”Türkiye'nin çabalarını takdir ediyoruz”

Crowley, "İran'a yaptırım karar tasarısının Türk yetkililerce sürpriz olarak karşılanmaması gerekiyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON- ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın yeni yaptırımları içeren BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı üzerinde anlaşmaya vardıklarını açıklamasının, Türk yetkililerce sürpriz olarak karşılanmaması gerektiğini söyledi.

Crowley, günlük basın toplantısında bir soru üzerine, Clinton'ın önceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile telefon görüşmesinde, karar tasarısının metnini paylaşacaklarını söylediğini bildirdi.

Sözcü Crowley, "(Clinton'ın açıklamasının) Türk yetkililerce sürpriz olarak karşılanması gerektiğinden emin değilim. Clinton, önceki gün öğleden sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile telefon görüşmesinde, karar tasarısının metnini paylaşacağımızı belirtti" dedi.

Tüm ülkelerin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ve Almanya ile yoğun çalışma yürüttüğünü ve tasarı üzerinde bir anlaşmaya giderek daha fazla yaklaşıldığını bildiğini ifade eden Crowley, dolayısıyla bu açıklamanın BM Güvenlik Konseyi'ndeki hiçbir ülke için sürpriz olmaması gerektiğini kaydetti.

Türkiye ve Brezilya ile gerek New York gerekse Washington'daki diyaloglarında da "İran'a baskı yolu" üzerinde neler yapmakta olduklarını net biçimde ortaya koyduklarını vurgulayan Crowley, "Dolayısıyla burada olan hiçbir şey, hiç kimseye sürpriz değil" ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin çabalarını takdir ediyoruz"

Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Davutoğlu ile hem önceki gün, hem de Tahran ziyaretinden önce görüştüğünü ifade eden Crowley, "Türkiye ile birçok aydır önemli ölçüde diyalog halindeyiz ve Türkiye'nin bu konudaki aracı olma çabalarını gerçekten takdir ediyoruz" diye konuştu.

Crowley, Bakan Clinton'ın önceki gün Davutoğlu'nun yanı sıra Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ile de görüştüğünü ve her iki bakandan, hafta sonunda Tahran'da neler olduğunu tarif eden açıklamalarını dikkatle dinlediğini aktardı.

Clinton'ın, sözkonusu telefon görüşmelerinde dün Kongre'de sarf ettiği sözleri aynen tekrarladığını, Türkiye ve Brezilya'nın önemli çabasına rağmen, ortak bildiri konusunda hala yanıtlanmamış sorular olduğunu söylediğini belirten Crowley, şöyle devam etti:

"İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile ciddi temas kurup kurmayacağı ve BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda uranyum zenginleştirmeyi durdurup durdurmayacağına dair hala çok spesifik kaygılar var. Türkiye ve Brezilya'nın hafta sonunda yapmaya çalıştıklarını anlıyor ve destek veriyoruz. Clinton'ın da dediği gibi, ortak bildiriye rağmen İran'ın uluslararası yükümlülüklerini yerine getireceğinden şüpheliyiz."

"Konsensüse varıldı"

Sözlü Crowley, bir başka soru üzerine, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile birkaç haftadır sürdürdükleri yoğun görüşmeler, sadece New York'ta değil, gerek Dışişleri Bakanı Clinton gerekse Başkan Barack Obama'nın kilit ülkelerden muhataplarıyla yaptıkları görüşmeler yoluyla karar tasarısı üzerinde son 24 saat içinde bir konsensüse vardıklarını bildirdi.

Karar tasarısının BM Güvenlik Konseyi'nde ne zaman oya sunulacağına ilişkin bir soru üzerine Crowley, belli bir zaman çizelgesinin olmadığını ifade ederek, "Başkan Obama bunun ilkbahar sonuna kadar tamamlanmasını istediğini belirtti ve takip ettiğimiz zaman çizelgesi de bu" dedi.

Tasarının Konsey üyelerine sunulmasıyla diğer üyelerin de fikirlerinin olacağı gerçeğini bildiklerini belirten Crowley, Konsey içinde daha fazla diyalog yoluyla sürecin sonunda tasarının Konsey'in desteğini sağlayacağını düşündüklerini söyledi.

"İran'a güçlü mesaj veren bir tasarı"

Crowley, bir başka soru üzerine, tasarıya destek verip vermemenin Türkiye ve Brezilya'nın bileceği bir iş olduğunu kaydederken, "Biz tüm ülkelerle diyaloğumuzu sürdüreceğiz. İran'ın önümüzdeki günlerde UAEK'ya yanıtının ne olacağını da yakından izlemeye devam edeceğiz. Kapsamlı, geniş temelli, sıkı ve İran'a çok güçlü bir mesaj veren bir karar taslağı ürettiğimizi düşünüyoruz" dedi.

Diğer bir soru üzerine, Türkiye ve Brezilya'ın önemli bir diplomatik çaba yürüttüğüne işaret eden Crowley, ortak deklarasyona atıfta bulunarak, şöyle devam etti:

"Ancak İran'ın hayata geçirip geçirmeyeceğini hiç kimsenin bilmediği bir kağıt parçasına sahipsiniz ve üzerinde İran'ın UAEK'ya bir hafta içinde yanıt vereceği yazıyor. Tamam, bu yanıtın doğasının ne olacağını görelim. İran'ın P5 1 ile de temas kurmaya istekli olduğunu belirtiyor. Eğer İran bunu yapmak istiyorsa, (AB Dışişleri Bakanı) Catherine Ashton'ın numarasını biliyor, arayıp 'konuşalım' diyebilir. 1 Ekimden beri söylüyoruz, listenin başında nükleer programın olması koşuluyla İran ile herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda temas kurmaya hazırız. Eğer İran, P5 1 ile nükleer programı hakkında konuşmak istiyorsa, bu görüşme ayarlanabilir. Eğer İran, uranyum zenginleştirmesi faaliyetini durdurmak istiyorsa, bu, yeni müzakerelerin kapısını açabilecek çok önemli bir adım olabilir. Ancak sorumluluk İran'da."

Bu meselenin Türkiye ve Brezilya ile değil, İran ile ilgili olduğunu vurgulayan Crowley, "Bence herkes şunu kabul ediyor ki odak noktası, İran'ın ve bu ülkenin ortak bildirinin ışığında ne gibi adımlar atacağı üzerinde olmalı" ifadesini kullandı.

Karar metni konsey üyelerine sunuldu

BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırımlar konusunu görüştüğü toplantıda, ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice, İran'ın nükleer programına yönelik yeni yaptırımlar içeren karar tasarısı metnini Konsey üyelerine sundu.

Basına kapalı yapılan toplantıda Rice, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya (5 1 ülkeleri) tarafından üzerinde anlaşmaya varılan metni, Konsey'in daimi olmayan diğer 10 üyesine dağıttı.

Rice, konuşmasında karar tasarısının kabul edilmesi halinde İran'ın nükleer programını hedef alan önceki yaptırımların daha güçlü hale geleceğini savundu. Bu karar tasarısının 5 1 ülkeleri arasında varılan uzlaşmayı yansıttığını belirten Rice, İran'ın daha önce kabul edilen Konsey kararlarından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ilave önlemler alınmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İran üzerinde baskının artması gerektiğini savunan Rice, karar tasarısı üzerinde uzman düzeyinde toplantılar düzenleneceğini, Konsey'in diğer üyelerinin görüş ve önerilerini dinleyeceklerini bildirdi.

BM kulislerinde, toplantıda başta Rusya ve Çin olmak üzere Konseyin diğer daimi üyelerinin, karar tasarısı üzerinde mutabık kaldıklarını belirttikleri, ancak bunun diplomatik sürecin kapısının kapatılması anlamına gelmediğini ve sorunun barışçıl yollardan çözümü yönündeki her türlü çabayı desteklediklerini ifade ettikleri konuşuluyor.

Toplantıda Türkiye ve Brezilya'nın temsilcilerinin ise sorunun diplomatik yollardan çözümü yönündeki çabalarının devam ettiğini bildirdikleri ve Tahran'da imzalanan ortak bildiri hakkında Konsey'e bilgi sundukları öğrenildi. İki ülkenin daimi temsilcilerinin de toplantıda İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun çözümünde ve içinde bulunan aşamada önceliğin, bu bildiri ile yeni bir ivme kazanan, diplomatik çabalara verilmesini istedikleri ve Konsey'den de bu yöndeki çalışmalara destek olmasını beklediklerini ifade ettikleri kaydedildi.

Konsey'in diğer üyelerinin ise toplantıda karar tasarısı metnini başkentlerine yollayıp oradan bundan sonraki adımın ne olacağı yönünde talimat isteyeceklerini söyledikleri öğrenildi. Bununla birlikte BM kulislerinde, bu ülkelerin toplantıda, Türkiye ile Brezilya'nın ortak çabaları sonucunda imzalanan Tahran Deklarasyonunu da memnuniyetle karşıladıklarını, diplomatik sürece desteklerinin devam ettiğini dile getirdikleri de konuşuluyor.

İran'a yurt dışında kısmi yatırım yasağı

BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya'nın üzerinde mutabakata vardığı, BM Güvenlik Konseyi karar taslağı metni, İran'a yurt dışında kısmi yatırım yasağı, İran'a giden kargoların aranması gibi önlemleri de içeriyor.

İran'a yeni ve ağırlaştırılmış yaptırımları öngören 10 sayfalık taslak, bankacılık alanındaki önlemleri de kapsıyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen Amerikalı üst düzey yetkilinin verdiği bilgiye göre metin, "İran'ın, bazı hassas faaliyetlerde yurt dışında yatırım yapmasının yasaklanmasını" öngörüyor. Bu alanlar arasında, uranyum madenleri de sayılıyor. 

Önemli bir önlem de İran'a gidecek kargoların denetimi konusunda uluslararası bir kontrol rejiminin kurulmasını öngörülmesi. Reuters'ın ele geçirdiği taslak metnine göre önlem, "İran'ın nükleer programıyla ilgili olabilecek kargoları taşımasından şüphelenilen araçların denetlenmesi rejiminin kurulmasını" öngörüyor. Bu kapsamda, İran'a mal götüren gemiler, açık denizde durdurularak kontrol edilebilecek. Uçak ve diğer araçlarla taşınan kargoların da kontrolü öngörülüyor.

Öte yandan, taslak ayrıca İran'a, yeni tipte 8 tipte ağır silahın, özellikle tankların satışına da yasak getiriyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir