Obama'nın kişisel davası eşitsizlik

ABD Başkanı Barack Obama, gelir dağılımını düzeltme yönünde tedbirler almanın hükümetinin gündeminde olduğunu belirterek eşitsizlikle mücadeleyi kişisel bir dava olarak gördüğünü söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON - ABD Başkanı Barack Obama, Amerikan Gelişim Merkezi'nde (Center for American Progress-CAP) yaptığı konuşmada, 1970'li yılların sonundan bu yana ülkede meydana gelen gelir dağılımı bozukluğunun ekonomik ve sosyal etkileri ile hükümetinin almayı düşündüğü tedbirler hakkında bilgi verdi.

Konuşmasına ABD'deki gelir dağılımının 1970'lerin sonundan bu yana sürekli olarak bozulduğunu ifade ederek başlayan Obama, 1970'lerde en üst gelir diliminde yer alan kesimin toplam gelirin yüzde 30'unu alırken bugün bu oranın yüzde 50'ye çıktığını hatırlattı.

Obama'yı gelir adaletsizliği ile mücadeleye iten tablo ise hayli ilginç. 1993-2012 arasında ABD'ye başkanlık yapan üç liderin döneminde gelir adaletsizliği gözle görülür bir şekilde ortaya çıkıyor. Obama ile aynı partiye mensup olan ve iki dönem başkanlık yapan Demokrat Bill Clinton (1993-2001) döneminde ABD'nin en zengin yüzde 1'lik diliminin geliri yüzde 98.7 düzeyinde artmış. Bu dönemde kalan yüzde 99'luk dilimin gelirindeki artış ise yüzde 20.3. Genel olarak ABD halkının geliri bu dönemde yüzde 17.9 yükseliyor. Ancak en zengin kesim çok daha fazla zenginleşmiş.

2001-2009 yıllarında başkanlık Cumhuriyetçi George W. Bush'a geçiyor. Bu dönem resesyon-büyüme-resesyon olmak üzere ekonomik açıdan üç aşamadan oluşuyor. 11 Eylül saldırısının gerçekleştiği süreci de içinde barındıran 2001-2002 dönemi ABD için resesyonla geçiyor. Bu dönemde en zengin yüzde 1'lik kesimin geliri yüzde 30.8, kalan yüzde 99'luk kesimin geliri ise yüzde 6.5 düşüyor. Bu rakam genel ortalamaya bakıldığında yüzde 11.7'lik bir gelir kaybı anlamına geliyor.

Bush'un büyüme dönemi ise 2002-2007 arasına denk geliyor. Bu dönemde en zengin yüzde 1'lik kesimin geliri yüzde 61.8, kalan yüzde 99'luk kesimin geliri ise yüzde 6.8 yükseliyor. ABD'deki ortalama gelir artışı ise yüzde 16.1 oluyor.

Bush'un başkanlığının son yılları ise küresel ekonomik krize denk geliyor. 2007-2009 arasında en zengin yüzde 1'lik kesimin geliri yüzde 36.3, kalan yüzde 99'luk kesimin geliri yüzde 11.6, ABD'lilerin ortalama geliri ise yüzde 17.4 düşüyor.

Bugün gelir adaletsizliğinden bahseden Obama'nın ilk başkanlık döneminde ise (2009-2012) en zengin yüzde 1'lik kesimin geliri yüzde 31.4, kalan yüzde 99'luk kesimin geliri ise sadece yüzde 0.4 yükseldi. Genel ortalamaya göre bir ABD'linin geliri yüzde 6 yükseldi. İşte Obama, küresel kriz sonrası toplumun geniş kesimin gelir dağılımından adaletli bir şekilde yararlanabilmesi için bu tablonun değişmesi gerektiğini savunuyor.

Obama, 2. Dünya Savaşı sonrası ekonominin büyüme yıllarında bir şirket genel müdürünün ortalama bir işçiden 20-30 kat daha fazla kazandığını ancak bugün bu oranın 273 kata kadar çıktığı bilgisini paylaşarak, bu değişiklikte kısmen teknolojik gelişmenin payı olsa da uygulanan ekonomik politikaların rolünü de göz ardı etmemek gerektiğini belirtti.

"Amerikan rüyasının" fırsat eşitliği ve çok çalışma üzerine kurulu olduğunun altını çizen Obama, bu sayede dezavantajlı durumdaki kesimlerin de yukarı doğru sosyal hareketlilik sağlayıp anne ve babalarından daha iyi bir hayata sahip olabildiklerini vurguladı. Ancak uzun süreli devam eden eşitsizliğin sosyal ilerlemeyi engellediğini ve bugün diğer pek çok gelişmiş ülkenin, vatandaşlarına ABD'den daha iyi yükselme şansı sağladığını kaydetti.

Obama, ekonomik büyümenin daha kırılgan olması, durgunluk dönemlerinin daha sık meydana gelmesi ve insanların birbirine daha az güvenmesinin gelir dağılımındaki eşitsizliğin olumsuz etkileri arasında bulunduğunu anlatarak, bugün gelinen noktada artık eşitsizliğin bir ırk ya da etnik sorun değil sınıf sorunu olduğuna inandığını vurguladı. Kendisinin de ülkenin sağladığı olanaklarla anne ve babası ile dedesinden daha iyi yaşam koşullarına sahip olduğunu ifade eden Obama, "eşitsizlikle mücadeleyi kişisel bir dava olarak gördüğünü" söyledi.

Gelir dağılımındaki eşitsizlikle mücadele konusundaki görüşlerini de açıklayan Obama, bu amaçla ekonomik büyümenin öneminden söz edip, gelir pastası sabit kalırken veya küçülürken eşitsizlikle mücadelenin mümkün olmadığını vurguladı.

Obama, gelir dağılımını dengelemede eğitimin önemine de işaret ederek, yüksek eğitimin orta sınıf yaratmada en etkin yol olduğu görüşünü savundu. ABD'de yıllardır aynı kalan asgari ücretin de artırılması gerektiğini savunan Obama, bunun ideolojik bir politika olmadığını, ülkede çok çalışan herkesin insanca yaşayabileceği ücreti kazanması gerektiğini ifade etti.

ABD Başkanı Barack Obama, gelir eşitsizliğiyle mücadelenin hükümetin işi olmadığı inancının bir kenara bırakılması gerektiğini de sözlerine ekledi.