Acılarla ve aşkla yoğrulmuş bir hayat
NERMİN SAYIN
NERMİN SAYIN
Biyografi, çok satan kitaplar arasında kendine sık sık yer bulan bir tür. Bununla birlikte sinemamızda bu tarza pek rastlanmıyor. Oysa yaşam öyküleri, hele bir de herkesin tanıdığı isimlere aitseler tüm dünyada ilgi çekiyor. Vizyonda bu hafta, tam da bu tanıma uyacak bir film var; Müslüm Gürses’in öyküsünün anlatıldığı “Müslüm.” Aramızdan 2013’te ayrılan Gürses’in hayat hikâyesi, travmatik olaylarla dolu. Ve daha ilkgençliğinde beyazperdeden görüp vurulduğu Muhterem Nur’un aşkıyla. Tabii bir de -söylemeye gerek bile yokmüzikle. Senaryosunu Hakan Günday ve Gürhan Özçiftçi’nin yazdığı “Müslüm”, bu yoğun duyguların yoğurup şekil verdiği “insan hikâyesi”nin peşinde. Bu bağlamda star Müslüm Gürses’ten ziyade “Müslüm”ü anlatıyor, ama ilginçtir, ikisinin arasında çok da fark olmadığını, onun mütevazı tutumunun altını çizerek veriyor. Can Ulkay ve Ketche’nin çektikleri, yapımcılığını Mustafa Uslu ve Nuri Yıldırım’ın üstlendiği filmde, senaryo kadar oyuncuya müthiş imkânlar sunan rolleri canlandıranlar da önemli. Bu bağlamda gerçekten başarılı bir cast’a sahip film, en ufak rol bile hikâyeyi örselemiyor. Timuçin Esen; Gürses’in kendine özgü beden dilini çözmüş... Muhterem Nur’u oynayan Zerrin Tekirdor önceleri çekimser, sonralarıysa âşık bir kadını son derece dozunda oynuyor. Genç Müslüm’ü canlandıran Şahin Kendirci iyi çalışmış. Travmatik öykünün ana kahramanlarından anne ve babada Ayça Bingöl ile Turgut Tunçalp’in neredeyse oyuncu olduklarını unutuyor seyirci...
Bakalım bundan sonra daha sık biyografik yapımlarla karşılaşmamıza vesile olacak mı “Müslüm”?