”Türkiye 50 yıl öncesinden farklı bir ülke olacak"

Bağış, "Erdoğan'ın İsrail'e karşı bir şeyi yok." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BERLİN- Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB üyelik müzakereleri tamamlandığında Türkiye'nin 50 yıl öncesinde olduğundan çok daha farklı bir ülke olacağını söyledi.

Bağış, Alman "Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesine verdiği demeçte, Türkiye'nin AB üyeliğinin 50 yıl sonra mı gerçekleşeceği şeklindeki bir soruya karşılık şunları kaydetti:

"Belki 5, belki 3 yıl sonra... Müzakereler sonucunda farklı bir Türkiye'nin karşısında farklı bir AB olacak. Bugünkü AB de 10 yıl öncesinin AB'si değil. Bu nedenle aceleci kararlar vermememiz ve Türkiye'de de AB'deki standartların geçerli olmasına konsantre olmamız lazım. Sonuçta halkımıza Türkiye'nin AB üyesi olup olmaması gerektiğini soracağız. O zaman Avrupa'daki halklara da aynı soru sorulabilir."

Avrupa'da aralarında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de bulunduğu çok sayıda politikacının, Türkiye ile müzakerelerin ucu açık sürdürülmesini istediğini belirten Bağış, "Bunu kabullenmek bizim için kolay olmadı. Ancak günümüzde Katolik evliliklerin bile ucu açık. Bu nedenle bizim sürece konsantre olmamız lazım" dedi.

Türkiye'nin AB üyeliğini isteyen Türklerin oranının şu an yaklaşık yüzde 60 olduğunu, ancak sadece yüzde 40'ının AB'nin Türkiye'yi kabul edeceğine inandığını ifade eden Bağış, üyeliğin Türkiye'deki ekonomi, demokrasi ve insan haklarını güçlendireceğine inananların oranının ise yüzde 72 olduğunu kaydetti.

Bağış, Türkiye'nin artık, darbelerden sonra başbakanların idam edildiği, Kafka ya da Dostoyevski'nin eserlerinin "komünist yanlısı" olduğu gerekçesiyle yakıldığı ve belediye başkanlarının şiir okuduğu için tutuklandığı bir ülke olmadığını belirterek, kendisi hakkında da 2 yıl önce, "milletvekillerinin milleti temsil etmesi gerektiği" yolunda konuştuğu için soruşturma açılmış olduğunu hatırlattı.

Türkiye'nin, bugüne dek hiç olmadığı kadar demokratik ve ekonomik açıdan başarılı olduğunu, bu değişimin önemli dış etkenlerinden birinin de AB olduğunu ifade eden Bağış, Türkiye'deki okulların üçte birinin geçen 7,5 yıl içinde açıldığını, her ilde bir üniversite bulunduğunu, gelecek 10 yıl içinde Türk gençlerinin Avrupa'nın birçok ülkesindeki gençlerden çok daha fazla eğitimli olacağından şüphe duymadığını söyledi.

Hamas

"Türkiye terör örgütü PKK'yı kınarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas gibi bir örgütten terörizmden vazgeçmesini ve İsrail'in mevcudiyet hakkını tanımasını istemediği" şeklinde yorum yapılması üzerine de Bağış, "Ama biz tam da bunları yaptık. Hamas seçim zaferinden sonra bize geldiğinde şunları söyledik: Filistinlilerin çoğu sizi seçti, şimdi sorumluluk sizin. İsrail'in mevcudiyet hakkını tanımalı ve sizi seçmeyen Filistinlilerin isteklerine de saygı duymalısınız. Siyasi bir parti olmalısınız. Türkiye bu nedenle Hamas ile irtibata geçmek istemişti" diye konuştu.

Bağış, Türkiye'nin, Hamas'ı terör eylemlerinden vazgeçirme konusunda ne kadar başarılı olduğu sorusuna karşılık da, "Biz Hamas'ı uluslararası bir unsur haline getirmeye çalışırken, devletler topluluğu Netanyahu mentalitesi ile Hamas'ı dışlamaya çalışıyor" dedi.

"Arafat terörist ilan edilmişti"

"Hamas'ın ilk adımı atması gerekmez mi" sorunu yanıtlayan Bağış, "Arafat bir zamanlar terörist ilan edilmişti, daha sonra Nobel Barış Ödülünü aldı, Beyaz Sarayda önüne kırmızı halı serildi. Olaylar hep değişir. İlk adımı kimin atacağını düşünmek yerine iyi niyet adımları konusunda düşünmeliyiz. Bizim için İsraillilerin güvenliği, Filistinlilerin güvenliği kadar önemli" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın "Arap yolunun kahramanı olma yolunda büyük bir bedel ödediği" şeklinde yorum yapılmasına karşılık da Bağış şunları söyledi:

"Netanyahu daha büyük bir bedel ödedi. Arabulucu olarak Türkiye ve Erdoğan'ı kaybetti. Erdoğan her yolda saygı görüyor, sadece Orta Doğu'da değil. Avrupa'da çoğu kişi, kendi görüşlerini de dile getirdiği için kendisini takdir ediyor. Hiç kimse, İsrail'in insan kaçırmasından, uluslararası karasularda gemilere baskın yapmasından ve yasa dışı ambargolar uygulamasından memnun değil. Dünya, 'Artık yeter' dediği bir noktaya ulaştı. Erdoğan'ın İsrail'e karşı bir şeyi yok. Ancak Netanyahu-Lieberman ikilisinin korsanlığını ve terörünü kabul etmiyor."

Bağış, terör örgütüne karşı mücadele konusunda "Türkiye savaşta mı" sorusuna karşılık şöyle dedi:

"Bu savaş olarak sınıflandırılamaz. Ancak biz terörizme karşı mücadele eden bir ülkeyiz ve Avrupalı müttefiklerimizden daha fazla işbirliği bekliyoruz. PKK, AB ülkelerinde para topluyor, adam yetiştiriyor ve AB ülkelerindeki TV kanalları üzerinden şiddet içerikli mesajlar yayınlıyor. Biz müttefik bir ülkeyiz. Daha iyi bir işbirliğini hak ediyoruz. Bu suçluların tutuklanıp yargılanmak üzere Türkiye'ye iade edilmesini istiyoruz. Herkes güvende olmadığı sürece hiç kimse güvende değildir."

Terör örgütünün Türkiye'nin demokratikleşmesini ve Avrupalılaşmasını önlemeye çalıştığını, bunları bir tehdit olarak gördüğünü belirten Bağış, bunun da hükümetin doğru yolda olduğunu gösterdiğini, teröre karşı sadece askeri yöntemlerle mücadele edilemeyeceğini, Kürt kökenli insanlara eğitim ve sağlık alanında daha fazla yardımcı olmaya başladıklarında PKK'nın bunu engellemeye çalıştığını, çünkü insanları sömürebilmek için eğitimsiz kalmalarını istediğini kaydetti.

Bağış, terör örgütüyle ilgili olarak, "Toplumda duvarlar örmeye çalışıyor. Ancak biz bu tuzağa düşmeyeceğiz" dedi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir