DTO Başkanı Metin Kalkavan, 'tek tip bakış'ı eleştirdi: Tuzla'nın tamamına 'ölüm tarlaları' demek haksızlık

DTO Başkanı Metin Kalkavan, 'tek tip bakış'ı eleştirdi: Tuzla'nın tamamına 'ölüm tarlaları' demek haksızlık

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MİDİLLİ - Ağızlarını açtıklarında, ölümü savunur hale geldiklerini belirten Metin Kalkavan, suskunluğunu bozdu. Yaklaşık 40 tersaneden oluşan Tuzla bölgesini tek tersane zanneden köşe yazarları olduğunu ifade eden Kalkavan, "Tuzla'da Avrupa'ya bile model olarak tanıtılacak nitelikte tersanelerimiz bulunuyor. Ama, hepsi 'ölüm tarlaları' yakıştırmasının bir parçası sayılıyor, bu haksızlıktır" diye konuştu. Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, tersane ölümlerini ilk kez, Yunanistan'da düzenlenen dünyanın en büyük denizcilik fuarı Posidonia öncesi Ankara Feribotu'nda değerlendirdi. Daha önce de ölümlerin yaşandığının altını çizen DTO Başkanı, "Bu konuyla hükümetimizin yıpratılması çok yanlış. Ölümler hep vardı. Sadece, sayılar farklıydı. Ama, son 8 aya bakıldığında rakam bir anda yükseldi. Çalışan sayısı 5 bin iken ölen 5 kişi; 35 bin iken ölen 35 kişi gibi bir yükselme var. Ama, 3 kişi bir ailede öldüğü zaman bunun savunulacak bir tarafı yok" dedi. Tersane sahibi de ölüm tarlasında İş güvenliği ve sağlığının Türkiye'de son 5 yıldır ön plana çıktığını öne süren Kalkavan, şöyle devam etti: "Son 5 yıla bakarsanız, devletin yaptığı düzenlemeler arasında en fazla denetimin gemi inşa sanayiinde olduğunu görürsünüz. Buna rağmen, en fazla ölümlerin olduğu da bir dönem yaşandı. Tabii ki ortada bir sorun var ve bu sorun hepimizin. Evet, ihmalkarlık olabilir. ihmal, bireyde, işletmede ya da devlette olabilir. Zaten kusur çok büyük boyuttaysa, savcılık gerekli davaları açıyor. Olayın bütününde kazaların giderek artması gibi bir sorunumuz var. Bu sorun nasıl çözülür, nasıl azaltırız diye yaklaşmak yerine uzun bir zaman seyrettik. Çünkü, denizi bilen bilmeyen; hayatında tersane görmeyen, çağırdığımız halde, tersanelere gelmeyen köşe yazarları yazdılar. Ölüm tarlaları denilen tersanelerin sahipleri de, o sahalarda dolaşır. Bu insanlar, kimseyi bile bile ölüme sürüklerler mi?" GAP'a en fazla para tersanelerden gidiyor Eskiden az tersane ve az kapasite olduğu için yıllardır aynı ve çok kalifiye personelle çalıştıklarını ifade eden Metin Kalkavan, "Son zamandaki hızlı büyümeyle, her şey değişti. Açıkçası, ben medya yazana kadar Güneydoğu'dan bu kadar işçi aldığımızı bilmiyordum. Öyle bir hale geldi ki, gemi inşa sektörü, GAP'ın en fazla istihdam deposu ve destekleyicisi konumunda. Yani GAP bölgesine en fazla para gemi inşa sanayiinden gidiyor. Sektörü bilmeyen birçok kaynakçı, boyacı istihdam ettik. Normal inşaatlarda boyacı olarak çalışan insanlar gelip sektöre girdiler. Kalifiye olmayan insanların sektöre girmesi, bu oranları artırdı. Tuzla, yaklaşık 40 tersaneden oluşur. 40 tersaneden oluşan bir bölgeyi tek tersane zanneden köşe yazarlarımız var. Ayda bir ya da iki talihsiz olay yaşayan tersane, tüm Tuzla'ya mal ediliyor. Tuzla'da Avrupa'ya bile model olarak tanıtılacak nitelikte tersanelerimiz var. Ama, siz de aynı kefeye konuluyorsunuz. Ve 'ölüm tarlaları' nitelemesinin baş aktörlerinden sayılıyorsunuz" değerlendirmesiyle medyanın tek tip bakış açısını eleştirdi. Dünya yüzde 90, biz yüzde 360 büyüdük Gemi inşa sanayiinin öngörülenden çok hızlı geliştiğini açıklayan Kalkavan, "Dünyada yüzde 90 büyüyen sektör, bizde yüzde 360 büyüdü. Böyle bir hıza, Türkiye'nin meslek adamlarını yetiştiren meslek okullarının yeterli olmamasının da negatif yansıması, kazaları hazırladı. Türkiye'nin altyapı sorunlarını Tuzla'da çözmeye çalışıyoruz. Diğer bir konu ise, Türk insanının risk algılaması çok düşük. Ama, bu alan hatayı affeden bir işkolu değil. İnsanlara 'hayır, hata yaparsan ölürsün'ü çok iyi anlatmak gerek" sözleriyle de, en büyük nedenler arasında vurdumduymazlığı gösterdi. Taşeronsuz dünyanın hiçbir yerinde olmaz Alt yüklenici, yani taşeronluk sisteminin mesleğin olmazsa olmazı olduğunu öne süren DTO Başkanı Kalkavan, "A tersanesi kötüyse yazın. Ama, B tersanesinin düzgün çalışmasını da yazın. Diğer türlüsü sektöre zarar veriyor. Yunanistan'a gittiğimizde finans şirketleri, 'Türkiye'de tersaneler kapanıyormuş doğru mu?' diye bize soracaklar. Bunu sendikasızlığa ya da taşeron sistemine bağlamak yanlış. Bugün 33 tersanemizde sendika var. Bu iş dünyanın hiçbir yerinde taşeronsuz olmaz. Çünkü, gemi bölüm bölüm yapılır. Gemiler, proje proje alınır. Aynı tip gemiyi, aynı tip dolulukta yapacak tersanemiz yok. Taşeronluk kalkarsa ölümler biter söylemi doğru değil. Doğru olan standartların, denetleme ve uygulamanın doğru yapılmasıdır" diye konuştu.