Önce bombaladı, sonra suçlu Erdoğan dedi
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, "Kanın dökülmesine Erdoğan hükümeti sebep oluyor. Terörist gruplara ev sahipliği yapıyor ve onları Suriye'ye gönderiyorlar" dedi. Öte yandan bugün Suriye'deki olaylarda 83 kişi öldü.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
NEW YORK/ŞAM - Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim hükümetinin Suriye'de akan kandaki sorumluluğunu görmezden gelip Türkiye'yi suçladı. Muallim, Suriye'de şidettin sonlandırılması kararını "silahlı grupları finanse eden, silahlandıran, ev sahipliği yapan ve eğitim veren" Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın vereceğini ileri sürdü. Muallim ayrıca, "Kanın dökülmesine Erdoğan hükümeti sebep oluyor. Terörist gruplara ev sahipliği yapıyor ve onları Suriye'ye gönderiyorlar" ifadelerini kullandı.
Havadan bombaları unuttu
Amerikan Al Monitor haber sitesine röportaj veren Muallim, "Şiddeti sonlandırmak Suriye hükümetinin elinde olsaydı şiddetin yarın bitmesinden mutlu olacağımızı size garanti edebilirim. Ancak ne yazık ki bu Suriye hükümetinin bir kararı değildir. Bu karar aslında bu silahlı grupları finanse eden, silahlandıran, ev sahipliği yapan, eğitim veren Türkiye, Suudi Arabistan, Katar'ındır" diye konuştu.
İyi niyetli ve dürüst olan tüm girişimleri destekledikleri söyleyen Muallim, "Eğer Türkiye İran ve Mısır dahil bu girişimlerin bir parçasıysa iyi niyet göstermek ve silahlı gruplara silah göndermeyi, onları eğitmeyi bırakmak zorundadır" dedi.
Erdoğan hükümetinin Suriye politikasından şikayetçi olduğunu söyleyen Muallim, "Aslında Erdoğan hükümeti 10 yıl buyunca kurduğumuz ilişkileri yıktı" görüşünü savundu.
Hergün Türkiye'den ikiyüz, üçyüzden fazla savaşçı geliyor
Suriyeli Bakan, "Kan dökülmesine Erdoğan hükümeti sebep oluyor. Terörist gruplara ev sahipliği yapıyor ve onları Suriye'ye gönderiyorlar. Sınırdaki silahlı güçlerini harekete geçiriyorlar. Bütün bu düşmen politikalar ve eylemler Türkiye'nin rolünü sorguluyor. Eğer Türkiye gelecekte istikrar ve güvenlik için bir rol oynamak istiyorsa iyi niyetlerini bugün yaptıklarını durdurarak göstermeliler. Bu çok önemli" şeklinde konuştu.
Al Monitor'un "Türkiye'nin pozisyonunu değiştirebileceğine yönelik herhangi bir işaret görüyor musunuz?" yönündeki bir soruya ise Muallim, "Hayır, hayır, hayır. Hergün Türkiye'den ikiyüz, üçyüzden fazla savaşçı geliyor" yanıtını verdi.
Şam'da patlama, İdlib'te katliam
Öte yandan bugün Suriye'deki olaylarda 83 kişi öldü.
Suriye'nin çeşitli kentlerinde ordu birliklerinin yönetim karşıtlarına yönelik olarak düzenlediği operasyonlarda 83 kişinin öldüğü bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR), ülkenin kuzeyindeki İdlib kentinde 37, Şam'ın banliyölerinde 19, Halep'te 12, Dera'da 9, Humus'ta 3, Hama'da 2 ve Lazkiye'de bir olmak üzere ülke genelindeki olaylarda 83 kişinin öldüğünü duyurdu.
Bu arada, güvenlik güçlerinin İdlib'in Salkin beldesini bombalamasında aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu en az 30 kişinin öldüğünü ve halkın yaralı sayısının yükselmesinden korktuğunu kaydeden Suriye Genel Devrim Konseyi (SRGC), beldenin acil tıbbi malzemeye ihtiyaç duyduğunu aktardı.
Şam'da 5 büyük patlama
Şam'ın Tedamun ve diğer bölgelerinde şiddetli 5 patlamanın meydana geldiğini kaydeden ancak ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi vermeyen SRGC, kentin Huta bölgesine çok sayıda top mermisinin düşmesi sonucu bazı evlerin yıkıldığını ve hasar gördüğünü dile getirdi.
Muhalifler Halep'te ilerliyor
Halep'te Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Esed birlikleri arasında yoğun sokak çatışmalarının yaşandığını ve ÖSO'nun kentte stratejik noktaları ele geçirmesi sonrası savaş uçaklarının birçok banliyöyü bombaladığını belirten konsey, kentin bazı semtlerinde halkı temel gıda ve diğer yaşam malzemelerine ulaşmakta sıkıntı çektiğini dile getirdi.
Konsey, kentin Cebel Kaptan bölgesinde güvenlik güçlerinin rastgele ateş açması sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğini aktardı.
Humus'ta insani kriz yaşanıyor
Humus'un Bab Amr semtinde de iki ordu arasında sokak çatışmalarının yaşandığını dile getiren yerel aktivistlerden Semih Humusi, semtin ağır silahlarla vurulması sebebi ile "viraneye" döndüğünü halkın bölgede çok sıkıntı çektiğini, çocuklarda gıda yetersizliğinden dolayı bazı hastalıkların baş gösterdiğini ifade etti.
Yıkılan evler sebebi ile halkın kış ayında bu evlerde kalmasının mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Humusi, "Yoğun ateş nedeniyle hala ölülerimizi mezarlıklara götüremiyoruz, evlerin ve camilerin bahçelerine defnediyoruz" dedi.
Rejimin bir türlü Bab Amr ve muhaliflerin yoğun olduğu semtleri ele geçiremediğini anlatan Humusi, kentte halkın acil yardıma ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Kentte inşaat halindeki çok katlı iş merkezinde bulunan keskin nişancıların belli bir saatte sokağa çıkanları ateş ederek öldürdüğünü ve halkın bu inşaat halindeki iki kuleye "ölüm kulesi" adını verdiklerine değinen Humusi, ordu birliklerinin kenti her zaman uzaktan top ve tank ateşine de tuttuğuna işaret etti.
(ANKA)(AA)