AGE İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Önen, projelerini ve hedeflerini anlattı / AGE İnşaat, üç yıl içinde enerjide kapasiteyi 500 megavata çıkaracak

AGE İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Önen, projelerini ve hedeflerini anlattı / AGE İnşaat, üç yıl içinde enerjide kapasiteyi 500 megavata çıkaracak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

1965 yılında proje kontrolörlüğü, inşaat ve taahhüt işleri yaparak çalışma hayatıyla tanışan inşaat yüksek mühendisi Atilla Önen, iş hacmindeki artış nedeniyle 1974 yılında Eczacı Güner Adlı ve Çiler Önen'in katılımı ile AGE İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti'yi kurmuş. 1998 yılında Anonim şirkete dönüşen AGE inşaat ve Ticaret AŞ'nin dününü, bugününü ve hedeflerini yönetim kurulu Başkanı Atilla Önen ile konuştuk. 17 bin hektar alanı sulayacak Ağrı Barajı 1994'ten beri sürüyor Türkiye'den başlarsak. Türkiye'nin yaklaşık her bölgesinde iş yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. İlk toplu konut projesini de Eryaman 1. etapla gerçekleştirdik. İnsanlar bizi o projeyle tanıdı. Türkiye'de barajlar, enerji ve konut sektörüne yönelik projelerimiz devam ediyor. Ödeneksizlik nedeniyle yıllardır devam eden projelerimiz de var. Mesela 1994 yılında temelini attığımız Ağrı Barajı halen devam ediyor. Bu barajı bu sene bitirmek istiyoruz ama ödeneksizlik problemi devam ediyor. Bu tür ihalelerin süresi normalde 4 yıldır. 4 yıllık ihale süresi ödeneksizlik yüzünden bu yıllara kadar uzadı. Çeşitli hükümetler geldi geçti ama sulama ve baraj projeleri pek dikkate alınmadı ve ödenek verilmedi. Daha çok enerjiye öncelik veriyorlardı. Belki haklılardı ama sulamada Türkiye için ihmal edilecek yatırımlardan değil. Bu tip yatırımların Anadolu'da sosyal hayatı nasıl etkilediği gözardı edildi. Ağrı Barajı bittiği zaman yaklaşık 37 bin hektar arazi sulanacak. Bunun bölge halkına neler kazandırabileceği Harran Ovası örneğinde görülüyor. Bilinçsiz bir sulama var orada ama üretim ve verimlilik artışı ortada. Biz bunu Suluova'da yaşadık. 1981-1985'te 17 bin hektarlık sulama yaptık Suluova'da. Orada verim çok düşüktü, alan kıraçtı. Sulama başlayınca 40 kat daha fazla ürün almaya başladılar. Bu nedenle Ağrı Barajı'nı bu yıl içerisinde bitirmek istiyoruz. Yaklaşık 200 milyon YTL'ye mal olan projenin bölgenin çehresini değiştireceğine inanıyorum. Bunun dışında Iğdır Ovası sulamasının yenileme işlerini yapıyoruz. Biz şimdi Türkiye'de en çok sulama projesi yapan firmaların başında geliyoruz ama yeni kanun nedeniyle yeni bir sulama projesi çıksa belki giremeyeceğiz. Çünkü sulama işi için bitirdiğimiz işlerin süreleri aşağı yukarı dolmak üzere. Bir takım aksaklıklar var kanunda. Bunların düzelmesini bekliyoruz. Şu anda 1900-2000 arası çalışanımız var. İnşaat emek yoğun bir sektör. Her ne kadar teknoloji arttıysa da. Toplam 2 bin 400 konutu 2008 içinde bitireceğiz İstanbul Kartal'da toplam inşaat alanı 76 bin metrekare olan ve 812 daire ve sosyal tesislerden oluşan Soyak Evreka Konutları'nı yapıyoruz. Edirne'de devam eden, bu yıl sonunda tamamlanacak sosyal alanlı 784 konutluk inşaatımız devam ediyor. Bandırma'da yine sosyal tesisleri içinde olacak 838 konutluk projemiz devam ediyor. Yani toplamda 2 bin 400 konutluk projelerimizi 2008 yılı içinde bitirmeyi hedefliyoruz. Trabzon ve Adıyaman'daki HES inşaatları sürüyor Enerji işiyle de ilgileniyoruz. Hidroelektrik santralların yapımına 1990'larda başladık. Formalitesi, ÇED raporu derken 2000 yılında işletmeye aldığımız Fethiye'deki hidroelektrik santralımızı, Yap işlet Devret (YİD) modeliyle yaptık ve hâlâ çalıştırıyoruz. 16.5 megavat gücü var. Sulamanın olmadığı zamanlarda suyu biz alıyoruz ve onu düşürerek enerji elde ediyoruz. Bu arada yapımı devam eden hidroelektrik santrallarımız da var. Bunları ise Yap İşlet (Yİ) modeliyle yapıyoruz. Trabzon'un Of ilçesinde Hayrat'ta 2 tane hidroelektrik santral yapıyoruz. Onlar da bitmek üzere. Toplam güçleri 42 megavat olacak. Haziran ayında işletmeye almayı planlıyoruz. Karadeniz bölgesinde çok büyük zorluklar var, iklim şartları çok sert. Kışın kar yağıyor. Çalıştığımız yerler bin 700 kot ile 700 kot arasında. Kışın en az 2 metre kar oluyor. Kışın çalışmazsanız da iş zamanında bitmiyor. Üstüne bir de Yİ modeli olunca yani alımda devlet garantisi olmayınca, bayağı zorlanıyoruz. Yatırımı biz yapıyoruz, finansmanı biz sağlıyoruz, her şey yatırımcı firmadan. Yİ modeliyle yaptığımız diğer bir projemiz ise, 30 megavatlık kurulu güce sahip olacak Adıyaman'ın Göksu çayı üzerindeki HES. Onu da gelecek sene nisan ayı gibi işletmeye almayı düşünüyoruz. Termik ve termal santrallara da ilgi duyuyoruz ve bu konuda da araştırma yapıyoruz. Hedefimiz 3 yıl içerisinde enerji üretimimizi 500 megavat'a çıkarmak. Termik santral için araştırmaya başladık Termal santrallar için Afyon, Denizli ve Van'da incelemeler yaptık. MTA'nın sondajlarıyla bulunan termal sular var. Ve haziran ayında ihaleye çıkarılacak 6 termal bölge var. Suyun sıcaklığına bakıyoruz. 130 derecedeki suyla enerji üretemezsiniz. Ancak kentleri ısıtabilir ya da kaplıca turizmini geliştirebilirsiniz. Enerji üretebilmek için kızgın buhar olması gerekiyor. Su sıcaklığının 180 derecenin üstünde olduğu yerler var. Veriler tam değil. İlave sondajlar yapılması lazım ama sondaj maliyetleri oldukça yükseldi. Neredeyse 1.5 milyon dolara ulaştı ama riskin getireceği kâr daha fazladır. Bu nedenle sondajlara başlayacağız. Termik santral için de önceden kömür düşünüyorduk ama sonradan doğalgazda karar kıldık. Bürokrasi yüzünden iş yapamıyoruz Bu yıl başlayacağımız bir diğer proje ise Botan Çayı üzerindeki Oran HES. Bu santralın gücü 63 megavat olacak. Henüz lisans safhasında ama ihale onaylandı. Lisans süreci biraz uzun sürüyor. Bizim en büyük sıkıntımız devletin bazı kademelerinde işlerin ağır işlemesi. Mesela gidiyorsunuz TEİAŞ'a, TEDAŞ'a "Enerji üretmeye başladım bunu hatlara bağlayalım" diyorsunuz, enerji bağlantı noktasının tasnifinde dahi çok büyük sıkıntılar yaşıyorsunuz. Mesela bizim Sarmaşık'ta en büyük sıkıntımız bu oldu. Bizim ürettiğimiz enerjiyi enterkonnekte sistemin hangi noktasına bağlanacağı konusunda 1.5 yıl karar veremediler. Bu prosedürlerin kısa sürede gerçekleştirilmesi gerekiyor. Sayın bakana da Başbakan'a da bu konuların hızlı yürümesinin Türkiye'nin faydasına olduğunu söyledik ve yapılması gereken hususları bir liste halinde verdik. Ama hala bir sonuç yok. Mesela inşaatına başladığımız ve tamamlanmak üzere olduğumuz projelerimiz var ama Enerji Bakanlığı'nda hala tasdik edilmedi. Kabulü nasıl yapılacak? "Bu proje tasdik edilmemiş" diyecekler. Ama bizim iş bitti, her şey hazır ve enerji üreteceğiz. Ne olacağını biz de bilmiyoruz. Böyle enteresan şeyler yaşıyoruz. Bunu ilk önce DSİ'ye verdik. DSİ onayladı, ama şimdi Enerji Bakanlığı "Bende bakacağım" diyor. Bekletmemesi gerekiyor ama bekletiyor, bizde bir şey söyleyemiyoruz. Beklemekten başka da çaremiz yok. Su akıp gidiyor, biz enerji üretemiyor seyrediyoruz o suyu. 25 milyar dolarlık yatırım bürokrasinin hızına bağlı Esasında güzel bir sistem kuruldu. Tek müracaatla lisans veriliyor. Eğer 10-15 müracaat varsa, başvuranlar analiz ediliyor, tespitler yapılıyor ve "devlete kaç kuruş vereceksin" diye sorulup, yarış başlatılıyor. Devletin burada çok büyük geliri olur ama bu ihaleler yapılırsa olur. Türkiye'nin enerji ihtiyacı her yıl yüzde 7-8 artarken, ithalat hızla artarken bu yatırımların acilen devreye alınması gerekiyor. Biz bütün hidroelektrik santralları yapsak ve bütün su potansiyelini harekete geçirsek 17 bin megavatlık üretime ulaşabiliyoruz. Maliyetini hesaplamak için 1 megavatı 1 milyon 500 bin ile çarparsanız 25 milyar doları buluyor. Hidrolikte 25 milyar dolarlık yatırım yapılması gerekiyor bu ülkede. O da kolay bir şey değil. Bugün Türkiye'nin bütün yatırım bütçesi 6 milyar dolar civarında. Bunların yapılması için teşvik kolaylığının yanı sıra, bürokratik işlemlerin de hızlandırılması gerekiyor. insanlar hem kendine, hem devletine, hem de insanlara faydalı olmak için yatırım yapıyorlar. İnşaatta teknoloji gelişti şimdiki gençler çok şanslı Ben teknik üniversiteden 1960 yılında mezun oldum. 1964'e kadar devlette çalıştım. Sonrasında askere gittim. İlk projeyi askerde aldım. O zamanlar mühendisler çok tutuluyordu. Bir su kulesi inşaatıydı ve 3 ayda bitirdim. 35 metre yüksekliğindeydi. Vinç falan yoktu o dönemler, palangayla çektik malzemeleri. Beton santralları filan da yoktu, 4 ağaca bir tel gerip kumu öyle eliyorduk. Mesela ilk işlerimden biri Yemen'in başkenti Sana'daydı. Konut işine girmiştik orda. Parayı veriyorsunuz Yemen Dinarı alıyorsunuz, dönerken de dinarı verip dolarınızı alıyorsunuz. Bizde böyle şeyler yoktu o zamanlar. şaşırırdık, kıskanırdık. Biz o dönemde dışarıda çalışan personelimize para gönderemiyorduk. Almanya'da çalışan Türkler'in ailelerine para veriyorduk, onlar Almanya'dan Suudi Arabistan'a para havale ediyorlardı. Şimdi hem yasal işlerin önü açıldı, hem de kolaylaştı. Türkiye'yle birlikte, inşaat teknolojisi de çok gelişti. Gençler şanslı ama, onları da takdir ediyorum. Yeniliğe açık, araştırmacı olarak yetişiyorlar. Müteahhitlik sertifikaya bağlanmalı ancak bu konuda bir yol alınamadı Müteahhit deyince, çok geniş bir kavramı ifade ediyoruz. Elmaların içerisinde çürükler olabiliyor. O elmanın bulunduğu sepetin geneline bakmak lazım. Devlete yada özel kuruluşa gıda temin eden, bir malzeme temin eden de müteahhit; bir işi projelendiren, şartname hazırlayan, şantiye kuran ve o işin realize edilmesini sağlayan da müteahhit. Bu kavramlar karıştırılıyor Türkiye'de. Yap- Sat işi yapanları küçümsediğimiz anlaşılmasın, herkesin görevi kutsaldır ama müteahhitlik o kadar kolay değil. Berber dükkânının açılması için dahi sertifika istenip, kurslardan geçiriliyorsa, bizim meslekte de böyle bir şartın olması lazım. Maalesef böyle bir sistem geliştirilemedi. Eskiden bir karne sistemi vardı ve iyi ile kötü ayrışıyordu; iş yapanlar, bitirenler diye değerlendirme notları vardı. O da son zamanlarda yozlaştırıldı. AB'ye giriş nedeniyle Kamu İhale Kanunu'nda değişiklikler yapıldı ama bazı yerlerinde bir takım aksaklıklar da oldu maalesef. Onunla ilgili olarak da İNTES gibi kuruluşlar çözüm arama konferansı düzenledi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Kamu İhale Kurumu gibi kurumlarla. Ama maalesef daha müteahhitlik tarifi, sertifikası konusunda net ve kesin bir kural yok. Sayın bakan da konuyla ilgilenileceğini belirtti ama henüz bir yol alınamadı. 250 milyon dolarlık Süleymaniye Havaalanı'nı 46 milyon dolara yaptık Bir dönem Irak'ta yoğun çalıştık. Mesela Süleymaniye Havaalanı'nı yaptık. 13 tane öğrenci yurdu yaptık. Şu anda her biri yaklaşık 350-400 talebe barındırıyor. Televizyon stüdyosu yaptık. Daha birçok iş. Süleymaniye Havaalanı çok ucuza mal oldu. Tamamen sıfırdan yapıldı. Saddam zamanında yapılmış bir asfalt kısım vardı, 30 metre genişliğinde. Onu tamamen attık. Projelendirilmesini, şartnamesini hazırladık. 3 bin 500 metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde pist, 30 metre genişliğinde yine 3 bin 500 metre uzunluğunda paralel pist, apron inşaatlarını yaptık. Çok ileri teknolojiler kullandık. En modern meydanların teçhizatını koyduk. 5 megavatlık yeni bir trafo tesisi, enerji nakil hattı, bağlantı yolu, 14 kilometre çevre yolları, binalar... Kısacası komple bir tesis kurduk. Su arıtma, su deposu, yakıt tankı, ikmal istasyonu da vardı. Bugün yapılsa toplamda 250 milyon doları aşar ama biz bunların tamamını 46 milyon dolara mal ettik. Bu bir dünya rekoruydu ve bunu yabancı gazeteler ve mecmualar da yazdı. Bütün bu işleri 14 ay gibi yine rekor bir zamanda tamamladık. Günde bin ile bin 500 metreküp arasında beton döküyorduk. Pist işinde bunlar büyük rakam. Rusya'da alışveriş merkezi Libya'da hastane yapacağız Rusya'da bir alışveriş merkezine başladık. Devam ediyor. Ukrayna, Libya, Gana gibi ülkelerde birtakım projelere başlayacağız. Bu yatırımlarımız konut, hastane ve alt yapı alanında olacak. Bu ülkeler zenginleşmeye başlayan ve arz açığı olan ülkeler. Tacikistan gibi maddi sıkıntısı olan ülkelerde de çalıştık ama emeğinizin karşılığını alamıyorsunuz o tip ülkelerde. Mesela Tacikistan'da bir otoyol ve sulama barajı yaptık, bir de Amerikan firmasının inşaat işlerini yaptık ama çok zorlandık. Demiri, boruyu, aletleri, makineleri Türkiye'den götürmek zorunda kaldık, çünkü orada yok. Ama Rusya, Ukrayna, Libya gibi ülkeler öyle değil. Gana'da 250 milyon dolarlık 6 tane hastane projemiz var Gana'da 6 tane hastane için teklif vermiştik. O işi aldık. Projelendirme çalışmasını 1 senede tamamladık. 250 milyon dolarlık 6 hastaneli bir proje o. Libya'da da hastane işi düşünüyoruz. Üniversite binaları ve alt yapı için girmeyi planladığımız ihaleler var. Şu anda Libya'ya sık sık gidip geliyoruz. Ukrayna'da konut işine gireceğiz Ukrayna'da da konut işine girmek istiyoruz. Gelişmekte olan bir ülke Ukrayna. Sosyal yaşam alanları eski sisteme göre yapılmış. Liberal ekonomiye dönüş tüketici talebini oldukça etkilemiş. Şimdi yaşam alanlarında da bir dönüşüm bekliyorlar. Ve ona göre şekillendiriyorlar. Paraları da var. Sanayi de var, alt yapı da var. İnsanlar daha mutlu olmak istiyorlar. Bunun ilk adımını da konut yatırımları ve alışveriş merkezleriyle atmak istiyorlar. Ukrayna'nın bu konudaki en önemli avantajı, arsaların çok ucuz olması. Bunu değerlendirmek istedik. Türkiye'de arsa bedelleri, maliyetin yüzde 50'si. İstanbul'da mesela ortalama yüzde 60. Ukrayna'da ise bu oran şu anda yüzde 10 mertebesinde. Öyle olunca iş kolaylaşıyor ve yatırımlar kârlı hale geliyor. Bir ikincisi diğer girdi maliyetleri çok düşük. Mesela çimento bizde pahalı, orada ucuz. Demir biraz daha ucuz Ukrayna'da. Beton Türkiye'den ucuz, ahşap da öyle. Körfez ülkelerinde de araştırma yapıyoruz Körfez ülkelerinden Katar'a girmeyi planlıyoruz. Ama iyice etüt etmeden girmek kolay değil. Arap ülkelerinde fiyat konusunda müthiş bir rekabet var. Aralık ayında Dubai'ye gittim. Her yerde Çinliler, Hindistanlılar, Bangladeşliler, Pakistanlılar var. Bizim işçilik fiyatlarımız çok büyük etken. Eskiden yurtdışında isteğe bağlı sigortalılık vardı, işleri çözüyorduk. Ama kanunda işçi yakınlarının muayenesi konusu dolayısıyla bundan vazgeçildi. Bunlar yurtdışına işçi göndermeyi zorlaştırıyor. Bu nedenle bizim Körfez ülkelerinde rekabet şansımız en aza iniyor. Tek avantajımız tecrübemizin, cesaretimizin olması ve işimizi çabuk bitirebilmemiz. 6 şirketle yola devam . AGE Grup şirketleri arasında yer alan Asya Meyve Suyu ve Gıda San. AŞ, 1972 yılında kuruldu ve 1975 yılında Nevşehir'e bağlı Avanos ilçesinde üretim tesislerini faaliyete geçirdi. Meyve suyu konsantre ve püre işleme tesislerinde üretilen ürünler şu anda 25 ülkeye ihraç ediliyor. . FETAŞ Fethiye Enerji ve Ticaret AŞ ise, Fethiye HES ve Trabzon'daki Sarmaşık 1 ve Sarmaşık 2 HES'lerinin işletmeciliğini yapıyor. . Tüm Enerji ve Ticaret AŞ ise Adıyaman'daki Pınar HES ve Siirt'teki Oran HES projelerini yürütüyor. . Aten Yapı Sanayi Ve Ticaret AŞ, Selvi Enerji Ltd. Şti. ve AGE Enerji Yatırımları AŞ gruba bağlı diğer şirketler arasında yer alıyor. Teminat mektubunda 'Kore' örnek alınabilir Teminat mektubu problemi birçok önemli işi alamamamıza neden oluyor. Mesela Kore hükümeti, Koreli şirketleri teminat mektuplarını finanse ediyor. Türk hükümeti sorunun çözümü için, Kore hükümetini örnek alabilir. Çok fazla ihaleye girmeye korkuyorsunuz. Çünkü ne kadar ihale, o kadar masraf. Bir de teminat mektubu maliyeti eklendiğinde, rekabet edebilirliğinizi kaybediyorsunuz.