Coşkun: Başbakan Erdoğan 'tek adamlıktan' vazgeçmeli
Coşkun: Başbakan Erdoğan 'tek adamlıktan' vazgeçmeli
Sanayi eski Bakanı Ali Coşkun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daha ılımlı bir uslüp kullanmasını önerdi. AK Parti'yi kurarken, iştişarenin esas olduğu bir yapı kararıyla yola çıktıklarını belirten Ali Coşkun, Başbakan Erdoğan'ın parti kurulurken çizilen kırmızı çizgilerin dışına çıkmaması gerektiğini söyledi. AK Parti'de "tek adamlık olmaz" prensibine dikkat çeken Coşkun, "Başbakan çevresine danışacak kişileri toplayıp, onları dinlemeli, sert hareketlerden vazgeçmeli" dedi. Eski Bakan Coşkun, son dönemde yaşanan gelişmeleri DÜNYA Gazetesi'ne değerlendirdi: Başbakan akil adamlara danışmalı . Uzun süre AK Parti içinde yönetimde görev almış, bakanlık yapmış bir siyasetçi olarak son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? . Gelişmeleri yakından izliyorum. Tavsiyelerde bulunuyoruz. Başbakan'ın ilk başta parti kurulurken çizilen kırmızı çizgilerin içinde kalıp, tek adamlık olmayacağı prensibini unutmadan, istişarenin esas olduğu yapı kararıyla yola çıkmıştık. Dolayısıyla şimdi Başbakan'ın akil adamlara danışması gerekir. Çevresine danışacak kişileri toplayıp, onları dinleyip bu sert hareketlerden vazgeçmesi lazım. Belki Cumhurbaşkanı, Başbakan ve siyasi parti liderleriyle tek tek görüşüp, sonra birlikte toplayıp yumuşama için ortak çözüm aranması gerekir. ESK toplanmalı, sorunlar çözülmeli . Türkiye'de siyasi liderlerin, daha yüksek oy alarak geldikleri ikinci dönemlerinde eleştirel kişileri saf dışı bıraktıkları ve siyasetlerinin katılaştığı, demokrasiden uzaklaştıkları iddia ediliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? . Böyle bir değerlendirme benim ilk soruya verdiğim cevapta da yer alıyor. Belki sistem, Anayasa'dan tutun, Seçim Yasası'ndan tutun, Siyasi Partiler Yasası, buradaki alışkanlıklar lideri, hele de yüksek bir oy almışsa, tek adamlığa doğru sürüklüyor. Tek seçici durumunda. Kişi istediği kadar değerli olsun, ülke için yararlı işler yapmış olsun, lider, onu seçilebileceği sıraya ya da bölgeye koymadığı zaman her şey bitiyor. İkincisi demokrasilerde vazgeçilmez unsur olan siyasi partiler kadar önemli sivil toplum kuruluşlarıdır. Sivil toplum kuruluşlarının da sadece iktidarı methetmemesi, eleştirilerini toplumsal talepleri dile getirmesi, çözüm yollarını önermesi lazım. Ve hükümetle diyaloğu sıklaştırması lazım. Burada da hükümete önemli görev düşüyor. Çünkü birinci dönemde biz Ekonomik Sosyal Konsey (ESK) toplantılarını yürütüyorduk. Şimdi 2.5 yıla yakın süredir bu toplantılar yapılmıyor. Sendikalar, işveren temsilcileri ile oturup meseleleri görüşüyorduk. O bir yumuşama getiriyordu. O bir diyalog sağlıyordu. Bunun bir yasası da var. Bu ESK'nın toplanması lazım. Bunun yanında benim ekonomik işlerin koordinasyonundan sorumlu olduğum dönemde kurulan Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu (ESDK) vardı. Tam 26 haftadır toplanmıyor. Biz orada ekonomiyi ilgilendiren bir sektör sorunu, hatta bir önemli firma sorunu olduğu zaman, hangi sektörü ilgilendiriyorsa sektör temsilcisini çağırıyorduk. TOBB'dan ilgilileri davet ediyorduk. Başkan, başkan yardımcılarını davet ediyorduk. Diğer tarafa da ilgili bakanları çağırıyorduk. Bürokratları çağırıyorduk. Kapanıp sorunun çözümünü tartışıyorduk. Bu toplantılarda aklımda yanlış kalmadıysa 57 sorunu çözdük. Türban, ekonomiyi ikinci plana itti . Şimdi iddia AK Parti'nin kendi gündemini önde tuttuğu, ekonomik tercihleri geride tuttuğu iddiası var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? . Ben buna katılıyorum. Meclis'te Anayasa değişiklikleri, türban gibi konular konuşulduğu için ekonomik konular geride kaldı. Bir defa siyasi istikrarın sağlandığı bir dönem yaşamamız lazımken, bu bozuluyor. Kesimler arasındaki sosyal barış da bozulmaya başladı. Sosyal barış konusunda en önemli kesim, işçi kesimidir. Sosyal güvenlik reformunun yapılması gerektiğini herkes söylüyor. Ama, Sayın Başbakan'ın sendikacıları yalancılıkla suçlaması gerginlik doğurdu. Cumhurbaşkanı'na büyük görev düşüyor . Peki, sizce bundan sonra Başbakan'ın kuruluş dönemindeki düşünceye dönmesi, istişare ile kolektif akla yönelmesi için neler yapılabilir? . Söylediğim gibi, sosyal kesimlerle diyalog için ESK'nın derhal toplanması gerekir. Cumhurbaşkanı'nın liderlerle tek tek görüşüp onları ortak paydada birleştirmesi lazım. Bu belki de Başbakan'ın yumuşamasına neden olur. Çünkü bu kadar gergin bir noktaya gelmişken birdenbire U dönüşü yapması zordur. Ben burada Cumhurbaşkanı'na büyük görev düştüğüne inanıyorum. Hemen ekonomik sorunları masaya yatırmak lazım. Çünkü ekonomi iyi gitmiyor. Bir grup akil adam saf dışı kaldı . Sizce parti yönetiminden sizin gibi eleştirel tutumu olan kişilerden kimler kaybedildi? . Benim burada bu konuda isim vermem doğru olmaz. Şunu söyleyebilirim. Bir grup akil adamlar saf dışı kaldı. İçeride kalanların da Başbakan'la eski diyaloğunun kalmadığı yolunda bilgiler alıyordum. Ben, Bakanlar Kurulu'nda da Merkez Yürütme'de de bazen rahatsız olduğunu bilmeme karşın fikirlerimi söylüyordum. Onun bir fikir ortaya attığında 'Efendim bunu yapmayalım' diyecek kişilere ihtiyaç var. Söylenenleri dinlediği yok diyorlar.