Araştırma görevlisi alımlarında ÖYP uygulaması kalktı
YÖK, gelecek yıldan itibaren ÖYP uygulaması ile araştırma görevlisi alımı yapılmayacağını, cari usulle alımın ise süreceğini açıkladı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), gelecek yıldan itibaren Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) uygulaması ile araştırma görevlisi alımı yapılmayacağını, cari usulle alımın ise süreceğini açıkladı.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, Kurul'un gelecek yıldan itibaren ÖYP uygulamasına son verilmesi kararına ilişkin çıkan haberler üzerine açıklama yapılması gereğinin ortaya çıktığı ifade edildi.
Üniversitelere 31 Temmuz 2008'den itibaren "Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" kapsamında cari usulle araştırma görevlisi alımı yapıldığı belirtilerek, 20 Mart 2010'dan itibaren, yeni kurulan üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak ve bu nedenle yüksek lisans ve doktora eğitim programlarını geliştirmek üzere ÖYP uygulamasına geçildiği aktarıldı.
Öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolarına yapılacak atama sayıları ile bunlardan ne kadarının ÖYP kapsamında, ne kadarının ise cari usulle atanacağının her yıl Merkezi Yönetim Bütçe Kanunları ile belirlendiği, ÖYP kapsamında atanacak araştırma görevlilerinin ise YÖK koordinasyonunda merkezi olarak yerleştirilmelerinin hükme bağlandığı kaydedildi.
Çok sayıda ÖYP kadrosu kullanılamıyor
Üniversitelerin her geçen yıl YÖK’ten ÖYP araştırma görevlisi kadrosu talep etmekten kaçınmaya başladığı, bunun da çok sayıda ÖYP araştırma görevlisi kadrosunun kullanılamamasına yol açtığı ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"2010-2014 yılları arasında yıllık Bütçe Kanunlarıyla bu amaçla tahsis edilen kadrolardan yaklaşık 3 bin 550’si boş kalmıştır. Diğer taraftan ise son dönemde artan üniversite sayısına paralel olarak öğretim elemanı ihtiyacı da artmış olup, bu kadroların üniversiteler tarafından kullanılmak istenilmemesi yükseköğretimimiz için bir zafiyet oluşturmaktadır. Aralarında ODTÜ ve Boğaziçi üniversitelerinin de olduğu uluslararası sıralamalarda başarı kaydeden bazı üniversitelerimiz, başkanlığımızdan hiçbir dönemde ÖYP kadrosu talep etmemiştir. Başkanlığımız her yıl bu kadroları tahsis etmek durumunda olduğundan, bu konu üniversitelerimizce bir nevi kadro dayatması olarak algılanmaktadır. ÖYP uygulaması üniversitelerimizde akademik teamüllerin bozulmasına neden olmuş, bu uygulama neticesinde 'hoca-araştırma görevlisi' ilişkilerinde bazı sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Bu ve buna benzer gerekçelerden ve üniversitelerimizden gelen taleplerden dolayı ÖYP giriş şartlarına alan sınavı şartı konulduğu da malumdur."
2016 yılı öncesini kapsamıyor
Açıklamada, bunun üzerine YÖK'ün 1 Eylül 2015 tarihli yazısı ile Maliye Bakanlığına "ÖYP kapsamında atanacak araştırma görevlisi kadrolarına, üniversitelerden yeterince talep gelmemesi nedeniyle atama yapılamadığını, söz konusu kadroların, üniversitelerden gelen talepler doğrultusunda cari usulle atama yapılacak atama sayısına ilave edilmesi" konusunu içeren bir yazı yazıldığı bildirildi.
"Cari usulle araştırma görevlisi atamak torpil anlamını taşımamakta olup, atanma şartları ÖYP kapsamında atanacak araştırma görevlilerinden daha da ağırdır. Örneğin, ÖYP kadrolarına başvurularda yabancı dil şartı bulunmaz iken, cari usulle atanacak araştırma görevlilerinin başvurularında en az 50 yabancı dil puan şartı bulunmaktadır" ifadesine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu kararın alınmasının altında yatan nedenler, bazı medya organlarında yer aldığı gibi öğretim üyesi alımlarında torpilin ve kayırmacılığın önünün açılması değil, üniversitelerin ÖYP’nin kaldırılmasına yönelik talepleri, bu uygulamanın akademik camianın yapısıyla uyuşmaması ve üniversitelerce tercih edilmemesi neticesinde her yıl kullanılmayan çok sayıda kadrodur.
Almış olduğumuz kararın 2016 yılı öncesinde programa dahil olan araştırma görevlilerini hiçbir şekilde etkilemeyeceğini belirtir, bu kararın öğretim üyesi alımlarında torpile ve kayırmacılığa yol açacağı şeklinde eleştirilmesinin doğru olmadığını, kararımızın açıklamamızda yer alan sebeplerden dolayı alındığını kamuoyunun bilgisine sunarız."