”Büyüme var, bence bu çok makul bir oran”

Büyüme rakamının kendisi için sürpriz olmadığını belirten Şimşek, ikinci çeyrekten itibaren büyümenin yavaşlayacağını önceden söylediğini kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek,  ikinci çeyrekteki 1,9'luk büyüme oranının 2002'den bu yana en düşük büyüme oranı olduğunu, ancak ilk yarı için yüzde 4'ün üzerinde bir büyümenin söz konusu olduğunu kaydetti. Şimşek, "Büyüme var, bence bu çok makul bir oran" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, TRT-1'de katıldığı "Zirveden Bakış" programında, gazetecilerin, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Şimşek, global gıda ve enerji krizine ilişkin soru üzerine dünyanın sıkıntılı bir dönemden geçmekte olduğunu, Türkiye'nin de bundan nasibini aldığını söyledi.

Yılın ikinci çeyreğinde büyümenin yavaşladığına dikkati çeken Şimşek, ikinci çeyrekteki 1,9'luk büyüme oranının 2002'den bu yana en düşük büyüme oranı olduğunu, ancak ilk yarı için yüzde 4'ün üzerinde bir büyümenin söz konusu olduğunu kaydetti.

"Büyüme var, bence bu çok makul bir oran" diyen Şimşek, şunları söyledi:

"İçinden geçtiğimiz siyasi kapatma davası sürecinin etkisi büyük. Gerek inşaat sektörü gerekse bazı tüketim mallarının talebinde yavaşlama oldu, faizler yükseldi. Bunda siyasi belirsizliğin katkısı büyük. Siyasi belirsizlik vatandaşı dövize yöneltti. 14 Mart ile 25 Temmuz arasında döviz miktarında en az 10 milyar dolar fark var. Vatandaş faizin yükselmesiyle dövize yöneldi, temkinli bir konuma geçti. Türkiye dünya ekonomisine bu kadar entegre olmuşken bunun yansımaları da oldu."

Büyüme rakamlarını iç ve dış gelişmelerin etkilediğine dikkati çeken Şimşek, "Bu rakam benim için sürpriz olmadı. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren büyümenin yavaşlayacağını zaten önceden beri söylüyorum" dedi.

"IMF'yle diyalog teknik düzeyde sürüyor"

Şimşek, IMF ile ilişkiler konusundaki bir soru üzerine, IMF ile diyalogun teknik düzeyde devam ettiğini bildirdi. Türkiye'nin IMF kaynaklarına kamu sektörü olarak ihtiyacının olmadığını, halihazırda IMF'ye yaklaşık 9,4 milyar dolar borcu bulunduğunu ifade eden Şimşek, program sonrası izleme ve ihtiyati stand-by anlaşması gibi iki seçeneğin hala gündemde olduğunu vurguladı.

Hükümetin yerel seçime kadar IMF destekli bir programdan kaçındığı yönündeki iddialara katılmadığını belirten Şimşek, "İnsana, altyapıya, rekabet gücünü artırmaya yönelik yatırımları içeren, kamuoyuyla paylaştığımız vizyonu temel alan bir yaklaşımla eğer fonla, farklılıkları giderecek bir program ortaya koyabilirsek faydalı olur. 2000'deki sorun çok farklıydı; Rekabet edip edememe sorunu. Onu baz alan bir yaklaşım içinde fonla bir noktaya gelirsek bizim için yararlı olur, ama olmazsa olmaz değil" diye konuştu.

Bakan Şimşek, tarafların ihtiyati stand-by anlaşması konusunda niyetli olup olmadıkları yönündeki soruya da, "Niyetli olmasak bir diyalog olmaz" yanıtını verdi.