300 km yapabiliriz, onun için gazlayalım
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yine Merkez Bankası'nın faiz politikasına dokundu. Çağlayan, faiz politikasının Türkiye'nin büyümesini frenleyeceğini savundu.
İSTANBUL - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankası'nın faizi indirmesi gerektiğini belirterek, ''Bu faiz politikası Türkiye'nin büyümesinde her zaman frenle engel olacak'' dedi.
Çağlayan, Hürriyet Ankara Gazetesi'nin ''Ankara'dan Türkiye Ekonomisine Bakış'' konulu toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.
Bakan Çağlayan, Ankara'nın ekonomisi hakkında bilgiler vererek, Ankara'nın uluslararası sergi ve fuar merkezi yapılması konusunda çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.
Bu fuar ve sergi merkezinin Türk sanayi ürünlerinin dünyada en iyi sergilendiği alan olacağına inandığını ifade eden Çağlayan, Ankara'ya kurulan teknokentlerin de Ankara'yı savunma sanayinde öncü duruma getirdiğine inandığını söyledi.
Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğu dönemde Ankara'nın ihracatının 600 milyon dolar olduğunu, şimdi ise bu rakamın 6,7 milyar dolara çıktığını belirterek, Ankara'nın önemli bir hizmet ihracatçısı olduğuna dikkati çekti.
''Geçmişte Ankara'yı yönetenler Ankara'nın sanayi şehri olmasına izin vermeyeceğiz demişlerdi'' ifadesini kullanan Çağlayan, o günün Türkiye'sinde, o günün Ankara'sında bunun böyle söylendiğini, ama şimdi Ankara'nın bir sanayi, turizm ve ticaret şehri olduğunu vurguladı.
Bakan Çağlayan, dün açıklanan Orta Vadeli Program'da büyüme tahmininin revize edildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Biz geçen yılki yüzde 8,5'lik büyüme, ondan bir yıl önce yüzde 9,2'lik büyüme ki, 2009'un negatif durumundan sonra bu rakamları elde etmemiz... Çıtayı çok yükseklere çıkardığımız bir ortamda şu anda geldiğimiz 6 ay için yüzde 3,1'lik büyüme ile yılın genelinde öngörülen yüzde 3,2'lik büyüme hedefinden asla moraliniz bozulmasın. Türkiye Avrupa ile dünya ile mukayese edilmeyecek kadar büyük başarı gösteriyor. Ben isterdim ki Türkiye yüzde 5 büyüsün. Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacak büyüme yıllık ortalama yüzde 5, yüzde 6 büyümeden geçiyor. Sürekli büyümek zorunda olan bir ülkeyiz.''
Türkiye ekonomisinin ihracat ile büyüdüğünü ifade eden Çağlayan, ''Eğer Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 5,7 puanlık ihracat desteği olmasaydı yüzde 3,3 büyüme yerine yüzde 2 küçülecekti'' dedi.
Çağlayan, uluslararası rekabetin kolay olmadığını belirterek, son 12 aylık ihracatın bugün itibariyle 147 milyar dolar olduğunu söyledi.
Avrupa'daki krize ve bölgedeki olaylara rağmen ihracatın artış gösterdiğini belirten Çağlayan, ''Bundan dolayı 'Türkiye fren yapmamalı' diyorum. Benim derdim bu'' diye konuştu.
Çağlayan, 2009 küresel ekonomik krizin dünyayı altına üstüne getirdiğini belirterek, bu krizin en büyük nedeninin finans sektörünün yanlış adımlar atması olduğunu ifade etti.
Bundan ders çıkarılması gerektiğini belirten Çağlayan, şunları kaydetti:
''Bankacılık ve faizle ilgili söylemlerim bundan dolayı.. Yoksa benim faizle bir işim yok şükürler olsun. Hayatımda Allah bana faiz yedirmedi. Yedirmez de inşallah. Sanayicilik yaptım, hayatım boyunca faizle de işim olmadı. Türkiye'de bankacılık sistemi maalesef davranışlarıyla sanayiciyi, teknolojiyi, inovasyonu desteklemek yerine başka alanları destekliyor. Ve çok yüksek faizli kredi sistemi şu anda Türkiye'de var. Merkez Bankası'nın politika faizi ortada. Merkez Bankası faizi indirmelidir arkadaşlar. Bugün Türkiye, Avrupa ve dünyanın bir çok ülkesinde negatif reel faizlerin olduğu bir dönemden geçiyor. Bu faiz politikası Türkiye'nin büyümesinde her zaman frenle engel olacak.''
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''6'ıncı bölgede yapılan yatırımlarda SSK işveren payı işletmenin yatırımı ne olursa olsun, yatırım rakamına bakılmaksızın 10 yıl boyunca Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanacak, eğer yatırım Organize Sanayi Bölgesinde ise 12 yıl SSK işveren payının tamamı devlet tarafından karşılanacak'' dedi.
Bakan Çağlayan, Hürriyet gazetesinin ''Ankara'dan Türkiye Ekonomisine Bakış'' konulu toplantısına katıldı.
Çağlayan, burada yaptığı konuşmada, yeni teşvik sisteminin çıktığı bir ortamda Merkez Bankası'nın ve bankaların politikalarının da buna uygun olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye 300 beygir gücüne sahip, 300 kilometre hız yapabilecek bir otomobildir. Buna göre gaz verelim diyorum. Türkiye'nin derdi bu, benim derdim bu... Yoksa benim derdim polemik çıkarmak değil'' diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin ekseninin değiştiğini kaydeden Çağlayan, ''Türkiye eksenini değiştirmeseydi, 147 milyar dolarlık ihracatı, yüzde 3,2'lik büyümeyi rüyamızda görürdük'' ifadesini kullandı.
Son 3 yılda yaptıkları pazar çeşitlendirmesiyle ihracata 28 milyar dolarlık katkı sağladıklarının altını çizen Çağlayan, gelişmekte olan ülkelerde, yükselen pazarlarda, önümüzdeki 10 yılda yüzlerce milyon insanın gelir sınıfında bir üst kademeye yükseleceğini söyledi.
Bakan Çağlayan, 2012 rakamlarıyla ihracatın kilogram fiyatının 1,67 dolara geldiğini, ürünlerdeki tasarım ve inovasyonun arttığını belirterek, ''Şimdi sanayinin de makas değiştirmesi gerekiyor. Hem zihinsel hem işlevsel'' dedi.
İstikamet Hindistan
Pazar çeşitlendirmesine dikkati çeken ve ''Hindistan'a kim gidecek'' yorumlarını değerlendiren Çağlayan, şunları kaydetti:
''Hindistan'ın ithalatının bütün profillerini çıkardım. Bugün Hindistan'ın ithalatının yüzde 44'ünü satabilecek kapasitede bir ülkeyiz. Ama maalesef yüzde 1'ini satamıyoruz. Niye? 'Hindistan'a kim gidecek' söylemleri var. Hindistan'ın neresi fakir? Hindistan'a fakir diyenlerin biraz bilgi fakirliği var. Hindistan'da 4 tane Hindistan var, birbirinden farklı. Hindistan'ın öyle ileri gelirli insanları var ki bugün dünyanın en gelişmiş ülkesi Lüksemburg'dan daha zengin yaşam standartlarına sahip. Şimdi bütün çalışmalarımızı bu istikamete yönlendireceğim.''
Risk santralizasyon merkezi
Çek yasasına da değinen Çağlayan, şöyle konuştu:
''Nedir burada eksikliğimiz? Biz bunu yaparken 'Merkez Bankası bünyesinde bir çek risk santralizasyon merkezi kurulması kararıyla bunu uygulamaya koyacağız' şeklinde konuşmuştuk. Ama şu anda o santralizasyon merkezini devreye sokamadık. Bu sistemi sadece Merkez Bankası, bankalar arasında yapıyor. Yok öyle iş. Ne yapayım ben Merkez Bankası'nın, bankanın görmesini. Çeki alanla veren görecek.''
''Bankalar KOBİ'leri sözde değil özde desteklemeli''
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in moderatörlüğünde etkinliğe katılanların sorularını da yanıtlayan Bakan Çağlayan, bir soru üzerine KOBİ'lerin desteklenmesinin sadece KOSGEB'in görevi olmadığını belirterek, bankaların KOBİ'leri sözde değil özde desteklemesi gerektiğini söyledi. Bunun için de faiz politikasının buna uygun olması gerektiğine vurgu yapan Çağlayan, ''Bugünkü faizlerle bir KOBİ'nin destek alıp işletmesini kurması, o krediyi ödemesi asla mümkün değil. Çünkü böyle bir kazanç yok. Ümit ediyorum ki bankacılık sistemi biraz daha kendisini girişimciye ve sanayiciye destek veren bir yapıya dönüştürür'' diye konuştu.
6'ıncı bölge teşviklerinde yeni düzenleme
Bakan Çağlayan, bir başka soru üzerine, mevcut teşvik sisteminin en fazla ayağı yeren basan sistem olduğunu ifade ederek, bu teşvik sistemini sivil toplum kuruluşlarının yüzde 90'ından fazlasının desteklediğini kaydetti.
Her güzelin bir kusurunun olabileceğini söyleyen Çağlayan, şöyle devam etti:
''6'ıncı bölgeye emek yoğun sektörler için verilen destek kapsamında firmaların çalıştırdıkları asgari ücretlilerin gerek gelir vergisi stopajını gerek SSK işçi primini bakanlık olarak bütçemizden karşılıyoruz. Sosyal güvenlik işveren payında ise yüzde 51 barajımız vardı ve yatırım miktarının yüzde 50'si rasyo olmak üzere belli bir süre koymuştuk. Şu anda kararname imzalandı ve zannediyorum cumhurbaşkanımıza gitti. Yapmış olduğumuz değişiklikle sosyal güvenlik işveren payını bir yatırım teşviki değil, normal teşvik sistemi olarak değerlendirdik. 6'ıncı bölgede yapılan yatırımlarda SSK işveren payı işletmenin yatırımı ne olursa olsun, yatırım rakamına bakılmaksızın 10 yıl boyunca Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanacak, eğer yatırım Organize Sanayi Bölgesinde ise 12 yıl SSK işveren payının tamamı devlet tarafından karşılanacak. Böylelikle 6'ıncı bölgedeki bir yatırımcı yanında çalıştırdığı işçisinin sadece net ücreti ve işsizlik sigortası ile ilgili birkaç puanlık bir ilaveyi ödeyecek. Bu da 380-390 dolara karşılık geliyor ki normal şartlarda bir asgari ücretlinin maliyeti 650-700 dolar civarında.''
Bakan Çağlayan, Turquality ile ilgili bir soru üzerine de Turquality'nin 1 danışmanlık firmasıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü, bundan sonra 5 danışmanlık firmasıyla birlikte çalışacaklarını söyledi.