”2009'u küçülmeden kapatma ümidimiz var”
İş Bankası Genel Müdürü Özince, ekonominin daha aktif, daha zengin politikalarla yönlendirilebilmesiyle küçülmenin engellenebileceğini söyledi
İSTANBUL - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, büyümeye ilişkin olarak, 2009 yılında bir artı rakamı, ekonominin büyümesini sağlayacak bir performansın pek olanaklı görünmediğini belirterek, "Belki yılın bundan sonraki bölümünde ekonomide son günlerde alınan önlemlerde olduğu gibi daha aktif, daha zengin politikalarla yönlendirebilirsek 2009'u belki küçülmeden kapatma ümidimiz olabilir" dedi.
Özince, bankanın 2008 yılı faaliyet sonuçlarına ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, krizin finansal sektörde sermaye ve sermayedarın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini dile getirerek, 2009'da dünya çapında önemli bir gelişme beklenmediğini, 2009'un son çeyreği diye ümit edildiğini söyledi.
Dünya ekonomisinde lider ülke ve kuruluşların dünya ticaretini tekrar etkin bir şekilde çalışmasına ve artmasına olanak sağlayacak önlemler almalılar düşüncesinde olduğunu ifade eden Özince, "Ne kadar erken başlatılırsa ne kadar etkin uygulanırsa uluslararası kuruluşlar konuyla ne kadar yakın uğraşırsa dünya ekonomisinin güven darlığı nedeniyle daralan finansal ilişkileri tekrar çalışmaya başlayacaktır" dedi.
Özince, Türkiye'nin krizden yine de görece az etkilenmiş ülkelerden biri olduğunu kaydederek, "Az etkilenme nedir? Finans sektörü oyuncularında iflaslar yaşanmadı. Bu bir gerçek, devamlı bu gerçeği sayıp durmanın bir yararı olmadığını düşünüyorum" ifadesini dile getirdi.
Türkiye'nin büyümeyle ilgili göstergeye çok önem vermesi gerektiğini, Türkiye'nin önümüzdeki dönemlerde dünya ekonomisinden etkilendiği ölçüde büyüme hızınını yavaşlayacağının düşünüldüğünü aktaran Özince, büyümeye ilişkin telaffuz edilen rakamların "revize edile edile epeyce tutarlılığını yitirdiğini" söyledi.
Ersin Özince, "Artı rakamlar telaffuz ediyorduk geçen yıl sonu ve bu yıl başı civarında 2009 yılı büyümesiyle ilgili... Gelişmeler de gösteriyor ki 2009 yılında bir artı rakam, ekonomimizin büyümesini sağlayacak bir performans pek olanaklı görünmüyor. Belki yılın bundan sonraki bölümünde ekonomimizi son günlerde alınan önlemlerde olduğu gibi daha aktif, daha zengin politikalarla yönlendirebilirsek 2009'u belki küçülmeden kapatma ümidimiz olabilir" diye konuştu.
Büyüme dışındaki konularda çok fazla endişe duymadığını söyleyebileceğini ifade eden Özince, "Enflasyon konusunda da endişe duymuyorum. Merkez Bankası bu konularda son derece net. Kur konusu... Sayın Merkez Bankası Başkanının değerlendirmelerine katılmamak mümkün değil. Çalkantılı bir dönem yaşayabiliriz. Ama orada da o çalkantıların çok çok aşırı çok eski, geçmişte kalan deneyimlerimizle benzeşik olmayacağını düşünüyorum" dedi.
Özince, faiz indirimlerinin, özellikle Merkez Bankasının aksiyonlarıyla ve bankacılık sisteminin takibiyle sürdüğü dikkate alınırsa iç borçlanma faizlerinde de tolere edilebilir seviyelerde olduğunu, reel faizin de görece olarak ciddi seviyede azaldığını düşündüğünü anlattı.
"Aktif büyüme yüzde 26 oranında gerçekleşti"
İş Bankası Genel Müdürü Özince, bankacılık sektörünün 2008'de aktif büyümesinin yüzde 26 oranında gerçekleştiğini belirterek, "Bankacılık sektörü ve sermaye piyasasının büyütülmesine devam edilmesi lazım. Önlem mönlem deniyor ya... En başta mali sektörümüzü çok daha ciddi önlemlerle büyütmeye çalışmamız lazım. Bu kadar büyük bir ekonomiye veya büyüklük beklentisi olan ekonomiye bu kadar ciddi bir misyon üstlenen bir devlete bu boyutta bir mali sektör, ekonomi politikaları cevap vermiyor" diye konuştu.
Mevduatın, Türk bankacılık sisteminin en önemli kaynağı olmaya devam ettiğini, dünyada mevduat bankacılığının yapılmaya devam edildiği sayılı ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getiren Özince, 2009'da bankacılık sektöründe önde tutulacak unsurları, aktif kalitesini korumak, hizmet etkinliğinin artırmak, müşteri memnuniyetini yükseltmek, maliyet kontrolüne ağırlık vermek şeklinde sıraladı. Özince, "Ekonomide yeni bir dalga ortaya çıkmadıkça bankacılık sektörü daha çok elindekini daha verimli yürütmeye çalışacaktır" dedi.
"Kredi yapılandırmasının son derece uygun olduğunu düşünüyorum"
Özince, konuşmasında İş Bankasının finansal sonuçlarına da değinen Özince, bankanını kredide sektörden daha hızlı gelişme gösterdiğini, kredi politikasıyla ilgili istikrarlı bir duruş sergilemeye özen gösterdiklerini ifade etti.
2008'de halka açık iştiraklerinin borsalardaki düşüşler nedeniyle değerlerinde ciddi azalışlar olduğunu anlatarak, bu düşüşe rağmen öz kaynaklarının oluşan piyasa koşullarında dahi faaliyetlerini geliştirebilecekleri seviyesini koruduğunu vurguladı.
@page@
Geçen yıl sonu itibarıyla 47,6 milyar liralık krediyi, bin 600'ün üzerinde kurumsal, 230 bini aşan ticari, 1,4 milyon kadar bireysel kredi, 3,8 milyon civarında da kredi kartı müşterisinin kullandığını bildirdi.
Özince, 2001 krizinde sorunlu kredi portföyü en yüksek bankalardan biri olduklarını, yüzde 20'leri aşan sorunlu kredi portföyüne sahip olduklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"O dönemle bu dönem arasında büyük farklılıklar var. Ama netice itibarıyla biz zarar ilan ettiğimiz o yıl, yüzde 30'a yakın kredi portföyününü kaybedildiği yılda dahi sorunların üstesinden gelineceğini söylemiştik. Bu seviyelerdeki sorunlu kredi oranını birçok sıkıntılı yön taşısa da İş Bankası açısından çözümlenebilir olduğunu düşünüyorum. İş Bankasının tahsili gecikmiş alacaklarıyla ilgili en önemli politikalarından bir tanesi teminat durumuna bakmaksızın sorunlu hale gelmiş kredilere yüzde 100 karşılık ayırmasıdır. Bankacılık sektörümüzde bu zorunlu olmayan politikayı çok fazla banka uygulamıyor. Benim bildiğim kadarıyla diğer büyük bankalar arasında bir veya birkaç bankada böyle politika görebilirsiniz. İş Bankası gerekli olanının üzerinde kredi karşılığı ayırma politikasını bugüne kadar sürdürdü. Bundan sonra sürdürür mü bilemiyorum. 2008 bilançosunda tüm sorunlu kredilere yüzde 100 karşılık ayırmıştır."
Kredi yapılandırmasının son derece uygun olduğunu düşündüğünü dile getiren Özince, İş Bankası olarak her zaman borcunun ödemeye niyeti ve imkanı olan borçluyu her zaman makbul adlettiklerini söyledi.
Ersin Özince, önümüzdeki ay bir sendikasyon yenilemeleri olduğunu ve bunu en uygun koşullarda büyük oranda yenilemeye çalışacaklarını belirterek, bunun tamamını geri ödeyecek likiditenin de aylar öncesinden hazırlanmış durumda bulunduğunun altını çizdi.
"Sorunlu kredilerde 2001 ile 2009 yılları kıyaslanamaz"
Özince, bankanın 2008 yılı faaliyet sonuçlarına ilişkin düzenlenen basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Sorunlu kredilerle ilgili bir soru üzerine Özince, sorunlu kredilerde 2001 ile 2009 yıllarını kıyaslamanın mümkün olmayacağını, 2001'de riskler büyük firmalarda olurken şimdi riskin çok yaygınlaştığını, bunun da önemli avantajlar sağladığını, ayrıca Türk halkının borç ödeme alışkanlığının çok yüksek olduğunu söyledi.
Özince, "ABD'deki gibi tutsat (mortgage) krizi çıkar mı? Bu şartlarda çıkmaz. Çünkü biz borcu son kuruşuna kadar ödemeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Ersin Özince, İş Bankası olarak, olanakları ölçülerinde ödeme imkanı ve niyeti olan her nevi borçluyu yeniden yapılandırma konusuna olumlu baktıklarını ifade etti.
"Banka olarak kar dağıtıp dağıtmayacaklarına" ilişkin bir soruya karşılık da Özince, "Yönetim Kurulumuz Genel Kurulumuza bu konuda bir öneride bulunmayı düşünüyor. Buna Genel Kurulda karar verilecek" yanıtını verdi.
Bankacılık sektöründe 2007 yılındaki gibi bir karlılığı bulamayabileceklerini dile getiren Özince, özellikle 2009 yılında da bankacılık sektörünün son dönemlerde artan serbest sermayelerinin etkisiyle ciddi karlar edeceği kanaatini taşıdığını vurguladı.
Özince, sendikasyonla ilgili olarak ise "Sendikasyon 900 milyon dolar seviyesinde. Nisan ayının son günlerinde ve bir yıl. Bunun yüzde 70-75'ler civarında yenilenmesi mümkün. Tamamının parası da cebimizde hazır" dedi.
"İleriye dönük politikalara odaklanmak gerek"
Bir gazetecinin, "Siyasi istikrarla ilgili kaygı duyuyor musunuz?" sorusu üzerine Özince, şunları kaydetti:
"Böyle bir kaygı duymak istemiyorum. 2009 yılının yeterli bölümünü bu tür konularla meşgul olarak geçirdik. Türkiye'nin muhakkak ileriye dönük politikalara odaklanması gerektiğine inanıyorum. Şimdi seçimler de bitti. Nasıl '2009'da büyüme yüzde 2 olur diye düşünüyorum' demiştim, şimdi revize etmek durumunda kalıyoruz. Kendi çalışmalarımızı, bütçemizi dahi sürekli revizyon içinde tutuyoruz. Türkiye ekonomisi için de yeni bir yön belirleme ihtiyacına katılıyorum. Siyasi istikrarsızlığın olmasını hiçbirimizin arzu etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin özellikle faiz yükü olan, yabancı sermaye ihtiyacı olan bir ülke olarak siyasi istikrarsızlığı çağırmaması lazım, hiçbir istikrarsızlığı çağırmaması lazım."
"Eleman çıkarması yapmıyoruz, eleman alımı yapıyoruz"
İştirak satışını şu anda düşünmediklerini ifade eden Özince, eleman alımıyla ilgili bir soruya, "Eleman çıkarması yapmıyoruz, eleman alımı yapıyoruz ve bunu da yüzlü rakamlarla yapıyoruz" karşılığını verdi.
@page@
Özince, bugün itibariyle büyük şirketlerin kredilerinde bir sorun bulunmadığını belirterek, "Şu anda Türk şirketlerinde bir kredibilite bozulması çok aşırı seviyede görülmüyor. Bundan sonra görülebilir mi? Şartlar kötüleşirse görülebilir. İş Bankası portföyünde sorunlu kredi rakamları içinde büyük şirket neredeyse yok denecek kadar azdır" şeklinde konuştu.
Mali sektöre karşı acil önlem beklentileri bulunmadığını dile getiren Özince, İş Bankası olarak, Türkiye Bankalar Birliğinin sürdürdüğü, İstanbul'un finans merkezi olması düşüncesine kadar oluşan politikalara inandıklarını vurguladı.
Özince, yerli sermayenin mutlaka gelişmesini istediklerini, bunun gelişmesi için de vergi sistemi, kayıt sistemi, yatırımcının desteklenmesi gibi uygun koşulların yaratılması gerektiğini vurgulayarak, "Bütün belirsizliklerin, IMF de dahil, ister olumlu ister olumsuz ortadan kaldırılması lazım" dedi.
"Seçim hepimizi etkiledi"
Özince, açıklanan ekonomik paketlerle ilgili olarak da şunları ifade etti:
"Bunda da kanaatim olumludur. Daha eksik-fazla ne yapılırdı bilmiyorum. Bunu bilmek için sorumluluk mevkisinde olmak lazım. Sorumluluk mevkisinde olmayan kişilerin 'şu da yapılsaydı, bu da yapılsaydı' diye belirsiz reçete vermesini de uygun bulmuyoruz. Burada Merkez Bankası Başkanımız son derece nezih bir şekilde ülkemizin alacağı önlemlerin ülkemizin imkanlarıyla mütenasip olması gerektiğine işaret etmişti. Aynı şekilde düşünüyorum. Tabii bu imkanlarla daha iyi yapılabilir miydi? Kanaatimce yapılabilirdi. Mesela yerel seçim olmasaydı belki ilk 3 ayın içinde daha hızlı hareket edebilirdik. Seçim hepimizi etkiledi. Biz dahil seçim süreci her şeyi olumlu olmayan tarzda etkiledi. Türkiye ekonomiye, özellikle iç ve dış ticareti nasıl geliştireceğine odaklanarak yeni açılımlar yapmalıdır."
Özince, İş Bankası'nın büyüme hedefini de yüzde 10 olarak düşündüklerini belirtti.
"Dövizle borçlanmayı hiç tavsiye etmiyorum"
Faizlerin düşmesini desteklediklerini, İş Bankası'nın da düşük faiz ortamında yüksek cirosuyla ayrıca başarılı olduğunu söyleyen Özince, şöyle devam etti:
"Faizler düşmelidir. Yalnız enflasyonla ilgili beklentileri de dikkate alarak Türkiye makul reel faiz vermek durumundadır. Faiz oranları her yönden azalacak fakat orada da bir hassasiyet noktasına geldiğimiz kanaatindeyim. Çok da fazla düşüş mümkün değil. Vadeli mevduat sahibi faizi beğenmelidir. Beğenmezse başka dengesizlikler olur ve kur hareket edebilir. Kurla ilgili ani beklentim yok, ama olabilir. Merkez Bankası 'dikkatli olun, çalkantıya hazır olun' diye bunun çok net ifadesini kullanmıştır."
Dövizle tasarruf yapmayı, dövizle borçlanmayı hiç tavsiye etmediğini vurgulayan Özince, döviz geliri olmayanın katiyen dövizle borçlanmaması gerektiğini söyledi.
Özince, tahsili gecikmiş alacaklarla ilgili 350 milyon lira tahsilat yaptıklarını bildirdi.
"Büyüme rakamları kötünün iyisi"
Büyüme rakamlarını "Kötünün iyisi" olarak değerlendiren Özince, "Yılın ikinci çeyreğinde hareketlenme olursa, ekonomistler yüzde 3-4 daralma bekliyorlardı, belki onun azı olur. Dilerim Türkiye küçülmeden geçer, ama yüzde 2-3 oranlarında daralma mümkün gibi görünüyor" dedi.
Özince sicil affıyla ilgili olarak da sicil affına mutlaka uymak zorunda olduklarını, ancak bir yandan da bir daha sorun çıkmaması için müşterinin geçmişini incelediklerini belirterek, "Şu anda Türkiye'nin önde gelen gruplarından borcunu yapılandırdığımız firmalar var. Yeter ki iyi niyet olsun. Sicil affına da her türlü yapılandırma düşüncesine de İş Bankası olumlu bakıyor. Bu politikalara her yönüyle destek veriyor" şeklinde konuştu.