Doğrudan satış işinde yabancı iştahı artıyor!
1.5 milyonu bulan pazarlama ordusuna sahip doğrudan satış şirketlerinin cirosu diğer yabancıları da hareketlendirdi.
Hüseyin GÖKÇE- Merve YİĞİTCAN
İSTANBUL - Ürünlerinin raflarda ve internette bulunamadığı, satış temsilcileri aracılığıyla müşterilere ulaşan doğrudan satış sektörü, dünyada 100 yıllık geçmişe sahipken, sektörle daha geç tanışan Türkiye’de ise son yıllarda büyük atılım yakaladı. Toplam pazar büyüklüğünün 1.2 milyar lira, üye sayısının ise 1.5 milyona ulaştığı doğrudan satışta, gelir elde edenlerin yüzde 80’ini kadınların oluşturması dikkat çekiyor. Bu gelişim aynı zamanda Türkiye’yi henüz faaliyet göstermeyen yabancı şirketlerin de radarına soktu. Gazeteniz DÜNYA, Doğrudan Satış Derneği çatısı altında bir araya gelen şirketlerin, CEO’larıyla sektörün faaliyetleri ve sorunlarını konuştu. Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ ve Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak’ın da yer aldığı yuvarlak masa toplantısının moderatörlüğünü ise yazarımız Dr. Rüştü Bozkurt gerçekleştirdi.
Ozan Özsavaşçı- Doğrudan Satış Derneği Başkanı-Herbalife Orta Doğu Avrupa ve Afrika'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı:
Kadın istihdamına büyük katkı sağlıyoruz
Doğrudan satış, dünyada 182 milyar dolar cirosu olan, en çok merak edilen ama aynı zamanda en çok yargılanan sektör. Çünkü kamuoyu bu sektör hakkında çok fazla bilgi sahibi değil. Dünya geneline baktığımızda bu cironun yüzde 45’inin Pasifik ülkelerinden, yüzde 37’sinin Amerika’dan, yüzde 17’sinin ise Avrupa Bölgesi’nden geldiğini görüyoruz. Kalan yüzde 1’lik kısmını ise Ortadoğu ve Afrika bölgeleri oluşturuyor.
Türkiye’de ise uzun zamandır doğrudan satış şirketleri faaliyette bulunuyor. Türkiye’de bu derneğin üyesi olmadan da faaliyet gösterebilirsiniz, ancak bu derneğin üyeleri yüksek etik değerlerine uyduğunu Doğrudan Satış Derneği’nin (DSD) kendi iç denetim mekanizmalarıyla garantilemekte. Derneğe girmek için en az iki yıl bekleme süresi var. Derneğimize ancak, yüksek standartları kendine hedef belirlemiş firmalar üye olabiliyor. Etik olarak biz diğer firmadan temsilci transfer etmiyoruz. Firmaların kendi iç kuralları var.
Yaklaşık bin kişi istihdam ediliyor
Türkiye’deki cirosu 1.2 milyar TL olan doğrudan satış sektöründe yaklaşık 1.5 milyon kişi doğrudan satış girişimcisi olarak gelir elde ediyor. Üye şirketlerimizde ise yaklaşık bin kişi istihdam ediliyor. Sektöre girerken en çok etkilendiğim konu şu oldu; Türkiye’de kadınların istihdama girişi OECD ülkeleri arasında gerçekten çok düşük. Oysa bizim sektörümüzde bu işle ilgilenenlerin yüzde 80’i kadın. İstihdam sorunu yaşayan kadınlara, bu kadar esnek çalışma koşullarıyla iş sağlayan doğrudan satışın Türkiye’de büyüyeceğini düşündüm ve nitekim öyle de oldu. Ancak daha kat edilecek çok yol var. Çünkü mevcut durum Türkiye’nin potansiyelinin altında. İnanıyorum ki bu potansiyel birkaç katına kadar çıkabilir. Doğrudan satış sektöründe her bir kişi girişimci olarak kabul ediliyor ve girişimcilerden 18 yaşını doldurmuş olmaktan başka bir koşul aranmıyor. Kişiler kendi işlerini, mesailerini ve cirolarını doğrudan satış işinin sunduğu esnekliklerle kendileri belirliyor.
Türkiye geç kaldı gidecek çok yol var
Online satış aslında, geleneksel satışı etkiliyor. Ama biz bunu kendi lehimize kullanıyoruz. Kendi sitelerini de açan üyeler internetten de satış yapabiliyor. Yani bizi etkileyen tarafı pozitif... Ayrıca ürünü satış danışmanlarının anlatması da bizim için bir avantaj.
Sektörün en büyük isimleri dernekte yer alıyor. Dolayısıyla derneğimiz, sektörün yüzde 80-85’ini temsil ediyor. Bu durum sektörün etik kurallarla yönetildiğini ve sektörün itibarını her geçen gün artırdığını gösteriyor. Ayrıca şu tespiti de yapmalıyız ki Türkiye’de bu iş geç başladı, en az 100 yıla daha ihtiyacımız var. Örneğin, Filipinler’de doğrudan satış sektörü 70-80 senelik ve yıllık 3-4 milyar dolar ciroya sahip. Yani Türkiye’de gideceğimiz daha çok yol var. Türkiye, doğrudan satış performansıyla birçok şirketin radarına girdi. Sektörümüzde çalışan kadın sayısı belirgin şekilde baskın... Genç ve kadınlara bu kadar istihdam sağlayan sektörde verginin mümkün olduğu kadar azaltılması gerektiğini düşünüyorum.
Çalışanlarımızın yüzde 80’i kadın
Ağırlıklı olarak yüzde 80 olmakla birlikte bazı şirketlerimizde çalışanların yüzde 95’i kadınlardan oluşuyor. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na çalışmalarında en iyi katkıyı sağlayacak olanlardan biri biziz ve her türlü işbirliğine açığız. Ancak bugüne kadar böyle bir işbirliği henüz gelişmedi. İlerleyen dönemde bakanlık ile kol kola çalışacağımız konusunda inancımız tam.
Önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarla birlikte sektörün toplam cirosu 5 milyar TL’yi bulabilir. Ancak çalışan sayısı ile cironun aynı orantıda büyüyeceğini düşünmüyorum. Türkiye, doğrudan satış sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin başarılarıyla, henüz ülkemizde bulunmayan büyük doğrudan satış şirketlerinin radarında... Doğrudan satış ek gelir sağlıyor, ancak iyi organize olursanız önemli bir gelir elde edebilirsiniz.
Johan Larssonoriflame Türkiye Genel Müdürü:
Ekonomiye katkı sağlıyoruz piramitlerle mücadelede destek istiyoruz
50 yıldır doğrudan satış pazarında yer alan İsveç merkezli Oriflame bugün 65 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye’de 1992 yılında kurulan Orifl ame’de gelecek yıl Türkiye’deki 25’inci kuruluş yıldönümümüzü kutlamaya hazırlanıyoruz ve bunun için çok heyecanlıyız.
Ben İsveçliyim. Oriflame’de çalışmaya Sırbistan ve Karadağ Bölgesi’nde başladım ve daha sonra Mısır, Bulgaristan, Macaristan, Polonya gibi ülkelerde çalıştım ve Orifl ame Türkiye’de ikinci kez görev yapıyorum. Dünyada doğrudan satış yapan en büyük güzellik firmalarından biri olan Oriflame’de, global anlamda toplam 3.3 milyon satış danışmanımız ile 1.2 milyar euroluk satış hacmini yakalıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz 65 ülkede Türkiye 6’ncı büyük pazar konumunda olup, kilit stratejik ülkeler arasında yer alıyor. Bu yüzden, biz Oriflame’de Türkiye’yi de Çin’i olduğu gibi tek başına bir ülke olmasına rağmen bir bölge olarak kabul ediyoruz. Bu durum Türkiye’nin Oriflame için önemini ve potansiyelini gösteriyor ve Türkiye’nin potansiyelinin gelecekte de büyüyeceğine inanıyoruz.
Bizim işimizin özelliği ve güzelliği şu ki ev hanımı, öğrenci ya da doktor olabilirsiniz ama aynı zamanda doğrudan satışta da başarılı olabilirsiniz. Geçmiş eğitiminiz ne olursa olsun, bu işe olan inancınız ve kararlılığınız bizim vereceğimiz doğru eğitimle birleşince bu işteki başarınızın temellerini oluşturur.
DSD çatısı altında yer alan şirketler olarak bizler yüksek ahlaki standartlara sahip firmaları temsil ediyoruz. Derneğimiz üye firmalar açısından bir kalite damgası olarak ele alınabilir. Burada kesinlikle piramit şeklinde yapılanmış şirketleri ayrı tutmak gerekiyor. Bizim Türk ekonomisine ne kadar katkıda bulunduğumuz daha iyi bilinirse, devlet de bize piramit şirketlerle mücadele konusunda daha çok destek verebilir diye düşünüyorum. Doğrudan satış sektöründe yer aldığım ve Türkiye’deki milyonlarca kadının ve ailelerinin daha iyi bir yaşama sahip olmalarını destekleme fırsatını yakaladığım için gururlu ve mutluyum.
Sektörün Türkiye’de inanılmaz potansiyeli var
Doğrudan satış sektörünün geleceğinin Türkiye’de inanılmaz bir potansiyeli var. Artık sabah 9 akşam 5 çalışmak yerine daha fazla paylaşım ekonomisi türünde işler tercih ediliyor. Genç nesil haftanın istediği günleri istediği kadar çalışıp gelir sağlamayı tercih ediyor. Bizim sektörümüz de gençlerin istediği bu esnekliği sağlıyor. Orifl ame olarak Türkiye’de doğrudan satış yapan en büyük güzellik firması olmak istiyoruz, bunun yanında DSD üyesi tüm firmaların büyümesi bizi çok mutlu eder. Türkiye’de çalışan bir yabancı olmaktan çok mutluyum. Bu yüzden geri geldiğim için mutluyum. İsveç’te yaşayan pek çok Türk’ün neredeyse hepsi işletmeci ve kendi işleri var ve bu sayede İsveç toplumuna ve ekonomisine önemli katkılarda bulunuyorlar. Aynı girişimci ruhu Türkiye’deki satış danışmanlarımızda da görüyorum. Dünyadaki diğer satış danışmanlarımızdan çok daha girişimciler. İşte bu da Türkiye’de doğrudan satış pazarının büyümesini sağlayacak şey.
Kemal Ülgen Herbalife Genel Müdürü:
“En güçlü satış yöntemi olan referans yöntemini kullanıyoruz”
Ben 18 yıl hızlı tüketim malları sektöründe çalıştıktan sonra bu sektöre adım attım. Yeni ve çok heyecan verici bir dünya. Herbalife, 1980’de Amerika’da kurulmuş bir beslenme firması. Hep doğrudan satış yöntemi kullanılmış. Bugün 90’ın üzerinde ülkede 2 milyondan fazla üyemiz var. 2015 yılı itibarıyla 7 bin 400 çalışanımızla ve 5 milyar dolar civarı ciro elde ettik. Türkiye‘de 1998 yılında çalışmaya başlayan şirketimizin 35 bin üyesi bulunuyor. Cristiano Ronaldo ile global sponsorluk anlaşmamız var. Türkiye’de de SporToto Basketbol Ligi resmi beslenme sponsoruyuz.
Bana göre sektörümüzün zayıf yönü; doğrudan satış sisteminin nasıl işlediği konusundaki bilinirliğinin yeterli seviyede olmamasıdır. Kariyer fırsatının da tam olarak bilinmemesi ya da yetersiz bilinmesi de ayrı bir zayıf taraftır. Bugün doğrudan satış sisteminin en güçlü yanı ise uygulanan referans yöntemidir. Tavsiye, son kullanıcıların satın alma kararını vermelerindeki en etkin sebeplerden bir tanesidir.
Mithat Haydar - Pertylite Yönetici Ortağı:
Ekonomik krizde ek gelir arayanlar için doğrudan satış önemli bir alternatiftir
Partylite’ın geçen yılın verilerine göre dünyada 100 binin üzerinde danışmanı, 350 milyon dolarlık cirosu var. Geçen aralık ayında Türkiye operasyonuna başladık. En genç ve en yeni firma biziz. Sayıları 3 binin üzerinde olan marka elçilerimizin yüzde 90’ını kadınlar oluşturuyor. Ev kokuları, ev dekorasyonu ve bakım ürünlerinin yanı sıra organik kozmetik ürünlerimiz de mevcut. Bana göre Türkiye’de sektörün potansiyeli çok yüksek ve 2020 yılına kadar yüzde 100 büyümesini öngörüyorum. Doğrudan satış konusunda geçen yıl yapılan tanımlama, getirilen standart ve etik değerlerin de sektörün gelişimine katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Doğrudan satışa konu ürünleri market raflarında bulamazsınız, kaliteli ve inovatif özellik taşımaktalar. İnsanlarda kalite anlayışının yükselmesi, arz edilen ürünlerin de daha kaliteli olmasını zorluyor.
Piyasada kriz olduğunda bizim sektör yükselir. Çünkü ek gelire ihtiyacı olan kişiler için doğrudan satış sektörü önemli bir alternatif oluşturur. Yurtdışında bizim Türkiye’de cesaret edemeyeceğimiz ürünler satıyorlar. Örneğin enerji satışı bu yolla yapılıyor. Türkiye’de de benzer denemeler oldu. Sektörde başarılı olmak için farklı ve inovatif olmak zorundasınız.
Dünyada gelişen trendlere göre artık yeni ürünler çıkıyor. Eskiden organik/ bitkisel ürünler yoktu, şu 10 senedir bu ürünler satılıyor. Tarz değiştikçe ürünler değişiyor.
Candan Çorbacıoğlu- Amway Avrupa Dış İlişkiler Kıdemli Bölge Müdürü:
Türklerin kendi işini kurma motivasyonu yüzde 55 gibi yüksek bir oran
Sektörde satış yapanlar doğrudan satış şirketlerinin çalışanları olmayıp, kendi işinin sahibi serbest girişimcilerdir. Doğrudan satış şirketleri olarak bizde onları girişimci olarak görüp ona göre destek ve eğitim veriyoruz. Ben 22 yıldır sektördeyim, en başından beri Amway’deyim ve şu anda 11 ülkeyle ilgileniyorum. Şirketimiz 2015’i 10 milyar dolar civarı ciro ile kapattı. Dünyada 3 milyondan fazla serbest girişimcisi var. 100 ülke ve bölgede var olan Amway’in portföyünde; kişisel bakım, ev bakım, kozmetik, besin desteği ve ev teknolojileri ürünleri bulunmaktadır. Türkiye 1994 yılında lojistik şartlar da düşünülerek, İzmir merkezli olarak faaliyete başladık. Şirket genel merkezi ve dağıtım İzmir’de bulunmakta. Tüm ülkedeki Amway serbest girişimcilerine lojistik destek veren bu dağıtım merkezinden günde 2-3 bin sipariş çıkmaktadır. Türkiye’de 2015 yılını 300 binden fazla serbest girişimci ve 185 milyon ciro ile kapattık. 2016’da ciroyu 205 milyon liraya, serbest girişimci sayısını ise 380 bine çıkarmayı öngörüyoruz.
İnternet bizim sektörümüzü çok olumlu etkiliyor çünkü girişimcilerimiz 24 saat interneti kullanarak Amway işlerini yürütmekteler. Ülkelerin, genel özelliklerine baktığımızda, her ülkedeki girişimcinin işe girme motivasyonunun aynı olduğunu görüyoruz; kendi işinin sahibi olmak, kendi işini kurma, kendi çalışma saatlerini belirleme gibi. Amway şirketi olarak son altı senedir Münih Üniversitesi ve GkK Araştırma şirketi ile işbirliğinde yapılmasına destek verdiğimiz bir girişimcilik araştırması var. Bu araştırmada Türkiye nin hep üst sıralarda çıktığını ve Türk insanların kendi işini kurma motivasyonun yüzde 55 gibi yüksek oranda olduğunu görüyoruz.
Vergimizi kaynağından devlete ödüyoruz
Tüketicinin korunmasıyla ilgili etik kurallar, inovatif ürünler, teknolojideki gelişim ve kadın nüfusunun ayakta durmasını sağlamasına verdiğimiz fırsatlarla birlikte sektörümüzün daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Vergilendirme konusunda ise şirketlerimiz doğrudan satış sektörü olarak kaynağından devlete ödemektedir. Birçok kadın vergi dairesinin yolunu bile bilmeden, bizim aracılığımızla vergi ödemektedir.
Sektörde lider konumdaki şirketler olarak kendimizi sorumlu hissediyoruz. Geçtiğimiz zamanlarda piramit düzenlerden kaynaklı yaşanan olumsuz durumlar var. Tüketicilerin yasal doğrudan satış ile piramit düzenleri birbirinden ayırma konusunda yeterli bilgisi olmadığını düşünüyoruz ve bu noktada sorumluluk hissediyoruz. Doğrudan satış iş fırsatı ile ilgili teklif alan kişiler öncelikle şirketleri ve ürünlerini araştırmalı. Sunulan iş fırsatının vaatlerinin gerçekçi olup olmadığını, iş fırsatının yasal olup olmadığını araştırmalı.
Eğitim ve spora destek
Doğrudan satış şirketleri olarak bizler bu işi sadece şirketlerimiz zengin olsun diye yapmıyoruz, yaşadığımız topluma geri verme sorumluluğu taşıyan şirketleriz. Amway şirketi olarak 2003’ten beri çocuklara daha iyi bir dünya vermek için çalışmalar yapıyoruz. Geçmiş yıllarda UNICEF işbirliği ile çocukların eğitimine destek verdik ve ülkemizin değişik bölgelerde ilköğretim ve ana okulları inşaatını gerçekleştirdik. Son üç senedir ise tedarik sponsoru olduğumuz Türkiye Voleybol Federasyonu ile işbirliği yapıyoruz. Bu çerçevede Filenin Fidanları projemiz var. İlköğretim okulları için mini voleybol setleri üretiyoruz ve şu ana kadar 65 ilde 100 binden fazla çocuğun voleybol sporu ile buluşmasını sağladık, bir bakıma, Türkiyede voleybol sporunun yayılması için toprağa voleybol fidanlar ekiyoruz!
Angela Cretu- Avon Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Genel Müdürü:
Müşteri marka ile bağ kurabiliyor
Romanya, Sırbistan, ABD ve Rusya’dan sonra Türkiye’de göreve başladım. Biz Avon olarak sadece güzellik ürünü satmıyoruz. Temsilcilerimiz kazançlarıyla aile bütçelerine katkı sağlıyorlar. Avon, 130 yıl önce kurulmuş, 70’ten fazla ülkede faaliyet gösteriyor ve 23 yıldır da Türkiye’deyiz. 10 kadından 10’u Avon’u tanıyor, 9’u Avon ürünü kullanıyor. Bu nedenle Türkiye’yi global ölçekte de çok önemli görüyoruz.Son dönemlerde kozmetik alanında tüketici profilinde önemli bir değişim gözleniyor. Artık insanlar anında ödüllendirilmek, tatmin olmak istiyor. Bilgiye ve tavsiyeye çok farklı kanallardan ulaşılabiliyor. Tüketiciler ürünle ve markayla kişisel bir bağ kurmak istiyor. Ürünü istediği zaman kapısında görmek ve satın aldığı kişiye güvenmek istiyor. Artık insanlar satın alma deneyiminin eğlenceli olmasını da bekliyor. Internet üzerinden satış kanallarında müşteriye ‘dokunma’ kısmı eksik kalıyor. Biz doğrudan satış olarak, bu ihtiyaçları bünyesinde barındıran ve yeni dönem tüketicisinin talep ettiği sosyal alışveriş deneyimini sağlıyoruz. Müşteri ürünle ve markayla kişisel bir bağ kurabiliyor. Satın aldığı ürün birkaç gün içinde kapısına geliyor.
Tüketicilere kişiselleştirilmiş deneyim sunuyoruz
Son dönemlerde kişiye özel ürün gibi niş bir trend gözlemliyoruz. Avon gibi çok yüksek adetlerde ve global ölçekte üretim yapan bir şirketin böyle bir üretim modeline geçmesi zor. Ancak biz temsilci sayesinde tüketicilerimize kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyoruz. Kendilerine en uygun ürünleri, kendileriyle aynı ihtiyaçlara sahip, onları anlayan bir temsilcinin tavsiyeleriyle almak, bu kişiselleştirme ihtiyacını karşılıyor.
Türkiye’de görev yaptığım dönemde, Türk insanının doğuştan meraklı olduğunu gözlemledim. Bunun doğru kanala yönlendirilebilmesi benim için çok önemli. Çünkü merak etmek çok önemli bir sosyal bağ. Kimseye meraklı olmasını öğretemezsiniz. Bu doğuştan gelen güzel bir yetenek. Eğer kadınlara doğru eğitimi verirseniz, Türkiye’de potansiyelin ne kadar yüksek olduğunu görürsünüz. Birçok Türk kadını öğrenmeye çok iştahlı. Bu da büyüme potansiyelini yaratıyor. Birçok ülkede bu çok yavaş oluyor ama Türk kadınları çok hızlı şekilde adapte olabiliyor. Doğrudan Satış Derneği üyesi şirketler, sadece kadınlara girişimcilik şansı vererek değil, sosyal sorumluluk anlamında da Türkiye’ye çok şey kazandırıyor. KEMAL ÜLGENHERBALİFE GENEL MÜDÜRÜ: En güçlü satış aracı olan referans yöntemini kullanıyoruz Ben 18 yıl hızlı tüketim malları sektöründe çalıştıktan sonra bu sektöre adım attım. Yeni ve çok heyecan verici bir dünya. Herbalife, 1980’de Amerika’da kurulmuş bir beslenme firması. Hep doğrudan satış yöntemi kullanılmış. Bugün 90’ın üzerinde ülkede 2 milyondan fazla üyemiz var. 2015 yılı itibarıyla 7 bin 400 çalışanımızla ve 5 milyar dolar civarı ciro elde ettik. Türkiye‘de 1998 yılında çalışmaya başlayan şirketimizin 35 bin üyesi bulunuyor. Cristiano Ronaldo ile global sponsorluk anlaşmamız var. Türkiye’de de Spor Toto Basketbol Ligi resmi beslenme sponsoruyuz. Bana göre sektörümüzün zayıf yönü; doğrudan satış sisteminin nasıl işlediği konusundaki bilinirliğinin yeterli seviyede olmamasıdır. Kariyer fırsatının da tam olarak bilinmemesi, ya da yetersiz bilinmesi de ayrı bir zayıf taraftır. Bugün doğrudan satış sisteminin en güçlü yanı ise uygulanan referans yöntemidir. Tavsiye, son kullanıcıların satın alma kararını vermelerindeki en etkin sebeplerden bir tanesidir.
İlker İşmen - Ferever Living Products Türkiye Genel Müdürü:
20 bin dolara kadar kazanan temsilcimiz var
Şirketimiz 1978 yılında Amerika’da kurulmuş olup Türkiye’de 15 yıldır faaliyet gösteriyor. Türkiye ile birlikte Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve Irak genel müdürlüklerini de yapıyorum. Dünya üzerinde 160 ülke ile çalışıyoruz. Şirketimizin ABD, Macaristan ve Güney Afrika’da, Forever Resort diye adlandırdığımız turizm üzerine de yatırımları bulunmaktadır. Ürünlerimiz içecekler, gıda takviyeleri, kişisel bakım, cilt bakımı, kilo kontrol ürünlerini içeren geniş bir yelpazeye sahip ve son 1 yılda aromatik esansiyel yağlara da yer veriyoruz. Ürünlerimize yönelik geri alım garantisi veriyoruz, yani 12 ay satılmayan ürünümüzü geri alabiliyoruz. Ürünlerimizi rafl arda durmamalı, insanlar tarafından dağıtımı yapılmalı. Dünyanın her yerine ürünlerimizi ve iş fırsatımızı dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin, herkese eşit olarak sunuyoruz. Afrika ülkelerinde gelir seviyeleri düşük olmasına karşın ciddi satışlarımız var. Üçüncü yılımızda Avrupa dördüncüsü olmuştuk. İki sene önce dünya ikincisi ve üst üste Avrupa birincisi olduk. Buda şu demek oluyor, kendi kulvarımızda tatlı bir rekabet söz konusu! Kendi tarlalarımızda yetiştirdiğimiz ürünleri, kendi fabrikalarımızda işleyip, kendi dağıtım kanallarımız ile insanlara ulaştırıyoruz. Finansal özgürlüğe ihtiyaç duyan, her yıl artan genç nesil ve emeklilerin sayısındaki artışı önemli buluyoruz. İnsanlara ek gelir imkanı sağlamakla birlikte, aylık 300 dolardan, 20 bin dolara kadar ek gelir elde eden üyelerimiz bulunuyor. Çalıştığımız, sade bir ev hanımının 3 yıl sonra çok farklı konuma gelmesi bizleri çok mutlu ediyor. Sistemimizin insanların yaşam tarzını da değiştirdiğini gözlemliyoruz. Serbest girişimcilerimiz eğitimleri alıyorlar. Burada etik olarak en önemli noktamız ürünlerin hastalık tedavisi olarak kullanılmayacağının belirtilmesi, kazanmadıkları gelirleri abartarak aktarılmaması gerektiğini öğreniyorlar. Toplantılarda itirazlar ile baş edebilmek, insanların ihtiyaç tespitinin yapılması gibi eğitimlerde önemli noktalar üzerinde duruyoruz. Bizim firmamızla ne için ve ne amaçla çalıştığının belirlenmesi gerekiyor, bu da diğer önemli bir nokta. Piyasada maalesef yasalara uymadan çalışan, gelen-giden-kaybolan yerli ve yabancı firmalar bulunuyor. Çok ilginçtir ki, herhangi bir çekincemiz olmamasına rağmen, Doğrudan Satış Derneği üyeleri olarak yasal olmayanlar bu şirketlere göre daha çok kontrol ediliyoruz.
Türkiye’de ithal için hazırlanan bitki listeleri çok sık değişiyor
Yıllardır ithal edilen ürünlerin çok sık değişen listeden dolayı ürünlerin gelmesine izin verilmiyor. Bu yıl ithal edilebilen bir ürün gelecek yıl listeden çıkabiliyor. Bu sebepten dolayı bazı ürünlerin ithalatını yapamıyoruz. Ürünlerimizin temel hammaddesi olan Aloe Vera’nın bulunduğumuz bölgedeki iklimde yetişmesi çok zor. Teksas, Meksika ve Dominik Cumhuriyeti’nde tarlalarımız var. Satış rakamlarınım çok üst seviyelere gelmesi halinde Türkiye’de de üretim, paketleme ve lojistik konularında bir takım çalışmalar olabilir. Dünyada 10 milyon civarında serbest girişimci ile çalışıyoruz. Avrupa, Asya ve Afrika’ya Hollanda’daki lojistik merkezimiz aracılığıyla ürünler gönderiliyor. Herkesin kazanç elde edebileceği, insanlara eşit fırsatlar sunan sektörümüze yer verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyoruz.
Barış Turan - LR Health & Beauty Türkiye Genel Müdürü:
Türkiye’de pazar potansiyeli uzun yıllar devam edecek
Şirketimiz 1985 yılında Almanya’da kuruldu. Üretimimiz de orada yapılıyor, 28 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de ise 2003 yılından bu yana çalışıyoruz. LR Health & Beauty olarak temel hedefimiz insanların hayatına daha fazla kalite getirmek. Kozmetik, besin destekleri, kilo kontrol ürünlerimiz var. Doğrudan satışa konu olan ürünler her zaman tüketiciye bir fayda sağlayan ürünlerdir.
Türkiye’deki pazar potansiyelinin de uzun yıllar devam edeceğine inanıyoruz. Kişisel girişimci olmak aynı zamanda kendini geliştirmek demek. Bizim için önemli kriter kalite. İnsanların hayatında farkındalık yaratmak istiyoruz. Kadınların ekonomiye katkısını önemsiyoruz. Bu aynı zamanda aileler içinde de çok önemli bir durum. Çünkü ailenin temel taşı olan anne gelişirse aile gelişir, vizyon gelişir. Doğrudan satışçıların, alım gücünün artması diğer sektörleri de canlandırıyor. Sosyal medya da bizim çok önem verdiğimiz bir mecra. İnsanları reklamdan daha çok bloglar, forumlar etkiliyor. Tüketiciler kullanıcı yorumlarını ve tavsiyeyi çok önemsiyor ki bu da bizim işimizin dinamikleriyle çok uyumlu. Biz doğrudan satışçılarımızı “iş ortağı” olarak nitelendiriyoruz. Doğrudan satışta insanların hayatlarında değişimi gördükçe duygusal bir bağlantı oluşuyor. Tam bir takım haline geliyorsunuz. Besin desteği ürün portföyümüz içerisinde Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nden temin edip Almanya’da işleyerek paketlediğimiz Laden türü bir bitki çayı da var.
Elvan Sevi Fırat - DSD Hukuk Danışmanı:
Doğrudan satışta etik ilkeler her şeyden önde geliyor
2006 yılından beri doğrudan satış endüstrisinde var olan şirketlere hukuki danışmanlık, 2012 yılından itibaren de derneğin hukuk ve davranış etiği danışmanlığını yapıyorum. Doğrudan satış, bir hukukçu için zorlayıcı bir sektör. Teknik, hukuksal anlamda hızlı bir şekilde kavranabilecek bir sistem değil. İnsanların bildiği tanıdık olduğu sistemlerden farklı yönleri var. Bu sektörün Türkiye’deki hukuksal gelişimi dünya çapında örnek alınabilir durumda. Derneğin etik ilkeleri yüksek standartlar getiriyor. Bu da dernek üyesi şirketlerin hukuki şartları yerine getirmenin dışında bu ilkelere de uymasını gerekli kılıyor. İlkelerin benimsenmesi dernek için çok önemli. Türkiye’de dernek üyesi olan şirket hukuksal ve etik açısından güvenilirlik damgasını üzerinde taşıyor. Özel bir doğrudan satış kanunu yok. Dünyada tüketici hukuku kapsamında ele alınıyor. Türkiye’de doğrudan satış kavramı, Tüketici Kanunu’ndaki değişiklikle ve piramit satışlarının yasaklanması ile gerçek anlamda ayrıştı. Derneğimiz bu kanun çalışmaları esnasında görüşlerini bildirdi. Kamusal anlamda sektörel bir farkındalık oluştu. Tüketicinin bilgisinin yetersiz olduğu durumlarda piramit satışları ciddi risk oluşturuyordu. Bu zamana kadar denetlemelerden üyelerimizle ilgili hiçbir olumsuz sonucun çıkmamış olması önemle vurgulanması gereken bir husus. Yani denetlemelerin sonucunda güvenilirlik hiçbir zaman sarsılmadı.Bu sektörü diğer sektörlerden ayıran en önemli faktör duygusal bir bağ kurulması. Şirketler tarafından tüketicinin korunması en önemli unsur olarak görülüyor. Tüketici şikayetlerinin en minimum düzeyde olması olan şikayetlere de hemen müdahale edilmesi çok önemli. Bence sektörün daha iyi noktalara gelebilmesi için üniversitelerin ilgili bölümleriyle işbirliği yapılmalı. Biz halen enerjimizin önemli bir bölümünü yasal düzenlemeler için, sektörü tanıtmak için harcıyoruz.
Samet Serttaş - Doğrudan Satış Derneği Genel Sektreteri:
Kurallara uymayan bu sektörde yer alamaz
Sektörün yasal mevzuata kavuşması hepimiz için güvence oldu. Böylece kötü niyetli kişilerin sektöre zarar verici davranışlarının önüne geçilmiş oldu. Kuralların konması önemli. Bu kurallara uymayanlar sektörde yer alamaz. Kamuyla iyi ilişkiler kurabilmek, yasalara uymak bizim için çok önemli. Göz önünde olduğumuz için üye şirketlerimizin daha çok denetlenmesi normal, denetimler hepimiz için öğretici oluyor. Kamu, denetleme yaptıkça aslında bizim sektörümüzü de tanımış oluyor. Biz de böylece sektörümüzü tanıtıp, kendi eksiklerimizi de görmüş oluyoruz. Maalesef ki bu işi kötü niyetli yapanlar konusunda kamu etkin olamıyor. Bu şirketler farklı yöntemler izliyorlar. Şirketler çok kolay kurulup kapanabiliyor. Fakat kamu bu kadar esnek ve hızlı olamıyor. Bu durum bize kötü etki ediyor ve dolayısıyla sektör kötü etkileniyor. Bildirim ve lisans konularında çok hassasız. Bakanlıklardan lisans alıyoruz, bazen ön bildirim yeterli oluyor. Üye firmalarımızın satışını yaptığı ürünlerin tamamı lisans isteniyorsa lisanslı, bildirim isteniyorsa bildirimi yapılmış ürünlerdir. Bazı durumlarda kamuyla aramızda zaman uyuşmazlığı oluyor. Hızlı ilerleyen durumlar yaşanıyor. Bir bitki çıkıyor ve endüstri onu hemen ürüne çeviriyor ancak kamu bu bitkiyle veya bileşenle ilgili karar vermek için uzun süre çalışmak zorunda oluyor. Sanırım bu da kamu ve özel sektörün iş yapış biçimindeki farklılıktan kaynaklanıyor.