"Türkiye'nin Mısır tavrı nahoş"

Alman Badische Neuste Nachrichten gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın Kahire'deki yeni yönetime dile getirdiği taleplerin Türkiye'nin demokrasi için gösterdiği çabadan çok, bölgesel politikalarla ilgisinin bulunduğunu savundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BERLİN - Mısır Ordusu'nu sert bir dille eleştiren ve Mısır'daki generallerin darbe yaptığını yüksek sesle dile getiren "tek bir önemli bölgesel gücün" Türkiye olması, Alman basınının dikkatini çekti.

Alman Badische Neuste Nachrichten gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi protestolarına yönelik tutumu nedeniyle Mısır'daki yeni yönetimden barışçıl gösterilere hoşgörü ile yaklaşmasını talep etmesinin "geriye nahoş bir tat bıraktığı" yorumunu yaptı. Mursi'nin devrilmesinin Arap Baharı'ndan etkilenen ülkelere "Türkiye modeli"nin örnek olması düşüncesine de zarar verdiğini de savunan gazete, "Ancak bu, Erdoğan'ın uluslararası toplumun Mısır'daki gelişmelere yönelik tepkisini eleştirmesinin yanlış olduğu anlamına gelmiyor" sözlerini de kullandı. 

Badische Neuste Nachrichten Mısır'la ilgili değerlendirmesinde Türkiye'nin orduya gösterdiği tepkiye dikkat çekerek, "ABD Mısır'daki gelişmeleri askerî darbe olarak nitelendirmekten kaçınıyor. AB uyarıda bulunuyor, ancak hiçbirşey yapmıyor. Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi'nin iktidardan indirilmesinin ardından Mısır Ordusu'nu somut olarak sert bir dille eleştiren ve Mısır'daki generallerin darbe yaptığını yüksek sesle dile getiren tek bir önemli bölgesel güç var: Türkiye" diye yazdı.

Gazete, Deutsche Welle tarafından yansıtılan değerlendirmesinde şu savları da dile getirdi: 
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ülkesindeki Gezi protestolarına muamele konusunda kendisinin otoriter bir politikacı olduğunu göstermişti. Dolayısıyla Erdoğan hükümetinin yetkililerden Mısır'daki barışçıl gösterilere hoşgörü ile yaklaşmasını talep etmesi geriye nahoş bir tat bırakıyor. Erdoğan'ın Kahire'deki yeni yönetime dile getirdiği taleplerin Türkiye'nin demokrasi için gösterdiği çabadan çok, bölgesel politikalarla ilgisi var. Mısır'da Mursi'nin seçilmesi Ankara açısından 'Türkiye modeli'nin sağladığı bir başarı olarak anlaşıldı. İslamcı, muhafazakâr bir hareketin demokrasi ile uyumlu olabileceğinin kanıtı olarak görüldü. Dolayısıyla Mursi'nin devrilmesi Arap Baharı'ndan etkilenen ülkelere 'Türkiye modeli'nin örnek olması düşüncesine de zarar vermiş oldu. Ancak bu, Erdoğan'ın uluslararası toplumun Mısır'daki gelişmelere yönelik tepkisini eleştirmesinin yanlış olduğu anlamına gelmiyor." 

Bu durumda Türkler kesinlikle ayıplanamaz
Alman gazetesi, Erdoğan'a göre, Batı'nın Mursi ya da Erdoğan gibi İslamcı-muhafazakâr politikacılar söz konusu olduğunda demokrasinin temel ilkelerini gözardı edebildiğini belirtikten sonra şu ifadelerini de kullandı: 
"Erdoğan hafta sonunda yaptığı konuşmada, 'Muhammed El Baradey gibi Batı'ya yakın bir politikacı Devlet Başkanı olarak devrilseydi ne olurdu?' dedi ve haziran ayında Gezi protestoları sırasında hükümete karşı barikatlara destek veren, demokrasiyi korumak isteyenlere birden bire ne olduğu sorusunu yöneltti. Gelişmelerin birçok Türk'ün, Batı'nın İslam Dünyası'na karşı iki yüzlü bir tavır sergilediği yönündeki görüşünü daha da güçlendireceği görülebiliyor. Ve bu durumda Türkler kesinlikle ayıplanamaz."