OPEC kan kaybediyor
OPEC'in küresel petrol piyasasındaki hakimiyeti 1970'lerde yüzde 70'in üzerine iken Rusya ve ABD gibi ülkelerin üretimlerini artırmasıyla bugün bu oran yüzde 30'lara düştü.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC), küresel petrol piyasasındaki hakimiyeti 1970'lerde yüzde 70'in üzerine iken Rusya ve ABD gibi ülkelerin üretimlerini artırmasıyla bugün bu oran yüzde 30'lara geriledi.
"Yedi Kız Kardeşler" olarak adlandırılan ve küresel petrol piyasasını, üretimi ve fiyatlandırmayı tekelinde bulunduran 7 uluslararası petrol şirketine karşı 1960'ta Irak'ta düzenlenen bir konferansla kurulan OPEC'in piyasalardaki hakimiyeti, kuruluş amacına uygun olarak 1973'te yüzde 70'lerin üzerine çıktı. Fakat günümüzde ABD'nin yeni teknolojiler sayesinde tekrar artan üretimi ve Rusya'nın Sovyetler Birliği dönemini de geride bırakan ihracat seviyeleri, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki hakimiyetini yüzde 30'lara geriletti.
OPEC'in Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran ve Venezuela tarafından 1960 kurulmasının ardından, "Yedi Kız Kardeşler" küresel petrol piyasasındaki ayrıcalıklı fiyat belirleme gücünü kaybetti.
OPEC'e daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Libya, Cezayir ve Endonezya'nın da üye olmasıyla, kartel günlük yaklaşık 8,3 milyon varillik ortalama üretimiyle küresel petrol arzının yüzde 50'sinden fazlasını sağladı.
Angola, Ekvador ve Nijerya'nın da örgüte dahil olmasıyla, 1970'lerin başında kartelin piyasa hakimiyeti günlük 22,5 milyon varillik üretimle yüzde 65'lere kadar çıktı. Artık, dünya çapında bir varil petrolün fiyatı OPEC üyelerinin ham petrol üretim miktarıyla ve örgütün kotasıyla belirleniyordu.
ABD'nin 1973'te Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail'e destek vermesinin ardından, başta Suudi Arabistan olmak üzere piyasa hakimiyet payı yüzde 70'in üzerinde olan OPEC'in üyeleri, Batılı devletlere ham petrol ambargosu uygulayınca, petrolün varil başına fiyatı 3 dolardan 12 dolara kadar yükseldi.
OPEC'e ilk darbe
İran'ın 1979 devrimi sırasında ABD'li petrol şirketleriyle anlaşmalarını iptal etmesi, Batılı ülkelere petrol satışını durdurması ve İran-Irak Savaşı'nın başlamasıyla ham petrolün varil başına fiyatı 1980'de 39 dolara kadar çıktı. OPEC'in 1970'lerde petrolü bir araç olarak kullanması ve artan petrol fiyatları nedeniyle arz güvenliğine yoğunlaşan tüketici ülkeler, 1980'lerde kendi topraklarında petrol arama ve üretim faaliyetlerine yoğunlaştı.
Soğuk savaşın süper gücü ABD, günlük ortalama petrol üretimini 8 milyon varile çıkarırken, diğer süper güç Sovyetler Birliği de 12 milyon varilin üzerinde petrol üretmeye başladı. Bu nedenlerle, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki payı ise yüzde 40'ın altına geriledi.
OPEC'te ilk çatlaklar
Küresel talebin hızla artması nedeniyle petrol fiyatlarında tekrar görülen yükseliş, günlük ortalama 25 milyon varillik üretim seviyesiyle, OPEC'in küresel petrol piyasasındaki payını yüzde 50'nin üzerine çıkardı.
Irak'ın komşusu Kuveyt'i 1990'da işgal etmesiyle birlikte, OPEC üyeleri arasındaki siyasi görüş ayrılıkları meydana geldi. Üretim miktarı ve örgütün kotası hakkındaki bu politik farklılıklar, gelecekteki kutuplaşmaların da ilk habercisi oldu.
Kuveyt'in işgaliyle petrol fiyatları, 1990'ın ağustos ve ekim ayları arasında varil başına 16 dolardan 36 dolara yükseldi. Ancak, 1997'deki Asya finansal kriziyle birlikte azalan küresel petrol talebi, fiyatları 1997 ile 1999 arasında 25 dolardan 11 dolar seviyesine kadar düşürdü.
Bu dönemde, düşük üretim maliyetini kendi lehine kullanan OPEC, küresel piyasadaki payını yüzde 60'a kadar çıkardı.
Yeni dünya düzeni
ABD'nin 11 Eylül saldırıları nedeniyle önce Afganistan'ı daha sonra da 2003'te Irak'ı işgal etmesinin ardından Ortadoğu petrol arzını tehlikeye sokmasıyla petrol fiyatları Haziran 2008'de tarihteki en yüksek seviyesi olan 147 dolara kadar yükseltti. Yüksek petrol fiyatlarından yararlanmak isteyen OPEC'in, 2000'li yıllarda toplam üretim miktarı günlük ortalama 27,6 milyon varile ulaştı. Fakat, 2008 finansal krizi, küresel petrol talebini düşürerek fiyatları 2008'de 36 dolara kadar çekti. Petrol fiyatlarının tarihteki bu en hızlı düşüşünün ardından OPEC, fiyatları tekrar yükseltmek için üretim kısma ve OPEC dışındaki ülkelerle koordineli hareket etme kararı aldı. Rusya ile ortak hareket etmeye çalışan OPEC'in pazar payı yüzde 50'nin altına düştü.
ABD piyasaya giriyor
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD'de gelişen teknoloji ile birlikte kaya petrolü üretimi, 2008 ile 2014 yılları arasında hızla artarak günlük ortalama 5 milyon varilden yaklaşık 9 milyon varile çıktı.
ABD'nin artan üretimi, petrol ithalatını düşürürken, dünya genelindeki toplam talebi olumsuz etkiledi ve küresel petrol piyasasında arz fazlasına neden oldu. Öte yandan, Rusya, petrol ve doğalgaz üretimini son 10 yılda hızla artırdı, Asya ile Avrupa pazarlarına enerji ihraç eden önemli bir oyuncu haline geldi.
Bu arada ABD'li kaya petrolü üreticileri 128 doları gören fiyatlardan faydalanmak için üretimlerini daha da artırarak piyasada bir arz balonu oluşturdu.
İkinci fiyat şoku
Piyasalardaki 1,5 milyon varili bulan arz fazlası ve dünyanın en büyük enerji tüketicisi Çin'in yavaşlamaya başlayan ekonomisi, petrolün varil fiyatının Kasım 2014'te 70 dolara kadar gerilemesi neden oldu.
OPEC üyeleri 27 Kasım 2014'te Viyana'da buluştuğu zaman küresel petrol arzı, ABD ve Rusya'nın hızla artan üretimiyle, günlük ortalama 90 milyon varile ulaştı, OPEC ise toplam 30 milyon varillik üretimle, petrol piyasasında sadece yüzde 33'lük bir pay sahibi konumunda yer aldı. OPEC, üretimde kesintiye gitmeyeceğini açıklayarak dünyayı şoka uğrattı ve piyasalarda uzun vadeli düşük fiyatlı petrol beklentisi oluşmasına neden oldu.
Daha önceleri kartelin yükünü çeken Suudi Arabistan, 1980'lerin sonundaki stratejisini yeniden hayata geçirerek, petrol fiyatlarının yüksek arz karşısında daha da düşmesini ve böylece ABD ile Rusya'daki yüksek maliyetli petrol üretimini pazar dışına itmeyi amaçladı. Moskova'nın 2015'in ikinci çeyreğinde OPEC ile görüşmeleri sonuç vermeyince, kartel 5 Haziran 2015'te tekrar üretim kotasında kesintiye gitmeme kararı aldı ve petrol fiyatları temmuzda 50 dolara kadar geriledi.
OPEC içinde ayrılıklar derinleşiyor
Ancak, OPEC içindeki görüş ayrılıkları, kartelin fonksiyonunu yitirdiğine dair sinyaller verdi.
Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirliklerini yanına alarak, OPEC'in üretimde kesinti yapmamasında ısrar etti. Venezuela, İran ve ekonomik gelirleri yüksek ölçüde petrol ihracına bağlı olan Kuzey Afrika ülkeleri, kartelin üretimini kısmasında ısrar ederek petrol fiyatlarını yükseltmeyi ve gelirleri artırmayı amaçladı.
Tarih 4 Aralık 2015'i gösterdiğinde OPEC ülkeleri, olağan genel toplantısı için Viyana'da buluştu. 7 saatten fazla süren toplantıda tekrar dünyayı şok eden bir karar çıktı. OPEC, resmi olarak üretim kotası belirlememişti ve fiili seviyesinde üretime devam etme kararı verdi.
Kartelin resmi kotası olan günlük ortalama 30 milyon varile rağmen, Suudi Arabistan ve Irak'ın artan üretimiyle birlikte OPEC, Ekim 2015'te 31,4 milyon varil ham petrol üretti. Bu miktar, küresel petrol üretimi göz önüne alındığında pazar payının yüzde 33'üne denk geldi.
Pazar payını önemli ölçüde kaybeden ve iç çekişmeler nedeniyle politika dahi belirleyemeyen OPEC'in Genel Sekreteri El-Bedri, 4 Aralık'ta basın mensuplarına örgütün gücünü koruduğunu söylemesi gülüşmelere neden oldu. En etkili zamanlarında piyasadaki tüm politikaları ve fiyatları belirleyen OPEC, azalan piyasa hakimiyeti, ortak politika geliştirememe ve iç çekişme gibi zafiyetleri nedeniyle gelecekte eski gücünden uzak bir topluluk olmaya devam edeceği görüntüsü veriyor.