Açık kaynak paylaşımı, yeni iş biçimleri doğuruyor

Açık kaynak paylaşımı, yeni iş biçimleri doğuruyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bilindik çalışma yöntemleri, şirket yapılanmaları, yönetim modelleri günden güne yok olmakta. Önceleri şirketlerin sahip olduğu bilgi, onların en değerli, bir o kadar da gizli sermayesi idi. Öyle ki; bilginin gizliliği, çalışanlardan istenenlerin başında gelirdi. İnternet teknolojisinin bilginin anlamını ve kullanımını da değiştirdiği durumda ise şirket içi sistemlerin hem internetten veri alıp verebilen, hem de yüzde yüz koruma içeren sofistike bir yapıda olması gündeme geldi. Şirketin gizli sermayesi olan bilgi, halen titizlikle gizlenmeye çalışılıyor. İşte değişim bu noktada başlıyor. Şirketin gizli sermayesi sayılan bilgi, yüz binlerle hatta milyonlarla paylaşılabilir mi? Bu konuda ilk duyulan örnek ve başarı hikayesi Linus Torvalds isimli İskandinavyalı bir yazılımcıdan geldi. Linux isimli işletim sistemini yarattığında programı açık kaynak olarak yazılımcılara açtı, yazılıma belli sayıdaki bir yazılımcı kitlesi çeşitli eklemeler ve geliştirici öğeler eklemesi ile başlayan Linux, birkaç yıl içerisinde milyar dolarlık bir ekosistem haline geldi ve yazılım endüstrisindeki dengeleri altüst etti. Oysa bilgisayar şirketleri kendi tescilli çözümleri ile bilgisayar destekli yazılım sistemi pazarını elinde tutmaya alışmışlardı. Her şey katmakla ilgili... Eskiden yazılım işi müşteriyi tavlamak, onu platformuna hapsetmek ve özellikle de ona daha konforlu bir hapishane sunarak, rekabeti sınırları dışında bırakmak üzerinden yürüyordu. Müşterilerini bir kez ele geçirdikten sonra müşterileri tarafından asla terkedilemeyen bu şirketler birden bire kendilerini, kâr amacı gütmeyen düzensiz ve kontrol altında tutulamaz bir programcı ağının inşa ettiği ücretsiz alternatifin ciddi meydan okumasıyla karşı karşıya buldular. Linux yerini sağlamlaştırdıkça, endüstri, açık kaynağın artık ciddiye alınması gereken bir güç olduğunun farkına vardı. Yazılım endüstrisinde Linux ile başlayan ilk dalga Apache, MySQL, PHP gibi işletim sistemleri ve interneti çalıştırmak için gerekli kod parçacıkları ile deyim yerindeyse, altyapı tesisatçılığı ile başladı. Sonunda pahalı ürünler satan yazılım firmaları açık kaynak ürünlerini kullanarak kendi pahalı yazılımlarını gerçekleştirmeye başladılar ki, ikinci dalga geldi. Bugün müşteri ilişkileri yönetiminden (CRM), kurumsal kaynak planlamasına (ERP), içerik yönetimine ve iş zekasına kadar aklınıza gelebilecek her türlü kurumsal yazılım uygulaması açık kaynak tarafından erişilebilir uygulamalar yolda. Bilgilerinin başkaları tarafından kullanılması korkusu, bilgilerine değer katabilecek birilerine ulaşma amacının gerisinde kalıyor git gide. Para kazanmaya gelince, her şey değer katmakla ilgili... Daha iyi hizmet ve destek sunarak müşterilerini hoşnut tutmak ve diğer yazılımlarla birlikte işlerlik sunmakla... Daha geleneksel endüstrilerde kullanılabilir mi? Bilgisine güvenen, kendisinin yeterince iyi olduğuna inanan girişimciler, sahip oldukları bilginin değerini artırabilmek, gelişimini sağlayabilmek için onu gizlemek bir yana; olabildiğince çok insana açmak için interneti kullanabilir mi? Evet. Ofis olarak WEB'i, çalışma arkadaşları olarak da tüm dünyayı devreye sokmak mümkün artık. Geçmişte şirketin korunma altına alınan bilgileri, şimdi yalnızca tedarikçilerle ve müşterilerle değil, tüm dünya ile paylaşılabiliyor. İşte bir iki alan: Avusturalya'daki Cambia Biyoteknoloji Enstitüsü'nde çalışan araştırmacılar; Monsanto gibi çokuluslu firmaların elindeki lisansların, milyonlarca insanın genetik yapısı değiştirilmiş tarım ürünleri tohumlarından, gerekli linans ücretlerini karşılayamadıkları için faydalanamadığı konusuna çözüm bulmak istiyorlar. Bu yüzden elde ettikleri bilimsel verileri Bios (Biyolojik Açık Kaynak Lisansı) üzerinden kamuoyuyla paylaşmaktalar. Bu yolla kendilerine ihtiyaç duyan çiftçilere çözüm üretmek amaçlı olarak çok daha geniş bir bilim insanı havuzundan yararlanmakta ve uluslararası bir firma ile rekabet edebilmekteler. İlaç geliştirme sektöründe son 40 yılda geniş etkili bir antibiyotik üretilemedi ve Alzheimer, Parkinson gibi kronik hastalıkların yanında kanserin birçok türü de etkin bir tedaviden yoksun. Linux'un yazılım üretimi alanında neler yaptığını gördükten sonra açık kaynak fırtınasının yaşam bilimleri alanında bir devrim başlatması mümkün olabilir. Mesela yeni ilaç keşfetme süreci, katılım gösterebilecek, ürünü modifiye edebilecek ya da geliştirebilecek herkese, yaptıkları modifikasyonları aynı şartlar altında paylaşmaya razı olmaları şartıyla açılabilir. Bu yolla hareket etmek, AR-GE gelişimini geometrik olarak artıracak olan bir ilaç şirketine bambaşka açılımlar kazandırabilir. Köşe bucak sakladığımız ve paylaşıma açılmayan bilgiler, küçülerek ve değer yitirerek yok olmak yerine, açık kaynak işbirliği ile akla hayale sığmayacak değerler yaratabilir. Geleneksel bir şirkette açık kaynak paylaşımı örneği: GoldCorp Inc. şirketinin vikileşme süreci, son derece gizlilik gerektiren altın sektöründe, gelenekselin dışına çıkan, riskli, ancak başarılı bir yükseliş öyküsü. GoldCorp şirketi; grevler, vadesi geçmiş borçlar ve aşırı yüksek üretim maliyetleriyle mücadele etmekten, maden arama faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmıştır. Çoğunluk GoldCorp hissesini ele geçirerek CEO olan Rob McEwen, maden sektörü kökenli olmayan, yenilikçi, maceraperest, genç bir müşterek fon yöneticisiydi. Bu finansal krizin eşiğinde, tek çıkış yolunun daha fazla altın bulmaktan geçtiğinin farkındaydı. Test kazısı için 10 milyon dolar daha yatırım yapıp, Kuzey Ontario'daki madenlerin didik didik edilmesini istedi. Jeologları, bu fikre tamamen karşı olsalar da, söyleneni dikkate aldılar. Test kazılarının sonucunda, şu an işletilen altının otuz katı kadar altın rezervi olduğu tespit edildi. Katıldığı İşletme Konferansı'nda Linux'un yaratıcısı, Linus Torvalds'un başarılı viki organizasyonunu dinlerken, bir anda zihninde alternatif formüller canlandı. GoldCorp çalışanları altını bulamıyorlardı, belki açık kaynaklı bir keşif yöntemi altın bulmada da etkili olabilecekti. Tüm jeolojik ve diğer bilgileri bir dosyada toplayıp, dünyayla paylaşmak ve bu konuda en deneyimli beyinleri bir araya getirmek amacındaydı. O güne kadar sır gibi saklanan madencilik bilgilerinin dünyaya açılma fikri çoğu çalışan tarafından şüpheyle karşılansa da, Mart 2000'de 'GoldCorp Challenger' projesi hayata geçti. En iyi yöntem ve tahminleri 575 bin USD ile ödüllendirecek proje için, kısa sürede elli ülkeden binin üzerinde maden arayıcısı aramalara başladı. Yarışma sonucu hayret verici bir şekilde 8 milyon ons'un üzerinde altın çıkarıldı. McEwen, bu işbirliği sayesinde kendi ekibinin araştırmaya harcayacağı zamandan iki-üç yıl kadar tasarruf edildiğini açıkladı. Açık kaynak ve kitlesel işbirliği Don Tapscott ve Anthony D. Williams'ın "VİKİNOMİ Kitlesel İşbirliği Herşeyi Değiştiriyor" adlı kitaplarında, Wikipedia, MySpace, Facebook, YouTube gibi popüler örnekleri olan geleceğe öncülük edecek bir iş modelinden, Vikinomi'den farklı sektörlerden altıntılarla bahsediliyor. Vikinomi ile yeni bir iş yapma biçimi doğuyor: sınır tanımayan, kapılarını dış dünyaya açan, herkesle inovasyon yapan, eskiden 'gizli' tutulan tüm kaynakları paylaşan, kitlesel işbirliğinden tamamen yararlanan, gerçekten global bir yapı oluşuyor. Vikinomi'nin 4 kriteri Günümüzde değişim seyrini ve tüketici taleplerini tespit etmek ve bu paralelde servis ve ürünler geliştirmek, sadece şirket yönetiminin karşılayabileceği düzeyleri aşmakta. Son kullanıcılar, ortaklar, rakipler, eğitimciler, hükümet gibi toplumun her kesiminin üretime dahil edildiği dinamik bir birlikte çalışma sistemi, bu hızlı değişimin bir parçası olmak için uygun ortam oluşturabiliyor. Uluslararası ölçekte çalışan geleneksel şirketler, çalışma biçimlerini; üstün insan sermayesine sahip olmak, müşteriye odaklanmak, global düşünüp yerel hareket etmek gibi temel kriterlere oturtur. Ancak, bunların yetersiz kaldığı durumlarla karşı karşıya kalır. Vikinomi ise, dört güçlü fikir üzerine kuruludur: Açık olma, peering, paylaşım, ve global hareket etme. 1. Açık olma kavramı, samimiyet, şeffaflık, özgürlük, esneklik, genişleyebilen taahhüt ve erişimi içermektedir. Bilgilerin kitlesel paylaşıma açılması, kullanılması, inovasyonların tasarlanıp, herkesin erişimine açık olması, finansal ve yönetimsel verilerin şeffaflaşması gibi birçok alanda açık olmayı esas alır. 2. Peering, hiyerarşik örgütlenmeyi bir kenara bırakan ve yatay örgütlenmeyi baz alan bir yapı. Dünyanın her yerinden katılımcıların desteğiyle gerçekleşen işbirliğiyle, Linux gibi yazılım dünyasına katkısı tartışılmaz başarı örnekleri ortaya çıkıyor. 1991'de World Wide Web'in icat edildiği dönemde, Helsinki'den Linus Torvalds adında genç bir programcı Unix iletişim sisteminin basit bir versiyonunu yarattı. Adını Linux koydu ve online bir ilan panosu ile diğer programcıların paylaşımına açtı. Kendisiyle kontak kuran ilk beş programcı program üzerinde sabit değişiklikler yaptı. Torvalds bu sistemine genel kamu lisansı alarak, bu inovasyonların diğer kullanıcılarla paylaşılması şartıyla herkesin ücretsiz kullanımına açtı. 3. Paylaşım ise geleneksel bakış, entelektüel mülkiyet haklarını (patent, telif hakkı ve markalaşma) koruma altına almak gerekliliğini savunur. Oysa, viki şirketleri şöyle düşünür: Eğer bir ürün veya servis ücretsiz temin edilebiliyorsa, kim para vermek ister? Kimse para vermezse yatırıma harcadığınız ürünü nasıl geri toplayacaksınız? Örneğin, 1999'da birçok uluslararası ilaç firması, AR-GE projelerini geliştirmek amacıyla, moleküler biyoloji alanındaki araştırmalarını paylaşıma sundular. Bu çabalar dirençli hastalıkların tedavisine yönelik çabalara ivme kazandırdı. 4. Global hareket etmek global düşünmekle başlar, ancak global hareket global anlamda rekabetçi kalmak, iş dünyasındaki gelişmeleri yakından takip etmek ve çok daha büyük bir yetenek havuzundan yararlanmakla gerçekleşebilir. General Motors'un CIO'su Ralph Szygenda'ya göre, çoğu büyük şirketin düştüğü yanılgı, uluslararası olup global olduğunu zannetmek. Oysa başarı için gereken yaklaşım, tüm dünyayı bir ülke gibi görmek ve bütünsel bir yönetim yaklaşımı sergilemek. Şirketler neden Viki'leşmeli? . Viki organizasyonu, emekli CEO'lar, dahi amatörler, obsesif iş bitiren blogcular, uzaktan çalışan akademisyenler, uzmanlaşmış yeteneklerden oluşan bir havuz ile problem çözmede ve kamu bilgisine ulaşmada hızlı ilerler. . Viki'ler kurumsal sınırlar içinde ve dışında, güvenlik duvarları ve zaman dilimleri arasındaki işbirliğini ilerletebilirler. . Viki'ler spesifik bir konudaki uzmanların görüşlerinin yanında konuya yeni, ancak başka alanlarda uzmanlaşmış kişilerden farklı perspektifler, fikirler ve farklı bilgi noktalarını bir araya getirir. . Viki, çalışma yeri modern dünyanın bir gereği olan, zaman yönetimi konusunda büyük esneklik getirir. . Şeffaf bir prosesin uygulanmasıyla, kişiler problem çözme alanında beraber çözümler üretebiliyorlar. Bir çözümü veya bir vizyonu beraber üretmek ile, birbirini ikna etmeye gerek kalmıyor. Viki'leşmenin önündeki engeller 1. 9X problemi: Gourville'in kuralına göre, kişi her zaman yeni teknolojinin avantajlarını faktör 3 ile hafife alırken, eski teknolojiyi bırakmanın dezavantajlarını faktör 3 ile abartır. Sonuç olarak, yeni teknolojinin 10 defa daha iyi olması gerekir ki kabul görsün. 2. Güvenlik konuları: Ana düşünce, hassas bilgilerin başkalarıyla işbirliğinin imkansız, gereksiz ve riskli olduğudur. 3. Politik ve kültürel konular: Geleneksel organizasyon yapısı işbirliğine bariyer oluşturur. Cesur davranmak, kariyer anlamında pozitif bir aşama sağlamaz. 4. Korku, belirsizlik, şüphe: Gitgide belirsizliğin arttığı günümüzde, yönetim; geliştirilmiş bir kontrol arayışında. Geleceğin neler getirebileceğini ve iş planının detaylarını bilmek istiyorlar. Ancak, Viki organizasyonuna geçerek, her şeyin mümkün olabileceği kısıtlı kontrolün olduğu bir ortama uymaları gerekecektir. Britannicca ve Wikipedia örneği Wikipedia, ücretsiz hizmet veren ve herkesin editör olmasına imkan veren, açık bir platform üzerinden tamamen gönüllülerce yaratılan dünyanın en büyük ansiklopedisidir. Bünyesinde 200'ün üzerinde dile, milyonun üzerinde yazıya, 400 milyonun üzerinde yazıya yer vermektedir. İnternetin en çok ziyaret edilen siteleri arasındadır. Yayıncılığın geleceğini temsil etmektedir. Wikipedia'daki bilgilerin güvenilirliğini soruşturan, haklı olarak Wikipedia'nın en yakın rakibi olan Britanicca, Wikipedia'daki bilgilerin hatalı olduğunu öne sürerek bir tartışma başlatmıştır. Sonunda Nature Dergisi tarafından 42 bilimsel kayıt üzerinden bir karşılaştırma yapılmış ve iki kaynak arasında doğruluk bakımından şaşırtıcı biçimde çok az fark olduğu gözlenmiştir. Brittanica üç makalesine karşılık, Wikipedia'nın dört makalesinde hatalı verilere rastlanmıştır. Bunun üzerine Britannica, Wikipedia'da bulunan hataların daha ciddi olduğunu ve araştırmanın kaynak olarak eski Brittanicca ciltlerini kullanıldığını savunmuştur. Tüm bunlara karşın Wikipedia, bahsi geçen hataları anında düzelttirken, Britannicca'nın hataları olduğu gibi durmaktadır.