Damping ve ithal kağıttaki artış yerli üretimi zora soktu

Kağıt üreten yerli firmalar, damping uygulamaları ve kalitesiz ithal kağıtların iç piyasaya sokulması nedeniyle üretim yapamaz duruma geldi. Tedbir alınmazsa, faaliyet gösteren 5 fabrika kapanma tehlikesi ile karşı karşıya

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Melih KOCAGİL

İSTANBUL - Kağıt, üzerine yazı yazılması amacıyla kullanımı yaygın olsa da, inşaat sektöründen temizlik ve paketlemeye kadar pek çok alanda hayatımızın vazgeçilmez ürünlerinden... Günlük hayatta bu kadar hayati bir önem taşıyan kağıdın geçen yılki Türkiye üretimi  yaklaşık 250 bin ton. Türkiye’nin kağıt açığı ise 800 bin ton civarında. Ortada böyle bir tablo varken yazı ve fotokopi kağıdı üreten yerli firmalar, damping uygulamaları ve kalitesiz ithal kağıtların iç piyasaya kontrolsüz sokulması nedeniyle üretim yapamaz duruma geldi. Sektör temsilcileri, eğer tedbir alınmazsa faaliyet gösteren 5 fabrikanın kapanabileceğine dikkat çekiyor. VEGE Kağıt Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Güven, “Dampingle mücadele edemez hale geldik. Bununla ilgili gerekli yerlere baş vurduk. Hem bizi hem de yurtdışı firmaları inceleyecekler. Ancak bu hemen sonuçlanacak bir konu değil. Tedbir alınmazsa fabrikalar kapanacak” diye konuştu.

“Bizim üretttiğimiz kağıtla  dışardan gelen kağıtların kalitesi aynı olmalı” ifadelerini kullanan Güven, “Gümrüklere denetim sistemi kurulmalı. Haksız rekabetin önüne geçilmeli. Türkiyenin kağıt ihtiyacı var. Piyasadaki oyuncular aynı şartta oynamalı aksi takdirde bıçak kemiğe dayandığının ötesine geçtik artık, kesmeye başladı” şeklinde konuştu.

‘İthalden % 8, bizden % 18 KDV alınıyor’

İthal gelen kağıtların  hem fiyatlarının  hem de kaliteleri düşük olduğuna dikkat çeken Güven, şu ifadeleri kullandı: “Biz üretimimizi Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) standartlarına göre yapıyoruz. Ancak yurtdışından gelen kağıtlarda hiçbir özellik belirtilmiyor. Kağıdın gramajı yok, yapısını oluşturan kimyasallar belli değil. Kağıdın ana maddesi selülöz yurtdışından geliyor. Selilözün tonu yaklaşık 650 dolar. Bunun fotokopi kağıdı olması için yaptığımız masraflar var. O da yaklaşık 250 dolar. Tonunda 900 dolarlık bir satış olması gerekir. Piyasada 700-800 dolar arasında değişen fiyatlarla ithal kağıtlar satılıyor. Selülöz alırken bize yüzde 18 KDV uygulanıyor. Satarken yüzde 8 KDV ile satıyoruz. Arada yüzde 10’luk bir fark var. 3 ile 5 milyon TL arasında değişen KDV farkını almamız 1.5 yıl sürüyor. Bir de üstüne ciddi masraflar yapıyoruz. Kağıdı ithal edenlere ise alırken de satarken de yüzde 8 KDV uygulanıyor. Türkiye’de 5 tane kağıt üreten fabrika var. Şu an 5 fabrika full kapasitede çalışmıyor. Yaklaşık 5 aydır kağıt makineleri çalışmıyor. Geçen yıla göre ciroda yüzde 16 azalma var. 2014 yılı bizim açımızdan daha zor bir yıl olacak.”

Devlet Malzeme Ofisi’nin (DMO) her yıl ciddi miktarlarda kağıt aldığını kaydeden Güven, “Bu yılki ihaleye biri yabancı 2’si Türk 3 firma katıldı. Yabancı firma 1 cent farkla ihaleyi kazandı. Devlet İhale Kanunu’na bakarsanız yerli malı yüzde 15 daha pahalı olsa bile tercih etmeleri gerekiyor. Siz devlet kuruluşusunuz yerli üreticiyi desteklemeniz gerekir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ihtiyacı 700-800 bin ton

Geçen yıl kağıt üretiminin Türkiye’de 240 bin ton civarında gerçekleştiğini aktaran Güven, şöyle devam etti: “Türkiye’nin ihtiyacı 700-800 bin ton civarında. Türkiye’ye kağıt en çok Endonezya, Malezya ve Çin’den geliyor. Ekonomi Bakanlığı’na müracaat ettik. TSE ile konuştuk. Bizden istediğiniz standartları yurtdışındaki firmalara neden uygulamıyorsunuz diye sorduk. Örneğin kağıdın gramajı 80 gram olması gerekirken yurtdışı firmaları 75 gramdan veriyor. Kiloda yüzde 5 eksiklik meydana geliyor. Bu dışardan anlaşılamaz. Etikette de yazmıyor. Kağıdın beyazlığı, nemi ve selülözün yapısı gibi özellikler çok önemli bunlara hiç bakılmıyor. Gümrüklerde denetim yok.”

Kombassan Kağıt Genel Müdürü Cemallettin Tunç Efe, “Selüloz fiyatları uluslararası piyasada belli bir baz fiyatın altında satılmamasına rağmen aynı selülozdan yapılan mamul nerdeyse maliyetlerinin altında Türkiye limanları teslimi satılmaktadır” diye konuştu.

Efe, Türkiye’de üretilen kağıtların uluslararası kalite ve standartlara uygun olduğu halde ithal ürünlerin bir kısmında kalite yönünden büyük sıkıntılar mevcut olduğuna dikkat çekerek, “Etiket bilgilerinde eksiklikler ve yanıltıcı bilgiler tüketicinin yanıltılmasına neden oluyor” dedi.

Kapasitenin altında üretim gerçekleştiriliyor

2012 yılında Türkiye’de yaklaşık 1milyon tona yakın bir tüketim mevcut olmasına rağmen Türkiye’de 1. hamur yazı tabu kağıdı üreticilerinin kapasitelerinin altında bir üretim gerçekleştirdiğine dikkat çeken Efe, “Toplam yerli üretim 280 bin, geçen yıl, yıllık tüketim aynı kalmasına rağmen yerli üretim daha da azaldı. Dampingli fiyatlarla mücadele etmek durumundayız. Konuyla ilgili olarak bakanlıklar nezdinde başvurularda bulunduk dampingli fiyatların tespiti yönünde taleplerimizi ilettik” ifadelerini kullandı.

“Bu süreçte ne kadar haklı olursanız olun işin içine Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Birliği ve ikili ticaret anlaşmaları devreye giriyor” açıklamasında bulunan Efe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, AB’nin dış ticaret rejimine taraf olmasına rağmen, AB’nin yeni  ticaret anlaşmalarına da aynı anda taraf olamıyor. Ancak Türkiye’nin pazarı sözleşme gereği olarak AB’nin yeni ticaret anlaşması yaptığı ülkelere de  açılırak, haksız rekabetin daha da derinleşmesine yol açıyor. Gelişmiş ülkeler, kendi yerli sanayilerini korumak amacı ile ithalatları zorlaştırıcı yönde prosedür ve belge,bilgi isterlerken, ihracatlarını arttırıcı yönde teşvikler uyguluyor. Bu kapsamda haksız rekabeti önleyici tedbirlerin alınması, ithal kağıtlarda kalite denetimlerin ithalat aşamasında yapılması, yerli üreticiler lehine uygulanacak fiyat farkının ihalelerde 1. hamur yazı tabı kağıtları içinde zorunlu hale getirilmesi, Türkiye piyasalarında dampingli fiyatla haksıs rekabet eden firma ve ülkelerin tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması, yerli sanayicilerimize eşit şartlarda rekabet imkanı sunacak.”

‘Fabrikalar kapanırsa 22 bin kişi etkilenir’

İthal edilen kağıtların kalitesizliğinin kullanıldığı makinelerde arızalara neden olduğunu aktaran Alkim Kağıt Genel Müdürü Tekin Salt, “Bu durum kaynak israfını daha da artırıyor. Ayrıca ithal gelen fotokopi kağıt paketlerinde belirtilmesi gereken açıklayıcı bilgilerin olmaması, tüketiciyi de yanlış yönlendiriyor ve haksız rekabete yol açıyor. Sürecin bu şekilde devam etmesi sonucunda dolaylı olarak 22 bin civarında vatandaşımızın etkileneceği belirtiliyor. Yerli üreticiler bu şekilde ithal edilen, kaliteleri düşük kağıtların gümrük aşamalarında denetimlerinin yapılmasını, iç pazarda rekabet edilemez boyutlardaki fiyatlarla ilgili koruma önlemleri almalarını ve en azından ithal edilen kağıtların aynı özelliklerde olmasının sağlanmasını bekliyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Kur artışı kağıdı çok etkilemez’

Torun Kağıt AŞ Dış Ticaret Müdürü Ahmet Kahraman, kağıt fiyatlarının günlük döviz hareketlerine göre oluştuğunu söyleyerek sabit bir TL fiyatlarının olmadığını kaydetti. Kahraman, “Neticede kağıt bir hammaddedir. Aynı altın gibi, altının onsu dünya piyasalarında anlık kaça satılıyorsa  kağıt da öyle satılıyor. Gündelik tüketime bağlı bir şey değildir. Bir kitap, dergi ya da bir gazete çıkacaksa bunlar kağıt fiyatlarından çok etkilenmez. Ancak maliyetler belli bir oranda artıyor” diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir