‘Yardımcı doçentlik hoca için denenme süresidir’

Son günlerde kaldırılması gündemde olan 'Yardımcı Doçent'lik akademiye giriş rütbesi olarak kabul ediliyor. Türkiye’de 35 bin 178 yardımcı doçent var. Yardımcı doçentler araştırma görevlileri ile birlikte akademik camianın yüzde 50’sinden fazlasını oluşturuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen günlerde ‘Yardımcı Doçentlik’ ile ilgili bir tartışma başlattı ve bazı sorular sordu. Özetle, “Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanımız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum” dedi.

Yardımcı doçentlik nedir? Nasıl tanımlanıyor? Türkiye’de kaç yardımcı doçent var? Yükseköğretim sistemi açısından ne anlama geliyor? Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi’nden 2 Ağustos tarihinde çektiğim rapora göre Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinde, vakıf meslek yüksekokulları da dâhil toplam 153 bin 249 akademisyen görev yapıyor. En fazla payı 45 bin 832 ile araştırma görevlileri alıyor (%30). Araştırma görevlilerinin ardından 35 bin 178 yardımcı doçent geliyor (%23). Bunu 22 bin 865 ile profesörler izliyor. Profesörleri, öğretim görevlileri (20 bin 648) takip ediyor.

Araştırma görevlileri ve yardımcı doçentler yükseköğretim sisteminin, akademi camiasının yarısından fazlasını (%53) oluşturuyor. Yardımcı Doçent terimi İngilizcede ‘Assistant Professor’ teriminin karşılığı. Akademiye giriş rütbesi olarak kabul ediliyor. Bazı Anglo- Sakson ülkelerde ‘Lecturer’ terimi kullanılıyor. Peki, yardımcı doçentler yükseköğretim sistemi açısından hangi işlevi görüyorlar, bu rütbe hangi ülkelerde var? Bu soruları MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut’a sordum.

‘Teğmen olmadan yüzbaşı olamazsınız’

Dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde akademik rütbe sayısının üç veya daha fazla olduğunu anlatan Prof. Erkut, “Akademiye giriş rütbesi ‘Assistant Professor’dur. Bu rütbedeki kontratlar genellikle altı veya yedi yıl sürelidirler. Bu akademisyen için bir tür denenme süresidir. Bu sürenin sonunda başarılı olanlar ‘Associate Professor’ yani doçent olurlar. Genellikle doçentlere süresiz sözleşme verilir. Yani ancak doçent olabilenler ömür boyu akademisyen olarak görev yapmaya hak kazanabilirler” şeklinde konuşuyor. Eski YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın raporuna göre yılda 15 bin doktora mezunu gerekirken, ancak 5 bin doktora mezunu verilebildiğini anlatan Prof. Erkut, “Bunun bir nedeni son yıllarda çok sayıda üniversite açılmış olması. Akademisyen sayısında sorun olduğunu düşünmekle birlikte akademisyenlerin rütbelerinin dağılımın sorun olduğunu düşünmüyorum, varsa da bunun çözümü bir rütbeyi iptal etmekle olmaz. Teğmen olmadan yüzbaşı olamazsınız, yüzbaşı olmadan da albay” diyor.

"Akademik seviyenin düşmesine neden olur"

Eğer doçentlik şartları değiştirilmezse yardımcı doçent rütbesinin kaldırılmasının akademiye pek etkisi olmayacağını ifade eden Özyeğin Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut, “Ön şartların kaldırılıp doktorayı alanların doğrudan doçent yapılması sadece doçentlik şartlarını yerine getiremedikleri için doçent olamayan küçük bir gruba yarar. Sistemin içinde var olan kalite kontrol mekanizmasını devre dışı bırakmanın net sonucu ülkede akademik seviyenin düşmesi olacaktır. Böyle bir adım atılmasını beklemiyorum. Atılsa bile zamanla sistem bu hatayı tamir edecektir. Yardımcı doçentlik kalkar da her yardımcı doçent otomatik olarak doçent olursa, akademi bu gruba ‘ErDoc’ yani Erken Doçent diyecektir” şeklinde konuşuyor.

‘2005 sonrası kurulan üniversitelerde sistem çökebilir’

Araştırma görevlileri ve yardımcı doçentlerin akademik camia için önemli bir altyapı olduğunu belirten Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak ise, “Araştırma görevlileri ve yardımcı doçentler akademik camianın yüzde 50’sinden fazlasını oluşturuyor. 2005 sonrası kurulan üniversitelerde lisans ve lisansüstü bölümlerin tamamını yardımcı doçentler yürütüyor. Buralarda sistem çökebilir, bölümler fakülteler hatta ilgili birimler çökebilir. YÖK’ün daha önceki Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ve doktora sonrası yüzde 20 konusundaki hatalı adımlarını gördükten sonra; yardımcı doçentlikle ilgili kararın uygulanmasında ufak bir yanılma olursa, yükseköğretim sistemimiz beş yıla kalmaz çöküşe geçer. Akademisyenleri küstürmemeliyiz. Adımlar atılırken paydaşlar ile bir araya gelinmeli” diyor.