”Tam üyelik müzakereleri hukuki hakkımız”

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB sürecinde Türkiye'nin hukuki hakkının tam üyelik müzakereleri olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB sürecinde Türkiye'nin hukuki hakkının tam üyelik müzakereleri olduğunu belirterek, "Bunu başlatmak için alınmış karar oy birliğiyle alınmıştır. Bunu durdurmanın tek yolu da oy birliğidir. Bulsunlar 27'i görelim" dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Bakan Bağış, Avrupa'nın 4. büyük iş gücüne ve en genç nüfusuna sahip Türkiye'nin karamsar olması için hiçbir sebep bulunmadığını bildirdi.

Bağış, bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı, kalabilme ihtimali olan sorunlar düşünüldüğünde Türkiyesiz bir çözümü bulmakta ne kadar zorlanacaklarının görüleceğini vurgulayarak, "Onun için zaman bizim lehimize işliyor. Her geçen gün Avrupa'nın sorunları daha da kronikleşirken Türkiye'nin çözüm olma ihtimali ve sorunlarını çözebilme potansiyeli daha da artıyor. O çerçevede, ben çok umutluyum. Sizlerin de umutlu olmasını özellikle rica ediyorum" diye konuştu.

Avrupa Birliği sürecini anlatırken çoğu zaman AB'yi "Türkiye'nin diyetisyeni" olarak anlattığını ifade eden Bağış, şöyle devam etti:

"Aslında hepimiz sağlıklı kalmak için yediğimize, içtiğimize dikkat etmemiz, spor yapmamız gerektiğini biliriz. Ama kendi başımıza o kuralları uygulamakta zorlanırız. Ne zaman ki ufak tefek sıkıntılar yaşamaya başlarız, gidip doktor ve diyetisyen reçeteleri alıp sağlıklı oluruz. Bugün 27 AB üyesi ülke bu reçeteyi uygulayarak daha sağlıklı, daha demokratik, daha müreffeh, insan haklarının daha da geliştiği ülkeler haline gelmişler. Hiçbir AB üyesi ülke bu müzakere sürecinde zayıflamamış, bölünmemiş, herhangi bir sıkıntı yaşamamış tam aksine hepsinin hem ekonomisi hem demokrasisi hem de insan hakları güçlenmiş. Bu çerçevede biz AB sürecini sonucundan daha önemli buluyoruz. Sürecin kendisi Türkiye'nin gelişimi, kendi sorunlarıyla yüzleşebilmesi, üzerindeki fazla yükü atabilmesi için çok önemli bir süreç."

"Umutsuzluğa gerek yok"

Türkiye'nin, bölgesindeki yangınları söndürmeye çalışan, huzura katkıda bulunan, 30 ülkede askeriyle barışa katkı yapan bir ülke olduğuna işaret eden Egemen Bağış, umutsuzluğa kapılmak için bir sebep bulunmadığını, umutlu olmak için de çok sebep olduğunu söyledi.

Bakan Bağış, "En önemli sebep de, genç, dinamik nüfusumuz ve kendi kendimize yetecek ekonomik göstergelerimiz. Diyet programına uyma çerçevesinde de hükümetimizin kararlılığından hiçbir şüpheniz olmasın" dedi.

Konuşmasında, hükümetin 9 ay içinde attığı adımları anlatan Bakan Bağış, "Bir yargı reformu stratejisine kavuştuk. Şu an onun eylem planı üzerinde çalışılıyor. Başbakanlık Denetleme Kurulu Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi belgesini hazırladı. Kurumlarımız hazırladı. Kurumlarımızın onayı alındı birkaç hafta içinde yayımlanması bekleniyor" şeklinde konuştu.

"Tek bir üyelik vardır o da tam üyeliktir"

Avrupa'da birilerinin, "İmtiyazlı ortaklık", "Ayrıcalıklı ortaklık"  diyebileceğini söyleyen Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şunu biliniz ki, Türkiye'nin müzakerelere başlaması 2004 yılında 15 üye ülkenin oy birliğiyle alınmış bir karardır. 2005 yılının 3 Ekimde 3 faslın açılması 27 ülkenin oy birliğiyle alınmış bir karardır. AB'nin 100 bin sayfalık müktesebatı içinde aday ülkeler, müzakere eden ülkeler ve üye ülkeler vardır. Üyeliğin farklı bir alternatifi, çeşidi yoktur. Tek bir üyelik vardır, o da tam üyeliktir. Farklı bir önerinin gerçekçi olabilmesi için 27 AB üyesi ülkenin oy birliğiyle farklı bir opsiyonu ortaya koyması gerekir. Onun için falan ülkedeki lider şöyle demiş, filan ülkedeki lider böyle demiş... Bunlara kafa yorarsak sadece onların ekmeğine yağ sürmüş oluruz.

Türkiye'nin hukuki hakkı olan tam üyelik müzakereleridir. Bunu başlatmak için alınmış karar oy birliğiyle alınmıştır. Bunu durdurmanın tek yolu da oy birliğidir. Bulsunlar 27'i görelim. eğer Türkiye 50 yıllık süreçte AB üyesi olmadan Avrupa'nın en kilit ülkelerinden biri, 6. büyük ekonomisi olabilmişse Türkiye'ye farklı bir opsiyon önerebilmek için gerekli oy birliği kararını alacak bir girişimi buyursunlar alsınlar. Türkiye'yi kaybetme lüksüne sahip değillerse o zaman onların iç siyasete yönelik mesajlarını bizim de ciddiye almamızın hiçbir anlamı yok."

Fransa'dan destek sözü

Bakan Bağış, geçen hafta Fransa'da temaslarda bulunduğunu anımsatarak, Fransa'nın hassasiyet gösterdiği 5 fasıl olduğunu, diğer 30 faslın 30'unda da destek sözü aldıklarını, Türkiye ile çok derin bağları olan Almanya'da da bir endişe taşımadığını söyledi.

Bağış, "6 Kasım'da Almanya'yı ziyaret edeceğim. Dün sayın Başbakanımız, Merkel ile görüştü. Zannediyorum kendisinin önümüzdeki yıl ülkemizi ziyareti söz konusu olacak. Onun için tedirginliğe gerek yok" dedi.

Türkiye'nin 2004 yılında reform adımları sayesinde müzakere tarihi aldıklarını anlatan Bağış, "Türkiye'de bir konsensüs yakalamamız gerekiyor. AB projesinin hepimizin ortak projesi olması gerektiğini anlayıp bu konuda el ele vermemiz gerekiyor" diye konuştu.

"Bugün TBMM'de bir kanun maddesinin geçmesi 2 saat sürüyorsa bin 500 maddelik Ticaret Kanunu'nun ne kadar sürede geçeceğini takdirlerinize bırakıyorum" diyen Bağış, şunları kaydetti:

"Buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Bu proje, hepimizin projesi. AB standartlarında bir ticaret hukukuna kavuşabilmemiz için bu kanunları tartışmadan geçirmemiz lazım. Bu konuda da muhalefetten destek bekliyoruz. Yapmamız gerekenleri hep beraber yapacağız. Adımları hep beraber atacağız."

AB'nin siyasi bir süreç olduğunu belirten Bağış, "O siyasi platform oluştuğunda Türkiye'nin üye olacağı da bir gerçektir. Bizim o güne, o maratona hazır olmamız lazım. Atmamız gereken reform adımlarını atmamız lazım. Onu hallettiğimizde Türkiye gibi büyük potansiyeli reddedecek güç yok" şeklinde konuştu.

"AB süreci Türkiye'nin lig atlama süreci"

İSO üyelerinin sorularını da yanıtlayan Bağış, bir üyenin, kendi alanlarıyla ilgili müzakere süreçlerinde fikirlerinin alınması yönündeki isteğini değerlendirerek, "Sizlerin görüşleri bizler için çok çok önemli. İnşallah bütün kesimlerin gönül rahatlığıyla destekleyeceği AB standartlarında bir sendika yasasına kavuşmamız söz konusu olacak. Buna benzer diğer konularda da biz sizin görüşlerinizi dinlemeye hazırız" diye konuştu.

Egemen Bağış, göreve geldiğinde AB Genel Sekreterliği bünyesinde 7 birim olduğunu hatırlatarak, teşkilat yasasını değiştirdiklerini, 70 uzman kadrosu olan kurumun uzman kadrosunu 340'a çıkardıklarını ve birim sayısını 16'ya yükselttiklerini anlattı.

Kurdukları yeni kurumlardan birinin Avrupa Birliği Hukuk Başkanlığı olduğunu belirten Bağış, Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamuya ait AB hukuk birimi oluştuğunu belirtti.

Bakan Bağış, mevzuat gereği Avrupa Birliği Hukuk Başkanlığı yönetmeliğinin daha geçen hafta çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Şimdi imtihan açacağız, o birime eleman alacağız ve bu birim Türkiye'nin hukuki hakkını inceleyecek. Diğer kurduğumuz birim Sivil Toplum ve İletişim Başkanlığı. Sizlerden gelen hassasiyetleri ilgili birimlere iletecek ve o köprüyü kuracak. AB süreci Türkiye'nin lig atlaması süreci. Yani 30 yıldır kullandığınız eski bir aracınız varsa, son model yeni ve hızlı, dinamik araca geçmek istiyorsanız, 'Ben bu eski aracımın direksiyonunu çok seviyorum. Yeni arabama bu direksiyonu takabilir misiniz' diyemiyorsunuz. Eğer biz o sürece çıkacaksak, her şeyiyle daha güvenli araca binmek istiyorsak, eski, çok sevdiğimiz direksiyondan da vazgeçebilmemiz lazım."