2023 hedefi uzak ama imkansız değil

OVP'nin açıklanmasının ardından, büyümedeki düşük hedef, akıllara 2023 yılı “500 milyar dolar ihracat ve dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefinde de sapma olur mu?” sorusunu getirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İşadamları bugünkü rakamlar ışığında 2023 hedeflerine uzak olduklarını gizlemiyor ancak umutlarını da yitirmiş değiller... Sanayiciler ve çok sayıda sektör temsilcisi, nihai hedefe ulaşma konusunda kararlılıkla devam edeceklerini yineliyor.


Gamze ŞENER
Leyla İLHAN

İSTANBUL - ASO ve OSBÜK Başkanı Nurettin Özdebir: Orta vadeli program, makroekonomik büyüklükler açısından çok fazla bilgi içermemektedir. Bizlerin önümüzü görmesine yardımcı olmak için hazırlanan OVP, bu fonksiyonunu yerine getirememekte daha çok temenni olarak kalmaktadır. Türkiye’nin yüzde 6’nın altında büyümemesi lazım. Bunu sürdürebilir  potansiyeli var. Korkak bezirgan ne kar eder ne zarar eder lafı vardır. Enflasyonun daha birkaç sene yüzde 9 civarında seyredeceği görülüyor. Bunun altına inmesini zor görüyorum. Enflasyon içinde üretimden kaynaklanmayan, vergi, ÖTV gibi zamların da payı küçümsenmeyecek kadar büyük. Türkiye’nin bu hedeflere ulaşabileceği potansiyeli var. Ancak OVP’deki verilerle bunlara ulaşmak oldukça zor.

İSO Başkanı Tanıl Küçük: Türkiye 1923-2011 arasındaki 88 yıllık dönemde yılda ortalama yıllık ortalama yüzde 4.7 oranında büyüdü. 2013-2015 yıllarını kapsayan OVP’de de öngörülen yıllık büyümeler bu civarda. Dolayısıyla, takip eden yıllarda daha yüksek oranlarda büyüyemediğimiz takdirde 2023 beklentilerinden bir miktar uzaklaşıldığı söylenebilir. İhracatta hedeflerin revize edilmesi gerektiği düşüncesinde değiliz. Zaten, önceki OVP ile yeni yayımlanan OVP arasında da dış ticaret rakamları açısından fazla bir farklılık bulunmuyor.

ASKON Başkanı Mustafa Koca

[PAGE]

ASKON Başkanı Mustafa Koca: OVP, 2023 hedeflerine ulaşma konusunda bizi bir adım geriye düşürdü. Bundan şüphe yok. Artık ekonomide ulaşılamayan tüm kılcal damarlara ulaşmamız gerekli. Özellikle yapılan zamların kısmi etkisi muhakkak olacaktır. 2023 hedeflerine ulaşmak için her yıl yüzde 10 arasında mutlak büyümemiz gerekiyor. OVP hayata geçerse dengeli ama 2023 hedeflerinden taviz verilmiş bir şekilde büyüyeceğiz. Ne yapıp yapıp ekonomide İstiklal Savaşı ilan etmeliyiz.

KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik: Dünyada bu halde devam ederse ve bizde 2-3 büyürsek buda fena değil. Ama dünyanın ve Avrupa’nın büyüme hızı değişirse yüzde 3’ler yetmez. Ancak Türkiye’de başka problem var. Ekonomiyi sıkıştırıp cari açığı daraltırken paraya yönelik değil yapısal problemlere çözüm üretmek lazım. Cari açık ve ihracat ülkenin ve enflasyon yapısal problemi. O yüzden bu yapısal sorunlara radikal çözümler üretilmeli.

İhracat yapıyoruz ancak ülkeye bıraktığı katma değer ne kadar, ithalattan sonra kalan kısım ne kadar ona bakmak lazım. Burada büyük hedef cari fazlalık nasıl verilir bu olmalı.Türkiye’nin 2023 belirlediği 500 milyar dolarlık ihracata ulaşması çok kolay.

TGSD Başkanı Cem Negrin: Bu programda Türkiye’nin büyüme hedefi yüzde 3’e düşürülerek aslında en kötüsünü düşünerek yapıldı. Bence bu hedeften daha iyi sonuçlar çıkacak. Türkiye ihracatta henüz Avrupa’ya bağlı. İhracatının yüzde 70-75’ni Avrupa ülkelerine gerçekleştiriyor. Geçen yıl 16 milyar dolarlık ihracat yapmıştık. Bu yılda aynı rakama ulaşacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’nin 2023 hedefi olan 500 milyar dolarlık ihracata ulaşmak içinde varmak içinde moral bozmak yerine çalışmak gerekiyor. Şu anda baktığımızda Avrupalı ve Amerikalı yatırımcı Türkiye’de yatırım yapmak için fırsat arıyor. Avrupalı bu firmalar kendi ülkeleri yerine Türkiye’de yapmak istiyor.Türkiye’de para kazanmayı daha akıllıca buluyorlar. Buda Türkiye’nin büyümesine ve gücüne güç katacak. Ayrıca yeni teşvik bölgelerinden de 3 yıl içinde sonuç alınacak. Bu programla birlikte Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşeceğini de düşünmüyorum. Son 10 yıla baktığımızda insanların daha fazla harcama yaptığını görüyoruz. Ayrıca giderek firmalar daha fazla yönetici ve müdür istihdam ediyor.

SANKO Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu: Sanko olarak ihracat hedeflerimizi revize etmeyi düşünmüyoruz. Yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz. Her sektör kendi bazına bakarak düşünmeli. Ortalamaya bakarsak da bazı sektörler ihracat rakamlarını geriye çeker bazıları devam eder. Ancak kurtuluş ihracatta. Biz de elimizden geldiğince ihracatı artırmayı düşünüyoruz. Demir-Çelik Sanayicileri Derneği Genel Sek. Veysel Yayan: Yapılan iş yani büyüme hedefinin revize edilmesi, ana hedefe giderken taktik değişikliği yapmak anlamına geliyor. Biz kendi hedefimizi tutturma gayretinde olacağız. Demir-çelik sektörü olarak bizim hedefimiz gerçekliğini koruyor. Hükümetin attığı adımları daha fazla düşünerek yapacağı kanaatindeyiz. Hedef koyup, o hedeflere ulaşmamızı zorlaştıracak işler tutarlı olmaz.

Orka Group CEO’su Süleyman Orakçıoğlu: Bazı hedeflerin gerçekçi olması gerektiği tartışılmaz. Avrupa’nın da büyüme hedefleri eksi çıkacak. Konjenktür sadece bizimel ilgili değil, tüm dünyada büyüme hedefleri revize edilmeli. Her yerde kriz var. Yüzde 38 ihracatımızı AB’ye yapıyoruz. Bu yüzden hedefler gözden geçirilmeli. Ancak ben umutsuz  eğilim. 500 milyar dolarlık ihracat hedefine halen ulaşılabilir. Çünkü krize rağmen ihracatımız da artıyor.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: Mali disiplinden fedakarlık etmeyeceğiz Stratejik İletişim Merkezi tarafından düzenlenen İstanbul Forum’da konuşan Babacan, 2009 yılında Türkiye’de ekonominin daraldığı bir dönemde harcamaları azaltıp yeni vergiler getirdiklerini ve konunun da ülke içinde çok tartışıldığını hatırlatan Babacan, “Bizde devlete güven esastır, devletin kredibilitesini tartıştırmayacağız. Devletin ödemesi tam gününde yapılacaktır. Mali disiplini ön planda tutacağız” dedi.

2023 hedeflerine ulaşmak zorlaşıyor

ANALİZ / Talip AKTAŞ

[PAGE]

2023 hedeflerine ulaşmak zorlaşıyor

ANALİZ / Talip AKTAŞ

 

2023-12.jpg

Hükümetin önceki gün açıkladığı 2013-2015 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program
(OVP) ve Orta Vadeli Mali Plan (OVMP), 2023 yılı için belirlenen temel makro
hedeflerin tutturulabilmesi için 2016 ve sonrasında ortalama oranların üstünde bir
büyüme ve ihracat artışını zorunlu kılıyor.

OVP’deki verilere göre, 2012 yılında yüzde sabit fiyatlarla 3.2 düzeyinde gerçekleşmesi beklenen büyüme için, 2013’te yüzde 4.0, izleyen iki yılda da yüzde 5.0 oranları öngörülüyor. Buna göre, GSYH’nın cari fiyatlarla 2012 yılında 799 milyar dolar, izleyen üç yılda da sırasıyla 858, 919 ve 998 milyar dolar olarak gerçekleşeceği tahmininde bulunuluyor. Bu rakamlar ise, dolar bazında sırasıyla yüzde 3.4, 7.4, 7.1 ve 8.5 oranında büyümeye denk geliyor. Dolar bazında 2012-2015 arası üç yıllık dönemde ortalama büyüme oranı ise 7.7’ye denk geliyor.

998 milyar dolar olarak tahmin edilen 2015 yılı GSYH büyüklüğü dikkate alındığında ise, Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023 için 2 trilyon dolarlık GSYH büyüklüğüne ulaşılabilmesi için ise kalan sekiz yılda dolar bazında ortalama yüzde 9’luk bir büyüme oranının tutturulması gerekiyor. Peki, dolar bazında yüzde 9’luk ortalama yıllık büyüme oranına ulaşmak ne ölçüde mümkün. 1992-2011 arası 20 yıllık dönemdeki ortalama dolar bazlı büyümenin yüzde 8.7 düzeyinde gerçekleştiği dikkate alındığında, 2016-2023 arası dönemde yüzde 9’luk büyümenin çok do zor olmadığı görülüyor. 2011 öncesi 20 yıllık dönemde yaşanan 1994, 1997, 2000, 2001 ve 2009 krizleri ekonomide önemli daralmalara neden oldu ve küçülme yılları, ortalama büyüme oranlarını da aşağı çekti. Ancak bu kez, dünyanın içinde bulunduğu küresel çaptaki krizin etkileri çok daha büyük ve küresel ekonominin yakın dönemde toparlanmasına yönelik umutlar ise çok daha zayıf. Dolayısıyla 2016’dan başlayarak 2023 yılına kadar dolar bazında ortalama yüzde 9’luk bir büyümenin önünde ciddi riskler bulunuyor.

İhracat için yüzde 13.1’lik artış zorunlu

Benzer bir tablo ihracat için de geçerli. Yüzde 7.8 olarak tahmin edilen 2012-2015 yılı ortalama ihracat artışı ile 2015 yılında 187.1 milyar dolarlık ihracat büyüklüğü dikkate alındığında, 2023’te hedeflenen 500 milyar dolarlık hacmi ulaşılabilmesi için, 2015 sonrası 8 yıllık dönemde ihracatın her yıl ortalama yüzde 13.1 oranında artış kaydetmesi gerekiyor. Türkiye’nin ihracatı 1992-2011 arasındaki 20 yılda ortalama olarak yüzde 13.2 artış kaydettiği göz önünde bulundurulduğunda, 2015 sonrası dönemde yıllık ortalama yüzde 13.1’lik ihracat artışının mümkün olabileceği görülüyor. Ancak, küresel kriz nedeniyle daralan ticaret hacmi ve özellikle Türkiye’nin en büyük pazarı konumundaki Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan krizin ve belirsizliğin daha da derinleşeceğine yönelik endişeler, ihracatın önündeki en önemli risk unsurları olarak ortada duruyor.

Oda başkanları: Bu programla hedefler zor

[PAGE]


Oda başkanları: Bu programla hedefler zor

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar: Büyümedeki fren, devlet ve özel sektör yatırımcısını olumsuz etkiler. Bu etkilenmenin şiddetini küresel piyasalardaki gelişmeler belirleyecek.

OVP ile bir kez daha belirtilen reformların gerçekleştirilmesi halinde zaten reel sektör olarak birçok sıkıntımızda yol aldığımızı göreceğiz. İhracat yaptığımız pazarlar daralma sürecinde, iç piyasa durgun ve emtia fiyatları da dalgalı seyrini sürdürmeye devam etmekte iken, son yapılan enerji zamları, üretimin sürdürülebilirliğini riske attı.

Enerjiye olan bağımlılığımız ve sektörlerimizin girdileri arasında enerjinin önemli bir yer tutması özellikle ihracat hedefinin gerçekleştirilmesine dair endişelerimizi  artırıyor.

O nedenle alternatif enerji kaynaklarımızı daha yoğun kullanmalı, nükleer enerji konusunda daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. Türkiye reformları zaman kaybına uğratmadan yaparsa ve sanayimiz ileri teknoloji üretime yoğunlaşırsa orta gelir tuzağından uzaklaşır. Aksi takdirde tuzağa düşmesi içten bile değil.

Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök: OVP önümüzdeki yıllar için umutlarımızı azalttı. Biz büyüme rakamlarıyla beraber 2023 hedeflerinden uzaklaşmış oluyoruz. 2009 yılı kasım ayından bu yana ilk defa sanayi üretim endeksi düşmüş oldu. Türkiye 1980’lerden sonra hiç en büyük 20 ekonomiden daha aşağısına düşmemiş. 1986 ‘da 15. büyük ekonomideydik. Bu orta gelir tuzağının içinde boğuşuyoruz ama farkında değiliz. Ekonomimiz 17. Sıralarda gidiyor ve belki de gerileyeceğiz. Uzun vadede bunların aşmak için istikrar sağlanmalı, istihdam artmalı, inovasyon odaklı gelişimin ve imalat sanayisinde rekabet gücünün artırılması gerekiyor. Katma değeri ileri teknoloji gelişmiş ürünler üretip ihraç etmemiz gerekiyor. OVP açıklamasında belirtilen büyüme oranları bizim yılbaşında tahmin ettiğimiz oranlara getirilmiştir. Detaylara baktığımızda hükümet iç tüketimin gelecek yıl nasıl arttırılacağını ifade etmekte yetersiz kalıyor. İşsizlik oranının 2015 yılında bugünkü orandan çok az farkla aşağı çekileceği öngörülüyor. Dış ticaret açığını 100 milyar TL’den 90 milyar TL’ye düşürülmesi bu yıl için olumlu bir izlenim olarak vurgulansa da 2015 yılında 104 milyar TL bir açık olacağı öngörüsü; 2023 hedefimiz çerçevesinde ihracatımızın arzu edilen seviyede ithalatı karşılamayacağı, ithalata olan bağımlığımızın devam edeceği endişesine neden olmaktadır. Yılbaşında büyüme hedefi olarak yüzde 3-3,5 tahmininde bulunmuştuk. Dolayısı ile hükümetin revizyonu bizim tahminimizin doğruluğunu ortaya çıkarıyor. Enflasyonun yüzde 10’lar seviyesinde olacağı görüşündeyiz. İhracatımızın ise hedeflenenin aşağısında gerçekleşeceği görüşündeyiz. 2023 hedeflerinin tutturulması için ortalama yüzde 6,5 büyüme yakalanmalı. Ancak bu oranı yakalayamamaktayız. Dolayısı ile 2023 hedefi de revize edilmelidir.

Adana Ticaret Odası Başkanı Ali Gizer: OVP reel sektörün beklentileriyle uyumlu, ulaşılması zor görülen hedeflerden vazgeçilmesi açısından tutarlı ve piyasalara güven veriyor. Popülist yaklaşımlardan uzak hedefler belirtilmesi iş dünyası açısından rahatlatıcı. ali disiplinin korunması anlayışından vazgeçilmediği müddetçe 2023 rakamlarının gerçekleşeceğine inanıyorum. Ben Türkiye’nin bu programla ‘orta gelir tuzağı’na düşeceği yorumlarına katılmıyorum. Türkiye, ekonomideki istikrarlı büyümesini sürdürdüğü takdirde hedeflerine ulaşma yolunda hiçbir tuzağa düşmez.

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu

[PAGE]

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: OVP’nin ayakları yere basıyor . Tüm katmanların beklentilerine uymuyor. Bu ekonomik hız 2023 hedeflerini zorluyor. Hükümet genel prensipleri düşük tutuyor daha ileri hedefleri yakalıyor. 2 yılda yüzde 6-7 büyüme görürüz. Mütavazi hedefler konmuş. .Hedeflere ulaşma açısından biraz yavaş bir program. 2023’e uygun daha tempolu hedefler istiyoruz. Büyüme 5’in altında olmamalı, enflasyon yüzde 5’in altında hedeflenmeli. Ancak dolaylı vergilerle bu biraz zor görünüyor. Dolaylı vergiler taşınabilecek durumda değil.Maliyenin de kendi vergi hedefleri olmalı. AB’deki ve etrafımızdaki sorunlar çözülmezse büyümemiz sıkıntılı olacak. Büyüme hedefleri sağlanırsa orta gelir tuzağı olarak tabir edilen duruma düşülmez.

Kocaeli Ticaret Odası başkanı H. İbrahim Keleş: OVP için konjonktürel gerçekleri göz önünde bulundurmak daha yararlı olur. Türkiye’nin 2023 gibi uzun vadeli hedeflerini koruyarak kısa vadeli hedeflerinde güncellemeler yapması gerçekçi bir yaklaşım olur. OVP’de belirtilen ekonomideki büyüme rakamları gerçekçi. Bu 3 yıl zarfında yüzde 5’in altında gerçekleşeceği varsayılan büyüme oranları hedeflerimizi revize etmemiz anlamına da geliyor ve bu hedefleri tutturma iradesini sorgulattırıyor. Yıl içinde yüzde 3,2 büyümeyi öngören Hükümetin gelecek yıl için büyümeyi yüzde 4’de çıkartmayı ve 2015’te yüzde 5 büyümeyi hedeflemesi, 1,5 milyonun üstünde bir istihdam amaçlanması umut barındırıyor. 2023 vizyonunu bu hedeflemelerden ayrı değerlendirmek çok daha gerçekçi olur

Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak: OVP dünyadaki gelişmeler çok iyi okunarak hazırlanmış. Avrupa ve Amerika’daki olumsuz ekonomik gelişmelere bakıldığı zaman Türk ekonomisindeki yavaşlama normal. Bu yavaşlamanın geçici ve bir müddet sonra bu ivmenin pozitif yönde devam edeceğine inanıyorum. Gelişmiş ülkelerde yüzde 1-1,5 gibi bir büyüme yaşandığı zaman iyi gidiyoruz deniyor. Oralara bakıldığı zaman Türkiye’deki büyüme oranlarının gayet makul olduğunu düşünüyorum. Enflasyon rakamları geçmiş dönemlere göre makul seviyede, artı-eksi 2 puan çok önemli değil. Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi çalışmalarından memnunuz. Bireysel kredi faizlerinin düşmesi ile birlikte iç talepte bir canlanma olur. Ancak yapılan zamların iç talebi olumsuz etkilememesi için geçici olmasını diliyorum. Gelirlerin vergi oranlarını artırarak değil de vergileri
tabana yayarak artırılmasının daha doğru olur.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez: OVP reel sektörün beklentileriyle uyumlu. Ayakları yere basıyor. Gönlümüz büyüme hız rakamlarının daha iyi olmasını istiyor. Enflasyonun yüzde 5’i biraz daha aşacağını tahmin ediyorum. Bana göre enflasyon yüzde 2, ihracat 200 milyar dolar, büyüme hızı ise 7,5 - 8 olmalıydı. Gönlümüzden geçen başka, realite başka. Örneğin, Suriye krizinin bittiğini düşünün, keza Irak ve İran krizinin de bittiğini düşünün. Avrupa’da 2013 sıkıntılı olur ama 2014’te, 2015’te artık krizin bittiğini düşünün, Türkiye olarak bu bölgelere satacak mal yetiştiremezsiniz. Türkiye’nin bu programla ‘orta gelir tuzağı’na düşmemesi reformlara bağlı. Ar-Ge’nin teşvik edilmesinden kayıtdışıyla mücadeleye kadar bir dizi reformla, daha teknolojiye yönelmiş bir sanayi yapısıyla orta gelir tuzağından kurtulabiliriz. Aksi halde orta gelir seviyesinde ufak ufak gelişen bir ülke oluruz. 2023 yılı için hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat rakamını ulaşılabileceğini pek zannetmiyorum.

Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci

[PAGE]

Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci: OVP muhafazakar yapıda olmasına rağmen olumlu ve de reel sektör beklentisiyle uyumlu. Beklediğimiz yüzde 7-8 gibi büyüme rakamlarını içermediği halde tedbirli bir program. Sanayide yüksek katma değerli mal üretimine ve Ar-Ge çalışmalarına verilmesi düşünülen destekler sanayicilerimiz için umut verici. İhracatta önemli risklerin varlığı reddedilmemeli. Enflasyon rakamları ise muhafazakar rakamlar olarak belirlenmiş görünümü veriyor. Ana ürünlere yapılan zamların yansımalarıyla önümüzdeki yıllarda daha yüksek enflasyon rakamlarıyla karşılaşacağımızı düşünüyorum. Avrupa’da ve güney sınırımızda oluşan kriz 2023 hedeflerinin şaşmasında rol oynayacaktır.

Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer: OVP’nin büyüme hedefleri reel sektörün beklentilerini tamamıyla karşılamıyor. İlk 2 yılın büyüme hedefi düşük. 2013 yılında en
az yüzde 5, 2014-2015 yıllarında yüzde 6-6,5 ekonomik büyüme daha gerçekçi. İhracat ve enflasyon hedefi yeterli seviyede. 2023 hedeflerine yüzde 6-7 aralığında büyüme ile ulaşılabilir. Bu nedenle 3 yıllık plandaki hedefler biraz mütevazi kalıyor. Enerji fiyatlarının düzenlenmesi ve ek vergiler mali denge için zorunlu. Olumsuz etkileri sınırlı olur. Mali disiplinin en önemli istikrar aracı olduğuna inanıyorum. Türkiye bu programla orta gelir tuzağına düşmez. Ekonomi dışı etkenler ve uluslararası ekonomik sorunlar etkilemezse Türkiye’nin OVP’de öngörülen büyüme hedeflerini aşacağını düşünüyorum.”

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan: OVP beklentilerine uyumlu değil. Çünkü Türkiye 3,2 büyüme ile yerinde kalır. Türkiye’nin en kötü şartlarda bile yüzde 5’ten aşağı büyümemesi Yüzde 5’ten aşağı düştüğünde Türkiye ekonomisi yerinde durur veya daha da geriler. Türkiye’nin önümüzdeki 2013 yılında yüzde 5’ten aşağı büyüme hedefini önüne koymaması gerektiği kanaatindeyim. Bu doğrultuda tedbirler alınmalı. Aksi takdirde 2023 hedefine ulaşılmasının bu büyüme hızıyla kolay olmayacağını düşünüyorum.

Mersin TSO Başkanı Şerafettin Aşut: Büyüme rakamlarımızın bu konjonktürde revize edilmesi normal. Tasarrufun öne çıkması kamu harcamaları bazında olumlu ama tasarruf girişimcinin arzusunu engelleyecek bir şekilde olmamalı. Enerji zamları iş dünyasının ilk kez karşılaştığı bir sorun değil. Enerjide dışa bağımlı bir ülkenin kaderidir bu. Önemli olan, yenilikçilikle, markalaşmayla, Ar-Ge ile ve katma değer yaratacak bir sistemle bu sorunu aşmaktır. Türkiye ekonomisi sadece orta ve düşük teknolojide ısrar ederse işte o zaman orta gelir tuzağı denen şeyden bahsedilebilir. Ancak, son yıllarda üretim, sanayi ve dış ticaret strateji belgelerine yüksek teknolojili üretim girmiştir. Bunlar ulusal strateji belgelerine dönüşmüştür. Cari açığımızı kapatacak olan şey de işte bu katma değerli üretim olacaktır. Üniversiteler bu işe doğru monte edilsin.

Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil: Sanayi ve üretim varsa, Türkiye vardır. Temelleri sağlam bir Türkiye inşa etmek istiyorsak sanayicinin rekabet gücünü artırmak zorundayız. Sanayi üretiminde yaşanan bu düşüşün geçici olmasını diliyorum. Ayrıca sanayi üretiminde yaşanan 1 puanlık düşüşün, rekabet gücümüze ne kadar tesir ettiğini iyi gözlemlememiz lazım. Sağlıklı, enflasyonsuz bir ortamda büyümemizin devam etmesini diliyorum.

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk

[PAGE]

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk: OVP beklentilerle genel anlamda uyumlu. Önümüzde yıllar için umut verici. Uygulanabilir ve gerçekçi bir program. Enflasyondaki artış Türkiye açısından olumsuz bir durum fakat enerji ve hammade gibi konularda dışa bağımlılığı aşarsak cari açığı büyük ölçüde kapatmış ve enflasyonu önemli oranda engellemiş oluruz. Orta gelir tuzağı hakkındaki yorumlara katılmıyorum. Umut ediyoruz ki ülkemiz bu orta gelir tuzağına kapılmasın.

Kahramanmaraş TSO Başkanı Kemal Karaküçük: Türkiye’de faizlerin düşmesini istiyoruz. Dünya ile rekabet edebilmemiz için enerji ve işçilik maliyetlerinin yanı sıra finans maliyetinin de dünya ile uyumlu olması gerekiyor. OVP ö nümüzdeki yıllar için ümit verdi. İhracat ve büyümede daha larc olmalıyız. Türkiyenin bu büyüme hızının daha da artırılması lazım. Burnun içinde ihracatçının önünün açılması gerekmektedir. Üretim ve büyüme odaklı politika izlemeliyiz. Orta gelir tuzağı yorumlarına katılmıyorum.

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş M. Özaydemir: Dünyadaki gelişmeler nedeniyle ınılmaz olarak Türkiye de düşük büyüme temposuna uymak zorunda kalacak. Reel sektörü olarak her yıl en az yüzde 7 büyüme arzuluyor olsak bile, dünya ekonomisindeki gelişmeler bizleri de etkiliyor. Yüzde 4’lük büyüme yerinde saymaktır. Sanayi açısında büyüme rakamlarındaki hedeflere baktığımızda bu yıl ve gelecek bir iki yıl kayıp yıllar olacaktır. Düşecek büyüme hızımızın yanında dünya ekonomisindeki bu durgunluk uzun sürecek olursa, 2023 hedeflerinin oldukça gerisinde kalacağımız görünüyor. 2023 hedefi her yıl yüzde 7-8 büyümeyi zorunlu kılıyor. Sanayinin büyümesi için nitelikli teşvike ihtiyaç var. Özellikle Eskişehir’i gibi illerdeki sanayi yatırımlarına daha yüksek teşvikler verilmeli.

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan: Bu derece yüksek oranlarda bir büyümeyi özellikle 2012, 2013 ve 2014 yıllarında yakalamak, dünya ve Avrupa’da yaşanan ekonomik ve sosyal çalkantıların olduğu bir ortamda pek mümkün gözükmüyor. Uzun farlarımızı açık tutmak zorunda olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla 2013-2015 yıllarını kapsayan OVP ile ekonomiyi yönetenlerin, sürdürülebilir büyümeyi hedeflemesi, kayıt dışılığı azaltacak politikaları ortaya koyması, ve vergi tabanının genişletmeye yönelik adımları ortaya koyması son derece önemlidir.

Antalya TSO Başkanı Çetin Osman Budak: Reel sektörün beklentisi hiç olmazsa 3 yılda yüzde 6-6-6 gibi istikrarlı yüksek büyüme modeline geçişin zorlanmasıdır. Bu anlamda OVP mütevazı bir büyümeyi kabul ederken, enflasyon ve cari açığın fazla düşmeyeceği gerçeğini de kabul etmiş görünüyor. Önümüzdeki yıllarda yüksek büyüme konusunda ümit vermiyor. Enflasyonu kontrol edecek bir faktör kamuda tasarrufu zorlayarak girdiler üzerindeki vergilerin indirilmesidir. İhracat için döviz kuru aracının kullanılması, sektör ve pazar stratejilerinin belirlenmesi ve devlet desteklerinin yeniden ele alınması gerekli.. Bu konularda yeterli kararlılığı görmüyoruz. 2023 yılı için hedeflenen ihracatın, 1 trilyon doların 2 trilyona çıkması için 11 yılda en az yıllık yüzde 6 büyüme gerekir ki OVP büyümeyi en fazla yüzde 5 öngörmüştür. Döviz kuru artmayacağına göre ihracat nasıl artacaktır? Orta gelir tuzağından çıkış için siyaset-üstü bir program üzerinde ulusal uzlaşma sağlanmalı.

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M.Suat Hacısalihoğlu: OVP reel sektörün beklentileriyle uyumlu. Özellikle 2023 hedefinde ihracatın hedefinin yakalanabilmesi için OVP’de enerji sektörüne yapılan zamlar ve bu zamların zincirleme yaratacağı diğer zamlarda hesaba katıldığında ihracatçıyı destekleyecek bir takım argümanlara ihtiyaç var. Özellikle 2023 hedefinde ihracatın hedefinin yakalanabilmesi için OVP’de ihracatçıyı destekleyecek bir takım argümanlar gerekiyor. Orta gelir tuzağına düşer yorumlarına katılmıyoruz. Yüksek büyüme oranlarının revize edilmiş olması az da olsa bir gelir kaybı yaratacak.

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik

[PAGE]

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik: Güvenli ve istikrarlı bir ekonomik çizgi üzerinden program hazırlanmış. Özellikle israftan kaçınılması vurgusu bizce önemli. OVP’de hedeflerin revize edilmesi doğru bir tavır. Büyüme, enflasyon, cari açık ve benzeri rakamlar Türkiye’nin yakalayacağı istikrar, güven ve huzurlu ortamına bağlı. Ulaşılması güç rakamlar değil. 3 yılda 1.6 milyon kişiye istihdam sağlanması hedeflenmesi bile çok önemli. Türkiye üretmeye devam ettikçe kazanacaktır. Özellikle üretime dayalı sektörlerin desteklenmesi ekonomi açısından çok önemli.

İskenderun TSO Başkan Vekili Bülent Seküçoğlu: OVP ‘de yatırım konusunda devletin ne gibi teşvikler vereceği net değil. OVP’de cari açığın düşeceği öngörülüyor ancak bu konuda hangi yöntemlerin uygulanacağı tam olarak belirtilmemiş. Cari açığın lüks tüketim mallarının azaltılması ile kapatılması fayda sağlar. Hammadde ve makine teçhizat ithalatının azaltılması ile cari açığın kapatılmak istenmesi üretimde ve dolayısıyla da ihracatta düşüşlere sebep olur. Özellikle ithal ettiğimiz enerjinin daha randımanlı olarak kullanılmasıyla, ithal ürünlerindeki israfın azaltılması hedeflenerek, dış piyasadaki rekabet gücü artırabilir. Tasarruf bilincinin artmasıyla istikrar ve güven ortamı sağlanmış olacak, ayrıca yerli ve yabancı yatırımcıların minimum seviyede risk alarak yatırım yapabilmesine olanak tanıyacak.

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Ertekin: Muhafazakar bir program olmuş. Büyüme hedefini biraz daha yüksek tutmak gerekli. Bu programa göre, dış ticaret açığının kapanmasında önemli bir mesafe alınamayacak gibi. Tabloda da kapanmıyor zaten.Yapacak çok işimiz var. Avrupa ile kendimizi bir tutmayalım. Biraz daha dinamik davranmalıyız. Büyüme hedefi, bana göre 1-2 puan daha yüksek tutulmalıydı. Büyümeyi düşük tutarsak, vergi gelirleri de düşüyor. 2023’e kadar nasıl gideceğimizi belirlemek amacıyla stratejik bir plan yapmamız gerekiyor. Milli gelirin % 23’ü vergi geliri olarak toplanıyor. Vergileri harcarken de dikkatli olmamız lazım. Bize para getirecek işlere yatırım yapmalıyız. İlerde de hep böyle büyüme hızını düşük tutarlarsa orta gelir tuzağına düşeriz.

Bu konularda ilginizi çekebilir