'Bu meslekte eğitimin sonu yok'

“Her işte olduğu gibi eğitim, insan ilişkileri ve tecrübe bizim işte de olmazsa olmaz” diyen diş hekimi Sibel Özkan, mesleğini sevmenin, hatta onu yaşam tarzı haline getirmenin önemine inanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bu haftaki konuğumuz bir diş doktoru. Sibel Özkan, harika bir anne ve eş. Eğitim ve çalışma hayatının bir kısmını yurtdışında geçirmiş. Öğretim üyesi olmak yerine “müstakil çalışmayı tercih etmiş” kendi deyimiyle. Bu mesleği kendi ısrarıyla seçmiş. Ailenin telkini ekonomist olmasıymış. Epeyce gülüştük bu konu üzerine. Ne de olsa söyleşiyi yapan bir ekonomist. Kızı da diş hekimi olmak isteyince işleri büyütmüş. “Aslında ressam da olmak isterdim” dedi bir anda. Onu dinlerken bunu da başarabileceğine inandım. Paylaşmasak olmazdı.

- İşinizi ve ne yaptığınızı anlatır mısınız?

1970 İstanbul doğumluyum... Lise eğitimimi Kadıköy Lisesi’nde tamamladım. 1987 yılında Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım.1992 yılında mezun oldum ve aynı yıl, aynı üniversitede Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı'nda doktora öğremime başlayıp 1999 yılında doktoramı tamamladım. Aynı yıl Levent’te kendi özel muayenehanemi kurdum ve özel muayenehaneciliğe başladım.15 sene özel muayenehane hekimliğini takiben hasta yoğunluğunun artması ve kızımın da diş hekimi olma kararından sonra mesleğime poliklinik bünyesinde devam etme kararı aldım ve polikliniğimi kurdum.

- Bu mesleği seçmenizde etkili olan kim ya da neydi?

Mesleğimi seçmemde çok sevdiğim eniştem, diş hekimi Mehmet Bilsel etkili oldu. Ayrıca müstakil çalışma fikri her zaman hoşuma gitti. Bunu da belirtmeliyim.

“AİLE EN BÜYÜK ŞANS”

- Peki ya anne ve babanız... Onlar etkiledi mi sizi?

Anne ve babamın mesleğimi seçmemde etkileri olmamıştır, bilakis babam ekonomi okumamı istemişti. Fakat sonuçta kararıma saygı göstermişlerdir. Demokratik, istediklerimi mantık çercevesinde yapabildiğim, her zaman maddi-manevi desteklendiğim bir ailede büyüdüm. Bu tarz bir aileye sahip olmamın hayattaki en önemli şanslarımdan biri olduğunu düşünüyorum.

- Diş hekimi olmayı ne zaman istediniz? Bugün arzu ettiğiniz yerde misiniz?

Çok küçük yaşlarda eniştemi izleyerek belli bir fikir edinmiştim. Bağdat Caddesi’ndeki apartman dairemizin alt katına çok hoş bir genç hanım, çok şık bir muayenehane açınca, bir de güzel sanatlara olan yatkınlığımı; üç boyutlu düşünebilme yeteneğimi keşfettiğimde diş hekimliğini meslek olarak seçmem gerektiğine karar vermiştim. İyi bir eğitim ve tecrübeyle iyi teknolojik imkânlarla mesleğimi iyi şekilde yaptığıma inanıyorum. Ama yapacak daha çok işimin olduğunu bilmek benim için önemli bir motivasyon kaynağı ve hâlâ kendi kendime “Daha neler yapabilirim?” diye sormama sebep oluyor. Çünkü mesleğim hızla gelişen teknolojiyle beraber gelişmekte, bu nedenle mesleğimizde eğitimin sonu yoktur, diye düşünüyorum.

- Sosyal medyayı işinizde kullanıyor musunuz?

Çok etkili olduğunu söyleyebilirim. İnsanların hızlı ve doğru bilgiye ulaşım ihtiyacından mesleğimiz de nasibini aldı ve bu ihtiyaç mesleğimizdeki sosyal medyanın etkisini her geçen gün daha da arttırmakta. Sosyal medyayı iki şekilde kullanmaktayız; teknolojiye, materyal ve metodlara, dünyanın her yanındaki meslekdaşlarımıza, değişik vakalara ulaşmak için, diğeri ise hastalarımızın bize, bizim hastalarımıza ulaşabilmesi için. Sosyal medyayı hastalarla iletişimde kullanırken; yasaların belirlediği kurallar çerçevesinde ve mesleğimizin gerektirdiği etik değerlere bağlı kalarak kullanılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. İyi bir diş hekiminin veya kliniğin düzgün yönetilen sosyal medya hesaplarının olmasını, bu hesaplar vasıtasıyla hastalarla direkt iletişime geçilebilmesini faydalı buluyorum. Aynı zamanda bazı aktüel konularda abartıya kaçılmadan paylaşımlar da bulunulmasının da bir sosyal sorumluluk olduğunun farkındayım ve destekliyorum.

“RESSAM DA OLABİLİRDİM...”

- Diş hekimliğinde neler değişti son zamanlarda?

Yaptığımız iş dünden bugüne çok değiştiği gibi, aynı baş döndürücü hızla değişmeye devam ediyor. Bu hızlı değişimin dışında kalma gibi bir lüksümüz asla yok. Değişen alanları maddelersem; materyal, metot ve teknoloji, hastaların hekimlerden beklentileri, sosyal medya, hasta ve hekim hakları, hasta hekim ilişkisi ve iletişimi, muayenehanecilikten klinik işletmeciliğine geçiş, klinik yönetimi. İlk bunlar aklıma geliyor açıkçası.

- Yapmak istediğiniz başka bir iş olmadı mı hiç?

Diş hekimi olmasaydım ressam olmak isterdim. Diş hekimliği ilk tercihlerimdendi, sınava girmeden önce ve sınavdan çıktıktan sonra da diş hekimi olacağımı biliyordum. Sınava doğumgünüm olan 28 Haziran’da girdim ve bunun benim için hayatımın hediyelerinden biri olduğunu düşünüyorum. Mesleğini yaparken maddi ve manevi anlamda tatmin olabilen ender insanlardan biri olduğumu biliyorum ve bunun için hep şükrediyorum.

- Eğitim, tecrübe ve çevre... Hangisi etkili sizin işte?

Her işte olduğu gibi eğitim, insan ilişkileri ve tecrübe bizim işte de olmazsa olmazlardır. Bana göre önemleri; yüzde 50 insan ilişkileri ve geri kalan yüzde 50 de tecrübe ve eğitimdir. Siz çok tecrübeli ve mükemmel eğitimli bir diş hekimi olabilirsiniz, ama insanlarla ilişkileriniz zayıfsa, insanlar sizin yanınızda rahat hissetmiyorlarsa hiç şansınız olamaz.

- Kimi örnek alıyorsunuz?

İş disiplini ve mali konularda babamı, insan ilişkilerinde; hastalara pozitif yaklaşım konusunda annemi, iş yönetimi konusunda bilgili ve tecrübeli yakınlarımı ve edindiğim mesleki tecrübelerim konusunda bana emeği gecen tüm hocalarımı örnek aldım. Bu vesileyle hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

- Çocuklarınız bu işi yapsın ister misiniz?

Büyük kızım Nazlı Özkan diş hekimliği fakültesinde üçüncü sınıf öğrencisi. Kızım dışında altı arkadaşımın çocuklarının da diş hekimliğini tercih etmelerinde onlara iyi bir rol model olduğumun fakındayım ve bu konuda sorumluluk taşıdığımı hissediyorum. Hepsinin yolunun açık olmasını ve mesleğimizi bizlerden çok daha ileri noktalara taşımalarını diliyorum.

İŞ DİSİPLİNİ VE İNSAN İLİŞKİSİ ÇOK ÖNEMLİ...

- Bu işte ekmek var mı?

Bu işte ekmek var... Mesleğini seven ve hakkıyla yapıp, dürüstlük ve disiplinle çalışan her diş hekiminin azim ve sabırla hak ettiği standartlara ulaşabileceğini bil iyorum ve buna 25 yıllık meslek hayatım boyunca defalarca şahit oldum. Tavsiyelerim; mesleğini sevmek, mesleğini yaşam tarzı hâline getirmek, mesleğinin gerektirdiği gibi düzenli, disiplinli yaşamak. Bundan başka, eğitimine önem vermek, özellikle mezuniyet sonrası eğitime devam etmek, mesleğimizde eğitimin hiç bitmediğinin bilincinde olmak, güncel konularda da bilgili olmak, geniş bir genel kültür sahibi olmak, her türlü yeniliğe, gelişime açık olmak ve tecrübe etmek, insan ilişkileri konusunda kişisel gelişimin sağlanması. Tabii bundan da önemlisi, mesleğe olabilecek en doğru yerde, en iyi şartlarda başlanması, hekim olduğumuz gerçeğinin hiç unutulmaması öncelikli olarak düşünülmeli.

- Unutamadığınız bir anı var mı?

Öğrencilik yıllarımda son protez sınavında hastam olacak kişiyi Darülaceze'den almaya gittiğimde hastanın vefat ettiğini öğrendim. Bu acıklı tecrübe hayat konusunda çok önemli çıkarımlar edinmeme sebep oldu.