(13:00)ATO faiz artırımını eleştirdi: Sorumluluk hükümetin

(13:00)ATO faiz artırımını eleştirdi: Sorumluluk hükümetin

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararını onaylamadığını bildiren Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "Sorumluluğun hiçbir ekonomik politikası olmayan hükümete ait olduğunu vurgulamak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu. Sinan Aygün, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun kısa vadeli faizleri 0,5 puan artırarak, gecelik borçlanma faizini yüzde 15,75, borç verme faizini de yüzde 19,75'e çıkarmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, ekonominin büyüme hızının düştüğü, işsizliğin yükseldiği bir dönemde faiz oranlarının yükseltilmesinin, büyüme hızını iyice yavaşlatıp, işsizliği daha da artıracağını ifade etti. Aygün,"Ekonomideki büyüme geçen yıl yüzde 5'in altına inmişti, bu yıl da yüzde 4'ün altına iner. İşsizlik en son yüzde 11,6'ya yükselmişti. Bundan sonra yüzde 12-13'ü zorlar" dedi. Hükümetin, "faiz ve enflasyon beni ilgilendirmez" havasında olduğunu ve faiz artırımı nedeniyle bir kesimin Merkez Bankası'nı suçladığını ifade eden Aygün, "Merkez Bankası faiz oranlarını artırmadan önce Hazine'nin iç borçlanma faizleri zaten yüzde 20'yi bulmuştu. Merkez Bankası'nın bu kararını onaylamamakla birlikte faiz oranlarının yükselmeye başlamasının sorumluluğunun da hiçbir ekonomik politikası olmayan hükümete ait olduğunu vurgulamak istiyorum" dedi. "Yeni bir ekonomik programa ihtiyaç var" Aygün, enflasyonun geldiği bu noktadan daha aşağıya indirilmesinin para politikalarıyla mümkün olmadığını, hükümetin yapısal ekonomik sorunların çözümü konusunda adım atarak enflasyonun düşürülmesine destek olması gerektiğini söyledi. Merkez Bankası'nın faiz artırımına enflasyonu kontrol altına alabilmek amacıyla gittiğini açıkladığını belirten Sinan Aygün, enflasyonun yükselmeye başlamasında, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların yanı sıra döviz kurlarında son aylarda yaşanan dalgalanmaların fiyatlara yansımasının da etkili olduğunu söyledi. Aygün şöyle konuştu: "Türkiye'de faiz oranlarını artırarak dünya enerji fiyatlarını düşüremeyeceğimize ve faiz yüksek diye halk daha az gıda tüketmeyeceğine göre, faiz artırımının asıl hedefinin sıcak para olduğunu söyleyebiliriz. Aynı olayı Haziran-Temmuz 2006'da da yaşamıştık. Şimdi yeniden yaşıyoruz. O dönemde yapılan faiz artırımı da yatırımları azaltıp, ekonominin büyüme hızını düşürüp işsizliği artırmaktan başka bir işe yaramamıştı. Şimdi de yaramayacak. Türkiye ne ekonomik büyümeden ne de fiyat istikrarından vazgeçebilir. İkisinin bir arada gerçekleştirilebilmesi için de yeni bir ekonomik programa ihtiyaç var. Bu ihtiyacı görmezden gelerek alınacak bütün kararlar Türk halkına zarar verir."