Kapalı şirketlerden de şeffaflık talep edilmeli

İklim değişikliğine karşı alınan önlemlerin halka açık şirketler üzerinde yoğunlaşmasının kirletici faaliyetlerin kapalı ve denetimden uzak şirketlere kaymasına neden olduğu uyarısında bulunan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Veziroğlu, “Sera gazı salımları konusunda şeffaflık, tüm şirketlerden talep edilmeli” önerisinde bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının azaltılması için sıkılaştırılan hukuk kurallarının ve artan yatırımcı baskısının halka açık şirketler üzerinde yoğunlaşması, kirletici faaliyetlerin halka kapalı şirketlere kaymasına neden oldu. 

Bu sorunu ‘sürdürülebilirlik arbitraji’ olarak tanımlayan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Veziroğlu, halka açık şirketlerin, fosil yakıt varlıklarını kapalı şirketlere devretmesinden doğan risklere dikkat çekti.

Bu gibi el değiştirmeler sonucunda halka açık şirketler daha ‘yeşil’ bir görünüme kavuşsa da, aynı faaliyetlerin çevreye daha da zarar verebilecek kapalı şirketler tarafından devam ettirildiğine dikkat çeken Veziroğlu, “Üstelik kapalı şirketlerin genellikle daha az şeffaf olması, bu faaliyetleri gözden ırak hale getiriyor. Sürdürülebilirlik arbitrajının çözümü olarak, aynı halka açık şirketler gibi, kapalı şirketlerin de sera gazı emisyonları konusunda şeffaf olmasının zorunlu kılınması öneriliyor” dedi. 

Baskı, halka açık şirketler üzerinde yoğunlaşıyor

Şirketlerin iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkileri söz konusu olduğunda akla ilk olarak büyük şirketler geldiğini belirten Dr. Veziroğlu, “Daha küçük çaplı faaliyetlerle uğraşmaları, kapalı şirketlerin de iklim değişikliğinde önemli bir payı olmadığı anlamına gelmiyor. Kapalı şirketlerin sayısı, halka açıklardan çok daha fazla olduğu gibi, kapalı olmasına karşın oldukça büyük olan şirketler de var” ifadelerinde bulundu.

Büyük kapalı şirketlerin sera gazı emisyonlarının kaygı verici boyutlara ulaştığını söyleyen Veziroğlu, “2017 tarihli bir rapora göre, son 30 yıldaki endüstriyel sera gazı emisyonlarının yüzde 71’inden, fosil yakıt üreticisi 100 şirket sorumlu. Bu emisyonların yüzde 9’u ise halka kapalı şirketlerden kaynaklanıyor. Devlet iştirakleri hariç tutulduğunda ise, toplam emisyonların neredeyse yüzde 25’inin kapalı şirketlerin operasyonlarından kaynaklandığı görülüyor” bilgisini verdi.

Şirketleri iklim değişikliği konusunda dikkatli olmaya iten unsurların, kapalı şirketlerden ziyade halka açık şirketler üzerindeki etkisi olduğuna değinen Veziroğlu, “Halka açık şirketlerin payları borsada alınıp satılabildiğinden, birçok mevcut ve potansiyel yatırımcı, bu şirketlerin finansal durumuyla yakından ilgileniyor.

Yatırım kararlarının daha doğru şekilde verilebilmesi için şirketlerin, finansal açıdan önemli bilgileri kamuyla paylaşmaları, yani alenileştirmeleri bekleniyor. Halka açık şirketlerin iklim değişikliğiyle mücadele için gerekli tüm adımları attıklarını söylemek mümkün değilse de, iklimle ilgili konulardaki düzenlemeler temelde bu şirketleri hedef alıyor. Kapalı şirketlerin ise karşı karşıya olduğu herhangi bir şeffaflık baskısı bulunmuyor” diye konuştu.