'Balonlar her an patlayabilir'
Uluslararası Ticaret Komisyonu (ITC) Başekonomisti Marion Jansen, ticarette ve doğrudan yatırımlarda bir karmaşa dönemi görüleceğini öne sürdü.
Uluslararası Ticaret Komisyonu (ITC) Başekonomisti Marion Jansen, belirsizliklerin gelecek dönemde küresel ekonominin en büyük sorunu olacağını belirterek, "Bu belirsizlikler çözülene kadar ticarette ve doğrudan yatırımlarda bir karmaşa dönemi göreceğiz" dedi.
Jansen, Antalya'da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı. 2015 yılının Türkiye'nin yaratıcılık dönemi olduğunu, özellikle KOBİ'ler alanında Türkiye'den yeni ve pratiğe dönüştürülebilen iyi fikirler geldiğini aktaran Jansen, "Türkiye'yi bu konuda çok tebrik ediyoruz. Bu yılki zirvenin üç ana temasının 'kapsayıcılık, yatırımlar ve uygulama' olarak belirlenmesi bizleri memnun etti. Kapsayıcılık konusunda kadın, gençler ve KOBİ'lere çok iyi odaklanıldı" diye konuştu.
"Finansal sistemde halen balonlar var ve bunlar her an patlayabilir"
Jansen, belirsizliklerin gelecek dönemde küresel ekonominin en büyük sorunu olacağını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Finans sektöründe, düzenlemelerin değiştiğini görüyoruz. Bu değişimler vergilerde de söz konusu. Jeopolitik ve mülteci konularında da belirsizlik var. Finansal sistemde halen balonlar var ve bunlar her an patlayabilir. Tüm bu belirsizlikler de yatırım noktasında endişeye yol açıyor. Bu belirsizlikler içinde yatırımcılar hem yerel hem de küresel olarak işlerini nasıl ayarlayabileceklerini düşünüyor. Bu belirsizlikler çözülene kadar ticarette ve doğrudan yatırımlarda bir karmaşa dönemi göreceğiz."
"İşverenler geleceğe iyimser bakmak istiyor"
Jansen, Türkiye'nin özellikle jeopolitik anlamda belirsizliğin kalbindeki ülkelerden biri olduğunu, söz konusu durumun da Türkiye'yi ve ekonomisini etkilediğini dile getirdi.
Petrol ve emtia fiyatlarının ülke ekonomisini etkilediğine dikkati çeken Jansen, "Türkiye'de girişimcilik yüksek. Kamu ve özel kesimde düzenlemeler konusunda istekli olunduğunu biliyoruz. Bunlar da iyileştirmeyi gerçekleştirmek için anahtar rol görüyor" görüşünü paylaştı.
Jansen, eğitim ve mesleki pratiğin genç işsizliğin azaltılmasında önemli bir rol oynadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bazı ülkelerde görmekteyiz ki eğitim sistemi beklenen görevi yerine getiremiyor. Eğitim sistemine üniversite bazında yatırım yapılan birçok ülkede özel sektör 'aradığımız elemanı bulamıyoruz' diyor. Özel sektörün aradığı özelliklerin gençlerde olmaması büyük bir problem. Gençler için ilk işini bulmak çok zor ve doğru işi bulmak bütün kariyerlerini etkileyecek. İş piyasasına nasıl bir eğitim ve beceriyle geldiğiniz çok önemli ve bu çoğu ekonomide de büyük bir zorluk."
Jansen, hükümetlerin iş dünyasına istihdam konusunda vereceği en önemli desteğin, istikrar ve öngörülebilirliğe sahip bir ülke sağlamak olduğunu vurgulayarak, "İşverenin istihdam açması için işin bugün de yarın da ve yarından sonra da ihtiyaç olması gerekir. İşverenler geleceğe iyimser bakmak istiyor. İstikrarlı bir ortam, geleceğe bakmak ve gelecek konusunda iyimser olmayı kolaylaştırır" şeklinde konuştu.
İş gücü piyasası kanunlarının da istihdamın zorlaşmasında engel olduğunu savunan Jansen, "Bu durumun çoğu ülkede üstesinden gelindi. Birisini istihdam etmek çok büyük bir masraf ve zaman gerektiriyor. İş gücü piyasasında çalışacak kişilerin bulunması, bu kişilerin aldıkları eğitim, tecrübeleri ve bunların işverenler için belirlenmesi istihdam yaratılmasında yardımcı olacaktır" değerlendirmesinde de bulundu.