Yaptırımların vurduğu ekonominin gölgesinde seçim

Ortadoğu’nun büyük oyuncusu İran, yaptırımların vurduğu ekonominin gölgesinde yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere dün sandığa gitti. Yarışın üç muhafazakar isim ile Hasan Ruhani arasında geçmesi bekleniyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

İran yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gitti. Komşumuz yeni liderini, ekonomik sıkıntıların gölgesinde seçmeye çalışıyor. İran ekonomisi son yılların en kötü günlerini geçiriyor; işsizlik hızla artıyor, enflasyon oranı yükseliyor, büyüme eksiye döndü. Cumhurbaşkanı Mumammed Ahmedinejad 2005 yılında ‘yoksulların koruyucusu' olarak iktidara gelmişti. Ancak Ahmedinejad döneminde ekonomik popülizm ve dış politikada izlenen sert tutum, ülkenin nükleer programıyla ilgili uluslararası yaptırımların sıkılaştırılmasına yol açarak yoksulluğu artırdı. Bugün sandık başına giden ülkede tüm adaylar ekonomiyi tamir etmeyi ve yaptırımların ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmayı vaat ediyor. 

75 milyonluk İran, yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere dün sandığa gitti. Üç muhafazakar isim ile ılımlı Hasan Ruhani arasında geçmesi beklenen seçimde favori yok. Ülke meselelerinde son sözü dinî lider Hamaney'in söylediği İran'da seçimlerin nükleer program ve Suriye'de Beşar Esad'a destek politikalarında değişikliğe yol açması beklenmiyor. Seçimler öncesinde ülkede en büyük tartışmalar ekonomi çevresinde yoğunlaştı. 

İran ekonomisi, ABD ve AB'nin geçtiğimiz yıl enerji ve bankacılık sektörüne uygulamaya başladığı yaptırımlarla yokuş aşağı gitmeye başladı. İşsizlik oranı yüzde 12'ye çıkarken, gençler arasındaki işsizlik bunun iki katına yükseldi. Ülkede enflasyon oranı, resmi rakamlara göre yüzde 32.2 ile 18 yılın en yüksek seviyesine sıçradı, ancak gerçekte fiyat artışlarının çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. İran'daki danışmanlık firmalarından Atieh Group'a göre enflasyon oranı yüzde 40'a ulaştı. Ulusal para birimi riyal ise eridi ve değerinin yüzde 50'sini kaybetti. Riyalin değerindeki düşüş ithalatın sert bir şekilde gerilemesine neden oldu. Ahmedinejad'ın göreve geldiği 2005'te yüzde 22 olan yoksulluk sınırının altında yaşayan İranlıların oranı, gayri resmi verilerine göre yüzde 40'ı aştı. Hükümet bu rakamların gerçeği yansıtmadığını savunuyor ve zengin ile fakir arasındaki uçurumun kapanmaya başladığını iddia ediyor. Uzmanlara göre ekonomik kaygılar orta sınıf ve düşük gelirli kesim için büyük sorun haline geldi. 

Karne ile gıda geri mi geliyor? 

1980-1988 arasında Irak ile yaşanan savaş sırasında İran'ın petrol ihracatı gerilemiş, imalat dibe vurmuş, et, pirinç, şeker gibi ithal ürünler karneye bağlanmış, hükümet alışveriş için kupon dağıtmaya başlamıştı. İran hükümeti şu an yine kuponları geri getirmeyi gündemine aldı. Tek fark kağıt kuponlar yerine akıllı elektronik kartların dağıtılacak olması. 

Diğer yandan imalat sektörü de savaş yıllarına geri dönmüş gibi. bir ülkede ithalatın azalması yerel üreticiler için genellikle iyi haber sayılır ancak bu İran için geçerli değil. Ahmedinejad'ın gıda ve akaryakıt sübvansiyonlarını milyonlarca dolar azaltmasıyla ülkede üretim maliyetlerinin roket hızıyla fırladı. Halka, artan maliyetlerini telafi edebilmeleri için elden nakit yardımı yapılırken, fabrikaların ve imalatçıların elektrik faturaları iki hatta üç kat artış gösterdi. Bazıları kapılarına zincir vurmak zorunda kaldı, bazıları ise üretimlerini yarı yarıya azalttı. 

[PAGE]

Resesyon 2013'te derinleşmeye başladı 

Düşen petrol ihracatı ve imalatın aldığı darbe İran ekonomisini resesyona sürükledi. ABD ve diğer ülkeler tarafından getirilen yaptırımlar 2012'de ülkenin petrol gelirini 50- 60 milyar dolara düşürdü. Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre ülkenin petrol ihracatı 2011 yılındaki günlük 2.2 milyon varilin yarısına indi ve petrol ihracatındaki parasal kayıp 40 milyar dolar olarak gerçekleşti. İranlı bankalar küresel finans sisteminden dışlandı ve İran'a ya da İran'dan yapılan para transferlerinde büyük sorunlar yaşandı. İran Riyali'ndeki sert düşüş ve transferlerdeki güçlük nedeniyle İran, kilit önemdeki petrol müşterilerinden ödemelerde para yerine altın gibi emtia ürünleri kabul etmeye başladı. Bu arada hükümet dolara erişimi sınırladı. Bu da otomotiv sektörünü vurdu. Ekonomik üretimin yüzde 10'unu gerçekleştiren sektör dolara erişiminin kısıtlanması nedeniyle ekipman yatırımları yapamaz hale geldi. 

Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre İran'ın gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 2011'de yüzde 1.9 daraldı ve bu yıl ülke ekonomisi yüzde 1.3 daha küçülme gösterecek. Böylelikle İran Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde art arda ikinci yıl negatif büyüme kaydeden ilk ülke olacak. IMF'nin Dünya Ekonomik Görünümü Raporu'na göre, İran ancak 2014'te büyümeye geçecek ve GSYH yüzde 1.1 büyüyecek. 
IMF'nin raporunda İran ile ilgili bölümde, "para birimindeki değer kaybı ve dış piyasalardaki koşulların da iyi gitmediği göz önüne alındığında makroekonomik çevre zorlu kalmaya devam edecek. Bu da enflasyonun yüksek seyretmeye devam etmesine neden olacak" denildi. İran, 2007 yılında yüzde 8 ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmuştu.

İranlı ekonomist Nader Habibi, BBC'ye yaptığı açıklamada, yaptırımların giderek yoğunlaştığını ve İran'ın ticari ve endüstriyel aktiviteleri üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu söyledi. Habibi, yaptırımların yanında hükümetin uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının da iş dünyasını olumsuz etkilediğini ve bireysel yatırımcının çok durumda kaldığını belirtti. Bazı seçmenler lider değişiminin uygulanan politikalara da yansıyacağı görüşünde ancak seçimin adayları enflasyonu düşürmek ve yeni iş imkanları yaratmak dışında şimdiye kadar çok fazla taahhütte bulunamadı.

[PAGE]

Vergiler yıllık geliri aştı dükkanlara kilit vuruldu 

Bu durum sokaklara da yansımış durumda. İran'da seçimler nedeniyle ülkenin en büyük alışveriş yerlerinden biri olan Tahran'daki Grand Baazar'daki dükkanların vitrinlerinde seçim afişlerin yer alması gerekirken, bunun yerine birçok dükkanın camında kapalı ya da satılık yazan A4 kağıtları asılı. Ülkedeki esnafı zor durumda bırakan nedenlerden biriyse Ahmedinejad'ın İran'ın düşen petrol gelirindeki açığı kapatmak için esnaftan alınan vergiyi artırması. Yönetim geçtiğimiz yıl vergileri yüzde 30 artırdıktan sonra, bu yıl vergileri yüzde 38 daha artırma planları açıkladı. Esnaf ise, bu şartlar altında işe devam edip ve vergi dairesinden birinin gelmesini beklemektense dükkanlarını kapatmanın daha mantıklı olduğunu söylüyor. Esnaf, kazandığından daha fazla vergi vermekten şikayet ediyor. Sorun Tahran'daki alışveriş yerleriyle sınırlı değil. İsfahan'daki Demir Tüccarları Birliği, projelerin askıya alınması nedeniyle metal ticaretinin durduğundan yakınıyor. Demir-döküm işleriyle uğraşan kesim altın, mücevher, ip ticaretiyle uğraşanlarla birlikte siyasi gücü olan kesimler arasında gösteriliyor. Daha önceki yıllarda bu kesim KDV uygulamalarına karşı birçok kez grevlere gitme kararı almıştı. Şimdi de vergiler konusunda isyan ediyorlar. Her bir dükkan için 2.5-3 milyar riyal (serbest piyasaya göre 101 bin-121 bin dolar) yıllık vergi ödediklerini yani kazandıklarından daha fazlasını vergi olarak devlete geri vermek zorunda olduklarını belirtiyorlar. Bu nedenle tepkilerini göstermek için seçtikleri yol dükkanlarını kapatmak. Tahran yakınlarındaki Pamenar'da 117 dükkandan sadece 30'u açıkken, yakınlarındaki Cyrus'taki bir pazar yerinde 140 dükkandan sadece 20'sinin faaliyet gösterdiği belirtiliyor. İş yerlerinde artık seçim yerine çeklerin nasıl ödeneceği konuşuluyor. Dükkan sahipleri ayrıca, ülkeyi idare edenlerin yeni başkanın kim olacağına çoktan karar verdiğini de iddia ediyor ve eski cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani'ye seçim yasağı getirilmesini eleştiriyorlar. Piyasa dostu bir lider olarak tanımlanan Rafsancani esnafın sevdiği bir isim. 

Ancak ekonomik kaygılar bazı kişilerin oyunu İslami rejimden yana kullanmasına engel görünmüyor. Financial Times, seçimler öncesinde ülkede işsizlik oranının en yüksek olduğu kesimlerde yaptığı araştırma, halkın dini ve milliyetçi duygularla sandığa gitmeye devam edeceğini gösterdi. Örneğin gazeteye konuşan Masumeh isimli bir çiftçi, geçtiğimiz yıla göre gelirlerinin azaldığını yine 2009 yılında ikinci dönem için cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Ahmedinejad'ın gidişinden üzüntü duyduğunu söyledi. Oyunu ise Devrim Muhafızları eski komutanlarından Muhsin Rezai'ye vereceğini belirtti. 

[PAGE]

İran'da iki seçim bir arada

İran'da bugün cumhurbaşkanlığı seçimleriyle eş zamanlı yapılacak yerel seçim çalışmaları bütün hızıyla sürerken, yerel seçimler cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gölgesinde kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yapılacak yerel seçimlerde adeta liste savaşı yaşandı. Farklı grupların hazırladığı listelerde yer alan adaylar, bir yandan cumhurbaşkanlığı için diğer yandan da şehir konseyi seçimleri için yoğun çalışma yürüttü. 4. dönem şehir konseyi seçimlerinde en sıkı yarış başkent Tahran'da yaşandı. 

Eski bakanlar, önde gelen şahsiyetlerin çocukları, uluslararası karşılaşmalar ve olimpiyatlarda madalya kazanmış sporcular ile televizyon ve sinema dünyasının tanınmış çehreleri yarışta ön sırada yerlerini aldı. Adaylar, güçlü grubların hazırladığı listelere girmek için çalışırken, güçlü gruplar da tanınmış şahsiyetleri listelerine kattı. 
Başkent Tahran'da reformcuların listesinin en üst sırasında, eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi dönemimde Kültür ve İrşad Bakanlığı görevini yürüten ve Tahran Şehir Konseyi'nde daha önce de görev yapan Ahmed Mescid Cami dikkati çekiyor. Muhafazakar kanadın listelerinde ise bölünme yaşandı. Mevcut Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın hükümetine destek veren ve "Yaşasın Bahar" ismiyle yapılan listenin başında, Ahmedinejad'ın kız kardeşi Pervin Ahmedinejad yer alıyor. Ilımlı muhafazakar kanadın listesinde ise üç dönemdir Şehir Konseyi Başkanlığını yürüten, İran devriminin önemli isimlerinden Mustafa Çamran'ın kardeşi Mehdi Çamran bulunuyor.Daha önceki yerel seçimlerin aksine bu dönemde Tahran'da farklı bir liste daha göze çarpıyor. Kendilerini "seçkinler" diye tanımlayan listede ise hem muhafazakar, hem reformcu çehrelerin yanı sıra İran'daki her etnik yapıdan kişiler de yer alıyor. Listede Kürt ve Sünni adayın yanı sıra Ermeni bir mühendis aday da bulunuyor. Herhangi bir siyasi grubun temsilcisi olmadıklarını belirten grup, liste hazırlanırken adayların "işinin ehli" olmasına dikkat ettiklerini belirtiyor. 

Babası gibi oğlunun da adaylığı reddedildi 

Yerel seçimin dikkat çeken gelişmelerinden biri de reformcu olarak bilinen iki adayın adaylıklarının kabul edilmemesi oldu. Eski cumhurbaşkanlarından Haşimi Rafsancani'nin oğlu Muhsin Haşimi ile Muhammed Hatemi döneminde cumhurbaşkanı yardımcısı olan Masume Ebtekar'ın yerel seçim adaylıkları reddedidi. İran'da yerel yönetimler, 4 yılda bir yapılan seçimlerle belirleniyor. 31 üyeden oluşan "şehir konseyleri" halkın oylarıyla seçiliyor. Şehir Konseyi de dışarıdan birini belediye başkanı olarak atayarak, İçişleri Bakanının onayına sunuyor. İçişleri Bakanının onayı ile belediye başkanı belirlenmiş oluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olan Ali Ekber Haşimi Rafsancani, Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından veto edilmişti.

[PAGE]

FAVORİSİZ YARIŞ

İran'da Anayasayı Koruyucular Konseyi, 600'ü aşkın aday adayı arasından sadece sekizine 14 Haziran'daki başkanlık seçimlerine girme izni verdi. Ancak bunlardan biri son anda yarıştan çekildi ve yedi aday oylanıyor. Kazanan aday, Anayasa gereği yeniden seçimlere katılamayan Mahmud Ahmedinejad'dan görevi devralacak. Üç muhafazakar isim ile ılımlı Hasan Ruhani arasında geçmesi beklenen yarışta favori yok. Seçimlerde bugün çoğunluk sağlanması beklenmediğinden, 21 Haziran'da halk seçimin ikinci turu için yeniden sandık başında olacak. 

Said Celili: 2007'de İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği'ne atanıp, nükleer programla ilgili olarak baş müzakereciliğe atanınca ön plana çıktı. Celili, Cumhurbaşkanlığına ilk kez aday oluyor. Dini lider Ayetullah Ali Hamaney'e çok yakın olduğu söyleniyor. 1965 Meşhed doğumlu. Milis gücü Besiç‘te görev yaptı ve 1980-88 yıllarında gönüllü olarak İran-Irak savaşına katıldı. Savaşta yaralandı ve sağ bacağını kaybetti. Doktora tezi, "Kuran'ın siyasi düşüncesi" üzerine. İran haber ajansları Celili'yi "sade bir yaşam süren", "İslami ideallere bağlı" bir entelektüel olarak tanımlıyor. Bazıları ise Celili'nin devlet yönetme tecrübesine sahip olmamasının, İran'ın nükleer programı nedeniyle Batı‘nın ambargolarıyla baş etmeye çalıştığı bir dönemde önemli bir eksiklik olduğunu söylüyor. 

Muhammed Bekir Kalibaf: Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bekir Kalibaf, dini lidere yakın pragmatik bir muhafazakâr olarak görülüyor. Eski bir subay ve polis yetkilisi olan 51 yaşındaki Kalibaf, 2005 seçimlerinde dördüncü olmuştu. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın özellikle ekonomi politikalarına sert eleştiriler yöneltiyor. Devrim Muhafızları‘nda Hava Kuvvetleri Komutanlığı yaptı, İran-İran savaşına katıldı, sonra da Emniyet Genel Müdürü oldu. 2003'teki öğrenci olaylarını kuvvet kullanmadan bastırdı ve polis teşkilatında ilk kez kadınların da görev alabilmesine izin veren reformlara öncülük etti. Aynı zamanda pilot olan Kalibaf'ın polis teşkilatının başındayken İran Hava Yolları‘ nda pilotluk yaptığı öne sürülüyor. Kalibaf, Tahran Üniversitesi'nde ders veriyor. 

Ali Ekber Velayeti: İran dini liderine uluslararası konularda danışmanlık yapan Ali Ekber Velayeti siyasi tecrübesi en fazla adaylardan biri. 1979'da Şahlık rejiminin devrilmesinden bu yana İran'da en uzun süre görev yapan bakan. "Eleştirilecek bir yanı bulunamayan" bir lider olarak görülen Velayeti zaman zaman "Bay İzninizle" olarak adlandırılıyor. Bu lakap, her zaman dini liderden izin almasına gönderme yapıyor. 1997'den beri Ayetullah Hamaney'in danışmanlığını yapıyor ve aynı zamanda Dünya İslami Uyanış Kurulu Genel Sekreteri. 1945 Tahran doğumlu. Tıp doktoru. 1980-81 yıllarında Sağlık Bakanı Yardımcılığı yaptı. Daha sonra 1981-97 yılları arasında, yani 16 yıl süreyle Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttü. Muhafazakar bloktan. 

Hasan Ruhani: İran siyasetinin önde gelen isimlerinden biri. Meclis Başkan Yardımcısı ve Hamaney'in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ndeki temsilcisi. Avrupa Birliği'yle yürütülen nükleer müzakerelerde İran heyetine başkanlık etti. Düzenin Yararını Teşhis Heyeti'ne bağlı Araştırma Merkezi'nin başında. 64 yaşındaki din adamı, ılımlı ve pragmatik bir muhafazakâr olarak kabul ediliyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ı fevri açıklamalar yaparak İran'a büyük zarar vermekle suçladı. 1999'da reformcu bir gazetenin kapatılmasını protesto için öğrencilerin yaptığı eylemler sırasında son derece sert bir yaklaşım sergileyen Ruhani, sabotaj ve devlet malına zarar vermekten suçlu bulunanların idam edileceğini açıkladı. Ancak 2009 seçimlerinden sonra yapılan protestolara destek verdi. Hükümeti halkın barışçıl gösteri yapmak hakkını sınırladığı için eleştirdi. İyi derecede İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Arapça biliyor ve hukuk doktorası var. 

Gulamali Haddad Adil: Dini lider Hamaney'e en yakın aday; onun dünürü. Adil'in kızı, Hamaney'in oğlu Müçteba ile evli. Bu bağlantı seçim için önemli bir avantaj olarak kabul edilse de Adil'in hitabet yeteneğinin zayıf olduğu düşünülüyor. Bazıları, 1979'da İslami rejimin kuruluşunda oynadığı rol konusunda hemen hiçbir şey bilinmiyor oluşunu sorguluyor. İran'da devrimde rol almak önemli bir avantaj sayılıyor. 68 yaşındaki Tahran milletvekili, 2004-2008 yılları arasında Meclis Başkanlığı yaptı. 2000 yılından beri meclis üyesi. Parlamentonun din adamı olmayan tek başkanıydı. Bazı dini kitaplar yazdı. Arapça ve İngilizce biliyor. 

Muhsin Rızai: Şu anda Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin başkanı olduğu Düzenin Yararını Teşhis Heyeti'nin Genel Sekreteri olarak görev yapıyor. Rafsancani'yle yakın olduğu söyleniyor. İslami Devrim Muhafızları Birliği'nin 15 yıl süreyle komutanlığını yapan emekli Tümgeneral Rızai, Arjantin tarafından 1994'te Buoenos Aires'te Yahudi merkezine düzenlenen saldırıda rol almakla suçlanıyor. Bu saldırıda 85 kişi ölmüştü. 

Muhammed Harazi: İran siyasetinde az bilinen bir isim ve ilk kez Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu. 1997'den beri siyasetin içinde değil. Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin Harazi'nin adaylığını onaylaması şaşkınlık yaratmıştı. Ilımlı bir siyasetçi olarak biliniyor. 1941 doğumlu olan Harazi, İsfahan ve Fransa'da mühendislik okudu. Şah döneminde siyasi olarak aktifti ve bu nedenle 1971'de hapse atıldı, sonra da yurtdışına gitti. 1980'lerden sonra petrol ve iletişim bakanlıkları yaptı. İran'da Cuma günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan son reformist aday Muhammed Rıza Arif de adaylıktan çekildi. 

REFORMİST ADAY SONANDA ÇEKİLMİŞTİ

Reform yanlısı bir siyasetçi olan Muhammed Rıza Arif bu hafta içinde sürpriz bir şekilde seçik yarışından çekilmişti. Dini liderin danışmanlık kurulu olarak görev yapan Düzenin Yararını Teşhis Heyeti'nin üyesi. 1951 doğumlu olan Arif, 1979'dan sonra önemli görevler üstlendi. Entelektüel ve iyi eğitim görmüş bir kişi olarak biliniyor. Siyasi kariyerinin yanı sıra bilimsel başarılarıyla da tanınıyor. Stanford Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okudu ve Tahran'daki gözde eğitim kurumlarından Şerif Teknoloji Üniversitesi'nde hocalık yapıyor. Daha önce cumhurbaşkanı yardımcısı olan Arif, ISNA haber ajansına yaptığı açıklamada, dün akşam eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'den seçimlere katılmasının "uygun" olmadığını yönünde bir mesaj aldığını söyledi. Arif, "Sayın Hatemi'nin açıkça belirttiği görüşlerini ve bundan önceki iki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşadıklarımızı göz önüne alarak seçimlerden çekilme kararı aldım" dedi. Arif halkın seçimlerde oy kullanmasını istedi ancak herhangi bir adayı desteklemedi. Arif adaylıktan çekilmeden kısa süre önce, reformist siyasetçiler, Arif'in, halen adaylığı süren ılımlı Hasan Ruhani ile güç birliği yapmasını istemişlerdi.