Ortak bildiride Suriye kınandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 


ANKARA - Türkiye-İspanya Hükümetlerarası Zirvesi'nin ardından yayımlanan ortak bildiride, devam eden insan hakları ihlalleri ve kendi halkını acımasız ve kanlı bir şekilde baskı altına alması nedeniyle Suriye Hükümeti kınanarak, "İspanya, Türkiye'nin sınırında meydana gelen olaylara ilişkin endişelerini paylaştığını ve Suriye makamlarına komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duymaya yönelik davetini yinelediğini ifade etti ve Türkiye'nin müttefik ülkelerin dayanışmasına güvenebileceğini vurguladı" denildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya Başbakanı Mariano Rajoy başkanlığında Madrid'de dördüncüsü gerçekleştirilen Türkiye-İspanya Hükümetlerarası Zirvesi'nin ardından ortak bildiri yayımlandı.

Başbakanlık Basın Merkezi'nin internet sitesinde yer alan bildiride, zirve toplantılarının Türkiye-İspanya ilişkilerinin ulaştığı mükemmel seviyenin ortak göstergesi ve sonucu olarak ikili işbirliğinin gözden geçirilmesine ve ileriye yönelik ortak çabaların belirlenmesine imkan sağladığı vurgulandı.

Türk-İspanyol ilişkilerinin en önemli boyutlarından biri olan ikili ticari ve ekonomik ilişkilerdeki ivmeden duyulan memnuniyetin kayda geçirildiği bildiride, tarafların, ticaret hacminin kısa bir süre içinde 10 milyar avroyu aşma potansiyeline sahip olduğunu teyit ettikleri belirtildi. Bildiride, "Taraflar, Türk ve İspanyol şirketleri arasında Latin Amerika ve Afrika da dahil olmak üzere, üçüncü ülke pazarlarının sunduğu fırsatları değerlendirecek ortak girişimlerin tesisinin teşvik edilmesini kararlaştırdılar" ifadesine yer verildi.

Bildirinin "Avrupa Birliği" başlıklı bölümünde, İspanya'nın, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine olan bağlılığını teyit ettiğine değinildi. Bildiride, şöyle denildi:

"Bu çerçevede taraflar, Türkiye'nin katılım sürecini desteklemek ve tamamlamak üzere 2012 yılında AB Komisyonu ve Türkiye tarafından başlatılan Pozitif Gündem'den geçici bir düzenleme olarak azami fayda elde edilmesi gerektiği hususunda mutabık kaldılar. Taraflar, müzakere sürecinin 2013 yılında yeniden canlandırılması beklentilerini ifade ettiler. Taraflar, dolaşım dahil olmak üzere, AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin her alanında gözle görülür gelişme sağlanmasını sorumlulukları ölçüsünde teşvik edeceklerini kaydettiler."

Öncelikli işbirliği alanları tespit edildi

Türkiye ve İspanya'nın, uluslararası barış ve güvenliğe en önemli tehdit olarak gördükleri terörizmi şiddetle kınadıkları belirtilen bildiride, hem ikili hem de çok taraflı alanlarda terörizmle mücadele alanında koordinasyon ve işbirliği niyetlerini yinelendi.

Bildirinin "Ekonomi ve Ticaret" başlıklı bölümünde, olumlu gelişiminden memnuniyet duyulan ekonomik ilişkilerin, karşılıklı fayda ve büyüme bağlamındaki etkileşimini artırmak için çalışmaların sürdürüleceği taahhüdü yer aldı. İki ülkenin de özel sektörleri arasındaki işbirliğini teşvik edeceği vurgulanan bildiride, üçüncü ülke pazarlarında yapılabilecek işbirliğine ve bu çerçevede karşılıklı çaba gösterilebileceğine de işaret edildi. 

Bildiride, "Türkiye ve İspanya inşaat, yenilenebilir enerji, çevre teknolojileri, gayrimenkul, mali hizmetler, ulaşım ve otomotiv gibi sektörleri ilerideki işbirliği için öncelikli alanlar olarak tespit ettiler" denildi.

"Ulaştırma" başlığı altında, İspanya'nın, sadece hızlı tren projelerinde değil, 2023'te planlandığı üzere Türk konvansiyonel demiryolu ağının geliştirilmesi amaçlı planlarda da işbirliğinin devam ettirilmesi konusundaki isteğinin kaydedildiği bildiride, Adif ve TCDD arasındaki işbirliğinin üçüncü ülkelerin projelerini kazanmak için sürdürülmesi istendi.

Bildiride, turizm, telekomünikasyon ve bilgi toplumu alanları ile yenilenebilir enerji başta olmak üzere enerji alanlarındaki işbirliğinin geliştirilmesine yönelik istek ve taahhüt de yer buldu.

Savunma alanında iki ülke silahlı kuvvetleri arasındaki işbirliğini güçlendirme ve artırma konusunda mutabık kalındığı belirtilen bildiride, "Taraflar, İttifak dayanışmasına ülkelerinin verdikleri özel önemi göz önünde bulundurarak, NATO içinde işbirliği ve eşgüdümü kararlılıkla sürdürmeyi taahhüt ettiler. İki hükümet, özellikle, İzmir'deki Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Torrejon'daki Birleşik Hava Operasyonları Merkezi'nin kurulması başta olmak üzere NATO'nun yeni komuta yapısının ivedi ve etkin şekilde uygulanmasını desteklemeye gayret edeceklerini belirttiler" ifadesi kullanıldı.

BMGK'ya "bölünmüşlüğünü aşma" çağrısı

Bildirinin "Dış İlişkiler" başlıklı bölümünde, Medeniyetler İttifakı'nın önemi ve iki ülkenin de Kıbrıs'ta kalıcı, kapsamlı ve adil bir çözümün gerekliliğine inandıkları vurgulandı.

Türkiye ve İspanya'nın, 1967 sınırları içerisinde bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasını sağlayacak adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini teyit ettikleri vurgulanan bildiride, "Taraflar, bölgedeki son tırmanmanın durumun ne kadar kırılgan olduğunu gösterdiği ve bölgede barışın ancak adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözümle sağlanabileceği konusunda mutabık kaldılar" ifadelesine yer verildi.

Bildirinin, "Suriye" başlığı altında ise şunlar kaydedildi:

"Türkiye ve İspanya, Suriye Hükümeti'nin devam eden insan hakları ihlallerini ve kendi halkını acımasız ve kanlı bir şekilde baskı altına almasını şiddetle kınadıklarını vurguladılar. Taraflar, devam eden şiddetin ve katliamın derhal durdurulması ve Suriye halkının Suriye içinde insani yardıma erişiminin güvence altına alınması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını dile getirdiler. İspanya, Suriyeli mültecileri kabul ederek sergilediği dayanışma nedeniyle Türkiye'ye minnettarlığını ifade etti.

Taraflar, Suriye halkının meşru taleplerine uygun olarak geçiş sürecinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasına yönelik güçlü beklentilerinin altını çizdiler. Bu bağlamda, Suriye halkına sürekli destek verilmesinin önemini vurguladılar. Taraflar, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını teyiden yinelediler.

İspanya, Türkiye'nin sınırında meydana gelen olaylara ilişkin endişelerini paylaştığını ve Suriye makamlarına komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duymaya yönelik davetini yinelediğini ifade etti ve Türkiye'nin müttefik ülkelerin dayanışmasına güvenebileceğini vurguladı. Her iki ülke, Beşar Esed rejimine meşru bir alternatif oluşturan Suriye Devrim ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu'na olan desteklerini yinelediler.

Türkiye ve İspanya, Özel Temsilci İbrahimi'nin söz konusu krizde siyasi bir çözüme ulaşma çabalarına olan desteklerini teyit ettiler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne bölünmüşlüğünü aşma ve Suriye'de devam eden felaket karşısında sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulundular."

Türkiye ve İspanya'nın, Arap dünyasındaki demokratikleşme süreçlerine desteğinin de belirtildiği bildiride, yeni Somali yönetimine de destek verildi. Afrika'daki Sahel Bölgesi'nde yaşanan ciddi istikrarsızlığın yarattığı endişenin de dile getirildiği bildiride, giderek ağırlaşan ve acil çözüm gerektiren insani krizden duyulan kaygı da aktarıldı.