Suriye ekonomisi nefes alamıyor
Suriye'de şiddet olayları nedeniyle ekonomi durma noktasına geldi. 18 aydır devam eden ayaklanmanın hem toplumsal hem de ekonomik faturası her geçen gün kabarıyor.
Evrim KÜÇÜK
İSTANBUL - 1950'lerde birçok ülke bağımsızlığı için mücadele ederken, Suriye canlı bir ekonomik ve kültürel hayata sahipti. 1960'lar ve 1970'lerde ülkede önemli altyapı, eğitim ve sağlık yatırımları yapıldı. 1970'lerin sonunda Suriye'nin güçlü bir ekonomisi vardı. 1983'te yani 30 yıldan daha az bir süre önce ülkede kişi başına düşen gelir Türkiye'den fazlaydı. Ancak ülkenin ekonomisi, 18 aydır devam eden şiddet olayları ve uluslar arası yaptırımların etkisiyle nefes alamaz hale geldi.
Cumhurbaşkanı Beşar Esad yönetimine karşı Suriye'de 18 aydır devam eden ayaklanmanın hem toplumsal hem de ekonomik faturası her geçen gün kabarıyor. İnsan hakları örgütlerinin verdiği bilgiye göre bugüne kadar, 20 binden fazlası sivil olmak üzere 30 binden fazla kişi rejim karşıtı çatışmalarda ve ordunun saldırısında hayatında kaybetti. 1.2 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, 250 birden fazla kişi mülteci olarak komşu ülkelere sağındı.
Diğer yandan ülke ekonomisindeki sorunlar giderek derinleşiyor. Başbakan Başbakan Wael Nadir el-Halki, iç savaş nedeniyle zararın 29 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Ekonominin bu yıl beşte bir oranında daralabileceği tahmin ediliyor. Ülkede enflasyon yükselirken, işsizlik de artıyor.
Suriye'de şiddet olayları nedeniyle ekonomi durma noktasına geldi. Economic Intelligence Unit'e (EIU) göre, 2011 yılında yüzde 3.4 daraldığı tahmin edilen Suriye ekonomisinin bu yıl yüzde 10.2 küçülmesi bekleniyor. 2013-2016 yılları arasında ise ekonominin ortalama yüzde 2.4 büyüyeceği tahmini yapılıyor. EIU, artan şiddet olaylarının tüketici harcamalarını, yatırımları ve genel olarak ekonomik üretimi büyük ölçüde olumsuz etkileyeceğini belirtti. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ise daha karamsar bir tahminde bulunarak Suriye'nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) bu yıl yüzde 14 ila yüzde 20 küçülebileceğini bildirdi. Kuruluş; tarımsal üretimin azalması, yatırımların sarsılması ve hem şiddet olayları hem de uluslararası yaptırımların doğurduğu olumsuz sonuçlar nedeniyle ekonominin büyük oranda hız keseceğini kaydetti.
Syria Report'un analistlerine göre kişi başına gelir de gerilemeye devam edecek. 2010 yılında 4 bin 784 dolar olan kişi başına gelirin 2012'de 4 bin 259 dolara inmesi bekleniyor. 2010'da GSYH'nin yüzde 22.6'sı olan bütçe açığının da 2012'de yüzde 50'nin üstüne çıktığı tahmin ediliyor. Son iki yılda kamu harcamaları yüzde 20 artmasına rağmen, hükümetin geliri yüzde 40 azalmış durumda. Uzmanlar, şiddet olaylarından dolayı turizm ve petrolde en azından 5 milyar dolar gelir kaybı yaşandığını, yeniden imar faaliyetlerinin ise 10 milyar dolara mal olabileceğini söylüyor.
Şam'dan ayrılarak Beyrut'a giden Avrupalı bir ekonomistin verdiği bilgiye göre, Suriye ekonomisinde sadece yüzde 30'luk kapasite kullanılıyor. Yaptırımlar nedeniyle ülkenin petrol ihracatının parasal büyüklüğü 2010'daki 12 milyar dolardan bu yıl 4 milyar dolara kadar indi. Bankalar da uluslararası yaptırımlar nedeniyle zor durumda.
Suriye Lirası, son 18 ay içinde, merkez bankannın 3 milyar dolarlık altın ve gümüş satışına karşın yüzde 50'den fazla değer kaybetti. Suriye Lirası mayıstan eylül ayı sonuna kadar yüzde 6.5 değer kaybı yaşadı.Gelecek aylarda ülkenin petrol gelirinin daha da azalacağı göz önüne alındığında, Suriye Lirası'nın değer kaybetmeye devam edeceği öngörülüyor. EIU'e göre Suriye Lirası 2012 sonunda, resmi kura göre, dolar karşısında 70.00 seviyesine gerileyecek. EIU, Merkez Bankası'nın Aralık 2010'da 19.5 milyar dolar büyüklünde olan rezervlerinin gelecek yılın sonunda 3 milyar dolara yani sadece 4.2 aylık ithalatı karşılayabilecek seviyeye ineceğini öngörüyor. Bunun sonucu olarak ülkede ithal ürünlerin fiyatı giderek artarken, enflasyonist baskılar ağırlaşıyor. Resmi verilere göre ülkede enflasyon temmuz ayı sonu itibariyle yüzde 36'nın üzerine çıktı.
Sebze lüks oldu
Mart 2011'den bu yana ülkede bazı sebzelerin fiyatı beş kat artış gösterdi. Bloomberg'in haberine göre işçilerin tarlalara ulaşımı ve ürünün pazara getirilmesi riskli ve daha maliyetli hale gelince fiyatlarda ciddi bir artış yaşandı. Gelir düzeyinin azalması insanların alışveriş alışkanlıklarını tamamen değiştirmeye başladı. Carnegie Ortadoğu Merkezi ekonomistlerinden İbrahim Saif, Suriye ekonomisini 'Hayatta kalmaya çalışma ekonomisi' olarak niteliyor. Harcamalar azalıyor, kredi akışı duruyor. Bloomberg'e konuşan Suriyeliler, pahalı ürünlerden temel market alışverişine kadar hemen her şeyin satışının azaldığını belirtiyorlar. Şam'dan telefonla bilgi veren bir otomobil bayii, dört aydan fazla bir zamandır hiç satış yapmadığını söyledi. El-Vatan gazetesinin haberine göre de, yılın ilk yarısında otomobil satışları 103 bin adet azalarak 30 bin adede indi. Teknoloji firmaları bilgisayar satışlarının da durduğunu aktarırken, makarna, şeker ve konserve gıda satışının üçte iki azaldığı belirtiliyor.
Suriye hükümeti, ekonomiyi ayağa kaldırmanın yolunun 'normal hayata geri dönmekten' ve dost ülke olarak görülen Çin ile Rusya'daki turistleri cezbederek turizmi canlandırmaktan geçtiğini düşünüyor. Turizm Bakanlığı üst düzey yetkilisi Zuhair Ardarmouli geçer ay yaptığı açıklamada, bu sektörün canlandırılması gerektiğini söylemişti. Ancak tüm yolların muhalif güçler ya da rejim yanlıları tarafından bloke edilmesi, demiryollarına saldırılar düzenlenmesi sebebiyle, ülkenin büyük bir kısmında seyahat etmek çok güç. Bu durum tarım sektöründe çalışanların da sorunu. Tarım ülke GSYH'sinin yüzde 16'sını oluşturuyor. Petrolün ekonomi içindeki payı yüzde 8-10 iken, imalat, finans, gayrimenkul sektörlerinin her birinin payı yüzde 5-7 arasında.