'Tekstil ihracatı 2010'da 10 milyar doları bulur'

İSTANBUL - İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, Türkiye'nin 2010 yılındaki tekstil ihracatının 10 milyar doları bulabileceğini söyledi. Türk tekstil sektörünün köklü bir geçmişi olduğunu belirten Gülle, "Bu geçmişe bağlı olarak da güçlü bir üretim altyapısı var. Biz bu işe inandığımız için devam ediyoruz. Devam ettiğimiz için de bütün olumsuzluk ve moral bozukluğuna rağmen sürdürüyoruz" dedi. Hammadde ve ara malı ürettiklerini kaydeden Gülle "Etrafımızdaki haritaya baktığımız zaman özgüven ve rahatlık duyuyoruz. Avrupa ülkelerinde Türkiye gibi büyük ölçekte iyi üretim yapan bir ülke yok. Ukrayna, Rusya'ya, İran'a, Türki cumhuriyetlere, Irak'a, Afrika'ya... Hepsinin Türkiye için ciddi potansiyel olan bir yapısı var" diye konuştu. Konfeksiyonun gelişmesinin tartışılabileceğini ifade eden Gülle şöyle devam etti: "Konfeksiyonda bugün fiyatın tutmaz Türkiye'den A siparişini alırsın B ülkesine götürürsün bunu anlarım. Ama hammaddesinin tedariki çok önemli. İşçiliğin var, enerjin var, gücün var ama üretecek hammadden yok. O açıdan biz gelecek için ümitliyiz. 2010 senesinde 10 milyar dolarlık bir ihracat yapacağımıza inanıyorum. 10 milyar dolarlık ihracat belki o günün ihracatı içinde sırf tekstil olarak belki sadece yüzde 5'lik bir paya denk gelecek ama neticede iyi bir ihracat rakamı." Türkiye'nin 2020'li yıllarda da tekstil sektöründe var olacağını söyleyen Gülle, "Bizim hedef ülkemiz İtalya. Bugün İtalya ekonomisinde hâlâ yüzde 11'lik ihracat payı var tekstilin. İtalya 2008 senesinde bu koşullarla bunu devam ettirebiliyorsa zamanı da ileriye doğru taşırsak Türkiye de 2020'li yıllara kadar hem lokasyonu gereği hem de sahip olduğu bilgi birikimiyle tekstildeki varlığını sürdürebilir" dedi. Tekstilin sorunlarını sağır sultan duydu bizimkiler duymadı Gelecekten umutlu olmalarına karşın sektörde uzun süredir yaşanan sıkıntıların devam etmekte olduğuna dikkat çeken İsmail Gülle sözlerini şöyle sürdürdü: "Diğer yandan maalesef maliyetler nedeniyle çok ciddi bir gelişme sağladığımızı söyleyemeyiz. İTKİB'in yönetiminde bulunduğumuz son beş yıllık süre içinde bu konuda verilen hiçbir vaadin yerine gelmediğini, üretimle ilgili hiçbir sorunun çözülmediğini gördük. Bununla ilgili çok raporlar hazırlandı. Çok toplantılar yapıldı. ESDK toplantıları, bakanlarla, başbakanla toplantılar yapıldı. Gördük ki söylemle eylem birbirini çok fazla tutmuyor. Sektörler bizim için çok önemlidir, biz çok önemsiyoruz, sorunlarını da çözeceğiz denildi ama bunu çözecek bir adım atılmadı." "Sektörün sorunlarını sağır sultan bile duydu bizimkiler duymadı" ifadesini kullanan Gülle, "Bizim buradaki beklentilerimiz, önerilerimiz basit. Sebep sonuç ilişkilerini ortaya koyduk. Türkiye'ye maliyeti ne olur, bu işler yapılırsa Türkiye'nin kazancı ne olacak şeklinde hesaplamalarıyla birlikte yaptık verdik. Ama görünen o ki Türkiye bu şekildeki bir üretim modelinin sorunlarını ya çok ciddiye almıyor ya da biraz göz ardı eder gibi bir politika içerisinde" diye konuştu. 500 milyar dolarlık hedefi gerçekleştirecek yatırım ortamı yok Şu anki tablo içinde ihracatın arttığını ancak ithalatın da artığını söyleyen İsmail Gülle en önemli hususlardan birinin Türkiye'nin ihracatından daha çok ara malı ithal etmesi olduğunun altını çizdi. Gülle, bu durumun Türkiye gibi dinamik, gelişen bir ülkede sağlıklı bir ihracat potansiyeli olmadığına dikkat çekerek "İhracat yatırımlarla desteklenmeli. Önümüzde 500 milyar dolarlık ihracat hedefi var ama 500 milyar doları gerçekleştirecek üretim aşkı, yatırım ortamı yok" dedi. Son birkaç yılın ihracatta hep artışla geçtiğini bunun da kendilerini umutlandırdığını dile getiren İsmail Gülle, şunları söyledi: "Çin'in ciddi bir tehdit olmadığını düşündük. Çin'le baş edebiliyormuşuz dedik ve bu da bir özgüven getirdi. Ama göz ardı edilen bir şey vardı ki Çin dünyanın hem üreticisinin, hem de tüketicisinin kimyasını bozdu. Üreticisinin kimyasını bozdu hammadde fiyatına bitmiş ürün satarak malın değerini düşürdü. Fiyat baskısı yarattı. O baskıyla bütün ülkeleri dar bir marjda üretim yapmak zorunda bıraktı. Tüketici açısından da o kadar çok mal sürdü, o kadar çok arz fazlası sağladı ki piyasalarda doygunluk yarattı. Bir ürünün değerini tüketicinin gözünde ikinci kez düşürmüş oldu." 2008'den sonra dünyadaki üretim ve tüketim anlayışında bir değişime olacağını vurgulayan Gülle tekstil dışında diğer tüm sektörlerde hammadde fiyatlarında yaşanan artışa dikkat çekti. 2009'dan sonra dünyada tekstilin fiyatlarının da artacağı şeklinde bir kanaat taşıdığını belirten İsmail Gülle, "Enerji dünyanın problemi hammadde zaten her yerde aynı. Geriye sadece işgücü kalıyor. Onu da kalite ile kapatmak mümkün. Bu süreç içerisinde tekstilde yaşanacak fiyat artışlarının Türkiye'nin ihracatını da artıracağını düşünüyorum" dedi. Kurları yükseltmemizi bekleyenler var İTHİB Başkanlığı'na ikinci kez seçilmesini güven tazeleme olarak niteleyen İsmail Gülle, "Yeni bir ekip, yeni bir ruhla çalışmaya başlıyorsunuz. Genel kurulun bize verdiği destek önemli. Çok şeyler bekleniyor. Hatta bazı arkadaşlarımızın beklentileri İTHİB'in misyonunun bile ötesine geçiyor. Hükümetin faaliyetlerini bizden bekliyorlar. Kurları yükseltemediniz diyorlar mesela" dedi. Gülle yeni dönemde Akdeniz havzasındaki ülkelerle işbirliği altyapısını geliştireceklerini ifade ederek şu bilgileri verdi: "Eğitimle ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Fuarlar zaten temelde en çok yaptığımız işler onları devam ettireceğiz ama fuar dünyasındaki eksikleri de görüyoruz. Fuarcılık artık kan kaybediyor. Bugün farklı bir pazarlama mantalitesi gündeme geliyor. Fuar etkinlikleri çok büyük bütçe tutmaya başladı ama bunun karşılığı alınamıyor. Değişikliği okuyarak farklı açılımlar yapabilmek istiyoruz. Birebir müşteriye gidererek ya da ticari heyet organizasyonları yaparak ya da alım heyetlerini davet ederek buradaki üreticilerle buluşturma gibi çalışmalar yapacağız. Bizim her sene yapmış olduğumuz kumaş yarışması var. Onun da belki konseptinde değişiklikler yapacağız." DATE.15-07-08