'Expo'ya yetişmez' denen Türk pavyonuna çınar bile dikildi!

İzmir'e rakip olup 2015 Expo'yu kazanan Milano'da fuar alanı hala inşaat halinde. Ancak Expo'ya son katılan Türkiye, pavyonunu ilk tamamlayan ülke oldu. Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, "EXPO 2015'te en büyük 5'inci alana sahibiz" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN

MİLANO - İzmir'e rakip olup çok az farkla Expo 2015'i kazanan Milano'da, fuara en son katılan Türkiye, pavyonunu ilk tamamlayan ülke oldu. "Gezegeni Beslemek, Yaşam İçin Enerji" temasıyla 1 Mayıs'ta kapılarını açacak Milano EXPO 2015'te hala inşaat devam ediyor. Pek çok ülke henüz pavyonlarını tamamlayamamışken, Türkiye sadece 100 gün önce temelini attığı, Expo'nun en büyük 5. fuar alanını görücüye çıkardı. Diğer ülkelerin alanlarında inşaat makinelerinin çalıştığı gözlenirken, Türkiye pavyonunda çınaraltı konsepti için 2 adet 14 metrelik çınar ağacı yapraklarını açmış durumda. Türkiye fuarda "Geleceğin Gıdası İçin Tarihin İrdelenmesi" alt mesajını benimserken, kendisine simge olarak bereketin sembolü olan nar meyvesini seçti. Almanya ve Japonya ile birlikte 147 ülke içinde alanını tamamlayan çok az ülkeden biri olan Türkiye'nin payonunuda 40 adet de nar ağacı dikilmiş. 

2000’in üzerinde kültürel ve gastronomik etkinliğin gerçekleşeceği Expo Milano 2015’e, 20 milyonun üzerinde ziyaretçi bekleniyor. 

İzmir yenilince gitmeyecektik 

Türkiye aslında Milona Expo'ya katılmama kararı almıştı. Çünkü Milano 2020 için İzmir'i destekleme sözünü tutmayıp Dubai'ye oy atmıştı. Ancak 2014 Ağustos'ta yeniden katılım kararı alındı ve 20 Ocak'ta alanda inşaata başlandı. 

Fuar alanını inceleyen ve pavyonun tanıtım toplantısına katılan Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, Türkiye'nin EXPO 2015'te iddialı ülkelerden biri olduğuna işaret ederek şunları söyledi: "Gerek alan gerekse tema yönünden güçlü bir şekilde katılıyoruz. 4 bin 170 metrekareyle EXPO'daki en büyük 5. alana sahibiz. Güçlü şekilde katılıyoruz çünkü; gıda, beslenme ve enerji konusunda dünyaya vereceğimiz, aktaracağımız, öğreteceğimiz çok şey olduğunu düşünüyoruz. Zengin tarihimiz ve köklü medeniyetimizden aldığımız güç ve güven bizi daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye motive ediyor." 

Yıldırım, pavyonun maliyeti ile ilgili soruya, "Herhangi bir sayı telaffuz edersek diğer ülkelerin yanında ayıp olabilir. Çok değerli bir iş yaptık ama çok uygun fiyatlarla yaptık" yanıtı verdi. 

Giren 'İşte Türkiye' diyecek 

Türkiye'nin EXPO 2015 Yüksek Komiseri Tarık Sönmez ise yoğun bir hazırlık dönemi geçirdiklerini ve ağustos ayında katılım kararı aldıklarını belirterek, "Gerek mimari tasarım gerek bu tasarımı gerçekleştirecek firmanın seçimi, imalat, inşaat kısımları noktasında toplamda 8 ayımız vardı" dedi. 

Başlangıçta 3 bin metrekare bir alanın Türkiye'ye tahsis edildiğini dile getiren Sönmez, şöyle konuştu: "Ülkemizin gücünü ve var olan zenginliklerimizi göstermek için bu alanın yeterli olmayacağını düşündük. EXPO idaresiyle konuşarak, 4 bin 170 metrekareye yükselttik. İnşaatımıza başladık. Burayı yaparken temel aldığımız nokta; dünyanın herhangi bir yerinden gelen ortalama insanın, adını ve bayrağı görmeksizin 'İşte bu Türkiye pavyonudur' diyebileceği ögeleri içinde barındırmasını istedik ve bu çerçevede konsepti ve mimari bütünlüğü oluşturmaya çalıştık. Tarih boyunca üreten, ürettiğini paylaşan varlığını kıymet bilip, yoksulu gözeten, başkalarının refahını kendi refahı sayan bir medeniyetin torunları olarak bizler, elbette tarihimize odaklanmalı onu göstermeliydik." 

Yüzde 90'ı kapalı, bizimkisi açık 

Projenin yapımını üstlenen "dDF" Grubu Başkanı Adsız Doğan Ekmekçi, Türkiye pavyonunda çalışmaya tam olarak 65 gün önce çalışmaya başladıklarını anlatarak, kısa zamanda pavyonu en hızlı inşa eden ülke olduklarını ve bunun için her gün 100'den fazla işçinin emek verdiğini kaydetti. 

dDF'in kurucularından ve proje sorumlularından Arhan Kayar, Türk pavyonunun özelliklerini şöyle aktardı: 
"Yüksek konstrüksiyonlar çatımızı taşıyor. Kültürlerden oluşan bir çatımız var ve bu kültürleri taşıyor. Mimari sistemimiz de bunun, kültürlerin çeşitliliğinden yola çıkıyor. Burada öne çıkan bir özellik de misafirperverlik. Herkesi içeri buyur ediyoru z. Buradaki pavyonların yüzde 90'i kapalı, bizimkisi açık. Misafirperver bir pavyon."

Çeşm-i Bülbül, sergi alanı olursa...

• Ülkemizin farklı bölgelerinden çıkarılan mermerlerle birlikte toprak, kerpiç, cam, seramik, bakır, çelik ve ahşap kullanarak oluşturulan Türkiye pavyonunun silueti geleneksel Türk evi ve Topkapı Sarayı’nın çizgileriyle belirlenmiş, ziyaretçileri girişte çatısı modernize edilmiş Selçuklu Yıldızı’yla süslenmiş bir bahçe karşılıyor. 
• Cam sanatımızın en iyi örnekleri arasında yer alan Çeşm-i Bülbül’ün yanı sıra, şadırvan, doğal taşlar ve Türk kültürüne özgü tasarım ve işlemeler, çömlekler ve amforalar pavyonu farklılaştırıyor. • Fuar alanında Şanlıurfa’ya 15 km uzaklıkta arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkan Göbekli Tepe günümüzden tam 12 bin yıl önceye tarihleniyor. Göbekli Tepe’nin hikâyesi, belgeseller, fotoğrafl ar ve replikaları ile tanıtılacak. 
• Hititler ve Kargamış dönemlerine ait nar ve buğday temalı arkeolojik kadim tabletler ve bereket teması çerçevesinde sergilenecek. 
• Osmanlı dönemindeki mutfak, yemek, ağırlama gibi kültürel değerlerin hikâyesi görsel olarak sergilenecek. Türk kahvesinin öğütme, soğutma, pişirme ve servis edilme aşamalarının birer ritüel olarak anlatıldığı bir sergi düzenlenecek. 
• Öztiryaki'nin gönderdiği özel mutfakta başta Gaziantep olmak üzere yöresel yemekler yapılıp tanıtılacak. Pavyonda tüm teknolojik ürünler Vestel ve Beko'dan temin edildi, elektrik ürünleri Viko'dan, mermerler Mermer Tanıtım Grubu, ofisin ürünleri ise Deri Tanıtım Grubu'ndan geldi. Koleksiyon Mobilya da özel bir ofis alanı tasarladı. Kale Seramik seramikleri gönderirken, Gorbon da özel seramik bir alanı el işi seramiklerler tasarladı. 
• Alanda bir duvar, yeni Türkiye logosundaki unsurlarla süslendi.

Bu konularda ilginizi çekebilir