”2009'da bölgesel teşvikler uygulanmaya başlayacak”
Şimşek, teşvik sisteminin bazı illerde çok başarılı olduğunu, doğuda daha istenilen hareketliliğin olmadığını belirtti
TATVAN - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Bitlis’de iş adamlarına, 2009 yılında bölgesel teşvikler uygulanmaya başlanacağını belirtti.
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) tarafından organize edilen ve Tatvan Kardelen Otel’de gerçekleştirilen toplantıda, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek TÜGİK üyelerinin sorularını yanıtladı. İş adamlarının bölgeye yönelik özel önlemleri sorması üzerine, teşvik sisteminin yeniden gözden geçirildiğini hatırlatan Bakan Şimşek, teşvik sisteminin bu hali ile bazı illerde çok başarılı olmasına karşın, özellikle doğu ve güneydoğu illerinde istenen nitelikte bir hareketlilik yaşanmadığını kaydetti. Şimşek, bunun arkasında birçok neden olabildiğini, ancak teşvik sisteminin daha rasyonel bir hale getirilebileceğini belirterek, bu konudaki çalışmalar hakkında şu bilgiyi verdi:
''Yeni teşvik sisteminde esnek olsun, bölgesel kalkınmışlık farkları dikkate alınarak teşviklerden kademeli olarak yararlanılsın, iller zenginleştikse teşvikler azalsın, bütün iller eşit olarak aynı teşviği almasın, bir de proje bazında bir teşvik sistemi olsun. Dolayısıyla şu anda üzerinde çalıştığımız, 2008 yılının son çeyreğinde hukuki altyapısını oluşturacağımız ve 2009 yılında uygulamaya başlanacak teşvik sistemde bölgesel teşvikler olacak. Ama bu bölgesel teşvikler, az gelişmişlikten uzaklaştıkça azalan teşvikler olacak. Örnek olarak, Bitlis’e teşviği yüzde 80 olarak verirsiniz, Hakkari’ye yüzde 100 verirsiniz. Diyarbakır, Gaziantep’e geldiğinizde teşvik daha da azalır. Tamamen bir çok sosyo gelişmişlik verisine dayalı bir çalışma başlattık.’’
Proje bazında teşviğin önemine işaret eden Bakan Şimşek, projenin büyüklüğüne bağlı olarak değişik paketler önerilerek, büyük yatırımların çekilebileceğini anlattı. Dünya Ticaret Örgütü ve AB düzenlemelerine göre sektörel teşvik uygulamanın zor olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, sanayi envanteri çıkarıldığını hatırlatarak, kapasite ve nitelik itibariyle anlamlı olmayan sektörlere teşvik verilmemesi gerektiğini vurguladı. Şimşek, ''Genel olarak teşvik sistemi gözden geçirilirken, sınır ve sınıra yakın bölgelerde çok daha radikal adımlar atılabilir mi? Ona da bakılacak’’ dedi. Sınır ticaretinin geliştirilmesine yönelik daha önce bazı adımlar atıldığını ancak uygulamada büyük başarı sağlanmadığını kaydeden Bakan Şimşek, bu anlamda da yeni açılımlar yapılabileceğini belirtti.
"Gelir dağılımındaki bozukluk sadece bizde yok"
Şimşek, Türkiye’de bölgeler arası gelir dağılımının bozukluğu üzerine, gelir dağılımındaki bozukluğun sadece Türkiye’ye özgü bir konu olmadığına, Londra’daki satın alma gücü paritesinin bir çok Avrupa başkentlerinin 10 -15 katı olduğuna işaret etti. Şimşek, toplantıda, gelir dağılımındaki adaletin gini katsayısı ile ölçüldüğünü hatırlatarak, ‘'Kendi dönemimiz açısından gelir dağılımı daha adaletli hale geldi. Bunun gini katsayısındaki değişimden de görüyoruz. Gini katsayısı 1 olursa tamamen adaletsiz dağılımı, 0’a yaklaştıkça adaletli bir dağılımı gösterir. En son yapılan hesaplamalara göre, Türkiye’deki gini katsayısı, 2002’ye göre 0,4’ten 0,30’lu rakamlara indi’’ dedi. Bunda hükümetin sosyal nitelikli uygulamalarının etkili olduğunu anlatan Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
''Her şeyden önce ücret artışlarında en düşük memur ücreti veya asgari ücreti çok daha yüksek oranda artırdık. Bunun her tarafa yansıması lazım. Ayrıca ister köylü, ister işçi, isterse ağa olsun fark etmez, 18 yaşına kadar olan herkese genel sağlık sistemi kapsamında hizmet vermeye başladık. Devlet bir anlamda sosyal devlet niteliğini de uygularken, geliri biraz daha adaletli dağıtmaya yönelik bir çabaydı. Sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı destekleme sistemi içerisinde yoksullara yönelik bir takım programlar da uygulanıyor. Bu yıl 1,4 milyar YTL kaynak ayrıldı. Kuraklığın getirdiği etkileri bir kenara bırakırsak, tarım sektörüne 5,7-5,8 milyar YTL geçmişle karşılaştırılmayacak boyutlarda destek veriliyor. Nereden bakarsanız bakın hiçbir ülkede gelir dağılımı mükemmel değildir. Yalnız matematiksel adalet imkansız. Ancak hükümetimiz, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak için, attığı bütün adımlarda sistematik olarak bunu ön plana çıkardı.''
"Her şeyden önce küresel rekabet gücüne sahip olmalıyız"
Bakan Şimşek, AKP'nin "kapatılması istemiyle açılan davanın sonuçlanmasından sonra iş dünyasını rahatlatmak için ne tür önlemler alınacağı" ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'deki yapısal problemlerin 2-3 yılda ortaya çıkmadığını, 3-5 yılda da çözümlenecek cinsten olmadığını vurguladı. Şimşek, "Değişik kesimlerin Türkiye'nin yeni bir programa ihtiyacının olduğunu" söylemesine karşın, kimsenin içeriğini doldurmadığını belirterek, Türkiye'yi her şeyden önce küresel rekabet gücüne sahip bir ülke haline getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
"Gümrük duvarları, koruma duvarları yıkılarak dünyanın dümdüz hale geldiğine" işaret eden Şimşek, rekabet gücünü artırmak için buna etki eden faktörler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Şimşek, bu bağımlılığı azaltmak için kamunun elindeki bütün HES projelerini özel sektöre devrederek, yatırımların hızlandırmasını öngördüklerini, ayrıca rüzgar enerjisi konusunda bir harita hazırlayarak, 3 bin megavatlık bir yatırım için lisans verildiğini, ayrıca Eylül ayında nükleer enerji ihalesine çıkacaklarını hatırlattı. Enerjide özelleştirmenin hızlandırılması ile de hem verimliliğin hem de kalitenin artacağını, bunun birim maliyetlerin aşağı çekilmesini de sağlayabileceğini anlatan Şimşek, 2002-2006 döneminde elektriğe hiç zam yapılmadığını hatırlatarak, böylece sanayiye adı konulmadan bir sübvansiyon sağlandığını, üretici fiyatları endeksi dikkate alındığında da bunun parasal değerinin 25 milyar YTL olduğunu söyledi.
"Bunun mantıklı olmadığını", bu nedenle maliyet esaslı fiyat politikasına geçildiğini belirten Şimşek, "Bu orta ve uzun vadede, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacaktır, verimliliği, kaliteyi, tasarrufu artıracaktır. Bu da rekabet gücünü olumlu etkileyecektir. Ben buna inanıyorum. Başka kolaycı bir çözümünüz varsa söyleyin. Başka hiç bir kolaycı çözüm göremiyorum" diye konuştu.
Türkiye'de ar-ge çalışmalarını artırmak için yasa hazırlandığını, şirketlerin bu amaçla yapacakları çalışmaların neredeyse yüzde 90'ını vergi dışı bıraktıklarını hatırlatan Bakan Şimşek, "dünyada tesadüflere yer olmadığını, teknoloji, marka geliştiren, katma değeri yüksek, teknoloji ürünü üreten ülkelerin gelişebildiğini" söyledi. Bilgi alt yapısı yanında ulaştırma alt yapısının da iyileştirildiğini, 7 bin kilometre duble yol yapıldığını, demir yollarına yatırım yapılmaya başlandığını anlatan Şimşek, iş ortamının iyileştirilmesine yönelik alınan önlemler sayesinde, Türkiye'nin, Dünya Bankası'nın sıralamasında 93'üncü sıralardan 57'inci sıralara yükseldiğini, hedeflerinin bunu 2012 yılında ilk 17 arasına sokmak olduğunu kaydetti.