Dünya 'rüzgar ekip' elektrik biçiyor

Rüzgar enerjisinde önemli atılımlar yapılırken, rüzgar santrallerinin sayısı artıyor. 2012'de dünya rüzgar enerjisi pazarı yüzde 10 büyüdü. Türkiye'de kurulu rüzgar enerjisi gücü 2012 sonunda 2.312,5 MW'a yükseldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği açısından elverişli bir coğrafi konuma sahip ülkelerden biri ve başlıca yenilenebilir enerji kaynakları arasında hidrolik enerji, biyokütle, rüzgar, biyogaz, jeotermik ve güneş enerjisi bulunuyor. Son açıklanan rakamlar, dünyada  2012 yılında ciddi bir büyüme gösteren rüzgar enerjisi pazarının Türkiye'de de sıçrama yaptığına işaret ediyor.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin (TÜREB) açıkladığı 2013 Yarı Yılı Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu'na göre Türkiye'nin 2002 sonu itibari ile 18.9 MW olan kurulu rüzgar enerjisi gücü 2012 sonunda 2.312,5 MW’a, 2013′ün ilk yarısında ise 2.619 MW’a yükseldi.

Dünya pazarı geçtiğimiz yıl yüzde 10'un üzerinde büyürken, 2017 yılına kadar büyüme oranının yılda ortalama yüzde 5.1 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Enerji tüketiminin 1990-2008 yılları arasında yüzde 40 arttığı dünyada, enerjinin yüzde 80’i 2011 yılı itibariyle fosil kaynaklı. Ancak enerji üretme ve kullanma biçiminin sürdürülebilir olmaması nedeniyle birçok ülke yenilenebilir enerji yatırımlarını ve teşviklerini artırıyor. Bunların başında İngiltere geliyor. Dev rüzgar tarlalarının bulunduğu ülke özellikle bu alandaki yatırımlarına ağırlık veriyor.

İngiltere, 2. büyük offshore çiftliği açtı

İngiltere'de dünyanın ikinci büyük offshore yani denize konuşlanmış rüzgar çiftliği resmen açıldı. 1.3 milyar sterline mal olan ve 500 binden fazla haneye elektrik sağlayacak üretim kapasitesine sahip olan Greater Gabbard rüzgar çiftliği, İngiltere Enerji ve İş Bakanı Michael Fallon tarafından Suffolk kıyısı açıklarında faaliyete sokuldu. 140 rüzgar tribününün bulunduğu Greater Gabbard, Galloper rüzgar çiftliğinin genişletilmesi faaliyetlerinin 2017'de tamamlanmasının ardından kapasitesini iki katına çıkaracak.

Offshore rüzgar enerjisinin, 2020 yılına gelindiğinde İngiltere'de 11 milyon hane için elektrik sağlayacağı, sektörün 30 bin yeni iş imkanı yaratacağı ve ekonomiye 7 milyar sterlinlik katkı yapacağı hesaplanıyor. Offshone rüzgar enerjisi üretiminde İngiltere dünyanın geri kalanından daha fazla üretim kapasitesine sahip ve İngiltere sektörün daha da büyümesi için önemli yatırımlar planlıyor. Ülkenin 2020'de rüzgardan elde ettiği elektrik üretim hedefi 18 GW.

En yüksek rüzgar enerjisi çiftliği Tibet'te kuruldu

Çin'in lider rüzgar enerjisi üreticisi Longyuan Power firması da, Çin`in güneybatısında bulunan Nagqu bölgesinde beş adet rüzgar enerjisi türbini kurdu. Deniz seviyesinden 4.900 metre yükseklikte kurulan proje, bu özelliğiyle dünyanın en yüksek rüzgar enerjisi çiftliği unvanını da almış oldu. Projenin en can alıcı yanı ise, Çin`in en uzak köşelerine elektrik transferi yaparken harcadığı milyar dolarların bir nebze olsun önüne geçmesi olarak görülüyor.

Analistler, Tibet gibi uzak bir bölgede kurulan bu santralin bölgeye elektrik sağlaması için Çin ekonomisine rahat bir nefes aldıracağı görüşünde. Nitekim uzmanlar, uzak bölgelere rüzgar enerjisi santrali kurmanın, yalnızca elektrik transfer maliyetlerini azaltmakla kalmadığını aynı zamanda bölgelerin ekonomisine de önemli katkıda bulunduğunu dile getiriyor. Çin'de 2012 yılı itibariyle rüzgar enerjisi kurulu kapasitesi 75 GW'a ulaştı. Bu rakamın 2015 yılına kadar iki katına çıkarılarak, 150 GW'a ulaştırılması hedefleniyor. Rüzgar enerjisi ayrıca Çin'in elektrik enerjisi üretimi kaynağı olarak nükleer enerji kapasitesini geçerek, 3. sıraya yükselmiş durumda.

Fukushima'ya dev bir offshore çiftlik kurulacak

Bu arada, Fukushima'nın yerini dünyanın en büyük offshore rüzgar çiftliğine bırakacağı açıklandı. Japon Enerji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, nükleer felakete yol açan Fukushima santralinin yerine 143 adet rüzgar türbininden oluşan dünyanın en büyük rüzgar çiftliğinin kurulacağı ifade edildi. Fukushima yerini dünyanın en büyük offshore rüzgar çiftliğine bırakacak Japon Enerji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, nükleer felakete yol açan Fukushima santralinin yerine 143 adet rüzgar türbininden oluşan dünyanın en büyük rüzgar çiftliğinin kurulacağı ifade edildi. Fukushima kıyısına kurulacak deniz üstü rüzgar çiftliği l GW enerji üretecek. 16 kilometrelik bir alana yayılacak olan rüzgar çiftliğin inşaatı ise 2020 yılında başlayacak.

Fukushima'nın yerine inşa edilecek olan yeni rüzgar çiftliği, dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar santrali olan İngiliz Greater Gabbard'dan üç adet daha fazla türbine sahip olacak. Bu arada yeni santraldeki rüzgar türbinlerinin, Greater Gabbard'dan en az iki kat daha yüksek performansa sahip olacakları da belirtiliyor. Fukushima bu rüzgar çiftliği ile 2040 yılında enerji bağımsızlığına ulaşmayı hedefliyor.

Bir diğer önemli gelişme de Fukushima bölgesinin ülkenin en büyük solar çiftliğini de inşa etme niyetinde olması. Fukushima nükleer felaketinin ardından, Japonya'daki 54 nükleer reaktör kapatıldı. Yenilenebilir enerji yatırımları konusunda Avrupa'nın lider ülkelerini geride bırakmayı hedefleyen Japonya, önümüzdeki beş sene içinde kuzeydoğu kıyılarında altı ya da daha fazla offshore rüzgar türbini inşa etmek için 10 ile 20 milyar yen yatırım yapmayı hedefliyor. Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Mitsubishi ve Fuji gibi önde gelen Japon şirketlerle işbirliği içinde hareket edileceği de belirtildi.

Küresel pazar genişlemeye devam ediyor

Dünya rüzgar enerjisi pazarındaki rakamlara bir bakalım. Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre rüzgar enerjisi pazarı 2012 yılında yüzde 10 oranında büyüdü. GWEC Genel Sekreteri Steve Sawyer "Çin, nefes almak için biraz duraklarken, ABD ve Avrupa güçlendikleri zamanlar yaşadılar. Asya halen küresel piyasalara liderlik yapıyor, onu Kuzey Amerika yakından takip ediyor hemen arkasından da Avrupa geliyor" dedi.

GWEC’nin istatistikleri, Çin ve Hindistan pazarlarında 2012 yılında yavaşlama yaşandığını gösteriyor. Çin’de hayata geçirilen yıllık kapasite 13.2 GW olurken bu rakam Hindistan’da 2.3 GW olarak gerçekleşti. Araştırmaya göre Çin’de bu yavaşlamanın önde gelen nedeni konsolidasyonlar iken, Hindistan’da ise politika yetersizlikleri oldu. Bununla birlikte söz konusu durumun kısa süreli olacağı ve Asya’nın küresel rüzgar pazarında üstünlüğünü sürdürmeye devam edeceği tahmin ediliyor.

ABD pazarı, 2012 yılını yaklaşık 13 GW ile kapatırken, Meksika hayata geçirilen kapasitesini neredeyse iki katına çıkartarak 801 MW düzeyinden 1370 MW düzeyine yükseltti. Almanya ve İngiltere’nin öncülüğünü yaptığı Avrupa pazarında İsveç, Romanya, İtalya ve Polonya geçtiğimiz yıl 12.4 GW ile kapasite artışına sürpriz bir katkıda bulundular.

Avrupa, hayata geçirilen bin 116 MW kapasite ile offshore rüzgar piyasasında liderliğini sürdürmeye devam etti. Bu rakam 2012’de hayata geçirilen toplam bin 293 MW kapasitenin yüzde 90’ını ifade ediyor. Latin Amerika pazarına önderlik eden Brezilya’nın kapasitesi 1077 MW olurken Avustralya 2584 MW kapasiteyi hayata geçirdi.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarı da yılı sakin geçirenler arasında yer aldı. Tunus’ta sadece bir adet 50 MW’lık proje tamamlandı ancak Sahra’nın ilk büyük ölçekli rüzgar çiftliğinin tamamlanmasına az bir süre kaldı. Sawyer “Afrika pazarı, başlangıç aşamasında. Güney Afrika’da başlayan 500 MW’ın üzerinde kapasiteye sahip inşaatlarla birlikte Afrika’nın öne çıkan yeni bir piyasa olmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

[PAGE]

ABD pazarında büyüme yüzde 28

ABD pazarıyla ilgili farklı bir rapor da ülkedeki büyümeyi gözler önüne serdi. Amerika Rüzgar Enerjisi Birliği (AWEA) verilerine göre, ABD’de rüzgar enerjisi geçtiğimiz yıl yüzde 28 oranında büyüme gerçekleştirdi. AWEA'nın yayınladığı Rüzgar Enerjisi Pazarı 2012 başlıklı rapora göre ABD’de elektrik üretimine yeni eklenen kapasitenin yüzde 42 si rüzgardan oluştu. Ülke yılı 45 bin 100 rüzgar türbini ile tamamladı. AWEA yöneticisi Rob Gramlich "2012’de çok verimli bir yıl geçirdik. Sektörün neler yapabileceğini, yenilenebilir enerjiye yönelik taahhütlerimize bağlılığımızla birlikte ne kadar önemli etkiler yaratılabileceğini gördük. Amerikan vatandaşlarının beklentisini hayata geçiriyoruz: Daha fazla temiz ve yenilenebilir enerji, ve daha iyi iş imkanları. AWEA raporu, ülke genelinde faaliyet gösteren 550 fabrikanın rüzgar enerjisi sektörü için parça ve hizmet tedarik ettiğini ve 2012 yılında 80 bin kişiye iş imkanı sağladığını ortaya koyuyor" dedi.

2017'ye kadar üretim artışı sürecek

Dünyada rüzgar enerjisi kullanımındaki artış sürecek. Araştırma kuruluşu Navigant Research tarafından bu yıl 18'incisi hazırlanan uluslararası rüzgar enerjisi sektörü raporunda, 2017'e kadar olan dönemde rüzgar enerjisindeki kurulu gücün artış eğiliminin devam edeceği öngörülüyor. Kuruluşun çalışmasındaki verilere göre 2012 yılında küresel ölçekte kurulu rüzgar enerjisi gücü 44.9 GW'lık artış göstererek 285.7 GW'a ulaştı. Ayrıca son beş yıllık dönemde ortalama büyüme oranının yüzde 17.8 olduğu sektörde, 2012 yılındaki büyüme oranı ise yüzde 18.6 olarak gerçekleşti. 

Çalışmadaki öngörülere göre 2012-2017 arasındaki dönemde sektörde dalgalı bir büyüme oluşacak iken, büyüme oranı ortalama olarak yıllık yüzde 5.1 seviyesinde gerçekleşecek ve küresel ölçekte kurulu rüzgar enerjisi gücünün 241.6 GW seviyesinde artacak. Çalışmada ayrıca ABD pazarındaki belirsizliğe vurgu yapılırken, bu dönemde Avrupa'nın İspanya ve İtalya gibi önemli pazarlarında gerileme görüleceği, Çin pazarının ise bu alandaki hızlı büyümesini devam ettireceği öngörülerinde bulunuluyor.

Türkiye, yıllık 3 GW üretime yaklaştı

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin (TÜREB) açıkladığı 2013 Yarı Yılı Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu'na göre Türkiye'nin 2002 sonu itibari ile 18.9 MW olan kurulu rüzgar enerjisi gücü 2012 sonunda 2,312.5 MW’a, 2013′ün ilk yarısında ise 2,619 MW’a yükseldi.  Bölgeler itibari ile Ege Bölgesi 1,065 MW’lık kurulu güç ile kurulu rüzgar enerjisi gücü bakımından ilk sırada yer alırken, Marmara Bölgesi 974.05 MW ile ikinci, Akdeniz bölgesi ise 427 MW ile üçüncü sırada yer alıyor. Balıkesir 666.5 MW kurulu gücünde rüzgar türbinine ev sahipliği yaparak şehirler sıralamasında ilk sırada yer alırken, İzmir ise 499.9 MW ile aynı sıralamada ikinci konumda bulunuyor.

Çalışmadaki veriler aynı zamanda Türkiye’nin hızla artan rüzgar enerjisi gücüne bağlı olarak rüzgar türbini pazarında ciddi bir rekabet yaşandığını ortaya koyuyor. TÜREB tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’deki halihazırda kurulu olan rüzgar türbinlerinde Vestas yüzde 25.32′lik pay ile ilk sırada yer alırken, Enercon yüzde 24.45 ile ikinci, Nordex ise yüzde 23 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bununla birlikte inşa halinde olan toplam kurulu güçleri 751 MW olacak 28 ayrı rüzgar enerjisi santrali projesinde, Nordex yüzde 25.2′lik pay ile ilk sırada, Enercon yüzde 22.59 ile ikinci, GE yüzde 17.52 ile üçüncü ve Siemens ise yüzde 11.85 ile dördüncü sırada yer alıyor.

Rüzgar enerjisi yatırımcıları sıralamasında ise Demirer Enerji toplam kurulu güç içindeki 304.8 MW’lık payı ile ilk sırada yer alırken, Bilgin Enerji 295 MW ile ikinci, Polat Enerji ise 237.4 MW ile üçüncü sırada yer alıyor. İnşa halinde olan yatırımlarda ise Polat Enerji 150 MW ile ilk sırada yer alırken, Fina Enerji 134 MW ile ikinci, Eksim Holding ise 110 MW ile üçüncü sırada bulunuyor.

[PAGE]

Sektörde yatırımlar  tam gaz sürüyor

Bu arada Gama Enerji tarafından İlyaslar Köyü ile Tütenli köyü arasına yine 13 adet Rüzgar Enerji Santrali kurum çalışmaları başladı. Bölgede rüzgar güllerinin bir yıl içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor.2014 yılında işletmeye geçecek Gök II Rüzgar Enerjisi Santrali'nin de eklenmesiyle GAMA Enerji, tüm rüzgar enerji santralı projeleri ile Türkiye’de ortalama 115 bin ev için yeterli elektrik üretecek ve yılda yaklaşık 162 bin ton sera gazı salınımını önleyecek.

GAMA Enerji, toplam kurulu gücünü 2016 yılı itibariyle 2 bin 500 MW’ın üzerine çıkarmayı hedefliyor.GE Energy Financial Services ortaklığı olan GAMA Enerji A.Ş. tarafından Manisa, Akhisar’da kurulacak 35 MW kapasiteli Gök II Rüzgar Enerjisi Santrali'nin kredi sözleşmesi Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ile İstanbul'da imzalandı. GAMA Enerji tarafından Manisa, Akhisar'da kurulacak 35 MW kapasiteli Gök II Rüzgar Enerjisi Santrali'nde, GE'nin etkinlik, dayanıklılık ve şebeke bağlantısı özellikleri bakımından dünyanın en gelişmiş rüzgar türbinlerinden olan 2.75 MW kurulu gücünde 13 adet GE 2,75-103 türbini kullanılacak.

İzmir, Aliağa'da bulunan ve 2012 yılında ticari işletmeye geçen 10 MW Karadağ RES ve Çanakkale, Ezine’de bulunan ve 2011 yılında ticari işletmeye alınan 22,5 MW Sares RES'in de yatırımcısı ve işletmecisi olan GAMA Enerji; Gök II RES'in tamamlanmasıyla işletmede olan RES kurulu gücü 67.5 MW'a yükselecek. Şirket, bu üç rüzgâr enerji santralı ile Türkiye’de ortalama 115.000 ev için yeterli elektrik üretecek ve yılda yaklaşık 162.000 ton sera gazı salınımını önleyecek.

 

[PAGE]

Kasımda rüzgar enerjisi kongresi yapılacak

Diğer yandan Türkiye, kasım ayında dev bir enerji kongresine ev sahipliği yapacak. TÜREK 2013 Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi, 6-7 Kasım 2013 tarihleri arasında, WOW Convention Center'da düzenlenecek. İlki 7-8 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen ve rüzgar enerjisiyle ilgili olarak Türkiye'nin ilk uluslar arası kongresi olma özelliği taşıyan bu organizasyona, yerli ve yabancı konuklar ile üniversiteler yoğun ilgi göstermiş, iki gün süren kongrede, 2069 kayıtlı ziyaretçi olmuş ve iki salonda 80'den fazla konuşmacının yer aldığı toplam 14 oturum gerçekleştirilmişti.

Şu anda Türkiye'de, 11GW mevcut proje stoku ve ulusal hedefi 2023 yılında 20 GW olan rüzgar enerjisi kapasitesi ile Avrupa'daki en önemli rüzgar pazarlarından biri. Türk pazarı, mevcut rüzgar santrali proje stoku ile önümüzdeki 4-5 yıl içinde 10-12 milyar yatırım gerektiriyor. Türkiye'nin kendi bölgesinde bir enerji üssü haline gelmiş olması, Türkiye'deki yatırım fırsatlarının şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak. Bu nedenle, TÜREK 2013'ün, yeni sektör oyuncuları ile tanışmak, mevcut ilişkilerinizi güçlendirmek, sektörel uygulamalar ve araştırmalar ile ilgili en güncel bilgileri edinmek ve kamuoyunu rüzgar konusunda biraz daha bilgilendirebilmek amacıyla büyük bir fırsat oluşturacağı belirtiliyor.

Türkiye, Ortadoğu güneş enerjisi piyasasının baş aktörlerinden olacak

Türkiye'nin önemli bir potansiyele sahip olduğu bir diğer alternatif enerji kaynağı da güneş. Küresel Güneş Enerjisi Piyasası" araştırması, global güneş enerjisi pazarının 2010 yılında 1.327 MW toplam kurulu konsantre güneş enerjisi (CSP) kapasitesine ve 39.611 MW PV kapasitesine ulaştığını ortaya koydu. Dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan'ın gerçekleştirdiği "Küresel Güneş Enerjisi Piyasası" araştırması ile global güneş enerjisi pazarının 2010 yılında 1.327 MW toplam kurulu konsantre güneş enerjisi (CSP) kapasitesine ve 39.611 MW PV kapasitesine ulaştığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre, toplam kurulu CSP kapasitesinin 2017 sonuna kadar 15.554 MW'a ulaşması, toplam kurulu PV kapasitesinin ise 188,461 MW'a ulaşması bekleniyor. Ayrıca Güneş PV teknolojisi, yenilenebilir enerji politikası ve programları, teşvik ve yönetmelikleri hazırlamış olan birçok devletin desteğine sahip bulunuyor.

Frost & Sullivan endüstri analisti Georgina Benedetti, ABD'de Yenilenebilir Portföy Standartları ve 2009 ABD İyileştirme ve Yeniden Yatırım Kanunu ile sağlanan ekonomik teşvik paketinin güneş enerjisi pazarı açısından itici güç sağladığını belirtti. Benedetti, aynı şekilde Almanya, İspanya, İtalya, Fransa, İsviçre ve Portekiz hükümetlerinin de gelişen yenilenebilir enerji endüstrisini hem mali hem de teknolojik açıdan desteklemek üzere, solar PV ile üretilen enerjiye yönelik tarife garantileri gibi birçok yenilenebilir enerji kanunu ve teşvikini yürürlüğe koyduklarının altını çizdi.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde dair bir araştırma özellikle Suudi Arabistan ve Türkiye'nin önemli bir potansiyel taşıdığını gösteriyor. GTM Araştırma bölümü Emirates Güneş Enerjisi Derneği (ESIA) ile işbirliği içinde hazırlanan rapor, MENA ülkelerinde güneş enerjisi pazarının 2015 yılına kadar yaklaşık 3.5 gigawatta ulaşacağını öngörüyor. Bu küresel pazarın neredeyse yüzde 8 ine ulaşması anlamına geliyor.

GTM, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Güneş Enerjisi Pazarı 2013-2017 isimli rapora göre MENA bölgesindeki talebin büyük bir bölümü, Suudi Arabistan ve Türkiye kaynaklı olacak gibi görünüyor. Suudi Arabistan 2015 yılında bölgenin ilk gigawatt ölçeğindeki pazar olmayı vaat ediyor. Rapor tahminleri Türkiye'nin olumlu yenilenebilir enerji politikaları ve önceki rüzgar enerjisi deneyimi ile 2015 ve ötesinde bölgenin en güçlü ikinci pazarı olacağına işaret ediyor. Bölgenin genel görünümü 2017 yılında en fazla 10 gigawatt talebin karşılanacağı yönünde. Ayrıca 2017 de pazarın yüzde 70'inin Suudi Arabistan ve Türkiye'de oluşacağı belirtiliyor.

Güneş paneli sektöründe değişim yaşanıyor

Bu arada güneş paneli sektöründeki hızlı değişim yaşanıyor. IHS'ye göre sektördeki lider şirketlerin toplam pazar payları 2012'de geriledi. Pazar araştırma kuruluşu IHS, 2012 yılında küresel güneş paneli sektöründe gerçekleşen gelişmeler ile ilgili çalışmasını yayınladı. Kuruluşun çalışmasındaki bilgilere göre 2011'de pazar payı bakımından sektörün üçüncü sırasında olan Çinli güneş paneli üreticisi Yingli Solar 2012'de ise gerçekleştirdiği 2.300 MW'lık satış ile sektörün lider şirketi oldu. ABD, Arizona merkezli First Solar ise gerçekleştirdiği 1.800 MW’lık satış ile pazardaki ikincilik konumunu sürdürdü. 2011'in lider şirketi olan fakat yaşadığı finansal sıkıntılar nedeni ile yılın üçüncü çeyreğinden itibaren üretimini düşüren Suntech ise 2012'de Trina Solar ve Canadian Solar’ın ardından sıralamada beşinci sıraya geriledi.

IHS'nin elde ettiği verilere göre Norveçli, REC Group ise yüzde 31 oranında artırarak 757 MW’a yükselttiği satışları ile sıralamada 9. olarak yer alırken, aynı zamanda ilk 10’daki tek Avrupalı şirket oldu. Çalışmadaki dikkat çekici diğer bir noktaya göre ise sıralamada ilk onda yer alan şirketlerin pazar paylarındaki gerileme oldu. IHS'nin elde ettiği verilere göre 2011'de güneş paneli pazarının yüzde 46'sına sahip olan lider şirketlerin payları 2012'de ise yüzde 40'a geriledi.