"Faiz artırmak için deli olmak lazım"

Piyasalardaki çalkantı Fed'in faiz artırma planını zora sokuyor. Ekonomist Barnes, "Piyasalar böyle bir çalkantı içindeyken faiz artırmak için deli olmak lazım" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Küresel finans piyasalarındaki çalkantı ve küresel ekonominin Çin öncülüğünde yavaşladığına yönelik artan kaygılar Fed'in faiz artırma planlarını tehlikeye sokarken, ABD'de ilk faiz artışının Eylül ayında yapılmasını da giderek daha olanaksız hale getiriyor.

Çin borsalarının dün yüzde 9'a yakın düşmesi Asya ve Avrupa borsalarında keskin geri çekilmeleri tetiklerken, Wall Street'in de dalgalı bir seyir izlemesine yol açtı. Petrol fiyatları ise son yılların en düşük seviyelerine geriledi.

Çin ekonomisinin içinde bulunduğu zor durum hakkında son birkaç haftada yoğunlaşan endişelerin etkisiyle küresel piyasalarda gözlenen hızlı geri çekilme, yatırımcıları piyasalarda tekrar soğuk kanlılık hakim olana kadar Fed'in faizler konusunda adımı atmayacağına ikna etti. 

Montreal merkezli BCA Research Başekonomisti Martin Barnes, "Piyasalar böyle bir çalkantı içindeyken faiz artırmak için deli olmak lazım" dedi.

Fed'in 16-17 Eylül'de yapacağı toplantıda faiz artıracağına yönelik beklentiler zayıfladı. New York'taki swap kontratlarına bakıldığında Eylül ayında faiz artırma ihtimalinin geçen haftaki yüzde 46 düzeyinden dün itibariyle yüzde 24'e gerilediği görülüyor.

İngiliz bankası Barclays, yayımlanan araştırma notuna göre Fed'in Mart'tan önce faiz artırıma gitmeyeceğini öngörüyor. Bankanın önceki beklentisi faizlerin Eylül'de artırılacağı şeklindeydi.

Varlık yönetim şirketi BlackRock'ın sabit getirili menkul kıymetlerden sorumlu yetkilisi Rick Rieder ise Fed'in faizleri gelecek ay artıracağını umut ettiğini, ancak piyasadaki oynaklık nedeniyle bu fırsatın yitirilmek üzere olduğunu ifade etti.

Küresel piyasalardaki dünkü satışların ardından yatırımcıların ABD'de enflasyonun uzun vadede seyri konusundaki beklentilerini de aşağı geldi.

Piyasanın uzun vadeli enflasyon beklentilerini gösteren ABD'nin 10 yıl vadeli sabit kuponlu tahvili ile 10 yıl vadeli enflasyona endeksli tahvili arasındaki getiri farkı yedi ayın en düşük seviyesine geriledi. Buna göre yatırımcıların enflasyon beklentisi yüzde 1.5 civarında, yani Fed'in yüzde 2 olan enflasyon hedefinin altında yer alıyor.

Fed yakın zamana kadar Çin piyasalarındaki oynaklık hakkındaki endişelerini sınırlı ifadelerle dile getirmiş, Fed yetkilileri arasındaki tartışma daha çok istihdam piyasasındaki iyileşme ve ekonomideki hızlanmaya yönelik belirtiler ile faiz artırımlarının hızına odaklanmıştı.

Temkinli olmak gerekiyor

Ancak dışarıdaki oynaklığın ABD piyasalarını da etkilemeye başlamasıyla birlikte Fed'in ilk faiz artırımını öncesinde temkinli olmasını gerektiren unsurların sayısı artıyor.
              
Öncelikle riskli varlıklardan uzak duran ve ABD Hazine tahvillerine yönelerek faizleri aşağı çeken yatırımcıların Eylül ayında yapılacak bir faiz artırımına telaşlı bir tepki vermesi ihtimali artık daha yüksek.

Ayrıca Fed, piyasalardaki bu derece keskin bir hareketin küresel ekonominin seyrine yönelik varsayımlarının yanlış olduğuna dair bir belirti olup olmadığını değerlendirmek zorunda. Küresel ekonominin ABD ekonomisi üzerinde yaratacağı baskı Fed'in öngördüğünden daha güçlü olabilir.
              
Fed yetkilileri daha önce para politikasını sıkılaştırmaya başlamadan önce enflasyonun merkez bankasının hedefine yaklaştığına yönelik kanıtlar görmek istediklerini ifade etmişlerdi. Son gelişmeler hedefe ulaşmanın giderek zorlaştığına işaret ediyor.
              
Çin ekonomisindeki zayıflığın yanı sıra sanayi ürünlerine olan küresel talebin zayıflaması da ABD imalat sektörü için iyiye haber değil.
              
Çin her ne kadar ABD'nin ihraç pazarları arasında görece küçük bir yere sahip olsa da, Fed yetkilileri 28-29 Temmuz toplantısının tutanaklarına göre "Çin'de ekonomik faaliyetlerde belirgin bir yavaşlama ABD'nin ekonomik görünümü üzerinde" risk yaratabileceğine dikkat çekiyorlar.
              
Institute for International Finance ekonomisti Charles Collyns Fed'in Eylül'de faiz cephesinde adım atmayacağını düşündüğünü belirterek, "İhracatın etkisi büyük. Fed son derece serinkanlı davranacak" diyor.
              
Daha önce Avrupa'nın borç krizi dolayısıyla ABD'nin 2007-2009 resesyonundan çıkması gecikmişti. Fakat Fed yetkilileri bu sefer ABD ekonomisinin dışarıdan gelen baskılara karşı koyacak güçte olduğuna daha çok inanıyor.
              
Faizlerin Eylül ayında artırılmasından vazgeçilmiş değil. Sonuçta ABD borsalarında geçen hafta başlayan düşüş tersine dönebilir. Ayrıca Ağustos ayı ABD işsizlik rakamları istihdam piyasasının daha da güçlendiğini gösterebilir.
              
"Henüz daha Ağustos ayındayız ve piyasalar hep hızlı ilerler" diyen JPMorgan Chase ABD Başekonomisti Michael Feroli, çekincelerini de ortaya koyuyor:
              
"Piyasalarda şu ana kadar gördüğümüz hareketlilik kalıcı olursa Eylül ayında faiz artırımı olasılığını desteklemiyor olur."