‘Robin Hood’ vergisine karşı çıkan cephe büyüyor

AB maliye bakanları ve liderler, finansal işlemlere vergi getirecek düzenlemeyi haziran ayında masaya yatırılacak. Bir çok ülkenin cephe aldığı tasarı tartışmaları da beraberinde getirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Uğur YILMAZ
 
 
İSTANBUL - Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin maliye bakanları 21 Haziran’da Eurogroup toplantısında mali işlemlere vergi uygulaması teklifini masaya yatıracak. Financial Transaction Tax’ın kısaltması olarak FTT adıyla anılan uygulama ile Ocak 2014’ten sonra AB’ye kayıtlı finans kurumlarından, hisse senedi ve tahvil satışlarında binde bir, türev işlem anlaşmalarında ise on binde bir oranında vergi alınması öngörülüyor.
 
FTT uygulamaya geçtiği takdirde yılda 57 milyar euroluk ek gelir elde edilmesi bekleniyor. Bu sayede Euro Bölgesi krizinde payı bulunduğu öne sürülen finans kurumları da krizden çıkış yolunda üzerine düşeni yapmış olacak. Finans işlemlerinde yapılan bu kesintiyle paranın bankalardan alıp yoksullara verilmesi hedeflendiği için ‘Robin Hood’ vergisi olarak da nitelendirilen FTT’nin bir diğer amacı ise AB çapında finans piyasalarını regüle edebilmek.
 
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, 22 Haziran’da Roma’da yapılacak Euro Bölgesi’nin dört büyük ülkesi Almanya, İspanya, İtalya ve Fransa’nın liderlerinin buluşacağı zirvede AB çapında finansal işlem vergisi uygulanması fikrini savunması bekleniyor. Avrupa’daki en büyük finans merkezi olan ve Euro Bölgesi’nde bulunmayan İngiltere ise bu öneriye sert bir şekilde karşı çıkıyor. 2011 Eylül’ünde Avrupa Komisyonu tarafından teklif edilen FTT için Almanya ve Fransa yoğun bir şekilde lobi yaparken, başını İngiltere ve İsveç’in çektiği bir grup ülke de karşı lobi faaliyetleri ile FTT’nin hayata geçmemesi için mücadele ediyorlar.

Destekçiler yıllık 57 milyar euro gelirin krizden çıkışta etkili olacağını savunurken, karşı çıkanlar finansal piyasaların Avrupa dışındaki, Hong Kong, Singapur, New York gibi merkezlere kaçacağından korkuyorlar.

Destekçi ülkeler B planı olarak vergiyi Euro ülkelerinde uygulamaya koymayı seçenekler arasında sunuyor ancak bu kez de İrlanda ve Danimarka’nın itirazı ile karşı karşıya kalıyorlar.

Krizden en çok etkilenen Avrupa ülkelerinden İrlanda, Euro Bölgesi’ne getirilecek vergi dolayısıyla finans piyasasını hemen yanı başındaki İngiltere’ye kaptırmaktan çekiniyor. Bu yüzden içinde İngiltere’nin olmadığı bir plana kesinlikle karşılar.

Mayıs ayında gerçekleştirilen G-8 zirvesinde ise İngiltere Başbakanı David Cameron, Nicolas Sarkozy’nin galip rakibi ve Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüşmesi öncesinde FTT konusundaki görüşlerini net olarak ifade ederken şunları söylemişti: “Mali işlemlere vergi uygulaması noktasında düşüncelerim oldukça açık; Avrupa içinde finansal yapıyı vururken toplumu da silkeleyecek bir uygulama ile bir yere varamayacağımız açık. Büyümeye katkısı olmayacak ek vergi uygulamasının sağduyulu bir önlem olduğunu düşünmüyorum ve desteklemeyeceğim.”

Sonuç damga vergisi mi olacak?
 
Şu aşamada 21 Haziran’da gerçekleştirilecek zirveden ortak bir karar çıkması beklenmiyor. Almanya ve Fransa’nın uzun zamandır bastırmasına rağmen sonuç alamamaları bu iki ülke için ciddi prestij kaybı anlamına da gelecek. FTT’nin destekleyen ülkelerde arasında uygulamaya konulması da bir diğer opsiyon olarak her zaman masada. Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, sonuç ne olursa olsun FTT uygulamasını kendi ülkesinde başlatacağını duyurmuştu ancak seçimi kaybedince vaadi de boşa çıkmış oldu.

27 ülke resmen anlaşamadıklarını ilan ederse AB yasalarına göre en az 9 ülke bir araya gelerek Schengen uygulamasında olduğu gibi bir koalisyon oluşturup kendi aralarında FTT uygulamasına başlayabilir. Böyle bir durumda sosyal demokratların iktidara geldiği Danimarka ve Slovakya gibi ülkeler de koalisyon içine çekilerek zamanla FTT uygulamasını genişletmek olasılıklar dahilinde bulunuyor. Bir diğer opsiyon ise damga vergisi. İngiltere ve İrlanda’da hisse senedi satışlarında uygulanan, türev ürünler ve bonolar için geçerli olmayan damga vergisi benzeri bir uygulama, orta yolu bulma konusunda Avrupa Birliği Maliye Bakanlarına bir uzlaşı zemini sağlayabilir.
 
Uzmanlar çözümsüzlükte hemfikir
 
İMKB BAŞKANI İBRAHİM TURHAN

Biz Türkiye’de mali işlemlerden vergi alıyoruz. İşlem vergisi konusunda dikkat etmek lazım, çünkü son tahlilde bu vergiyi ödeyenler bankalar ya da finansal kuruluşlar olmuyor, müşteriler oluyor genellikle. Finansmanın bir ihtiyaç olduğu yerde bu anlamdaki her türlü maliyet artışı nihai tüketiciye yansıyabilir. Avrupa’da şöyle bir genel yaklaşım var gördüğüm kadarıyla; “Bu kriz bankacılar tarafından çıkarıldı dolayısıyla biz bankalardan bunun parasını alalım.” Kriz gerçekten bankacılar tarafından mı çıktı? Bankacılar ne yaptı bu parayı? Olayı iyi değerlendirmek lazım. Mali işlem vergisini belli ülkelerde gerçekleştireceklerini düşünüyorum. Genel anlamda değil ama belli ülkelerde bu vergi gelecektir. İngiltere’de çok ihtimal vermiyorum. Kıta Avrupa’sında ise tamamen politik sebeplerle gelecektir.

ING BANK KURUMSAL BAŞ EKONOMİSTİ ROB CARNELL
 
Mali işlem vergisinin asıl amacı, Tobin Vergisi olarak da biline benzeri uygulamanın teorisyeni James Tobin’in tabiri ile “çarka kum dökerek” hareketi engellemektir. Bir çok insan için bu tabir kulağa kötü gelse de, FTT’nin iyi yönlerinden biri kısa dönemli spekülatif hareketlerin önüne geçmesidir. Öte yandan,bugünlerde piyasaya likidite sağlayan yüksek hacimli ticaretin kalbine kazık çakmak gibi bir etki de yaratabilir, piyasalar arası fiyat anomalilerini de yükseltebilir. Benim görüşüm FTT’nin tüm Avrupa yerine Euro Bölgesi ile sınırlı tutulması yönünde. Eğer vergi tüm Avrupa’da işleme konacaksa bile ülkelere çekilme opsiyonu bırakılmalı ki bana kalırsa çok az ülke böyle bir yola başvuracaktır. Bu arada hatırlamakta fayda var: AB’nin fedakarlık etmeden bir yere varması olası değil ve buna rağmen FTT Euro Bölgesi’nin mali sorunlarına çözüm olmayacaktır.
 
TUFTS ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ PROFESÖRÜ AMAR BHİDE

 

Asıl sorun göz ardı edilerek ortaya konulmuş olan mali işlem vergisi zaman kaybından başka bir şey değil. AB’de temel problem doğru işlemeyen vergi düzenlemeleri. Vergi uygulamasında başı çeken Almanya’nın bankaları Euro Bölgesi krizinde başka bir çok etmen yanında etkili oldular. Eğer Alman ve Fransız bankaları Yunanistan hükümetine borç vermeseler, Yunanlar bu kadar dağılmayacaklardı. Öte yandan Alman bankaları İrlanda bankalarına sağlanan borçlardan da sorumlular. Bu borçlar İrlanda halkına aktarılarak emlak piyasasının büyüyüp patlamasına neden oldu. Tüm bunları dikkate almayan Alman hükümeti de krizin büyük sorumlularından biri, dolayısıyla kaygılı ülke rolü oynaması inandırıcı değil. Özetle mali işlemlere vergi getirmek, sistemi kontrol altına almak adına iyi bir adım değil ki zaten bu mümkün de değil. 21 haziran’da sonuç ne olur şu an için kestirmek zor ancak bir çözüm çıkabileceğini düşünmüyorum.
 
Kimler Karşı?
 
İngiltere
İsveç
İrlanda
Hollanda
Lüksemburg
Çek Cumhuriyeti
Bulgaristan
Güney Kıbrıs
Malta
Kararsızlar
Danimarka
Portekiz
Estonya
Letonya
Litvanya
Polonya
Slovakya
Macaristan
Romanya

 

Kimler istiyor?
 
Almanya
Fransa
İtalya
İspanya
Slovenya
Avusturya
Belçika
Finlandiya
Yunanistan
Bu konularda ilginizi çekebilir