11 soruda tüm yönleriyle Türkiye Varlık Fonu

DÜNYA yazarı İsmet Özkul 11 soruda Türkiye Varlık Fonu ile ilgili bilmek istediğiniz tüm detayları ele aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

1- Varlık fonları nedir, ne işe yarar?

Ülke varlık fonları, bir ülkenin elinde bulunan fazla tasarrufları ekonominin uzun dönemli istikrarı, krizlere karşı korunması ve gelecek kuşakların refahını artırma hedefine dönük yatırımlar yapmak için kuruluyorlar. Bu nedenle ülke varlık fonları, ya Çin gibi ödemeler dengesi önemli ölçüde fazla veren ve yüklü miktarda döviz rezervine sahip ülkeler tarafından ya da Norveç veya Körfez ülkeleri gibi petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkeler tarafından kuruluyor. İstikrarlı şekilde bütçe fazlası veren veya sosyal güvenlik sistemi fazla veren ülkeler de benzer şekilde ülke fonları kurabiliyorlar Bu ülkelerin varlık fonu kurmasında 5 temel amaç öne çıkıyor:

► Ödemeler dengesi fazlasından, bütçe fazlasından veya doğal kaynak ihracatından elde edilen gelirle yaratılan tasarrufların verimli ve uzun vadeli olarak en iyi şekilde değerlendirmek birinci hedef.

► İkinci amaç, eldeki fazla kaynaklar ile ülke fonunu besleyerek, kriz dönemleri veya emtia fiyatlarındaki düşüş olması durumunda, ekonomiyi destekleyecek güçlü bir rezerve sahip olmak.

► Üçüncü amaç bugünkü tasarruf fazlasını hemen harcamalara yönlendirmek yerine, en iyi şekilde değerlendirerek gelecek kuşakların refahına katkıda bulunmak.

► Dördüncü amaç, maden, petrol ve doğalgaz ihracatından elde edilen yüksek gelirin, ekonomide rehavet ve dengesizlikler yaratmasını önlemek.

► Beşinci hedef ise ülke fonunun yurtdışında yaptığı yatırımlar aracılığıyla uluslararası etkinliği artırmak. Özetle ülke fonlarını, maden ve enerji ihracatçısı ülkeler ile elinde ciddi tasarruf fazlası bulunan ekonomiler kuruyor. Bu tasarruflar, ülke fonları aracılığı ile ağırlıklı olarak uluslararası piyasalarda yapılan yatırımlarda değerlendiriliyor.

2- Türkiye, varlık fonu sahibi ülkelere ne kadar benziyor?

Hiç benzemiyor. Varlık fonu kuran ülkeler temelde tasarruf fazlası olan ülkeler. Türkiye’nin tam tersine tasarruf açığı var. Varlık fonu kuran ülkelerin çoğu enerji ihracatçısı, Türkiye enerji ithalatçısı. Varlık fonu kuran ülkelerin yüklü döviz rezervleri ve doğal kaynak ihracatına bağlı yüklü döviz girişleri var. Türkiye’nin döviz rezervleri kendi ekonomisini çevirebilmek için bile yeterli düzeyde değil ve kronik olarak cari açık veriyor. Bu nedenle dünyada varlık fonu sahibi ülkeler, varlık fonunu ellerindeki fonları dışarıda yatırıma dönüştürmek için kurarken, Türkiye Varlık Fonu (TVF) esas olarak dışarıdan borç alabilmek için kuruluyor. Ülke fonları temelde ülke dışında yatırım yapmak için kurulurken, TVF’nin ana işlevi iç piyasaya finansman sağlamak olacak.

3- TVF’nin amacı ne?

Yasada TVF’nin amaçları, “Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtiçinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek” şeklinde belirleniyor. Yasa metninde yer almamakla birlikte yasanın TBMM’ye sunulan gerekçesinde islami finansman varlıklarının kullanımının yaygınlaştırılması, katılım finansmanı sektör payının artırılması, savunma, havacılık ve yazılım gibi teknoloji yoğun stratejik sektörlerdeki yerli şirketlerin proje bazında desteklenmesi, arz güvenliğini sağlamak üzere Türkiye için önem taşıyan doğalgaz ve petrol gibi yurt dışındaki sektörlere yasal ve bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan doğrudan yatırım yapılabilmesi, otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanmasının hedeflendiği de belirtiliyor. Yasada ve gerekçesinde ifade edilmemiş olmasına rağmen daha sonra bakanların yaptığı açıklamalarda, TVF’nin piyasalardaki dalgalanmalara karşı da kullanılacağı söylendi. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, “TVF’nin diğer fonksiyonu da para ve finansal piyasalara yönelik dengeleme ve ekonomik teröre karşı mücadele fonksiyonudur. Piyasaların aşırı dalgalandığı, spekülatif işlemlerin, ekonomik sabotaj ve saldırıların yoğunlaştığı dönemlerde piyasaların sakinleştirilmesine ve saldırıların defedilmesine büyük katkı sağlayacaktır” dedi.

4- TVF neler yapacak, nasıl yapacak?

TVF yurt içinde ve dışında her türlü ticari işlemi, para, sermaye ve türev piyasalarında her türlü finansal işlemi yapabilecek. Şirketler kurabilecek, kapatabilecek, bunları alıp satabilecek. Hisse senedi, varlığa dayalı menkul kıymet, bono, tahvil, katılım finansmanı araçları ihracı ve yatırımı, alımsatımı yapabilecek. Her türlü gayrimenkul işlemi yapabilecek. Bir anonim şirket olan TVF, kendine devredilen şirketlerin üzerinde bir holding gibi olacak. Ayrıca kendisi de yeni şirketler kurabilecek. Bu şirketlerin aktifleri ve gelirine dayalı menkul kıymetler çıkartarak iç ve dış piyasalardan kaynak toplayabilecek. Ancak yönetici şirket olarak TVF’nin asıl yapacağı iş, bir ana fon kurmak olacak. Ana fonun dışında alt fonlar da kurulabilecek. Bu yapı altında TVF’nin muhtemel kaynak yaratma yolları şöyle olacak: TVF’ye devredilen banka ve şirketlerin temettü gelirleri ile gayrı menkullerden elde edilecek kira gelirleri temel bir kaynak olacak. Portföyündeki gayrimenkullerin satışı, banka ve şirketlerin özelleştirilmesi veya halka arzı ile elde edilecek gelirler, bir defalık ama yüklü kaynak sağlama aracı olarak kullanılabilir. Doğrudan borçlanma ve tahvil-bono ihracı da önemli bir kaynak sağlama yolu olarak kullanılabilir.

Ancak TVF’nin muhtemel en temel kaynak yaratma yolu, portföyündeki varlıklara ve bu varlıkların gelirlerine dayalı olarak çıkartacağı menkul kıymetler olacak. Ağırlıklı olarak borçlanma ve özelleştirmeler yoluyla sağlanacak kaynaklar, şirketin amaçlarında belirtilen alanlardaki projelerin finansmanına kanalize edilecek.

5- TVF’nin varlıkları nereden gelecek?

TVF’nin kaynağı kamuya ait şirket, hisse, gayrimenkul ve nakitlerin TVF’ye devredilmesiyle oluşacak. Özelleştirme kapsam ve programında yer alan kuruluş, şirket, gayrimenkul ve diğer varlıklar ile Özelleştirme Fonu’ndan aktarılacak nakit fazlası en temel kaynak olacak. Bunun yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarının tasarrufunda bulunan ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve varlıklar da TVF’ye devredilebilecek.

TVF’nin kuruluş sermayesi olan 50 milyon TL Özelleştirme Fonu’ndan sağlandı. Buna bağlı olarak TVF’nin hisselerinin sahibi Özelleştirme İdaresi.

6- TVF’ye şu ana kadar devredilen kurum ve kaynaklar hangileri?

► ZİRAAT BANKASI: 5 milyar TL sermayeli bankanın yüzde 100 hissesi TVF’ye devredildi. Karı 302.85 milyar TL olan Ziraat’in karı 5.16 milyar TL düzeyinde.

► HALK BANKASI: Yüzde 48.77’si halka açık olan Halk Bankası’nın Hazine’nin elindeki yüzde 51.11 hissesinin tamamı TVF’ye geçti. Ödenmiş sermayesi 1.25 milyar TL olan bankanın karı 2.32 milyar TL düzeyinde. Bankanın aktif büyüklüğü 187.73 milyar TL, piyasa değeri 14.51 milyar TL.

► BORSA İSTANBUL: Ödenmiş sermayesi 423.2 milyon TL olan Borsa İstanbul’un kamuya ait yüzde 73.6 hissesi TVF’nin kontrolüne geçti. Borsa’nın geliri 783 milyon TL, karı 295 milyon TL. Toplam aktifl eri 7.87 milyar TL olan Borsa’nın özvarlıklarının değeri 1.15 milyar TL.

► THY: Yüzde 50.18’i halka açık olan THY’nin kamuya ait yüzde 49.12 hissesi TVF’ye devredildi. THY’nin ödenmiş sermayesi 1.38 milyar TL. 2.99 milyar lira karı bulunan THY’nin aktif büyüklüğü 47.64 milyar TL’ye yaklaşıyor. THY’nin gelirleri 28.75 milyar TL, özvarlıkları 14.09 milyar TL, piyasa değeri ise 7.8 milyar TL dolayında.

► BOTAŞ: 4.15 milyar TL sermayeli Botaş’ın hisselerinin tamamı TVF’ye devredildi. Gelirleri 37.11 milyar TL’yi bulan Botaş’ın karı 542 milyon TL düzeyinde. Botaş 9.96 milyar liralık özvarlığa ve 11.30 milyar liralık aktif büyüklüğüne sahip.

► TPAO: Tamamı kamuya ait olan TPAO’nun hisselerinin tamamı da TVF’ye devredildi. Şirketin ödenmiş sermayesi 3 milyar TL. Gelirleri 4.32 milyar TL olan TPAO 3.18 milyar TL zararda. Şirketin özvarlıkları 8.75 milyar TL, aktifleri ise 23.18 milyar TL düzeyinde.
► TÜRKSAT: 1.47 milyon TL sermayeli Türksat’ın tamamı TVF kontrolüne geçti. Türksat, 169 milyon liralık özvarlık ve 175 milyon liralık toplam aktif ile 846 milyon TL gelir ve 106 milyon TL kar üretebiliyor.

► TÜRK TELEKOM: Yüzde 13.31’i halka açık olan Türk Telekom’un kamuya ait yüzde 6.7 hissesi de TVF’ye devredilen hisseler arasında. Türk Telekom’un ödenmiş sermayesi 3.5 milyar TL. Piyasa değeri 19.53 milyar TL olan Türk Telekom’un özvarlıkları 3.26 milyar TL, toplam aktifl eri ise 25.77 milyar TL değerinde. Şirketin gelirleri 14.52 milyar TL, karı 907 milyon TL düzeyinde.

► PTT: 981.5 milyon TL sermayesi bulunan PTT’nin hisselerinin tamamı TVF’ye devredildi. 2.38 milyar TL gelir ile 339 milyon liralık kar elde eden PTT’nin özvarlıkları 1.84 milyar TL, aktif büyüklüğü 3.98 milyar TL düzeyinde.

► ETİ MADEN: 600 milyon TL sermayeli Eti Maden’in yüzde 100’ü TVF’nin oldu.

► ÇAYKUR: Çaykur da hisselerinin tamamı TVF’ye devredilen şirketler arasında yer aldı. Şirketin ödenmiş sermayesi 1.49 milyar TL .

► MİLLİ PİYANGO: Milli Piyango’nun elinde bulunan Piyango, Hemen Kazan, Sayısal Loto, On Numara ve Süper Loto oyunları ile ileride verilebilecek tüm şans oyunu lisansları, OHAL çerçevesinde çıkartılan bir kararname ile TVF’ye devredildi. TVF bu lisansları satabilecek ve bu durumda Milli Piyango lisansa konu şans oyunları düzenleyemeyecek.

► TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ: Türkiye Jokey Kulübü’nün yurt içi ve dışında müşterek bahis düzenlemeye ilişkin yetkileri ile elindeki gayrımenkuller de aynı OHAL kararnamesi ile TVF’ye devredildi.

► KAMU ARSALARI : Antalya, Aydın, Muğla, İzmir, İstanbul, Isparta ve Kayseri’deki toplam 2 milyon 290 bin metrekarelik 46 adet kamu arazisi üzerlerindeki tahsisler kaldırılarak TVF’ye devredildi. Bu araziler üzerinde daha önce verilmiş tahsislerle özel sektörün büyük otel ve turizm yatırımları da bulunuyor. Buradaki yatırımcıların haklarının ne olacağı bilinmiyor.

► NAKİT PARA: Savunma Sanayii Fonu’ndan 3 milyar TL’nin üç aylık bir süre için TVF’ye verildi. Üç ay sonunda bu para Savunma Sanayii Fonu’na iade edilecek.

7- TVF kamu kurumu mu, özel şirket mi?

Gerçekte ikisi de değil.

TVF tüm varlıkları devlete ait şirket, banka, gayrimenkul ve paradan oluşmasına ve Başbakan’a bağlı olmasına rağmen “kamu kuruluşu” statüsünde değil. Tamamen devlete ait olmasına rağmen bu şirket “özel hukuk” hükümlerine tabi olacak. Bu nedenle kamu kurum ve kuruluşlarının tabi olduğu yasalar, TVF için geçerli olmayacak.

Ama TVF’yi bu yüzden bir “özel şirket” olarak değerlendirmek de doğru değil. Çünkü normalde her özel şirketin tabi olduğu en temel temel ticaret yasaları da TVF’ye işlemeyecek.

Özetle TVF ne kumu kurumlarının uymak zorunda olduğu yasalara, ne de özel şirketlerin uymak zorunda olduğu yasalara uymak zorunda değil. TVF’yi hem kamu kuruluşlarına ilişkin yasal yükümlülüklerin, hem de özel şirketlere ilişkin yasaların gerektirdiği yükümlülüklerin dışında tutan özel imtiyazlı bir statü yaratılmış durumda.

8- Hangi kanunlar TVF’ye işlemeyecek?

TVF, Sayıştay Kanunu başta olmak üzere, Kamu İhale Kanunu, Devlet İhale Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, özelleştirmeye ilişkin yasalar, KİT yasaları, Fonlar ve KİT’lerin TBMM tarafından denetlenmesine ilişkin yasalar, Devlet Memurları Kanunu gibi kamu kuruluşlarının tabi olduğu temel yasalardan muaf tutulmuş. Öte yandan TVF, özel sektör şirketlerinin de uymak zorunda olduğu Sermaye Piyasası Kanunu ve Rekabet Kanunu’na uymak zorunda değil. Ayrıca TVF gelir ve kurumlar vergisi, emlak vergisi, damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ödemeyecek ve bazı işlemlerinde KDV’den de muaf olacak.

9- TVF nasıl yönetilecek?

TVF doğrudan Başbakan’a bağlı olacak. En az 5 kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetilecek. Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerinin tamamı ile genel müdürü Başbakan atayacak. Yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürün ekonomi, finans, hukuk, maliye ve bankacılık alanlarından en az birinde beş yıldan az olmamak üzere tecrübe sahibi olmaları aranıyor.

Yönetim kurulu ana şirket ve bağlı şirketler ile fonları üç yıllık yatırım stratejisi planına uygun şekilde yönetecek. Üç yıllık yatırım stratejisi yönetim kurulu tarafından hazırlanacak ancak Bakanlar Kurulu’nun onayı ile yürürlüğe girecek.

Yönetim Kurulu kararları, yönetim kurulu toplantısına katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınacak. Yönetim kurulu toplantıları toplam üye sayısının salt çoğunluğu ile de yapılabilecek. Yani yönetim kurulu 5 üyesinin sadece üçünün katılımı ile toplanabilecek ve bu durumda bir kararın alınması için sadece 2 üyenin oyu yeterli olacak.

Özelleştirme İdaresi Başkanı Mehmet Bostan TVF Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak atandı. Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Cumhurbaşkanlığı Ekonomiden Sorumlu Başdanışmanı Yiğit Bulut, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sabah gazetesi yazarı Prof. Dr. Kerem Alkin ile Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan atandılar.

10- TVF nasıl denetlenecek?

TVF yasasına göre üçlü bir denetim sistemi olacak.

Birinci olarak TVF ana şirketi ile bağlı şirketler ve tüm fonların mali tabloları bağımsız denetime tabi olacak. Ayrıca bağımsız denetimden geçen mali tablolar ile şirket ve fonların faaliyetleri, Başbakan’ın görevlendirdiği 3 merkezi denetim elemanı tarafından da denetlenecek. Bu heyet, her yıl haziran ayı sonuna kadar raporunu Bakanlar Kurulu’na sunacak. Daha sonra Başbakanlık bu iki denetim raporu kapsamında hazırladığı raporu ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’na gönderecek. Başbakanlığın göndermiş olduğu rapor çerçevesinde Plan Bütçe Komisyonu da bir denetim yapmış olacak.

11- TVF hakkındaki eleştiri ve kaygılar neler?

Türkiye Varlık Fonu'nun yapısına ve faaliyetlerine ilişkin çeşitli eleştiriler gündemde. Bu eleştiriler özetle şöyle:

► KURULUŞA İLİŞKİN ELEŞTİRİLER: Varlık fonları tasarruf fazlası olan ülkelerin dışarıya yatırım yapmak için kullandıkları bir araç. Türkiye güçlü hammadde ihracatı olmayan, cari açık ve bütçe açığı veren bir ülke. TVF de bu yüzden yatırım için değil borç alabilmek için kurulmuş bir yapı. Ana işlevi borçla kaynak bulmak olan bu sistem, yüksek cari açıkla malül ekonominin hastalıklarına çare değil hastalıkları besleyecek nitelikte. Sorun kamunun elindeki varlıkları teminat göstererek borç bulmak ise bu hiçbir değişiklik olmadan mevcut yapıyla da gerçekleştirilebilirdi. Bunun için bu kadar banka ve kuruluşu Sayıştay denetiminin de dışına kaçırmanın anlamı yok.

► AMAÇ VE FAALİYETLERE İLİŞKİN: Büyük yatırımları finanse etme amacı taşıyan TVF, 1994 ve 2001 krizlerini doğuran faktörlerden birisi olan bütçe dışı fonları hatırlatıyor. Kamu gelir ve harcamalarının tek bütçe üzerinden yürümesi en sağlıklı yoldur. TVF’nin temel kaynak yaratma yolu borçlanmak olacak. Bu da piyasada Hazine’ye rakip olacağı anlamına gelir. Bu da faizleri yükselterek Hazine’nin borçlanma maliyetini de artırır. Kaldı ki TVF’nin Hazine’den daha ucuza borçlanma şansı yok. Bu durumda yatırımlar için borçlanmak için ayrı bir yapı kurmak pahalı bir yol. TVF, bütçe birliğini bozarken net bir yarar da sağlamayacak. TVF’nin amaçları arasında 3. Köprü ve Havalimanı gibi ihaleyle özel sektöre verilmiş projelere finansman sağlamanın sayılması, soru işareti yaratıyor. Verilen alım garantilerine rağmen hala ihaleyi alan gruplara finansman desteğinden söz edilmesi kaygılara yol açıyor. Son olarak TVF’nin piyasalardaki dalgalanmalara karşı kullanılacağından söz edilmesi, uzun vadeli bir araç olması gereken TVF’nin kısa vadeli spekülatif piyasa oyuncusu haline gelebileceği kaygısı yaratıyor. Bu çerçevede Savunma Sanayii Fonu’ndan 3 aylığına 3milyar TL alınmasının gerekçesinin açıklanmamış olması da bir soru işareti olarak niteleniyor.

► DENETİME İLİŞKİN ELEŞTİRİLER: TVF tamamen kamu varlıklarıyla kurulmuş olmasına ve 200 milyar lirayı bulacağı söylenen devasa bir kamu fonunu yönetecek olmasına rağmen, kamu kuruluşlarının faaliyetlerini bütçe ve yasalara uygunluk açısından TBMM adına denetleyen Sayıştay denetimine tabi değil.

Başbakanlığın gönderdiği rapor üzerinden Plan ve Bütçe Komisyonu da bir denetim yapacak. Ancak bu denetimin bir yaptırım gücü mevcut yasada yer almıyor. Ayrıca denetçiler tarafından yapılacak denetimlerin sadece muhasebe verileri ve standartları ile sınırlı kalıp kalmayacağı belli değil. Denetimin etkinlik denetimi ve uygunluk denetimlerini de içermesine yönelik yasada herhangi bir hüküm bulunmuyor. Hem yöneticiler, hem de denetçiler Başbakan tarafından atanıyor. Bu durum denetimin ruhuna aykırı ve denetimin güvenirliğini sakatlıyor. Eleştirilere göre, üç kişilik bir heyetin bu kadar çok şirket ve fonun faaliyetlerini layıkıyla denetleyebilmesi mümkün değil. TVF’nin yapabileceği işlemlerin mevcut yapıyı değiştirmeden de kotarılabilir olması karşısında kamu kaynaklarının Sayıştay ve bütçe denetimi dışına çıkartılmasının doğurduğu kuşkulara da dikkat çekiliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir