(12:00)Serbest bölgelerde üretimin önü açılacak
(12:00)Serbest bölgelerde üretimin önü açılacak
MERSİN - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, serbest bölgelerin ekonomik gelişme açısından önemine dikkati çekerek, "Serbest bölgelerde üretimin önünü açmak üzere yeni bir kanun tasarısı hazırlığı içerisindeyiz" şeklinde konuştu. Bakan Tüzmen, Mersin Serbest Bölgesi'nin (MESBAŞ) 20. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törendeki konuşmasında, Önemli bir misyonu üstelenen MESBAŞ'ın günümüzde yüzde 100 doluluğa sahip, 796 bin metre karelik alanda, 41'i yabancı, 52'si yabancı ortaklı olmak üzere 431 firmayla yoluna devam ettiğini ifade eden Tüzmen, MESBAŞ'ın 6 bin 775 kişiye de istihdam olanağı yarattığını vurguladı. Türkiye'nin çeşitli coğrafyalarında kurulu bulunan 20 serbest bölgede, 505'i yabancı sermayeli olmak üzere 3 bin 388 firmanın 42 bin kişiye istihdam yarattığını ifade eden Tüzmen, buralarda 1,5 milyar dolarlık yatırımların, 149 milyar dolarlık ticaret hacminin bulunduğuna dikkati çekti. Günümüzde serbest bölgelerin, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin aynı bütünün birer parçası olabilmelerini sağlayan araçlardan biri olduğunu belirten Tüzmen, "Yerinde ve doğru kullanıldığında serbest bölgeler ülkelere çok değişik alanlarda fayda getirmiştir. Geçmişte Tayvan, döviz rezervlerinin yüzde 30'unu serbest bölgelerden sağlamış, Dubai, Jebel Ali Serbest Bölgesi sayesinde dünyanın en büyük 500 firmasının 75'ini bölgeye çekmiş, Tayland serbest bölgelerde 300 binden fazla istihdam yaratmış, Çin serbest bölgeleri kullanarak GSYH'sını 20 yılda 4 katına çıkarmıştır" dedi. OECD rakamlarına göre, bugün 130 ülkede 233'ü ABD, 138'i Çin ve 72'si Avrupa'da bulunmak üzere, 3 bin 500 serbest bölgenin faaliyet gösterdiğine dikkati çeken Tüzmen, şöyle devam etti: "Hükümet olarak, şu günlerde serbest bölgelerde üretimin önünü açmak üzere yeni bir kanun tasarısı hazırlığı içerisindeyiz. Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Dış Ticaret, Devlet Planlama ve Gümrük Müsteşarlıkları temsilcilerinden oluşturulan komite, serbest bölgelerde üretimi teşvik etmek üzere çalışmalarını sürdürmektedir. Serbest bölgeler ekonominin geleneksel enstrümanları içerisinde yatırım, üretim, ihracat ve yabancı sermaye zincirinde en etkin katalizördür. Türkiye bu enstrümana, özellikle uluslararası ticaret alanında büyük ihtiyaç duymaktadır." "Bu trendin devamlılığı şarttır" Bakan Tüzmen, serbest bölgelerin yerli yatırımcı kadar yabancıları da bölgeye çekebilmeleri gerektiğini söyledi. Yabancı sermayenin önemine işaret eden Tüzmen, "IMF ve OECD tarafından yapılan çalışmalar göstermiştir ki doğrudan yabancı yatırımın gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 1 oranında artarsa yıllık büyüme yüzde 0,6 oranında artmaktadır. Geçen 6 yılda, dünya imalat kapasitesinin Çin'e taşınması bu ülkenin imalat sanayi ihracatında yıllık ortalama yüzde 26'lık artışına imkan vermiştir" dedi. Türkiye'nin ise ilk kez 2006 yılında yabancı yatırım girişi açısından, gelişmekte olan ülkeler arasında Çin ve Rusya'dan sonra üçüncü ülke konumuna yükseldiğini anlatan Tüzmen, şöyle devam etti: "Bu trendin devamlılığı şarttır. Serbest bölgelerin önemli işlevlerinden biri de yabancı sermayeli yatırımlar için elverişli ortam oluşturmaktır. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler (GYÜ) için sevindirici gelişme, doğrudan yabancı yatırımların coğrafi yapısının değişim göstermesidir. Gelişme yolundaki ülkeler artık sadece yabancı yatırım çekmekle kalmamakta, aynı zamanda, diğer ülkelere yaptıkları doğrudan yabancı yatırımlar da artış göstermektedir. Önümüzdeki dönemde de özellikle GYÜ'lere gerçekleşen yüksek miktardaki sermaye akımının devam etmesi beklenmektedir. GYÜ'ler bölgelerindeki ülkeler için birer cazibe merkezi haline gelmektedir." Tüzmen, 2002-2007 yılları arasında yaklaşık 122 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan ve 470 milyon dolarlık fon geliri sağlayan Türkiye'deki serbest bölgelerde hali hazırdaki kullanıcılarının altı tanesinden birinin yabancı sermayeli olduğunu kaydetti. Ayrıca Tüzmen, serbest bölgelerin yatırım ve ticarete ilişkin unsurlarının doğal olarak kümelendiği alanlar olmakla birlikte, lojistik sektörü açısından da önem arz ettiğini ve ülke ekonomisinde hizmet sektörünün bir zinciri olarak yer bulduğuna dikkati çekti.