Anadolu iş dünyası, AKP'nin kapatılma davasını sonucunu tedirginlikle bekliyor

Anadolu iş dünyası, AKP'nin kapatılma davasını sonucunu tedirginlikle bekliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AKP'nin "temelli kapatılması" istemiyle açtığı davayla ilgili karar sürecini 28 Temmuz'da başlattı. Mahkemenin vereceği kararın niteliği, siyasi gelişmeleri olduğu kadar ekonomiyi de bir şekilde etkileyecek. Anadolu iş dünyası Anayasa Mahkemesi'nin 11 yüksek yargıcı tarafından belirlenecek nihai kararı sük�net ve tedirginlikle bekliyor. İş dünyasındaki sük�net, yargıya duyulan güven ve saygıdan kaynaklanıyor. Anadolu ekonomisinde "ortak nabzı" temsil edebilecek bazı illerin oda başkanlarından DÜNYA Mikro Politika'ya yansıyan değerlendirmelerde, sonucun ne olursa olsun, yargı kararına saygı gereği vurgulanırken, siyasette ve özellikle ekonomide yaratabileceği etkiler farklı yorumlanıyor. Ancak yorumların tedirginlik noktasında buluştuğu söylenebilir. Kararın ekonomi üzerinde yaratabileceği olası etkiler iki şekilde değerlendiriliyor. Bazı başkanlar, AKP'nin kapatılması halinde siyasetin ve ekonominin "çok fazla" etkilenmeyeceğini savunuyor. Bu kesime göre özellikle ekonomi, bu gelişmelerden önce zaten "kötüye" gidiyordu. Diğer bir kesimse, AKP aleyhinde verilecek bir kararın ekonomiye "daha fazla" zarar vereceği görüşünde. Asıl gündem ekonomi olmalı Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Sakoğlu: Bizim gündemimizde ekonomi var, siyaset yok. Anayasa Mahkemesi'nde devam eden dava sürüyor. Ancak biz Türkiye'nin ekonomisine nasıl katkıda bulunuruz, nasıl proje üretiriz, nasıl daha fazla istihdam sağlanır, bununla ilgiliyiz. Türkiye ekonomisi 2007 yılına kadar ortalama yüzde 7 hızla büyüdü. Bu büyümeyi sağlayan özel sektördür. Özel sektör yatırım yaptı, istihdama katkıda bulundu; bunu yaparken de öz sermayesinin yanında krediye başvurdu. Böyle bir büyümenin ardından 2007'nin son çeyreğinden itibaren daralma yaşanmaya başlandı. Şu anda önemli olan bu büyümenin kesintisiz olarak sürdürülmesi. Türkiye'nin asıl gündemi ekonomi olmalı. Üretim, istihdam ve ihracat ekonominin gündemini oluşturmalı. Üyelerimizin sorunları çözüm bekliyor Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Kemal Özgen: Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak karar elbette siyasi süreci etkileyecek. Kapatma kararı çıkması halinde, seçime gidilecek. Aksi bir karar çıkması halindeyse yeni bir heyecan yaşanacak. Bütün bu gelişmelerden ekonomi ister istemez etkileniyor. Oysa, gerçek gündemin ekonomi olması gerekiyor. Ekonomik sorunlar çözülmeli, yapısal reformlar hayata geçirilmeli, tümüyle ekonomiye odaklanılmalı. Ama görüyoruz ki yine gündemimiz ekonomi değil. Eğer Türkiye ekonomi yönünden güçlü olursa siyasi yönden de güçlü olacaktır. Maalesef bu gün baktığımızda gündem yine ekonomi değil, bu bizi üzüyor, üyelerimizin sorunları çözüm bekliyor. Türkiye, AKP ile yoluna devam edemez Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş: AKP'nin kapatılması ya da kapatılmaması Türkiye'yi siyasi olarak çok fazla etkilemez. AKP'nin kapatılması durumunda siyaset boşluk kaldırmaz; yerine yeni oluşumlar çıkacaktır. Ekonomiye baktığımızda şu anda piyasalarda ciddi bir durgunluk var, ekonomi gittikçe sıkışıyor. Türkiye AKP ile yoluna devam edemez; çünkü uyguladığı politikalarla Türkiye Batı'nın finans sömürgesi durumuna geldi. Türkiye'nin varlıkları, şirketleri, bankaları satılarak, gelecekte ekonomi üzerinde onarılamayacak şekilde yaralar açılıyor, tahribat yaratılıyor. AKP döneminde yurtdışına yapılan kâr transferi 5.2 milyar doları buldu. Cari açık gittikçe artıyor. AKP, satma üzerine kurulu bu politikalarını sürdürdürecektir. Cari açığın kapatılması için yeni değerler satılacak, yeni satışlar da kâr transaferini ve cari açığı artıracak. Siyasi olarak gelinen noktada ise, çok ciddi bir gerginlik ve kamplaşma sözkonusu. AKP, kendisi gibi düşünmeyenleri öteki olarak görmeye başladığı bir kamplaşmaya gidiyor. Yerine gelecek olan siyasi oluşum umarım Amerika'nın Ortadoğu'da şekillendirdiği yapıyı tersine çevirebilir. 'Çorap' kapatmadan önce delindi Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zafer Ersoy: Türkiye bir hukuk devleti, Anayasası var; diktatörlük değil. Hangi parti olursa olsun; bu AKP de olabilir, CHP de , MHP de. Bugün Anayasal bir süreç yaşanıyor; bu sürece saygılı olmalıyız. Ben şahsen siyasi partilerin kapatılmasını uygun görmüyorum; anti-demokratik bir uygulama olarak değerlendiriyorum. Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak olumsuz bir karar, tabii ki ekenomiyi etkiler. Ama bunu sadece kapatmaya bağlamak yanlış. Zaten, ekonomide kötüye gidiş vardı. Ekonomi, parti kapatma davasından önce bozuldu, "çorap" kapatmadan önce delindi. Şimdi, yeni teşvik yasası hazırlamaya çalışıyorlar; ancak, biz mevcut yatırımcıyı tutamıyoruz. Yöremizde 14 fabrika kapandı. Sanayici yeşil karta muhtaç hale geldi. SSK ile vergi yüküyle uğraşıyoruz. Ben eşimden çok muhasebecimi görür hale geldim. Kapatma ekonomiye fazla zarar verir Kars Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Güvensoy: Anayasa Mahkemesi'nden AKP'nin kapatılması yönünde bir karar çıkarsa ekonomiyi olumsuz etkiler, lehte bir karar ekonomiyi etkilemez. Kapatma yönündeki bir karar ekonomiye daha fazla zarar verecektir. Ama, yargının vereceği karara saygılıyız. Yargı ne karar verirse doğrudur. Kapatma dışındaki ceza ve benzeri kararların da olumsuz etkisi olacaktır; ama bu hiçbir zaman kapatma kararı kadar sıkıntı yaratmaz. Sonuçta yargının vereceği kararı bekliyoruz ve saygılıyız. Önümüzdeki dönemde kapatma ile birlikte siyasette bir değişim ve hareket olabilir; yeni oluşumlar gündeme gelebilir. Ancak, ne derece tutar ya da tutmaz; bunlara da halk karar verecektir. Yargının kararına saygılıyız Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci: Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar Türkiye açısından çok önemli; çünkü şu anda yüzde 47 oy almış bir iktidarın varlığını devam ettirip ettiremeyeceğiyle ilgili. Kim ne derse desin, siyasi politikalar ekonomi politikalarıyla paraleldir. Bir kapatma kararı Türkiye'de bazı ekonomik dengeleri karıştıracaktır. Ama, yargının özerkliğine ve bağımsızlığına da saygı duyuyordum. Temennim, her şeyin Türkiye için doğru ve hayırlı olması. Çünkü ülkemizin daha kötü, daha kritik günler yaşamaya tahammülü yok. Dikkatli olmamız gerekiyor. Kapatmanın ekonomiye etkisi sınırlı olur CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici: Bence, Anayasa Mahkemesi'ndeki davanın ekonomiyi etkilemesi çok sınırlıdır. Eğer, ekonominizin borcu harcı yoksa, cari açığınız döndürülebilir, büyümeniz makul, dünya standartlarında borçlanabiliyorsanız, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar bu dengeyi sarsmaz. Ama borcunuz harcınız , cari açığınız yüksekse -ki dava açılmadan önce de bu böyleydi- her olumsuzluktan etkilenebilirsiniz. Davadan önce de cari açık döndürülebilir olmaktan uzaktı. Dünyanın en pahalı faiziyle borçlanıyordunuz. Özel sektörde, ailelerde günlük hayatlarını ve işlerini döndürebilmek için borçlanma ihtiyacı var. Aileler günlük geçimlerini ancak borçlanmayla sürdürüyorlar. Ayrıca konut almak için 10 yıllık, araba almak için 5 yıl vadeli dönem için borçlanıyorlar. Bu garantisi olmayan gelirlerin şimdiden harcanmasıdır. Anayasa Mahkemesi'nden olumsuz karar çıkarsa ekonomi bozulur, diyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu anlayış yanlıştır. Eğer ekonominiz güçlüyse ne karar çıkarsa çıksın ekonomi etkilenmez. Ama ekonomi zaten bozuksa böyle bir bahane arayabilirsiniz. Belirsizlikler sürmeye devam edecek MHP Denizli Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Emin Haluk Ayhan: Anayasa Mahkemesi kararı nasıl olursa olsun, ekonomideki belirsizlikler devam edecek. Kararın nasıl tezahür edeceği mutlaka önemli; topluma birtakım siyasal sosyal ve ekonomik etkilerinin olacağı kuşkusuzdur. Bugün ülkenin iyi yönetilebildiğini iyi idare edilebildiğini söyleyen var mı? Hükümet mensupları bile kendi alanlarındaki problemlerin varlığını açıkça ifade etmeye başladılar. Ülke, AKP hükümeti tarafından iyi yönetilemez halde. Üzücü olan, cepheleşme ve kamplaşmanın giderek artması. Siyasi ortamı gerginlikten uzaklaştırıp normalleştirmeye çalışmak lazım. Hükümetin böyle bir gayret ve düşünce içinde olmadığını görüyoruz: Ekonomide sorumluluklarına müdrik değil; bir algılama problemi var. Bütün kesimlerde problemler devam ediyor. Makro açıdan büyümeye kimse inanmak istemiyor. İstihdamda 6 yıldır müspet bir gelişme yok. Cari açık, bakanlar tarafından açık artırmaya çıkarılmış. Milletvekillerinin enerjisi tükendi, gözler tatilde Son altı yılın siyaseten en gerilimli yasama yılını yaşayan TBMM'de milletvekillerinin enerjisi tükenme noktasına gelince, aralarında Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Kamu İhale Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu gibi komisyon ve Genel Kurulu aşamalarına gelmiş bazı önemli tasarıları bekleme dönemine girdi. AKP Grubu'nun Başbakan Tayip Erdoğan'ın talimatıyla Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatma davası sonuçlanıncaya kadar Meclis'i çalıştırma kararı almasının ardından, ekonomi açısından önem taşıyan bazı tasarılar kanunlaştı. Ancak, Meclis'in bu hafta sonu itibariyle tatile girmesi beklenirken, bazı tasarılar da komisyonlardan geçmesine rağmen Genel Kurul'un gündemine giremedi. Bu dönem bitimine kadar kanunlaştırılması planlanan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ile Borçlar Kanunu Tasarısı gelecek yasama yılında kaldı. Müteahhitlik sektörünün beklediği, Bakanlar Kurulu'na "fiyat farkı" kararnamesi konusunda yetki verilmesini öngören tasarının ise bu hafta kanunlaşması bekleniyor.