Obama tahvillere, Romney ise borsalara yarayacak!

ABD'de beklenen gün geldi. Analistler Obama'nın seçimi kazanması halinde Amerikan devlet tahvillerinin daha iyi performans göstereceğini belirtirken, Romney'nin kazanması halinde ise kısa vadede hisse senetlerinin yükselişe geçeceğini öngörüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Dünyanın en büyük ekonomisi ABD bugün başkanını seçerken Amerikan piyasaları görevdeki Demokrat Başkan Barack Obama ile Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney arasındaki yarışın olası sonuçlarını fiyatlandırmaya çoktan başladı. 
 
Analistler Obama'nın seçimi kazanması halinde Amerikan devlet tahvillerinin daha iyi performans göstereceğini belirtirken, Romney'nin kazanması halinde ise kısa vadede hisse senetlerinin yükselişe geçeceğini öngörüyor. CIBC World Markets'ten Peter Buchanan, şirketin portföyündeki Obama'nın galibiyetinden yararlanması beklenen alternatif enerji, sağlık ve emlak sektörlerinin, Romney'nin kazanması halinde yararlanacağı tahmin edilen enerji, finans, savunma ve telekom gruplarının gerisinde kaldığına dikkat çekti. 
 
İngiliz bankacılık devi Barclays'e göre Obama'nın  kazanması halinde yatırımcıların ABD tahvillerine ilgisinin artacağı, bunun da gösterge niteliğindeki 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1.5 civarına inerek bugünkü yüzde 1.7 oranının altına çekeceğini öngörüyor. 
 
Banka yetkilileri Romney'nin kazanması halinde ise 10 yıllık tahvil faizlerinin görece şahin bir ABD Merkez Bankası (Fed) eşliğinde yüzde 2'ye kadar yükselmesini bekliyor. Romney, başkan olduğu takdirde gevşek para politikası tercihini eleştirdiği Fed Başkanı Ben Bernanke'yi görevden alacağını söylemişti.
 
Öte yandan dünyanın en büyük tahmin platformu Intrade'de geçtiğimiz cuma Obama'nın yeniden ikinci kez seçilme şansı 1 yüzdelik puan artışla yüzde 67.7'ye çıktı. Romney'nin seçilme şansı ise 3 yüzdelik puan düşerek yüzde 33'e geriledi. MarketWatch  sitesine göre özellikle eylül ayı işsizliğin yüzde 7.9'dan yüzde 7.8'e gerilemesinin Obama'ya yaradığı belirtiliyor. 
 
Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan analize göre Amerikan bankacılık devi JP Morgan, Obama'nın kazanması halinde hastane ve güneş enerjisi gibi alternatif enerji hisselerinin değer kazanacağını söylüyor. Romney'nin kazanması halinde ise Obama'nın sağlık reformunu yürürlükten kaldırmaya çalışacağı için özel sağlık şirketi hisseleri ile enerji arama kurallarını gevşeteceği için de enerji sektörü hisselerinin yükseleceğini öngörüyor. Romney'nin ayrıca savunma sektörü hisselerinde de hareketlenmeye yol açacağı öngörülüyor.
 
EKONOMİYE GİDECEĞİ YOLDA İKİ FARKLI ROTA
 
OBAMA
 
Ekonomi: "Büyük değil, ama işleyen bir devletten" yana. Bu nedenle federal devletin, özellikle de sosyal yardımlar gibi konulardan tamamen elini eteğini çekmesine karşı. Obama, fakirlere yardım, kadın sorunları ve aile planlaması, acil durum yönetimi gibi konularda federal devletin fonlarının güçlü olması gerektiğine inanıyor. 
 
Ekonominin ancak aşağıdan yukarıya doğru işlediği takdirde büyüyeceğini ve refahı getireceğine inanan Obama, bu nedenle özellikle orta sınıf ve küçük işletmelerin desteklenmesinden yana. Obama, buna karşın zengin kesimlerin yıllardır elde ettikleri vergi kesintilerini sona erdirip, daha fazla vergi ödemesinin daha "adil" bir yaklaşım olacağını düşünüyor. Obama'nın, ekonomi ve ülke refahına yönelik kullandığı sloganı adil ve eşit fırsat. Obama, Amerikan şirketlerinin yatırımlarını yurt dışına taşımaktan ziyade, ülkede istihdamı sağlamasından yana. Obama'ya göre, serbest piyasa ekonomisi olmazsa olmaz.
 
Sosyal politikalar: Herkesin sağlık hizmetine ulaşması için sağlık reformunu hayata geçirirken, eşcinsel evliliklerden yana. Kadınların kürtaj ve doğum kontrol gibi haklarına siyasilerin karışmaması gerektiğine inanan Obama, gençlerin üniversitede okuyabilmesi için imkanların genişletilmesini ve kolaylaştırılmasını istiyor. Obama, yaşlılar ve fakirlere yönelik fonların da çok fazla kısılmasına karşı. Obama, ülkenin en büyük sorunlarından biri olan göçmenlik konusunda tarihi reform yapmak istiyor. Obama'ya göre, özellikle küçük yaşta ABD'ye gelen veya uzun yıllar ülkede kalıp artık Amerikalı olan göçmenlere vatandaşlık yolları kolaylaştırılmalı. Askeri alanda Obama, daha küçük, ama daha seri, teknolojik donanıma sahip bir orduı hedefliyor. 
 
Dış politika: ABD'nin tek başına hareket etmesinden ziyade uluslararası işbirliğinden, Romney ise ABD'nin gücünü ve liderliğini ortaya koymasından, yani "yumruğunu masaya daha çok vurmasından" yana.
 
 
ROMNEY
 
Ekonomi: Eyaletlerin kendilerini yönetecek kapasiteye sahip olduğu ve bu nedenle federal devletin elini tamamen her şeyden çekmesinde yana. Bu nedenle de federal yardım ve teşviklere dair fonların iyice kısılmasını veya kaldırılmasını savunuyor. Ekonomide de devletin, genel kanun koyucu dışında özel sektöre hiçbir şekilde karışmamasından yana olan Romney, ekonominin yukarıdan aşağıya doğru işlemesinin refahı getireceğini düşünüyor. Romney'ye göre, eğer büyük şirketlere vergi kesintileri gibi teşvikler verilirse, onlar da istihdamı artıracağından orta sınıf da daha çok iş bulabilecek, bu da ülke genelindeki refahı artıracak. Bu nedenle Romney, zenginlere yönelik var olan vergi kesintilerinin sona erdirilmesine tamamen karşı çıkıyor. 
 
Sosyal politikalar: Obama'nın sağlık reformunu yürürlükten kaldırmak istiyor, ama nasıl bir sağlık sistemi düzenlemesi getirmek istediği net değil. Kadınların sadece annenin sağlığının tehlikede olduğu, tecavüz ve ensest ilişki durumlarında kürtaj olabilmelerine izin verilmesi gerektiğini düşünün Romney, eşcinsel evliliğe karşı. Romney, fakirlere yardım fonları gibi konuları eyaletlerin kendilerinin düzenlemesinden yana. Göçmenlik konusunda da daha katı bir tutum sergileyen Romney, sadece orduda çalışanlar ile bilim alanında ABD'ye katkı verecek yüksek lisans ve doktora mezunlarına ABD vatandaşlığı yolunun çılmasından yana. Askeri politikalara gelince Romney, dünyanın birçok yerinde birlikler konuşlandırmaktan ziyade, belirli bölgelere odaklanmaktan yana. Romney ise ABD'nin büyük bir ordusu olması gerektiğine inanıyor.
 
Dış politika: İsrail'e daha yakın duran Romney, İran'a dair fikirleri konusunda da karışık sinyaller gönderiyor. Çin ve Rusya'ya karşı Obama'ya göre daha sert olacağını belirten Romney'nin Ortadoğu konusundaki yaklaşımı da önceki başkan George W. Bush dönemini anımsatıyor.