Demir-çelik fiyatı arttı üç sektörde zam kapıda
Demir-çelik fiyatı arttı üç sektörde zam kapıda
İSTANBUL - ABD ekonomisindeki durgunlukla başlayan küresel kriz ile iç piyasadaki durgunluğa demir-çelik ürünlerine yapılan yüzde 25'lik zam eklenince konut, otomotiv, beyaz eşya ve mobilya sektörleri sıkıntıya girdi. İç piyasadaki durgunluk nedeniyle şimdilik hammadde fiyatlarına gelen zamları ürünlerine yansıtmayı erteleyen birçok sektör temsilcisi, önümüzdeki bir-iki ay içerisinde gelen zamları fiyatlara yansıtmak zorunda kalacaklarını belirtiyorlar. "Artışı telafi edemeyiz beyaz eşyada zam şart" Beyaz Eşya Yan Sanayicileri Derneği (BEYSAD) Başkanı Murat Onay, rekabetin yoğun olduğu beyaz eşya ve otomotiv sanayinde demir-çelik ürünlerine gelen zammı fiyatlara hemen yansıtmamın mümkün olmadığını belirterek, "Beyaz eşya ihracatında yüzde 19'luk bir düşüş var, iç piyasa çok daha kötü. Dolayısıyla şimdi bu aşılmaya çalışılırken demir-çelik sektöründeki bu artış sektörde biraz daha sıkıntı yaratacaktır" dedi. Zam yapmadan gitmenin de mümkün olmadığını dile getiren Onay, "Belirli ölçekte zam yapacaksınız. Zaten tehlike orada. Zam yaptığınızda dışarıdaki rakiplerinizin fiyatlarının üstüne çıktığınızda pazar kaybetme riski oluyor. Ancak zararla da çalışmak mümkün değil" diye konuştu. Türkiye'de özellikle demirde hükümetin yaptığı zamlar nedeniyle biraz daha fazla yansıdığını savunan Önay, hem otomotiv, hem de beyaz eşya sanayiinde özellikle dolar ve hammaddedeki artışların ihracatlarını olumsuz etkilediğini, özellikle metali ağırlıkla kullanan beyaz eşya yan sanayiini bu fiyat artışlarının doğrudan etkileyeceğini vurguladı. Bugün ürünlerde yüzde 50-60 oranında hammadde kullanıldığını kaydeden Onay, demirin yüzde 25 artmasının beyaz eşyanın 15 puan ağırlaşması demek olduğunu, bunu da firmaların telafi etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'de ekonominin son iki yıldır alarm verdiğini ancak buna karşın reel sektörü destekleyecek tedbirlerin alınmadığını öne süren Onay, Türk ekonomisinin eskisine göre krizlere biraz daha dayanıklı olduğunu ama bunun da bir sınırı olduğunu söyledi. Onay, bu sınırın geçilmesi halinde Türkiye'nin 2001 krizden sonra çok büyük bir krizle karşı karşıya kalacağını savundu. Mobilyada yüzde 3-5 zam nisan ve mayısta Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Memduh Boydak, kıt kaynaklardan olan ağaç ve ahşap gibi malzemelerin yerine ikame olarak demir-çelik ürünleri kullandıklarını belirterek, bu ürünlerin yataklı kanepede profil ve yay şeklinde kullanıldığını, döşeme işinde de çivi ve vida olarak kullanıldığını anlattı. Boydak, "Demir-çelik ürünlerindeki afaki zamlar esasen sektörü olumsuz etkilemekte" dedi. Diğer sektörlerde olduğu gibi mobilya sektöründe de talep durgunluğu yaşandığını ifade eden Boydak, bu nedenle meslektaşlarının nisan ve mayıs ayından itibaren demir-çelik ürünlerine gelen afaki zamları kanepe, koltuk ve diğer mobilyaların fiyatlarına yansıtacaklarını kaydetti. Boydak, "Bu durgunluktan dolayı şimdi hiç kimse zam yapmaya cesaret edemediği için sessiz kalıyor. Şu anda insanlar ellerindeki mevcut hammaddeleri kullanmakta. Ayrıca petrol ve petrol türevlerine gelen zamlardan dolayı da önümüzdeki dönemde yüzde 3 ile 5 oranında bir fiyat artışı olacağını bekliyoruz" diye konuştu. Türkiye'de kriz söylemlerinin çok abartıldığını da savunan Boydak, geçen günlerde Amerika'ya gittiğini ve Amerikan televizyonlarında bile krizin Türkiye'deki kadar konuşulmadığını söyledi. Bu gelişmelere rağmen 2008 yılının da 2007 gibi geçeceğini düşündüklerini belirten Boydak, hatta krizi fırsata çevirmek isteyen firmalar için bu yılın daha da iyi geçebileceğine inandıklarını, bundan dolayı plan ve programlarını hiçbir şekilde değiştirmediklerini bildirdi. "Demir-çelikteki artış en fazla konutu etkiledi" Bu yıl inşaat sektöründe bir daralma öngördüklerini söyleyen İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Orhan Turan ise, sektörde demir-çelik fiyatlarındaki artışın en fazla konut sektörünü etkilediğini kaydetti. Konutlardaki inşaat maliyetleri içinde demir-çeliğin büyük bir etken olduğunu dile Turan, konut sektöründe zaten bir durağanlık olduğunu söyledi. Turan, "İnşaat sektörü içinde artışlara çok radikal tepkiler veren alanlardan biri konut sektörü. Dolayısıyla durgunluğa bunun da bir miktar olumsuz etkisi olur" dedi. "Otomotivde yoğun rekabet zammı yaptırmayabilir" Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Genel Sekreteri Özlem Gülşen, otomotiv sektöründeki yoğun rekabet nedeniyle hem yan sanayinin hem de ana sanayinin bu artışları fiyatlara yansıtmayacağını düşündüklerini savundu. Sanayinin kendi bütçesinden kompanse etmeye çalışacağını dile getiren Gülşen, bu bedellerin büyümemesi için demir-çelik alanında yabancı yatırımcıların yatırım yapması gerektiğini kaydetti. Yapılan zamların en fazla küçük ve orta ölçekli işletmeleri etkilediğini ileten Gülşen, bu işletmelerin tüketim rakamları yüksek olmadığı için hammaddeyi mecburen iç piyasadan karşılamak zorunda kaldığını söyledi. Bu denli yüksek artışların Türkiye'de ERDEMİR gibi tek üreticinin olmasından kaynaklandığını belirten Gülşen, özellikle döküm sektörü ve metal şekillendirme sektörlerinde demir-çeliğin hammadde olarak kullanım oranının yüzde 35'lerden yüzde 70'e kadar çıktığını dile getirdi. Otomotiv sektöründe hammadde fiyatlarının 3, 6 aylık ya da 1 yıllık periyotlarla güncellendiğini de aktaran Gülşen, buna karşın özellikle sıcak demir-çelik ürünlerine en son iki hafta önce zam yapıldığını anımsattı. Gülşen, bu nedenle uzun dönemli anlaşma yapan firmaları çok zor bir dönem beklediğini ifade etti. TAYSAD, ERDEMİR ile zammı görüşecek TAYSAD Genel Sekreteri Özlem Gülşen, en yakın zamanda ERDEMİR'i ziyaret ederek zammı görüşeceklerini ve konunun bugün yapılacak yönetim kurulu toplantısında da ele alınacağını söyledi. Bu kadar yüksek zamların altını neyi doldurduğunu öğrenmek istediklerini kaydeden Gülşen, şunları söyledi: "Çünkü otomotiv sanayii olarak en yüksek istihdam vergisi veren ülkeyiz. Enerji olarak yine alternatif enerjiden çok fazla faydalanmadığımız için enerji maliyetlerimiz yüksek. Demir-çelikte de durum böyle olunca hareket etme alanımız giderek daralıyor. Bu durum küçük ve orta işletmeler için büyük bir tehlike oluşturuyor."