Borçlar kanunu değişiyor
TBMM Genel Kurulunda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısının tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.
TBMM - TBMM Genel Kurulunda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısının tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.
Temel yasa olarak görüşülen tasarı üzerinde, CHP Grubu adına söz alan Ordu Milletvekili Rahmi Güner, 83 yıldır yürürlükte olan Borçlar Kanununun kaldırılarak, yerine dili sadeleştirilmiş ve günün koşullarına göre değiştirilmiş yeni bir kanunun hazırlandığını belirtti.
Tasarının komisyonda görüşülmesi sırasında katılımcı ve katkı sağlayıcı görev yaptıklarını ifade eden Güner, kanunun, Türkçeleştirilmesi ve madde numaralarının değiştirilmesi nedeniyle uygulamada bazı sorunlara neden olacağını iddia etti.
Güner, uluslar arası düzenlemelerin dikkate alınmaması, yasal faiz oranlarının yasayla belirlenip özel mevzuata bırakılması, alacaklarda zaman aşımı, iş yeri devrinde sınırsız sorumluluk yüklenmesi gibi konuların, sıkıntı yaratabileceğini ileri sürdü.
Türkiye'de yaşanan en büyük sorunlardan birinin de hukukun üstünlüğü konusunda olduğunu ileri süren Güner, "Türkiye'de eğer hukukun üstünlüğü yoksa, yargı teminatı, hakim teminatı, yargıç güvencesi yoksa, hakim atamaları Bakan Müsteşarı tarafından yapılıyorsa, hangi bağımsızlıktan söz edilebilir? Önceden ne imtihan ne de mülakat vardı. Üniversiteyi başarıyla bitirenlerden şartları yerine getiriyorsa hakimliğe alınıyordu. Şimdi sınavda eleniyor, bazı sıfatlar aranıyor. Bu büyük bir haksızlık. Bu yasayı uygulayacak hakim ve savcıların daha bağımsız olması gerekiyor. Bağımsız yargı yoksa, hakim etki altındaysa, o memlekette hukukun üstünlüğünü kimse savunamaz. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, bir bakan, bir müsteşarı katılmadığı zaman görevini yapamadığını görüyoruz. Parlamento çıkaracağı kanunlarda, hakim teminatını, hukukun üstünlüğünü göstermelidir" diye konuştu.
Kanunun dilinin Türkçeleştirilmesi
MHP grubu adına söz alan Konya Milletvekili Faruk Bal da Borçlar Kanunun, özel hukukun en temel yasalarından biri olduğunu ve herkesi ilgilendirdiğini söyledi.
İhtiyaç ve zaruret olması halinde, gelişmelere uygun bir şekilde yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade eden Bal, yürürlükte olan Borçlar Kanunun ihtiyaç duyulan yerlerinde değişiklik yapılabileceğini, ancak yeni bir kanun hazırlanmasına gerek olmadığını ileri sürdü.
Kanun dilinin önemine değinen Bal, tasarının gerekçesinde "arılaştırılmış Türkçe" ibaresine yer verildiğini, "arılaştırılmamış Türkçe" ifadesinin hangi anlama geldiğini sordu.
Kanundaki "hata" yerine "yanılma", "hile" yerine "aldatma", "muayene" yerine ise "gözden geçirme" kelimelerinin tercih edilmesini eleştiren Faruk Bal, "Türkçe'yi kısırlaştırmaya kimsenin hakkı da haddi de yoktur" dedi.
Bal, tasarının görüşmeleri sırasında sivil toplum örgütlerinin ve halkın katkısının alınması gerektiğini, kamuoyunda yeterince tartışıldıktan sonra tasarının yasalaşması gerektiğini savundu.
DTP grubu adına söz alan Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ise halen yürürlükte olan Borçlar Kanunun, günün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söyledi.
Konuşmasında, "Demokratik açılım" çalışmalarına değinen Geylani, "Türkiye gündemine pompalanan açılım söylemleri, havada kalıyor. İçi boşaltılmış bir açılımı bile sindiremeyen muhalefetin tepkileri manidardır. Açılımla tezkere, birbiriyle bağdaşmıyor" dedi.
Sivil bir Anayasa ile seçim ve siyasi partiler kanunlarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunan Geylani, "Türkiye'de barış ve huzur ortamı yaratılmadan ekonomik ve hukuk alanında yapılan düzenlemeler sonuç vermeyecektir" iddiasında bulundu.
"Özel hukukun anayasası, insan iradesinin kuralları, yeniden gözden geçiriliyor"
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, 83 yıl sonra Borçlar Kanununun değiştirilmesinin gündeme geldiğini belirterek, "Özel hukukun anayasası, insan iradesinin kuralları, yeniden gözden geçiriliyor" dedi.
Genel Kurulda, Türk Borçlar Kanunu Tasarısının tümü üzerinde Komisyon adına konuşan İyimaya, Meclisin, tarihi bir gün yaşadığını belirterek, Türk Ticaret ve Borçlar Kanunu Yasa tasarılarının geleceğin düzenlemeleri olduğuna işaret etti.
"Özel hukukun anayasası, insan iradesinin kuralları yeniden gözden geçiriliyor" diyen İyimaya, tasarının diliyle ilgili olarak yapılan eleştirilere karşı çıkarak, "dilsever' biri olarak Türkçeye önem verdiklerini söyledi.
İyimaya, 1926 yılında Ticaret ve Borçlar Kanunu birlikte çıkartılarak büyük bir başarı gösterildiğine dikkati çekerek, ancak aradan geçen süreye rağmen Türk siyasetindeki uzlaşmaz ve gerilimin, bu alanda gerekli değişikliğin yapılmasını engellediğini savundu.
Gelinen noktada "yasama krizi" yaşandığını belirten İyimaya, halen TBMM Genel Kurulu gündeminde bulunan 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu ve 649 maddelik Türk Borçlar Kanunu tasarılarının yasalaşabilmesi için kendisinin bir önerisi olduğunu, bunu grup başkanvekillerine sunduğunu söyledi.
İyimaya, geçici bir içtüzük düzenlemesiyle bu tasarıların tümünün görüşülerek daha sonra oylanabileceğini belirtti. İyimaya'ya, CHP'li bazı üyeler ile Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, "bu şekilde görüşülemez" diyerek itiraz etti. İyimaya, önerisinin Anayasa ve içtüzüğe göre mümkün olduğunu ifade etti.
İyimaya, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ile Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın gerilimlerin değil, geleceğin düzenlemeleri olacağını vurgulayarak, Meclisin bu konuda "israf ve didişmeci bir tavır" yerine, anlamlı bir örnek sergileyebileceğini söyledi.
"Tasarı üzerinde 12 yıldır çalışılıyor"
AK Parti Grubu adına konuşan Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak da tasarı üzerinde 12 yıldan beri çalışıldığını hatırlatarak, kısa sürede yasalaşmasının önemli olduğunu kaydetti. Tasarının, "sosyal devlet ilkesinin zorunlu kıldığı dayanışma ve barışçı hükümleri içerdiğini" belirten Kaynak, zarar gören, işçi, kefil ve kuracıyı koruduğuna işaret etti.
Tasarının ana parametrelerinden birinin, sorumluluğun kusura dayandırıldığını belirten Kaynak, 83 yıl sonra yeniden yazılan Türk Borçlar Kanunun dilinin sadeleştirildiğini, yenilendiğini ve mevcut düzenlemede yer almayan yeni hükümlerin konulduğunu anlattı.
Kendisinden önce konuşan muhalefet partisi milletvekillerinin yargıyla ilgili eleştirilerine de yanıt veren Kaynak, "Hukukun üstünlüğünden yanayız, ama üstlerin hukukuna değil. Hukukun siyasallaştırılmasına da siyasetin hukuksuzlaştırılmasına da karşıyız. Görev yapan değerli hakim ve savcılar, hiçbir etki altında kalmadan, yasalar ölçüsünde ve vicdanlarına göre karar veriyor. Bunun aksini söylemek onlara saygısızlıktır. AB kriterleri çerçevesinde yargı reformundan yanayız ve yakında Meclis gündemine gelecek" diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, gruplar adına konuşmaların tamamlanmasının ardından, çalışma süresinin dolmasına kısa bir süre kaldığını belirterek, birleşimi yarın saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.