Putin'den Almanya'ya enerji tuzağı

Alman Dış İlişkiler Konseyi Doğu Avrupa, Rusya ve Orta Asya Bölüm Başkanı Meister, "Putin, Kuzey Akım-2 ile Almanya'ya enerji tuzağı kuruyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP)  Doğu Avrupa, Rusya ve Orta Asya Bölüm Başkan Dr. Stefan Meister, Ukrayna ve Polonya’yı baypas edecek Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattı projesine ilişkin, "Bu bir tuzak. Rusya bu tür projelerle bizim üzerimizde etkisini arttırmaya çalışıyor" dedi. Meister, AA’ya yaptığı değerlendirmede, Almanya’da bazı siyasetçilerin Rusya ile enerji ve ekonomide iş birliği yaparak Putin yönetimi üzerinde siyasi etkiyi artırmaya çalıştıklarını söyledi.  Bu stratejinin sonuç vermediğine dikkati çeken Meister, "Enerji ve ekonomi projeleriyle siyasi etkiyi artırma stratejisi, Rusya’da şu anda söz sahibi elitler üzerinde etkili olmuyor. Bugüne kadar hep aksi oldu. Rusya bu tür projeleri, kendi kurallarını, ilkelerini, gayriresmi ilişkilerini, yolsuzluklarını bizlere ihraç etmek için kullandı.  Almanya’da lobi yapmak, Rusya yanlısı kamp üzerinde etkide bulunmak için suistimal etti" diye konuştu. Meister, Başbakan Angela Merkel’in iktidarında koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Sigmar Gabriel ile partisinde bir kesimin, Rusya ile enerji ve ekonomi alanında daha yakın ilişkiler yoluyla Moskova ile bir ölçüde yeniden güvenin inşa edilebileceğini, siyasi etkinin artırılabileceğini düşündüğünü anlattı. "Başbakan Merkel’in bu projeden memnuniyet duyduğunu düşünmüyorum" diyen Meister, hem iktidar partilerinde hem de muhalefetteki Yeşiller Partisi’nde Kuzey Akım-2 projesini şu anda doğru bulmayanlar olduğunu vurguladı. Meister, "Bu bir ticari proje dolaysıyla devam etsin" yaklaşımının Alman siyasetinde çok olağan karşılandığını ancak projenin, Almanya’nın Rusya’ya yönelik politikalarında köklü değişim ifade ettiği yorumlarına katılmadığını aktardı. 

"Rusya ikili oynuyor" 

Rusya’nın enerji projelerinde ikili oynadığını, konjonktüre göre farklı alternatifleri öne çıkardığını, bu yolla elini daha da güçlendirmeye çalıştığını savunan Meister, Moskova’nın Rus doğalgazını Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya taşıyacak Kuzey Akım-2 projesi ile Karadeniz üzerinden geçmesi planlanan Türk Akımı projesi konusunda da benzer taktikleri uyguladığının altını çizdi. Meister, şunları kaydetti:  "Rusya’nın Kuzey Akım-2 projesine hız vermesinin,  Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan son gerilime bir tepki olduğunu düşünüyorum. Aynı şeyi daha önce de yapmıştı. Rusya, AB’yi baskı altına almak için daha önce Güney Akım’ı durdurmuş, Kuzey Akım’ı beklemeye almış, Türk Akımı projesine ağırlık vermişti. Ancak Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan soğukluk üzerine, stratejik olarak Kuzey Akım’a yöneldiler. Belki bu yolla Türkiye üzerinde de baskı oluşturabileceklerini düşünüyorlar.  Ruslar bir yandan AB’ye karşı Türkiye kartını oynuyor diğer yandan Türkiye’ye karşı da Kuzey Akım projesini koz olarak kullanmak istiyorlar." 
 
"AB’de bölünme derinleşebilir" 

 Meister, Ukrayna ve Polonya’yı baypas edecek Kuzey Akım-2 projesinin, başta Polonya olmak üzere Rusya’yı tehdit gören AB ülkelerinin itirazlarına yol açtığına ve gelişmelerin AB içinde bölünmeyi derinleştirebileceğine işaret etti.  Kuzey Akım-2 projesi değerlendirilirken, küresel enerji piyasasında yaşanan son gelişmelerin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Meister, "Projeyi daha kapsamlı bir perspektiften de değerlendirmek lazım. Küresel enerji piyasalarında değişim yaşanıyor. LNG’nin rolü artarken doğalgaz fiyatları düşüyor" tespitinde de bulundu. 
 
"Büyük siyasi sonuçlar doğurabilir" 

 Polonyalı düşünce kuruluşu Doğu Çalışmaları Merkezi’nin (OSW) Enerji Uzmanı Agata Loskot-Strachota da Kuzey Akım-2 projesinin, Avrupa Birliği içerisinde görüş ayrılıklarını gün ışığına çıkardığına dikkati çekti. Strachota, projeyi destekleyen bazı Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinin, bunun ticari bir proje olduğuna vurgu yaptıklarını hatırlatan Strachota, şu görüşleri paylaştı: "Bu ülkeler daha fazla Rus gazının AB’nin çıkarına olduğunu söylüyorlar. Ayrıca bu yolla ilişkilerin normalleştirilmesi arayışı içerisindeler. Ancak çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden oluşan ikinci bir grup ise siyasi amaçlı olmasa da projenin büyük siyasi sonuçları olabileceğini vurguluyorlar. Bu ülkeler doğalgaz tedarikinde enerji güvenliğine vurgu yapıyor ve kaynakların çeşitlendirilmesinin, enerji güvenliği için kilit önem taşıdığını savunuyorlar. Bu nedenle doğalgazda Rusya’ya daha az bağımlı olunması ve ilişkileri normalleştirme konusunda da temkinli olunması gerektiğini düşünüyorlar." 
 
"AB hedefleriyle çelişiyor" 

 Strachota, projenin mevcut haliyle AB’nin oluşturmaya çalıştığı enerji birliğinin hedefleriyle çeliştiğinin altını çizerek, "AB Komisyonu, enerji birliğinin ana hedeflerinden birini, enerji güvenliği olarak belirledi.  Bunu sağlamanın yolu da kaynakları ve geçiş güzergahlarını çeşitlendirmekten geçiyor. Ancak AB’nin enerji komiseri de yaptığı açıklamada, Kuzey Akım projesinin çeşitliliğe katkı sağlamadığını söyledi. Dolayısıyla proje AB’nin kendi belgelerinde belirlediği ilkelerle de çelişiyor" şeklinde konuştu.  

Alternatifleri zora sokabilir  

Doğu Avrupa ülkelerinin, bu projenin Rusya’ya bağımlılığı arttırmakla kalmayıp alternatif projeleri zayıflatmasından endişe duyduklarına işaret eden Strachota, "Kuzey Akım-2 projesinin muhtemel etkileri konusunda şimdiden yorum yapmak zor ancak risklerden söz etmek mümkün. Kuzey Akım-2 projesi, AB’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme imkanlarını azaltabilir. Böyle bir risk bulunuyor. Alternatif gaz alımı imkanlarını sınırlandırabilir ya da enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye dönük projelerin ekonomik cazibesini azaltabilir" uyarısını yaptı. Strachota, Rusya ile siyasi gerilimlerin yaşandığı bir dönemde stratejik projelerde iş birliği yapılmasının soru işaretlerine yol açtığını belirtti. Kuzey Akım-2 gibi stratejik bir projenin, yalnızca enerji şirketleri düzeyinde kararlaştırılmasının yeterli olmadığını aktaran Strachota, projenin tüm artıları ve eksileriyle AB düzeyinde ele alınması gerektiğini de sözlerine ekledi. Kuzey Akım-2 projesi ile Rus doğalgazının Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya ulaştırılması, daha sonra AB’ye dağıtılması öngörülüyor. Almanya’yı AB’nin doğalgaz üssüne dönüştürecek proje kapsamında, Baltık Denizi’nin altında toplam 55 milyar metreküp kapasiteli iki ayrı boru hattı döşenmesi planlanıyor.