Amerika'da 600 milyon dolarlık tekstil fırsatı

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Ali Sami Aydın, Türkiye'nin Amerika'ya ev tekstili ihracatının 600 milyon dolar civarında olduğunu belirterek, "Şartlar iyi değerlendirilebilirse bu ülkeye ihracat 2 katına çıkabilir. Amerika'da Türkiye için ev tekstili anlamında 600 milyon dolarlık daha fırsat var." dedi.

Aydın,  ev tekstili sektörünün 3 milyar dolarlık ihracatı, 12 milyar dolarlık iç pazar büyüklüğü ile 15 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğunu kaydetti.

Dünya ev tekstili sektörünün ihracat büyüklüğünün 95 milyar dolar civarında olduğu bilgisini veren Aydın, bu ihracatın yarısını Çin'in gerçekleştirdiğini bildirdi.

Türkiye'nin ev tekstili anlamında dünyada marka olduğunu aktaran Aydın, Türkiye'deki bütün sektörler yan yana konulduğunda dünyada marka olan tek sektörün ev tekstili olduğunu dile getirdi.

Aydın, ev tekstili alanında dünyanın her yerinde Türk ürünlerinin bulunabileceğini hatırlattı.

Bu alanda bir Türk firmasını en kısa sürede dünya markası haline getirmeyi hedeflediklerini anlatan Aydın, referandumdan sonra Türkiye'nin olumlu bir sürece girdiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu sadece Türkiye'nin iç pazarına yönelik değil. Yabancı alım yapan firmalar noktasında da Türkiye'ye karşı bir güven gelmeye başladı. Siparişlerimizde artışlar var. 2017'de ihracatta minimum yüzde 4-5'lik artış bekliyoruz. 2018'de ise bu rakamın daha fazla olacağından eminiz. Gidişat bunu gösteriyor. Türk markaları ile Türk tasarımlarının da bunu desteklediğini çok net bir şekilde görüyoruz."

"Rusya'da yıllık kayıp 500 milyon doları buldu"

Ali Sami Aydın, Türk ev tekstili sektörünün en büyük ihracatını Avrupa'ya yaptığını söyledi.

Ev tekstili sektörünün Rusya'ya yıllık 700-800 milyon dolarlık ihracat yaptığı bilgisini veren Aydın, uçak krizinden sonra bu pazara olan ihracatta büyük bir kayıp yaşandığını, yıllık kaybın 500 milyon doları bulduğunu dile getirdi.

Aydın, gelecek dönemde bu pazara olan ihracat kaybının toparlanmasını beklediklerine işaret ederek, "Bu yıl bu pazara ihracatta 400 milyon dolarları buluruz." dedi.

Türkiye'nin ev tekstili ihracatında dünyada 4. sırada olduğunu aktaran Aydın, bu anlamda birinci ülkenin Çin, ikinci ülkenin Hindistan, üçüncü ülkenin de Almanya olduğunu ifade etti.

Aydın, Türk halkının çok duygusal olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Halk, dövizin veya seçimin çok fazla etkisinde kalabiliyor. Referandum sonrasında bir çok sektörde kıpırdanma başladı. Yıl başından sonra devletimizin mobilyada KDV indirimi getirmesi, özellikle döşemelik kumaş sektörünü çok fazla hareketlendirdi. Bu noktada pazarın gelişme süreci de devam edecektir. Çünkü her sene bir iki seçim atlattığımız için, insanların belli bir seçim yorgunluğu oldu. Artık önümüzü gördüğümüz için çok büyük bir rahatlama var. 2017 yılında iç pazarda satışların yüzde 15 artmasını bekliyoruz."

"Sübvansiyonlardan yararlanamıyoruz"

TETSİAD Başkanı Aydın, Amerika'daki ev tekstili pazarının özel olduğunu, bu pazar için üretilen ürünlerin bu ülkeden başka yere satılmadığını söyledi.

Amerika'nın Çin'den ciddi anlamda mal ithal ettiğini anımsatan Aydın, burada ABD Başkanı Donald Trump'ın ucuz mal almak istediğini, ama çöp nezdinde bir mal almak istemediğini dile getirdi.

Aydın, Çin'in bütün mallarının kalitesiz olmadığını, bu ülkenin de kaliteli ürünleri olduğunu ama Çin'e dair oluşan olumsuz algıyı Türkiye'nin fırsata çevirebileceğini ifade etti.

Türkiye'nin Amerika'ya ev tekstili ihracatının 600 milyon dolar civarında olduğu bilgisini veren Aydın, şartlar iyi değerlendirilebilirse bu ülkeye ihracatın 2 katına çıkabileceğini belirterek, "Amerika'da Türkiye için ev tekstili anlamında 600 milyon dolarlık daha fırsat var." diye konuştu.

Tekstil sektörü olarak dünya ile rekabetten hiçbir zaman korkmadıklarını vurgulayan Aydın, ancak dünyadaki haksız rekabetin de kendilerini etkilediğini anlattı.

Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde üretilen mallara belirli bir sübvansiyon olduğuna dikkati çeken Aydın, konuyla ilgili şunları kaydetti:

"AB yolundaki adımlarımızdan dolayı bu sübvansiyonlardan yararlanamıyoruz. Haksız rekabetle ilgili burada çeşitli adımlar atıp, bu adımlara karşılık üreticilerimizi korumak zorundayız. Bu anlamda atılabilecek adımlar; korumacılık, Çin'den gelen mallara bir takım vergiler koyarak Türkiye'ye girişini zorlaştırmak olabilir. Bunu her ülke yapıyor. Bundan 4-5 sene önce örme ve dokuma kumaşa konulan korumalarla, Denizli ve Bursa ayağa kalktı.

Yatan tezgahlar artık aktif bir şekilde çalışıyor. Çin'i biz hiçbir zaman için elimizin tersiyle itmek istemiyoruz. Çin'i dünyaya mal satmak adına bizim kullanmamız gereken bir pazar olarak düşünüyoruz. Yani sadece benim Türkiye'deki ürettiğim ürün haricinde ben Çin'den de mal ithal edip bu malları birleştirerek dünyaya satabilirim. Çünkü biz tüccar kabiliyetli bir ülkeyiz. Bizim sanayimiz önemli. Sanayicimizin de bir şekilde yurt dışında veya yurt içinde üretilen malları bu kabiliyetle yurt dışına satabilmesi lazım."