Avrupa ‘özel marka’da Türkiye’yi yeni tanıyor

İKMİB Başkanı Murat Akyüz, private label olarak adlandırılan özel marka ürünlerde Avrupa’nın Türkiye’yi yeni tanımaya başladığını, Türkiye’nin özel markada Çin’den daha avantajlı bir konumda bulunduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TAYLAN BÜYÜKŞAHİN

AMSTERDAM - Özel etiketli (fason imalat) ürünler alanında dünyanın önde gelen fuarlarından birisi olan PLMA’s World Private Label 2014 Amsterdam Fuarı, 29. kez düzenlendi. Gıda, sağlık, güzellik, ev, mutfak, kağıt, plastik, elektronik, kişisel temizlik, gezi ve bahçe ürünlerinin yer aldığı fuara İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) milli katılım gerçekleştirdi. 

PLMA Amsterdam Fuarı’nın private label (özel etiketli) ürünlerde dünyanın en önemli fuarı olduğunu anlatan İKMİB Başkanı Murat Akyüz, ‘başkasının markasını üretebilirim’ diyecek firmaların burada mutlaka bulunması gerektiğini söyledi. Geçtiğimiz yıl bu fuarda Türk firmalarının 150 milyon dolarlık iş hacmine ulaştığını dile getiren Akyüz, fuara büyük mağaza zincirlerinin katılarak büyük alımlar yaptığını belirtti. Akyüz, “Fuarda anlaşmalar yapıldığında, eğer düzenli bir mal veriliyorsa bir yıl boyunca bu alımlar devam ediyor. Fuara giriş 200 euro ve sadece büyük alıcılar fuara geliyor” dedi. 

Avrupa’nın private label konusunda Türkiye’yi daha yeni tanımaya başladığını belirten Akyüz, “Genellikle private label denilince Çin akla geliyordu. Türkiye’ye ürün siparişi verildiği sırada, Türkiye’deki üretici 1 hafta ile 3 hafta içerisinde siparişi tamamlayabilir. 1 hafta içerisinde de malı ulaştırabilir. Bu, şu manaya geliyor. Sipariş, 2 hafta ile 1 ay arasında rafa girebilir. Asya’dan getirdiğiniz bir ürünü; mesela Çin’den getirdiğiniz 10 bin ürün 3 haftada satıldı, sonraki siparişinizin rafa gelişi en az 6 ay. Türkiye’nin bu avantajı var. Firmalarımız private label mantığını çok iyi bilmiyorlardı. Bunu yavaş yavaş öğreniyorlar, tecrübe kazanmaya başlıyorlar. Bu nedenle fuarda iş hacminin yüzde 20 artacağını düşünüyorum” diye konuştu. 
Kendi sektörleri dışında gıdada da Türkiye’den firmalara destek vererek fuara katılmalarını sağladıklarını ifade eden Akyüz, bununla beraber kozmetik, temizlik ürünleri sektörlerinde kendilerine çok ciddi talepler geldiğini kaydetti. 

Avrupa’daki ihracat artışı yüzde 20’yi buluyor

Avrupa Birliği’nin kendi sektörleri açısından halen önemli bir noktada bulunduğunu anlatan Murat Akyüz, toplam ihracatlarının yüzde 45’inin Avrupa’ya yapıldığını kaydetti. Kriz sonrası Avrupa’daki toparlanmanın etkilerini olumlu hissettiklerini ifade eden Akyüz, “Avrupa’ya ihracatımız, her ülkeye en az yüzde 20 artıyor diyebilirim. Avrupa Birliği’ndeki toparlanma bizim ihracatımıza olumlu yansıyor. Bu gelişmelere rağmen Avrupa’ya bağlı kalmak yerine, yeni pazar arayışlarımızı da sürdürüyoruz. Pazar çeşitliliğini artırmak istiyoruz” dedi.

Olumsuzluklara rağmen ihracat arttı 

Sektörlerinin ilk 4 ayda ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 10 artırdığını anlatan Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Normalde bu artış yüzde 10’un çok üzerinde çok rahat olurdu ama maalesef Mısır’daki düşüş halen yüzde 50 civarında devam ediyor. Mısır gümrüğünde özellikle yaşadığımız sıkıntılar var. Geçen yıl Mısır bizim 1 numaralı ihracat pazarımızdı. Şu anda ilk 10’da ancak yer alıyor. Mısır’da ticaret erbapları olarak hiçbir sıkıntımız yok ama Mısır tarafından tek taraflı siyasi sıkıntı yaşıyoruz. Irak’ta ve çevre ülkelerde de sorunlar yaşamaya devam ediyoruz. Bununla beraber TÜPRAŞ’ın benzin üretimini azaltması nedeniyle ihracatındaki gerileme de bizi olumsuz etkiledi. Her şeye rağmen yüzde 10’a yakın büyüme iyi diyebilirim.” 

‘Gümrük Birliği sıkıntıları artıracak’ 

Gümrük Birliği’nde çok ciddi bir sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen Akyüz, “Bu sıkıntı daha da büyüyecek. Avrupa Birliği, Amerika ile serbest ticaret anlaşması imzalayacak ve bu anlaşmaların sayısı daha da artacak. Bu anlaşmaların son noktası Çin ile yapacakları STA olacak. Çin ile yapılacak STA’da, Türkiye Çin’den gelecek bütün ürünleri sıfır gümrükle kabul etmek zorunda kalacak. Biz ise Çin’e gümrükle satmak zorunda kalacağız. Bu olay, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bütün bağlarının kopmasına neden olacak. Bu işin kopma noktası Çin ile yapacakları STA olacak. İşadamları olarak bizlerin bu konuda yapacak hiçbir şeyi yok. Politikacıların bu işi çözmesi gerekiyor. İki kriz noktası ABD ve Çin ile yapacakları STA’lar. Bu anlaşmalarda Türkiye olmazsa, Gümrük Birliği Anlaşması Türkiye’nin ticaretini çökertir” şeklinde konuştu.