Cari açık sorunun çözülmesi zaman alacak

Başbakan Yardımcısı Babacan: İşsizliğin önümüzdeki dönemde düşmesini bekliyoruz, enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmesini bekliyoruz. Cari açık çok hızlı düşmeyecek artık, 2015'te bile yüzde 6,5 civarında cari açık bekliyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının benzer ülkelerle mukayese edildiğinde en yükseklerinden bir tanesi olduğunu belirterek, "Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" dedi.

 
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen 6. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'nın açılışında konuşan Babacan, Türkiye ve dünya ekonomisi hakkında değerlendirmede bulundu.
 
Babacan, faizlerin Türkiye ekonomisine olan güveni yansıttığını belirterek, gösterge tahvili faizinin yüzde 6'lar civarında dolaştığına, reel faizin sıfır civarında olduğuna dikkati çekti.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük nominal ve reel faizlerinin görüldüğünü, Eurobond faizlerinin tarihin en düşük seviyelerinde dolaştığını belirten Babacan, şöyle devam etti:
"Bundan iki hafta önce Hazine'nin 2041 vadeli Eurobond faizi Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerindeydi. Borç ödemede sıkışınca para basıp ödeyen ülke Amerika, 2041 yılında borcunu öder mi, ödemez mi diye sormaya gerek yok. Basar parayı bunu öder. Biz onların parası cinsinden borçlanıyoruz. Dolar basma imkanımız yok. Cari açığımız var. Döviz açığımız var. Buna rağmen 2041 yılı için Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerinde faiz veriyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye ekonomisindeki güvenin hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çok önemli."
Babacan, mevduat faizlerinin hızla düştüğüne dikkati çekerek, bunların kredi faiz oranlarına yansıdığını belirterek, ticari kredi faiz oranlarının da Ekim ayından itibaren hızla aşağı düşmeye başladığını söyledi.
 
En çok ticari kredi faiz oranının direndiğini ifade eden Babacan, "Türkiye ortalaması artık düşüş trendine girdi ve bundan sonra biz bu trendinin devam edeceğini bekliyoruz" dedi.
 
Babacan, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının benzer ülkelerle mukayese edildiğinde en yükseklerinden bir tanesi olduğunu belirterek, "Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" diye konuştu.
 
Türkiye'de halkın borcunun bir çok ülkeye göre halen az olduğunu, halkın borcunun milli gelirin yüzde 19'u olduğunu, ancak bu orana çok hızlı çıktığını belirten Babacan, "Burada makul ölçülü bir artışı görmek istiyoruz. Adım adım dikkatle hareket etmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
 
"2013'te daha dengeli bir büyüme bekliyoruz"
Ali Babacan, 2013-2015 döneminde en büyük amaçlarının ekonomideki büyümeyi potansiyel seviyeye çıkarmak, istihdam artışına devam etmek, enflasyonla mücadeleye devam etmek, cari işlemler açığındaki düşüşü sürdürmek ve yurtiçi tasarrufu artırmak olduğunu bildirdi.
 
Büyümenin önümüzdeki yıl yüzde 4, daha sonraki yıllarda da yüzde 5 olmasını beklediklerinin altını çizen Babacan, 2013'te 2012 yılına göre daha dengeli bir büyüme beklediklerini söyledi.
 
Babacan, OECD'nin en son yayınladığı raporda 2011 - 2030 arasındaki 20 yıllık dönemde Türkiye'nin büyümesinin tüm OECD ülkeleri içerisinde en yüksek olmasının beklendiğini ifade ederek, bu dönemde Türkiye'nin ortalama yüzde 4,5 büyüme sergilemesi bekleniyor" dedi.
 
Ali Babacan, 2015 yılı geldiğinde kişi başı milli gelirin, Dünya Bankası sınıflandırmasında Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler grubu arasına soktuğuna dikkati çekti.
İşsizliğin ve enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmesini beklediklerini dile getiren Babacan, cari açığın çok hızlı düşmeyeceğini, 2015 yılında yüzde 6,5 oranında cari açık beklediklerini bildirdi.
Babacan, cari açıkta konjonktürel konuların çözüldüğünü, ancak yapısal sorunların çözülmesinin zaman alacağını belirterek, bütçe açığının hafif de olsa düşmeye devam edeceğini, faiz dışı dengeyi artırmaya devam edeceklerini, AB tanımlı borç stokunun düşmeye devam etmesini beklediklerini söyledi.
 
"Orta 2'den terk eğitim yapısı"
Ali Babacan, en önemli konulardan bir tanesinin eğitim olduğunu belirterek, "Eğitimde çok çok sıkıntılı bir durumdayız. Türkiye'de orta öğrenimini tamamlamayanların toplam nüfusa oranı OECD ülkeleri arasında en yüksek" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2023 hedeflerine ulaşmak için eğitim ve yargı alanındaki sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu iki konuyu halledemezsek Türkiye'nin 2023 hedefleri hayal olmaktan öteye gidemeyecek" dedi.
Gerçek anlamda hukukun üstünlüğü ilkesinin Türkiye'de uygulanması gerektiğini ve her ferdin daha yüksek katma değer ürettiği bir topluma ulaşılması gerektiğini dile getiren Babacan, Türkiye'de "Orta ikiden terk bir eğitim yapısı" olduğunu dile getirdi.
Babacan, yetişmiş insan kaynağı sorununun Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bunu çözmek için eğitim sistemine hızlı bir şekilde yön vermezsek hızlı bir şekilde bu sorunlar büyüyecek. İşte bu 4 4 4 çok önemliydi. Zorunlu eğitim süresini 8 yıldan 12 yıla çıkardık. Fatih Projesi inşallah 2015'ten itibaren tüm kapasite yurt genelinde uygulanmaya başlıyor. Bunlarla birlikte çok daha farklı çok daha iyi bir noktaya geleceğimizi ümit ediyorum."
 
Yargı konusunda da üçüncü paketin tamamlandığını, 4'üncü paket üzerinde Adalet Bakanlığı'nın çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Babacan, mahkemelerin öngörülebilir, güvenilir kararlar vermesi gerektiğini ve yargı süreçlerinin kısalması gerektiğini bildirdi.
 
Babacan, konuya ilişkin "Adalet gecikiyorsa biz ne gelişmiş ekonomiye, ne de ileri demokrasiye ulaşabiliriz" dedi.
 
Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi'nin 1 Ocak'tan itibaren yürürlüğe gireceğine dikkati çeken Babacan, bunun devrim niteliğinde bir uygulama olduğunu söyledi.
Babacan, bireysel emeklilikle fon büyüklüğünün 20 milyar liraya ulaştığını dile getirerek, bu yeni sestemle beraber çok daha hızlı bir artışın gerçekleşeceğini düşündüklerini söyledi.
 
Jeotermal enerji ile ilgili teşviklere yeni boyut
Jeotermal enerji potansiyelinin çok önemli bir konu olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin jeotermal enerji kapasitesinin Avrupa'nın en yükseği olarak göründüğünü belirtti.
Babacan, bu konudaki bilimsel araştırmaların da hızla geliştiğini dile getirerek, "Bu konuda inşallah petrol ve gazı ikame edecek boyutlara ulaşabilecek bir potansiyel var. Bununla ilgili bir teşvik mekanizması getirdik. Şimdi bunlara yeni boyutlar da ekleyeceğiz. Önümüzdeki dönemde buna çok çok daha fazla değer vermek zorundayız" diye konuştu.
 
"Riskin büyük tarafı Avrupa'da"
Ali Babacan, 2013 yılının her açıdan 2012'ye göre daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini ifade ederek, ellerinde bunu oluşturabilecek imkanlar olduğunu, ancak Avrupa ile ilgili riskleri öngörmenin kolay olmadığını söyledi.
 
Suriye ve Ortadoğu'da sorunlar olduğuna dikkati çeken Babacan, "Ama biz bu güne kadar o sorunların ekonomimize olan etkisini sınırlı tutmayı başarabildik. Ortadoğu'daki bu zor tablonun Türkiye ekonomisine zarar vermesini önemli ölçürde engelledik. Belki bir miktar etkisi var ama ciddi bir etki değil. Ama özellikle riskin büyük tarafı Avrupa'da" diye konuştu.
 
Babacan, yeni pazarlara açılmanın önemine değinerek, "Bir yandan çok çok ihtiyatlı olacağız, ama bir yandan da dünyanın her yerinde koşturacağız" dedi.
Büyükelçilik ve ticaret müşavirlikleri ile yurtdışına uçuş sayılarını artırdıklarının altını çizen Babacan, "Artık özel sektör için iyi bir ortam iyi bir zemin var" ifadesini kullandı.
Aynı malı üretmeye ve aynı müşteriye üretmeye devam etmenin ileride Türk ihracatçılarını sıkıntıya sokacağına işaret eden Babacan, şöyle devam etti:
"Asya'ya çok daha farklı, Afrika'ya çok daha yakından bakmamız gerekiyor. Güney Amerika'yı asla ihmal etmememiz gerekiyor. Geleneksel pazarlarda özellikle Avrupa pazarlarında sıkıntılar var. Kısa zamanda da bu sıkıntıların toparlanması söz konusu olmayacak. Ağır borcun ekonomi üzerindeki baskısı devam edecek. Bunun farkında olmamız lazım. Tabi mevcut müşteriyi kaçırmak da doğru değil. Bir yandan mevcut müşteriyi elde tutup, bir yandan da yeni pazarlar Türk iş dünyası için çok çok önemli olacak. Dünyanın büyümesi artık Asya'da, Afrika'da olacak. Oralara büyük ağırlık vermemiz gerekiyor. Bir çok ülke koşuyor, yürümek de yetmiyor. Koşmaya devam edeceğiz ve dış talep ağırlıklı, içeride tasarrufa ağırlık veren ama üretip dışarıya daha çok satan bir ekonomik yapıya da hızla ulaşmamız gerekiyor."
 
[PAGE]
 
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının benzer ülkelerle mukayese edildiğinde en yükseklerinden bir tanesi olduğunu belirterek, "Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen 6. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'nın açılışında konuşan Babacan, Türkiye ve dünya ekonomisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Babacan, faizlerin Türkiye ekonomisine olan güveni yansıttığını belirterek, gösterge tahvili faizinin yüzde 6'lar civarında dolaştığına, reel faizin sıfır civarında olduğuna dikkati çekti.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük nominal ve reel faizlerinin görüldüğünü, Eurobond faizlerinin tarihin en düşük seviyelerinde dolaştığını belirten Babacan, şöyle devam etti:

"Bundan iki hafta önce Hazine'nin 2041 vadeli Eurobond faizi Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerindeydi. Borç ödemede sıkışınca para basıp ödeyen ülke Amerika, 2041 yılında borcunu öder mi, ödemez mi diye sormaya gerek yok. Basar parayı bunu öder. Biz onların parası cinsinden borçlanıyoruz. Dolar basma imkanımız yok. Cari açığımız var. Döviz açığımız var. Buna rağmen 2041 yılı için Amerikan Hazinesi'nin sadece yüzde 1,6 üzerinde faiz veriyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye ekonomisindeki güvenin hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çok önemli."

Babacan, mevduat faizlerinin hızla düştüğüne dikkati çekerek, bunların kredi faiz oranlarına yansıdığını belirterek, ticari kredi faiz oranlarının da Ekim ayından itibaren hızla aşağı düşmeye başladığını söyledi.

En çok ticari kredi faiz oranının direndiğini ifade eden Babacan, "Türkiye ortalaması artık düşüş trendine girdi ve bundan sonra biz bu trendinin devam edeceğini bekliyoruz" dedi.

Babacan, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının benzer ülkelerle mukayese edildiğinde en yükseklerinden bir tanesi olduğunu belirterek, "Bugün Merkez Bankası Başkanı'nın açıkladığı çok önemli ilave tedbirler var. 2014'ten itibaren yürürlüğe girecek tedbirler, güçlü sermaye yapısını korumaya şimdiden hazırlanmış tedbirler. Artık Basel 2'den Basel 3'e doğru yola çıkmaya başladığımız bir döneme de giriyoruz" diye konuştu.

Türkiye'de halkın borcunun bir çok ülkeye göre halen az olduğunu, halkın borcunun milli gelirin yüzde 19'u olduğunu, ancak bu orana çok hızlı çıktığını belirten Babacan, "Burada makul ölçülü bir artışı görmek istiyoruz. Adım adım dikkatle hareket etmek istiyoruz" ifadesini kullandı.

"2013'te daha dengeli bir büyüme bekliyoruz"

Ali Babacan, 2013-2015 döneminde en büyük amaçlarının ekonomideki büyümeyi potansiyel seviyeye çıkarmak, istihdam artışına devam etmek, enflasyonla mücadeleye devam etmek, cari işlemler açığındaki düşüşü sürdürmek ve yurtiçi tasarrufu artırmak olduğunu bildirdi.

Büyümenin önümüzdeki yıl yüzde 4, daha sonraki yıllarda da yüzde 5 olmasını beklediklerinin altını çizen Babacan, 2013'te 2012 yılına göre daha dengeli bir büyüme beklediklerini söyledi.

Babacan, OECD'nin en son yayınladığı raporda 2011 - 2030 arasındaki 20 yıllık dönemde Türkiye'nin büyümesinin tüm OECD ülkeleri içerisinde en yüksek olmasının beklendiğini ifade ederek, bu dönemde Türkiye'nin ortalama yüzde 4,5 büyüme sergilemesi bekleniyor" dedi.

Ali Babacan, 2015 yılı geldiğinde kişi başı milli gelirin, Dünya Bankası sınıflandırmasında Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler grubu arasına soktuğuna dikkati çekti.

İşsizliğin ve enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmesini beklediklerini dile getiren Babacan, cari açığın çok hızlı düşmeyeceğini, 2015 yılında yüzde 6,5 oranında cari açık beklediklerini bildirdi.

Babacan, cari açıkta konjonktürel konuların çözüldüğünü, ancak yapısal sorunların çözülmesinin zaman alacağını belirterek, bütçe açığının hafif de olsa düşmeye devam edeceğini, faiz dışı dengeyi artırmaya devam edeceklerini, AB tanımlı borç stokunun düşmeye devam etmesini beklediklerini söyledi.

"Orta 2'den terk eğitim yapısı"

Ali Babacan, en önemli konulardan bir tanesinin eğitim olduğunu belirterek, "Eğitimde çok çok sıkıntılı bir durumdayız. Türkiye'de orta öğrenimini tamamlamayanların toplam nüfusa oranı OECD ülkeleri arasında en yüksek" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Babacan, 2023 hedeflerine ulaşmak için eğitim ve yargı alanındaki sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu iki konuyu halledemezsek Türkiye'nin 2023 hedefleri hayal olmaktan öteye gidemeyecek" dedi.

Gerçek anlamda hukukun üstünlüğü ilkesinin Türkiye'de uygulanması gerektiğini ve her ferdin daha yüksek katma değer ürettiği bir topluma ulaşılması gerektiğini dile getiren Babacan, Türkiye'de "Orta ikiden terk bir eğitim yapısı" olduğunu dile getirdi.

Babacan, yetişmiş insan kaynağı sorununun Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bunu çözmek için eğitim sistemine hızlı bir şekilde yön vermezsek hızlı bir şekilde bu sorunlar büyüyecek. İşte bu 4 4 4 çok önemliydi. Zorunlu eğitim süresini 8 yıldan 12 yıla çıkardık. Fatih Projesi inşallah 2015'ten itibaren tüm kapasite yurt genelinde uygulanmaya başlıyor. Bunlarla birlikte çok daha farklı çok daha iyi bir noktaya geleceğimizi ümit ediyorum."

Yargı konusunda da üçüncü paketin tamamlandığını, 4'üncü paket üzerinde Adalet Bakanlığı'nın çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Babacan, mahkemelerin öngörülebilir, güvenilir kararlar vermesi gerektiğini ve yargı süreçlerinin kısalması gerektiğini bildirdi.

Babacan, konuya ilişkin "Adalet gecikiyorsa biz ne gelişmiş ekonomiye, ne de ileri demokrasiye ulaşabiliriz" dedi.

Yeni Bireysel Emeklilik Sistemi'nin 1 Ocak'tan itibaren yürürlüğe gireceğine dikkati çeken Babacan, bunun devrim niteliğinde bir uygulama olduğunu söyledi.

Babacan, bireysel emeklilikle fon büyüklüğünün 20 milyar liraya ulaştığını dile getirerek, bu yeni sestemle beraber çok daha hızlı bir artışın gerçekleşeceğini düşündüklerini söyledi.

Jeotermal enerji ile ilgili teşviklere yeni boyut

Jeotermal enerji potansiyelinin çok önemli bir konu olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin jeotermal enerji kapasitesinin Avrupa'nın en yükseği olarak göründüğünü belirtti.

Babacan, bu konudaki bilimsel araştırmaların da hızla geliştiğini dile getirerek, "Bu konuda inşallah petrol ve gazı ikame edecek boyutlara ulaşabilecek bir potansiyel var. Bununla ilgili bir teşvik mekanizması getirdik. Şimdi bunlara yeni boyutlar da ekleyeceğiz. Önümüzdeki dönemde buna çok çok daha fazla değer vermek zorundayız" diye konuştu.

"Riskin büyük tarafı Avrupa'da"

Ali Babacan, 2013 yılının her açıdan 2012'ye göre daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini ifade ederek, ellerinde bunu oluşturabilecek imkanlar olduğunu, ancak Avrupa ile ilgili riskleri öngörmenin kolay olmadığını söyledi.

Suriye ve Ortadoğu'da sorunlar olduğuna dikkati çeken Babacan, "Ama biz bu güne kadar o sorunların ekonomimize olan etkisini sınırlı tutmayı başarabildik. Ortadoğu'daki bu zor tablonun Türkiye ekonomisine zarar vermesini önemli ölçürde engelledik. Belki bir miktar etkisi var ama ciddi bir etki değil. Ama özellikle riskin büyük tarafı Avrupa'da" diye konuştu.

Babacan, yeni pazarlara açılmanın önemine değinerek, "Bir yandan çok çok ihtiyatlı olacağız, ama bir yandan da dünyanın her yerinde koşturacağız" dedi.

Büyükelçilik ve ticaret müşavirlikleri ile yurtdışına uçuş sayılarını artırdıklarının altını çizen Babacan, "Artık özel sektör için iyi bir ortam iyi bir zemin var" ifadesini kullandı.

Aynı malı üretmeye ve aynı müşteriye üretmeye devam etmenin ileride Türk ihracatçılarını sıkıntıya sokacağına işaret eden Babacan, şöyle devam etti:

"Asya'ya çok daha farklı, Afrika'ya çok daha yakından bakmamız gerekiyor. Güney Amerika'yı asla ihmal etmememiz gerekiyor. Geleneksel pazarlarda özellikle Avrupa pazarlarında sıkıntılar var. Kısa zamanda da bu sıkıntıların toparlanması söz konusu olmayacak. Ağır borcun ekonomi üzerindeki baskısı devam edecek. Bunun farkında olmamız lazım. Tabi mevcut müşteriyi kaçırmak da doğru değil. Bir yandan mevcut müşteriyi elde tutup, bir yandan da yeni pazarlar Türk iş dünyası için çok çok önemli olacak. Dünyanın büyümesi artık Asya'da, Afrika'da olacak. Oralara büyük ağırlık vermemiz gerekiyor. Bir çok ülke koşuyor, yürümek de yetmiyor. Koşmaya devam edeceğiz ve dış talep ağırlıklı, içeride tasarrufa ağırlık veren ama üretip dışarıya daha çok satan bir ekonomik yapıya da hızla ulaşmamız gerekiyor."
 

[PAGE]


   
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası'nın ortalama fonlama faizini düzenli olarak düşürdüğün belirterek, "Enflasyonla ilgili riskler azaldığı sürece Merkez Bankası da para politikalarında çok daha rahat ve günün gereğini yapan bir çizgi izleyebilir. Şu anda baktığınız zaman Endonezya, Çin, Brezilya, Hindistan, Rusya, Arjantin. Bunların hepsi Türkiye'den daha yüksek politika faizi uygulayan ülkeler" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen 6. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'nın açılışında konuşan Babacan, Türkiye'de büyümenin son 3-4 çeyrektir dış talepten kaynaklandığını ve daha sıhhatli bir büyüme olduğunu söyledi.

Babacan, Türkiye'nin bu yıl yüzde 8,9 değil, yüzde 3 civarında büyüyeceğini belirterek, bunun daha istikrarlı, çok daha sürdürülebilir bir büyüme oranı olduğunu ifade etti.

Bir ülkenin ne kadar ürettiği ve ne kadar tükettiğinin çok önemli bir gösterge olduğuna işaret eden Babacan, Yunanistan'ın yıllarca ürettiğinden çok tüketen bir ülke, Almanya'nın ise ürettiğinden çok daha az tüketen bir ülke olduğunu ve söyledi.

Almanya'nın, bugün Avrupa'nın da dünyanın da en istikrarlı ülkelerinden biri olduğunu anlatan Babacan, şunları kaydetti:

"Türkiye nerede derseniz? İkisinin ortasında bir yerde seyrediyoruz ama 2011'de, cari açığın yüzde 10'a ulaştığı yılda, hafif hafif Yunanistan'a benzemeye başlamışız. Allah korusun, hiçbir tedbir almasaydık, 'Yüzde 8,9 böyle iyi, devam edelim' deseydik, bunun sürdürülebilirliği çok mümkün değil. Bir süre sonra geliyor, vuruyor. Önce hak edeceğiz, sonra harcayacağız. Önce kazanacağız, sonra harcayacağız. Bu açık ne oluyor? Sürekli bizi dış finansmana bağımlı kılıyor ama atalarımız ne demiş? 'Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.' Kendi iç tasarruflarınız artmadıktan sonra ve büyümemizi, kendi iç tasarruflarımıza dayanan bir büyüme modeline oturtmadıktan sonra bu cari açık meselesi de dış finansman bağımlılığı da Türkiye'nin devam edecek. Onun için tedbirlerimizi bu alana yoğunlaştırmamız gerekiyor."

Babacan, dış ticarette de rakamların iyi geldiğini belirterek, yıl sonunda ihracatta 150 milyar doların geçileceğini söyledi.

"Bu yıl inşallah yüzde 5-6 arasında bir noktada bitireceğiz enflasyonu"

Merkez Bankasının döviz rezervlerinin de tarihi seviyelerde dolaştığını aktaran Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:

"120 milyar doları geçti çok şükür ve Türk Lirası'nın şu anki istikrarı, gelişmekte olan ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman en istikrarlı para birimlerinden biri olduğunu gösteriyor. Enflasyondaki düşüş trendi son derece önemli. Bu yıl inşallah yüzde 5-6 arasında bir noktada bitireceğiz gibi görünüyor enflasyonu ve son aylarda beklenenden de hızlı bir düşüş gerçekleşti enflasyonda ve bunun devam edeceğini bekliyoruz. Merkez Bankamız, ortalama fonlama faizini düzenli olarak düşürmekte. Enflasyonla ilgili riskler azaldığı sürece Merkez Bankası da para politikalarında çok daha rahat ve günün gereğini yapan bir çizgi izleyebilir. Şu anda baktığınız zaman Endonezya, Çin, Brezilya, Hindistan, Rusya, Arjantin. Bunların hepsi Türkiye'den daha yüksek politika faizi uygulayan ülkeler. Bunlar G20 ülkeleri ve G20 ülkeleri içerisinde bizim Merkez Bankamızdan daha düşük faiz uygulayan Güney Afrika ile Meksika var, çok az altında. Suudi Arabistan var ama tabii Suudi Arabistan'ın çok enteresan bir ekonomik yapısı var, pek karşılaştırılması mümkün değil. Reel açıdan baktığımızda da şu anda Merkez Bankası eksi reel faiz uygulamaktadır. Mali disiplin de en önemli konularımızdan biri ve önümüzdeki dönemde bu, kararlılıkla devam edecek."