelir grubunun zenginleşmesi tüketici alışkanlıklarını da değiştirmekte. Bu kesim ilk etapta prestijli markaların ürünlerine yönelmiş durumda. Ancak raporda lüks deneyimler için yapılan harcama oranlarında görülen artış oranları, zamanla bu kesimin de lüks deneyimler yaşamaya yöneleceklerini öngörüyor.
Lüks markaların, küresel satışlarının yüzde 40'ını oluşturan ve lüks markalara sahip olmanın başarı ve statü sembolü olarak görüldüğü Çin'de bile, lüks deneyimleri için yapılan harcamalar, lüks eşya ve otomobillere yapılan harcamalardan çok daha hızlı bir şekilde büyüyor. Markalı ürünlerin statü sahibi olmak ile özdeşleştiği Çin'de bile 2011 yılında tüketicilerin lüks tüketim harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 22 oranında artarken, lüks deneyimler için yaptıkları harcamalar 28 oranında arttı.
2008 krizi ile korkunç bir düşüş yaşayan turizm sektöründe özellikle lüks tüketim psikolojik etkilerle kısılmıştı. Ancak son iki yıldır bu alanda da yükseliş göze çarpıyor ve tüketimin şekli değişiyor. Bu eğilimin temelindeki en büyük güç demografik değişimler. Boston Danışmanlık Grubu ortaklarından Jean-Marc Bellaiche, "Bu durumu demografik gelişmeler ile açıklamak mümkün, zira 1990'ların lüks patlamasını gerçekleştiren nüfus emekli olmaya başladı" diyor. Bellaiche, "Bu yeni emekli nesil yeni eşyalar satın almak istemiyor. Keza bugünün öncelikli müşterileri de çok fazla mal ve eşya düşkünü değil. Bunun yerine sabit bir yere bağlı kalmaksızın, lüks seyahatin, sağlık turizmi sunan bölgelerin, eşsiz safarilerin keyfini sürmek istiyor, deneyimlemek istiyorlar. Lüks tutkusu bu kesimlerin çocuklarında da var. Onlar da modanın en son ürünlerinden aşağısına bakmıyorlar bile. 'Y Kuşağı' kendilerini sahip oldukları işe değil, deneyimledikleri ve başardıkları ile tanımlıyorlar. Biraz savurgan oldukları söylenebilir. Anlık zevklere düşkünler. Alaska'da helikopter kayağı gibi" şeklinde konuşuyor. Lüks deneyimleri 'exclusive' safariler ve spalar ile sınırlandırmak doğru değil. Artık giderek artan sayıda hastane, özel bakıcılar ve sağlık uzmanları eşliğinde delüks konaklama imkanı sunarken, havayolu şirketleri özel suitler, lüks rezidanslar ise kendinize ait bir sinemanın olduğu, hatta golf oynayabileceğiniz evler sunuyor.
LÜKS MARKALARLA GARDIROP DONATMAK YERİNE SANAT ESERİ ALIYORLAR
LÜKS MARKALARLA GARDIROP DONATMAK YERİNE SANAT ESERİ ALIYORLAR
BCG'un raporu hazırlanırken görüşü alınanlar bu tespiti doğruluyor. Örneğin, Chicago'da yaşayan ve yıllık geliri 100 bin doların üzerinde olan 34 yaşındaki Barbara 20'li yaşlarındayken en büyük zevkinin gardırobunu Yves Saint Laurent, Valentino ve Gucci marka kıyafetlerle donatmak olduğunu anlatıyor. Barbara bugün ise mutluluğu lüks ürünler almak olarak değil, kariyeri, ailesi ve arkadaşlarıyla ilişkileri olarak tanımlıyor. Şu anki lüks zevklerini de arkadaşlarıyla rüzgar sörfü yapmak, sanat galerine vakit ayırmak olarak sıralıyor. Ankete katıldığından bir ay önce 5000 dolar olarak hesapladığı lüks tüketim harcamalarının büyük kısmının ise ürünlerden çok 'lüks deneyimlere' gittiğini ifade ediyor.
Barbara gibi Jessi de, yirmili yaşlarında lüks ürün tutkusu içinde olduğunu fakat artık zevklerinin yön değiştirdiğini söylüyor. Yatırım bankacılığı yapan Jessi, "Herkes Cartier giyerdi. Hala lüks markalara para harcıyorum, ancak lüks harcamalarında artık ağırlık sanat eserleri, spa keyfi ve pilates sınıflarında" açıklamasında bulunuyor. En büyük lüksünün ise tatiller olduğunu belirtiyor ve seyahatlerine sadece 'business class' ile uçtuğunu dile getiriyor. Tercih ettiği otelleri ise Mandarin Oriental, Four Seasons ve Ritz olarak sıralıyor.
Tüketici beklentilerinin değişmesi, lüks tüketimde trendlerin farklılaşmasındaki bir diğer unsur. tüketiciler, bir amacı olan ve kendilerini tatmin edecek şeyler peşinde olduklarını ifade ederek, lüks deneyimlerin bu isteklerini elde etmelerinde lüks ürün almaktan daha etkili olduğunu belirtiyorlar. Bu nedenle insanlar artık giysilerine para harcamak yerine yeni lüks deneyimlere yelken açmayı tercih eder oldular.
LVMH OTEL VE HASTANE İŞİNE GİRİYOR
Bu eğilim, dünyanın en büyük lüks tüketim malları devlerini harekete geçirerek, tüketicinin bu taleplerini karşılayacak yenilikler yaratmaya zorladı. Mesela LVMH, Fransa'nın kayak merkezi Courchevel'de ki Chevel Blanc otelini başka yerlerde de büyütmek istiyor. Şirket ayrıca Umman ve Mısır'da bu yıl yeni lokasyonlar açmayı planlıyor. Ayrıca hastane işine de el atmayı planlıyor; gayrimenkulü satın almadan ya da inşasının finansmanına karışmadan sadece sözleşme yaparak hastane işletmeciliğine soyunuyor.
Başka şirketler de mevcut hizmetlerine yenilerini eklemeye hazırlanıyor. BMW, yeni arabaya kavuşmak için beklenen süreyi eğlenceli hale getirecek uygulamalar yapıyor. Örneğin Mini Cooper almak için sırada bekleyenlere, aracının montajda hangi aşamada olduğu ve fabrikadan çıkış bilgisi düzenli olarak veriliyor. Apple da benzer şekilde, mağazalarında alışverişi keyifli hale getirmeyi amaçlıyor; büyük, ferah ve iyi aydınlatılmış mağazalarında tüketici Apple ürünlerini ve teknolojisini bizzat deneyip karar verebiliyor. Kozmetik devi Sephora'nın mağazalarındaki 'güzellik stüdyoları'nda kişiye özel 90 dakikalık danışmanlık ve güzellik hizmeti veriliyor. Merkez binasında bir saat müzesi bulunan İsviçreli kol saati üreticisi IWC, Hong Kong'daki mağazasındaki Pilot saatlerinin satışında, müşterilerine simülatörde uçma imkanı tanıyor.
LÜKSÜN HARİTASI DEĞİŞİYOR BRIC ÜLKELERİ ÖNE ÇIKIYOR
Lüks tüketimde trendler değişirken, adresler de değişiyor. Yeni metropoller lüks tüketimin merkezleri olarak yükselişe geçti. Şanghay ve Dubai gibi lüks alışveriş tutkunlarının zaten eksik olmadığı şehirlere yenileri ekleniyor. BGC, 2009 yılında yayınladığı bir raporda, Şanghay'ın lüks tüketim pazarının diğer büyük uluslararası merkezlerle boy ölçüşecek bir doygunluğa eriştiğine dikkat çekmişti. Sektördeki oyuncular, gelişmekte olan ülke pazarlarında da büyük bir patlama yaşanmasını bekliyor ve buna yönelik hazırlıklar yürütüyor. Önde gelen sekiz lüks tüketim deviyle yapılan bir araştırma, Asya'daki mağazalarının sasının 2008-2011 döneminde yüzde 42 arttığını, aynı dönem içinde Avrupa'daki mağaza sayılarında yüzde 28 artış kaydedildiğini, söz konusu üç yıl içinde dünyanın geri kalınında ise 31 artış olduğunu gösteriyor. Kuzey Amerika'da meydana gelen artış ise sadece yüzde 5 olmuş.
En çok dikkat çeken ise Çin'de lüks tüketimin baş döndüren bir hızla artması. Büyük lüks tüketim markalarının yöneticileri, küresel satışlarının neredeyse yüzde 40'nın Çin'de gerçekleştiği bilgisini veriyor. Çin'in artan önemine yanıt olarak Chanel, son birkaç yıldır Paris-Şanghay koleksiyonu oluşturuyor ve Çin'e özel moda gösterileri hazırlıyor. Bazı lüks tüketim firmaları da Pekin, Şanghay, Guangzhou gibi şehirlere odaklanırken, Dunhill, Burberry gibi bazı firmalar da daha küçük şehirlerdeki faaliyetlerini büyütmeye çabalıyor. Çin'de büyük şehirlerin dışında da lüks tüketimin artıyor olması ise kimseyi şaşırtmıyor; BCG 2020 yılında Çin'de 330'dan fazla şehirde gelir düzeyinin Şanghay'ın 2010 yılındaki seviyesine ulaşmasını bekliyor.
BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) olarak adlandırılan ülkeler grubunun diğer üyeleri de güçlü lüks tüketim merkezleri olarak öne çıkmaya başladı. Rusya ve Brezilya'da hızla zenginleşen orta sınıfları lüks tüketim sektöründe önemli oyuncular olarak görülüyor. Bu ülkelerdeki büyük kentler hızla dönüşüyor. Hepsi birer güçlü lüks tüketim merkezi haline geliyor. Bu kentlerdeki orta sınıflar da ülke dışında lüks harcama gücü olarak ortaya çıkıyorlar. Bu kesimlerin gözde alış veriş merkezlerinin başında Londra ve Paris geliyor. Zengin Brezilyalılar kendi sahilleri dururken Florida, Miami, New York gibi yerlerdeki emlak pazarlarını canlandırıyor. Brezilya ve Çinlilerin lüks tüketim harcamalarının neredeyse yarısının yurtdışında yaptıkları harcamalar olduğu tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülke vatandaşlarının yurtdışına yaptıkları gezilerin arttığı göz önüne alındığında, lüks harcamalarının daha da artması bekleniyor. Analistlere göre, dünyanın en büyük lüks pazarı haline gelecek olan Çin hem kendi içinde lüks üretiminin önünü açacak hem de Avrupa ve ABD'de lüks pazarının sigortası olacak.
YENİ MEDYA DÜZENİ LÜKS MARKA İLETİŞİMİNİ DEĞİŞTİRECEK
Dijital medyanın önemi her geçen gün artıyor. Dünya çapında söz sahibi olan en önemli 11 lüks markanın Facebook üzerindeki hayran sayısı, son iki yılda tam 300 kat artış sağladı. Bu gelişime rağmen birçok lüks üreticisi ise henüz dijital medyanın öneminin yeterince farkında görünmüyor. Rapor, bu markaların, marka ve pazarlama stratejilerine dijital medyayı dahil ettikleri ölçüde başarılarını artırabileceklerini öngörüyor.
BCG İstanbul Kıdemli Proje Müdürü ve Tüketici Ürünleri Sektör Uzmanı Deran Taşkıran, dijital medya ve kanalların Türkiye'deki lüks pazarı için de önemini şu şekilde dile getiriyor: "Türkiye internet penetrasyonuna oranla sosyal medya kullanımında dünyada ikinci sırada yer alıyor. Bu kullanım oranının üst gelir düzeylerinde daha da arttığı göz önüne alındığında, dijital kanallar ve sosyal medya lüks markalar için çok büyük bir fırsat oluşturuyor. Sosyal medyanın deneyim paylaşımlarında kritik bir role sahip olduğu düşünüldüğünde, lüks tüketimin en hızlı büyüyen lüks deneyim alanında da dijital medyanın en önemli iletişim mecrası olacağını düşünüyoruz."
2011'de, sanata yatırımlardan çok özel seyahat paketlerine uzanan bir skaladaki lüks harcamalarının 770 milyar dolar olduğu biliniyor. BCG 2012 için 7% artış öngörüyor. Bu oran geçen iki yıla göre düşük kalsa da çok büyük bir hacmi ifade ediyor. Bu yıl için öngörülen artış oranının geçen yıllara göre düşük kalmasının en başta gelen nedenleri arasında Nisan'da etkisini daha şiddetli hissettiren Euro bölgesi krizi, Amerikan ekonomisindeki iyileşmenin arada bir kesintiye uğraması ve Çin'de tahmin edilen duraklama sayılıyor. Lüks segmentteki umut kırıcı gelişmelerden birisi de geçenlerde Graff Mücevhercilik'in Hong Kong'da yapmayı planladığı 1 milyar dolarlık tahvil ihracına yatırımcılardan çok cılız talep gelmesi oldu. Lüks tüketicilerin eğilimlerinin en iyi yansıtıcısı olan Tiffany Graff'ın sıkıntısına yardımcı olmak yerine satışlarını yükseltmeyi ve kar beklentilerini açıklamayı sürdürmeyi tercih etti.
Lüks tüketim Türkiye'de de tırmanışta
Lüks tüketim Türkiye'de de tırmanışta
BCG İstanbul Yönetici Ortağı Burak Tansan da Türkiye'de benzer bir gelişim olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi lüks tüketim Türkiye'de de tırmanışta. Türkiye lüks pazarının bütün kategorileri dahil ettiğimizde şu anda 20 Milyar TL civarında olduğunu tahmin ediyoruz; yani GSMH'nın yüzde 1.5'i oranında. Bu değer, gelişmiş ülkelerde yüzde 3'e kadar çıkabiliyor. Bu da bize Türkiye'nin ileriye dönük hala ciddi bir potansiyeli olduğunu gösteriyor. Bu nedenle bizim yurt dışı müşterilerimiz de Türkiye pazarına gittikçe artan bir ilgi gösteriyorlar. Bu, bizleri çok sevindiren bir gelişme çünkü ülkemize yapılan doğrudan yatırımlar hem ekonomimizin büyümesine katkıda bulunuyor hem de sermaye yatırımlarına göre çok daha kalıcı oluyor. Geçtiğimiz beş yıl içinde Türkiye lüks tüketim pazarının her yıl ortalama %15'lik bir büyüme kaydettiğini görüyoruz. Diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de bu büyümenin "deneyim" bacağının daha hızlı olduğunu düşünüyoruz. Bunun en büyük göstergelerinden birisi Türkiye'de de değişen müşteri değerleri. Geçen sene BCG'nin dünya çapında yapmış olduğu müşteri değerleri ve alışkanlıkları araştırmasından ortaya çıkan sonuçlara göre Türk müşteriler için de aile, eğitim, huzur, değişim gibi değerler tüketim karşısında yükselişte. Lüks müşterileri için bu değerler deneyimlere yönelik bir eğilim yaratıyor."
Raporda lüks deneyimlere yönelişin bir parçası olarak "Y jenerasyonuna" da değiniliyor. Günümüzde 20'li yaşlarında olan ve internetle birlikte büyümüş olan genç kesim kendilerini sahip oldukları ürünlerle değil, yaşadıkları deneyimler ile ifade ediyor. Genç nesil dünyanın farklı yerlerinde tecrübe edebilecekleri alternatif aktiviteleri tercih ediyorlar.
Çin, 2011'de 12.6 milyar dolarlık 'lüks' tüketti
Ekonomik büyüme hızının 1999'dan bu yana en düşük seviyeye ineceği beklentisine karşın, iç tüketimi canlandırmaya yönelik teşvikler sayesinde Çin'in 2015 yılında dünyanın en büyük lük tüketim pazarı olacağı tahmin ediliyor. Çin'in, hem lüks perakende satışlar ve online lüks ürün satışlarının toplamı açısından dünyada lider ülke olacağı düşünülüyor. Çin, 2011 yılında gerçekleştirilen 12.6 milyar dolarlık lüks tüketim tutarı ile dünyanın en büyük lüks ürün tüketim ülkesi oldu bile. Geçtiğimiz yıl online lüks mal satışı ise yüzde 100'ün üzerinde artış gösterdi. Barclays Capital ve Çin online satış devi Taobao'nun raporlarına göre, Çin'in geçen yıl online lüks tüketimi 2.4 milyar doların üzerine çıktı. 2012'de bu rakamın 3.2 milyar doları bulması bekleniyor.
Çin'de ücretler yılda yaklaşık yüzde 20 oranında artıyor. Dünya ekonomisinin devi dünyanın en düşük ücret ödenen ülkesi olma özelliğini kaybediyor. Artan gelirlerle, dünün üreticisi bugünün tüketicisi konumuna geliyor ve bu lüks tüketimde kendini fazlasıyla hissettiriyor. Dünya Lüks Mallar Derneği tarafından yayınlanan raporlara göre, Çin dünya lüks tüketim pazarındaki payını yüzde 28'e yükseltti. Çin'de hızlı bir şekilde büyüyen lüks mal tüketimi, Çin'e özgü özellikler de taşıyor. Bu, alım gücünü aşan tüketim isteği şeklinde ortaya çıkıyor. Dünya Lüks Mal Derneği tarafından yapılan açıklamada, Çinlilerin lüks mal tüketiminin gelir düzeyine ve yaşa değil, tüketim psikolojisine bağlı olduğu belirtildi. Lüks markalar hakkında zengin bilgiye sahip olan genç tüketiciler, modanın güçlü bir güdü haline geldiği toplumda, toplu halde lüks mal peşinde koşma ve tüketme psikolojisine kapılıyor.
Çin'de 45 yaşından genç zenginler, yüzde 80'lik bir paya sahipken, ABD'de aynı yaş grubundaki zenginler bu tüketici grubunun yalnızca üçte birini oluşturuyor. Avrupa ve Japonya'da aynı gruptaki kişilerin oranı daha da düşük düzeyde kalıyor. Fakat Çin'deki lüks mal tüketicileri, tüketim kapsamı ve tüketilen mallar gibi konular bakımından, Avrupa ve ABD'deki tüketicilerden çok farklı. Araştırmaya göre, Çin'de tüketilen lüks mallarda büyük ölçüde kostüm, parfüm, kol saati ve deri ürünleri gibi küçük tüketim kalemleri yer alırken, ABD ve Avrupa'da en çok lüks konut, otomobil ve değerli mücevher gibi seçkin lüks mallar tüketiliyor.
İşte bu büyük tüketim potansiyeli yabancı sermayenin de Çin de yatırım için iştahını kabartıyor. Çin Uluslararası Radyosu'nun Çin Ticaret Bakanlığı yetkililerine dayanarak yayınladığı haberde, 2011'de Çin 72 milyar dolara yakın yabancı sermaye çektiği ve bu rakamın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında arttığı belirtildi. Haberde iç piyasadaki büyük potansiyelin değerlendirilmesiyle Çin'de yatırım için yeni olanaklar sağlanacağı ileri sürüldü.
Yurtdışında da büyük harcamalar yapan Çinliler, Avrupa ve ABD pazarına büyük katkı sağlıyor. Dünya Lüks Mallar Derneği tarafından şubat ayında yayınlanan son verilere göre, Ejder Yılı'na girilen Bahar Bayramı sırasında, Avrupa'daki lüks mal satışlarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10'dan fazla artış kaydedilirken, satışların yüzde 60'tan fazlası Çinli tüketicilerce gerçekleştirildi. Kuzey Amerika piyasasında da lüks mal tüketiminin yüzde 30'u yine Çinli tüketicilerce yapıldı. Farkını ortaya koymak isteyen Çinli zenginler, 'Made in China'dan uzak duruyor. Söz konusu kişiler, çantadan cep telefonuna hatta arabasına kadar hemen her şeyini taklit ve kalitesiz ürünlerin merkezi olarak anılan Çin'den değil de Avrupa'dan almayı tercih ediyor.
Endonezya pazarı iddialı
Çin bu alanda liderliğe koşarken, Güney Asya'da yeni bir lüks tüketim merkezi dikkat çekiyor; Endonezya. LVMH'nin Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Ortadoğu sorumlusu Ravi Thakran, Endonezya'nın bölgesinin en önemli lüks tüketim merkezi olmaya aday olduğunu söyledi. Zengin Endonezyalıların şu anda mücevher, giysi, aksesuar gibi lüks zevklerini almak için Hong Kong gibi merkezlere geziler düzenlediğini belirten Thakran, ancak ülkede siyasi istikrarın artması ve altyapının yenilenmesiyle birlikte ekonominin güç kazanmasıyla Endonezya'nın lüks tüketim pazarının gelişeceğini kaydetti. CNBC'ye yaptığı açıklamada Thakran, Endonezya'nın BRICS ülkelerinin bir parçası haline gelebileceğini ve lüks tüketimde bir patlama yaşanabileceğini ifade etti.