Çelik ihracatçıları ABD'ye tepkili
ABD Kongresi Çelik Konseyi'nin Türkiye'den ithalatı engelleme çabasında olduğunu belirteren ihracatçılar, bu durumun ABD gibi bir ülkede yaşanmaması gerektiğini bildirdiler.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, ABD Kongresi Çelik Konseyi üyelerinin çelik ithalatını engellemek için ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu üzerindeki baskısını giderek artırdığını belirterek, "Soruşturma süreçlerine politik baskıyla müdahale edilmesi ABD'ye yakışmayan bir tutum" değerlendirmesinde bulundu.
Ekinci, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, ithalat artışı nedeniyle ekonomik koşulların kötüye gittiğini ve çelik sektörünün sekteye uğradığını öne süren ABD Kongresi Çelik Konseyi üyelerinin çelik ithalatını engellemek için ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu üzerindeki baskısını giderek artırdığını bildirdi.
Yeni eklemeleri kabul edilen Ticari Tercihler Kanunu'nun (Trade Preferences Extension Act) komisyonun yasa dışı ticari uygulamalarla mücadelesinde elini güçlendirdiğini aktaran Ekinci, Kongre Çelik Konseyi Üyeleri'nin ABD'nin Ticaret Politikası Önlemlerine ilişkin kanunlarının daha sıkı uygulanmasını istediğini ifade etti.
Ekinci, ayrıca üyelerin Türkiye'nin de içinde bulunduğu ve halen devam eden sıcak yassı, levha, kalın duvarlı dikdörtgen tüp ve boru soruşturmalarında yasal yaptırımların yoğun bir şekilde uygulanması için çalıştığının altını çizdi.
ABD'li otoritelerin açılan birçok soruşturmada politik baskılara maruz kaldığını belirten Ekinci, "ABD'li üreticilerin korumacı tutumlarının yanı sıra geçmiş bazı davalarda da ABD dava otoritelerini politik baskılar ile etki altına almaya çalıştıklarına tanık olduk. Dava otoriteleri bu durumlara karşı tarafsızlığını koruyarak DTÖ kuralları çerçevesinde karar vermiştir. Umarız ki halihazırda devam eden davalar için de politik baskılar belirleyici olmaz ve adil ticaret yapan Türkiye için hiçbir marj uygulanmaz" ifadelerini kullandı.
'Haksız gerekçelerle engellemeye çalışıyorlar'
Ekinci, ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu'nun (USITC) bütçesi açısından Kongre ile ilişkili olduğu bilgisini vererek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dolayısıyla Kongre'den USITC'ye gönderilen herhangi bir yazının komisyonu etki altına alma ihtimali yüksek olup söz konusu mektup ABD çelik lobisinin uygulayabileceği politik baskının üstü kapalı bir hatırlatıcısı niteliğini taşımaktadır. ABD çelik lobisi, haksız gerekçeler ile adil ticareti engellemeye çalıştığı gibi dava süreçlerinde giderek dozu artan politik baskılarla ilgili otoritelerin kararlarını kendi lehlerine çıkarmak için tüm yollara başvuruyor. Haksız gerekçelerle ithalatı engellemek için çaba göstermek yerine çelik ithalatının tamamen durdurulması kendileri açısından daha onurlu bir hareket olacaktır."
Ekinci, dünya çelik sektörünün son yıllarda önemli bir krizden geçtiğini kaydederek, ekonomideki kötü gidişat için tüm dünyada devam eden siyasi ve ekonomik kaos, petrol fiyatlarının düşmesi ve verimsiz iç dinamikler gibi birçok değişkenin göz önüne alınması gerektiğini, bu durumu yalnızca ithalata bağlamanın ve ithalatın önünü kesmeye çalışmanın anlamsız olduğunu aktardı.
'Haksız yere suçlanıyoruz'
Ekinci, adil bir şekilde ticareti yapılan Türk çeliği gibi ürünlerin ABD iç piyasasına girmesinin engellenmesinin tamamen yerli üreticilerin yüksek kâr iştahlarından kaynaklandığını savunarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Ayrıca adil ticaretin engellenmesi içeride fiyatları yükselteceğinden çelikle bağlantılı sektörlerin maliyetleri artacaktır. Bu durumun olumsuzluğu çelik tüketicisi olan devlete ve vatandaşa yansıyacaktır. Adil ithal ürünlerin haksız gerekçelerle engellenmesi uzun dönemde ABD ekonomisine büyük zararlar verecektir. Türk çelik sektörü olarak DTÖ kuralları çerçevesinde adil ticaret yapıyoruz. Sektörümüz devletten hiçbir surette destek almıyor, almak da istemiyor. Kendi sermayemizle büyüyoruz. Ürünlerimizi ABD'li tüketicilerin talebi doğrultusunda teknolojik ve verimli altyapımız, cüzi kârlar ve rekabetçi fiyatlarla ihraç ediyoruz. Bu durum yerli üreticileri rahatsız ediyor. Bu nedenle haksız yere suçlanıyoruz."