2023 hedefleri için yeni pazarlar şart
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Namık Ekinci, sektör olarak, 2023 yılında 55 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Bu hedefe ulaşabilmek için üretim miktar ve çeşitliliği ile ihracatı arttırmak ve yeni pazarlar bulmak şarttır" dedi.
"Türkiye'nin demir-çelik ve demir dışı metaller sektöründe yüksek katma değerli ürünlerin üretim üssü olma" vizyonu ile hazırlanan Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Toplantının açılışında konuşan Ekinci, 2012 yılında Avrupa'da ekonomik krizin derinleşmesi ve Afrika, Orta Doğu bölgelerinde yaşanan siyasi karışıklıkların etkileri ile küresel pazarlarda ciddi daralmalar yaşandığını belirterek, "Dünya çelik üretimindeki artış da buna eklenince, çelik fiyatları üzerinde baskılar oluştu" dedi.
Sektörün ihracatta otomotivden sonra ikinci sırada yer aldığına işaret eden Ekinci, "Sektör olarak, 2023 yılında 55 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşabilmek için üretim miktar ve çeşitliliği ile ihracatı arttırmak ve yeni pazarlar bulmak şarttır" diye konuştu.
İhracat potansiyelinin yeterince değerlendirilemediğini ifade eden Ekinci, Çelik İhracatçıları Birliği olarak, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) mevzuatı çerçevesinde çeşitli faaliyetler düzenlediklerini anlattı.
Ekinci, bu çerçevede gerçekleştirilen proje pazarı, tasarım ve AR-GE çalışmaları ile yaptırdıkları meslek okullarına da değinerek, "Demir Çelik ve Demirdışı Metaller Strateji Belgesi içerisinde yer alan sektörün rekabet gücünün artırılmasına yönelik tedbirleri önemsiyoruz" diye konuştu.
İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkan Yardımcısı Çetin Tecdelioğlu da sektörün tasarım, AR-GE ve inovasyona ciddi yatırımlar yaptığını belirterek, "soyadımız tasarım oldu" dedi.
İDDMİB olarak gerçekleştirilen Metalik Fikirler AR-GE proje pazarı, açılan tasarım okulu ve tasarım yarışmaları hakkında bilgiler veren Tecdelioğlu, "Orta gelir grubundaki bir ülke olmaktan çıkmak ve dünya ekonomisinde söz sahibi, yenilik ve teknolojide başı çeken, yüksek gelir grubunda bir ülke haline gelmek hepimizin ortak hedeftir" diye konuştu.
Sektörün NASA'dan otomotiv devlerine kadar dünyanın önde gelen üreticilerine mal sağladığını bildiren Tecdelioğlu, "Fakat bizim gözümüz çok daha yükseklerde, oralara çıkacak potansiyelimizde var. Bu potansiyelimizi ancak özgün tasarımlarla, teknoloji değeri yüksek patentlerle, kaliteden ödün vermeden yapabiliriz. Ancak bu şekilde gelişmiş ülkeler ligine sıçrayabiliriz. Ancak bu şekilde ihracatımızı ve zenginliğimizi katlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
Yenilikçilik, AR-GE ve tasarımın yanı sıra hammadde maliyetlerine ve tedarikte yaşanan güçlükleri de anlatan Tecdelioğlu, "Temel hammaddelerimiz olan alüminyum, bakır ve paslanmaz çelikte büyük oranda dışa bağımlıyız" dedi.
Demir-Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Yusuf Aslan, sektörün en hızlı gelişmeyi 2000 yılından sonra gerçekleştirdiğini anımsatarak, "2006-2011 yılları arasındaki dönemde, çelik sektörümüz 28,5 milyon tonluk kapasite artışı sağlayarak, krizi fırsata dönüştürmüştür. Bu dönemde gerçekleştirilen söz konusu yüksek kapasite artışı sayesinde, Türkiye, Çin ve Hindistan'ın ardından üretimini en hızlı arttıran 3. ülke olmuştur" diye konuştu.
Mevcut kapasitelerin en iyi şekilde kullanılması ve yüksek katma değerli ürünler için oluşturulacak yeni kapasiteler için, uluslararası piyasalarda rekabet gücünün arttırılmasının hayati önem taşıdığını belirten Aslan, şunları kaydetti:
"Çelik sektörümüz, 2011 yılına kıyasla önemli ölçüde gerilemiş olmasına rağmen, 2012 yılında yüzde 6 civarında bir büyüme göstererek, dünya çelik sektörünün genel performansının oldukça üzerinde bir başarı elde etmiştir. Ancak söz konusu büyümeyi Türkiye'nin şartları ve hedefleri çerçevesinde değerlendirdiğimizde, yeterli bulmak mümkün değildir. 2012 yılında gerçekleştirilen 36 milyon tonluk üretime ve dünya ortalamasının üzerindeki üretim artışına rağmen, 14 milyon ton civarındaki kapasitemiz atıl durumda kalmış ve kapasite kullanım oranımız, yüzde 73 gibi son derece düşük bir seviyede gerçekleşmiştir. 2012 yılında kullanılamayan 14 milyon tonluk kapasitenin, dünyanın en büyük 16. çelik üreticisinin üretiminden daha yüksek bir seviyeyi ifade ettiğini belirtirse, içerisinde bulunduğumuz durumun önemi net bir şekilde anlaşılacaktır."