"Depozito makinesi zorunluluğu yerli makine üreticisi için fırsat"

Ankara Sohbetleri'nin konuğu olan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, 2021 yılından itibaren market ve AVM'lerde zorunlu olacak depozito toplama makinelerinin yerli makine üreticileri için fırsat yaratacağını söyledi. (Hüseyin Gökçe)

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HÜSEYİN GÖKÇE

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, 1 Ocak 2019'da yürürlüğe girecek olan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin sadece poşetlerin paralı hale getirilmesiyle sınırlı olmadığını, 2021 yılından itibaren market ve AVM'lere depozito toplama makinesi konulması zorunluluğunu da getirdiğini hatırlattı.

Bunun yerli makine üreticileri için fırsat yaratacağını ifade eden Bozoğlu, ayrıca daha işletme açılmadan alınacak teminatla, artık kapanan firmaların çevreyi kirletip rahatça kaçamayacaklarını söyledi. Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Bozoğlu, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak'ın sorularını cevaplandırdı.

● Aslında biraz 'paralı poşet' tartışmalarının gölgesinde kalan ama önemli değişiklikler içeren Çevre Yasası düzenlemesinde getirilen yeniliklerden bahseder misiniz?

Bu noktada, kamuoyuna yansıyan bilgiler ne yazık ki "poşet" düzenlemesi üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Yasa sadece poşetle sınırlı değil, poşet konusunu biz de çok önemsiyoruz ama başka önemli ve olumlu düzenlemeler de yapıldı. Çevre Mühendisleri Odası olarak bu düzenlemelerin hayata geçirilmesinin takipçisi olacağız.

Gerçekten de çevre ve korunmasıyla ilgili kapsamlı değişimler içeren düzenlemenin hayata geçirilmesini biz de çok önemsiyoruz. Bu yasayla birlikte, kirliliğin önlenmesine yönelik teminat alınması, bir ekonomik yöntem olarak mevzuatta yerini almış oldu.

Maalesef ülkemizde doğayı kirleten, çevre sorunları yaratan işletmeler zaman zaman sorumluluktan kaçmakta. İşletmesini kapatıp giden tesislerin yarattığı çevresel maliyet, kamu kaynaklarından, yani bizlerin cebinden karşılanmakta. İzmir, Aliağa, Tuzla, Batman gibi birçok bölgede çevreyi kirleten tesislerin, çevreyi kirletmeleri önlenemediği gibi, oluşturdukları kirlilikleri de temizlemeleri sağlanamamıştır.

Getirilen mali teminat uygulamasıyla birlikte, işletmeler doğrudan sorumlu hale getiriliyor. Zaten, dünyada uygulanan bir çalışmaydı mali teminat. Artık, tesislerin, fabrikaların, işletmeye başlamadan önce, potansiyel kirliliklerini toprak, doğa, hava su kirletme riski değerlendirilecek. Bunlardan kapasitesi ve üretim biçimine göre teminat alınacak. Böylece tesisleri kirletip kaçma durumu olmayacak.

Ekonomik araç olarak önemli bir çalışma. Üstelik bu durum kamuya büyük maliyet yaratıyordu ve bedelini de hep birlikte ödüyorduk. Kısacası kamu kaynakları artık başkalarının kirlettiği toprağın temizliği için harcanmayacak.

● Atık oluşturan ürünlerin üreticileri, bunlar için üretim aşamasında geri kazanım bedeli alınmasını öngören düzenlemeye, maliyeti artıracağı gerekçesiyle itirazlarda bulundular. Sizce bunun hayata geçirilmesi fiyat artışına yol açar mı?

Burada sadece üreticiler değil, ithalatçılar da sorumlu olacak. Çeşitli atıkların ve atık hale dönüşecek elektronik, malzeme ve bitkisel yağ gibi ürünlerin üreticileri ve ithalatçılarının geri kazanımın maliyetini ödemelerini öngören bir düzenleme de hayata geçirilmiş oldu. Üretilen ürünün niteliğine göre önceden belirlenen birim fiyat üzerinden bu değer alınacak.

Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken konu, gerek üreticilerin, gerekse ithalatçıların, bu geri kazanım maliyetini tüketicilere yansıtmadan, kendi kârlarından karşılaması gerekiyor. Aksi halde yeni bir fiyat artış hareketiyle karşı karşıya kalabiliriz.

● Yıllardır tartışılan atıkların kaynağında toplanması meselesi var, işin içine tüketiciler doğrudan dahil edilmezse, bu konuda ilerleme sağlanamaz. Düzenlemede gördüğümüz kadarıyla bu konuya da el atılmış?

Birçok uluslararası firma, aslında yurt dışında özellikle Avrupa'da atıklarını sahiplenirken, Türkiye'de buna çok yanaşmıyorlardı. Burada temel olarak depozito konusu ön plana çıkıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın belirleyeceği ambalajlar için 2021 yılından itibaren depozito uygulaması zorunlu hale gelecek. Özellikle tüketimin yoğun olduğu, AVM, süpermarket gibi yerlerde depozitolu ambalajların toplanması için özel alanlar oluşturulacak. Sizin de dediğiniz gibi tüketiciler sisteme dahil edilecek. Depozitolu ambalajların buralara konulması cazip hale getirilecek. Bu belirli bir nakit karşılığı olabileceği gibi, marketler belirli bir oranda indirim de uygulayabilecekler.

● Uluslararası şirketlerden bahsettiniz, bu konuyu biraz daha açabilir misiniz?

Bu konuda ülkemizde 'yetkilendirilmiş kuruluş' diye bir mekanizma var. İthalat veya üretim yapan firmalar, yetkilendirilmiş kuruluş kurup, ambalaj atıklarını topluyorlar. Ancak burada sistemin çok sağlıklı işlemediğini söyleyebilirim. Çeşitli hilelerin yapıldığı, yanlış beyanların yapıldığı belirtilirken, hatta rüşvet iddiaları bile gündeme geldi. Buna özellikle uluslararası firmalar olmak üzere karşı çıkanların olduğunu biliyoruz. Yurtdışında buna yönelik yatırım yapan firmalar, Türkiye'de daha fazla para vermemek için lobi faaliyetleri yürüttüğünü de biliyoruz.

● Depozitolu ürünler nerede toplanacak?

Ben bu anlamda da yerli milli depozito uygulaması yapabilecek makinelerin üretimine geçmekte yarar olacağını düşünüyorum. 2021 yılı itibarıyla Türkiye'nin her tarafında otomatik makine kurulum süreci başlayacak. Eskisi gibi bakkala götürüp depozito parası almak mümkün olmayacak. AVM ve süpermarketlerin daha hızlı toplamalarını sağlayacak. Bu zorunluluk aynı zamanda yerli makine üreticileri için de yeni bir fırsat kapısı açacaktır. Çünkü binlerce market mecburen depozito toplama-dönüştürme makinesi koymak zorunda olacak.

● Yasayla birlikte, hava kirliliği konusunda atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerçekten hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik önemli düzenlemeler yapıldı. Taşıtlardan kaynaklı egzoz emisyonlarının yarattığı kirliliğin önlenmesi öngörülüyor.

Egzoz gazı emisyonuna dair cezalar çeşitlendirilerek, aracında partikül filtresi olmayanlara ve ölçümlerde hile yapanlar veya yetkisiz ölçüm yapanlara da ceza getirildi.

Aslında bu konuda yasada çeşitli cezalar öngörülmesine rağmen, denetimler yeterince yapılmıyordu. Yani sadece aracın egzoz emisyon pulu olup olmadığı kontrol ediliyordu. Yeni dönemde denetimler artırılacak. Bence trafik polisi ve jandarmanın yanı sıra zabıtalara da denetim yetkisi verilmeli.

Bugün Ankara'da hava kirliliğinin yüzde 35'inin ulaşımdan kaynaklandığını biliyoruz. Hatta, İstanbul ve İzmir'de bu oranlar daha yüksek seviyelerde. Bu noktada otomobillere hizmet veren sanayicilerin de kendisini bu düzenlemeye göre şekillendirmesi ve altyapılarını buna göre güçlendirmeleri yararlı olacaktır. Bu konuda bir diğer önemli uygulama ise sıfır atık projesini uygulayan belediyelere teşvik verilmesidir. Bugün birkaç istisna dışında belediyeler, atıkların toplanması ve bertarafı konusunda başarısız olmuşlardır.