Dünya Bankası: Türkiye orta ölçekli şirketlerle büyüyor / Türk şirketleri dinamizmine rağmen ayakta kalkmakta zorlanıyor
Dünya Bankası: Türkiye orta ölçekli şirketlerle büyüyor / Türk şirketleri dinamizmine rağmen ayakta kalkmakta zorlanıyor
ANKARA - Dünya Bankası, dinamik yapılarına rağmen Türkiye'de firmaların ayakta kalma oranının çok düşük olduğunu açıkladı. Buna göre, Türkiye'de firmaların yalnızca yüzde 19'u 4 yaşını görebiliyor. Dünya Bankası, Türkiye ile uygulayacağı 2008-2011 ülke işbirliği stratejisini belirledi. Dünya Bankası'nın özel sektörün geliştirilmesini hedefleyen yeni stratejisinde, Türkiye'nin özel sektör yapısının bazı dinamikleri sıralandı. Buna göre, Türk şirketlerinin, son yıllarda hızlı bir büyüme sürecine girdiği, otomotiv ve televizyon alcısı sektörlerinde küresel oyuncu haline geldiği vurgulandı. Orta büyüklükteki şirketlerin esas dinamiği oluşturduğu belirtildi. Bu şirketlerin, organize sanayi bölgelerinde büyüdüğü ve genellikle, hazır giyim, metal işçiliği ve makine sektörlerinde yoğunlaştığı da ifade edildi. İstihdam artışı sınırlı kalıyor Dünya Bankası'nın strateji oluştururken ele aldığı konulardan biri de Türk firmalarının hayatta kalma sürelerinin kısa olması olgusu oldu. Dünya Bankası, 2007 yılında yaptığı bir çalışmada, Türk firmalarının hayatta kalma ve büyüme süresinin benzer ülkelerden daha aşağıda kaldığını tespit etti. Buna göre, faaliyete geçen firmaların yüzde 19'u ancak dört yaşına ulaşabiliyor. Bunun yanı sıra yine ayakta kalan firmaların dördüncü yıl sonunda istihdam artışı ancak yüzde 10 ile sınırlı kalıyor. Benzeri ekonomik yapıdaki Meksika'da bu oran yüzde 30'a kadar yükseliyor. Endonezya, Slovenya, Macaristan, Romanya ve Arjantin'de bu oran yüzde 50 ile 60 arasında değişiyor. Türk firmalarının ayakta kalmakta sıkıntı yaşamalarının nedenleri ise bürokrasi, nitelikli işgücü sıkıntısı, yaratıcılık eksikliği ve finansman kullanımındaki eksiklikler olarak sıralandı. Enerji yatırımları öncelikli 2008-2011 yılları arasında Dünya Bankası'nın, 9. Beş Yıllık Kalkınma Programı ile uyumlu biçimde, ekonomik istikrarın korunması, yatırım verimlilik artışı, istihdam ve kayıtdışılığın önlenmesi, finansal kesimin yatırımlara daha yüksek destek verebilmesi, özel sektörün yenilikçi kapasitesinin artırılması öncellerine dayalı bir yaklaşım belirleyeceği kaydedildi. Bu öncellere bağlı olarak bankanın, enerji yatırımları, ulaştırma ve haberleşme altyapıları, ihracat kredileri, bankacılığa üretime dayalı krediler için ek destek, küçük işletme kredileri, sağlık ve eğitim kredileri öncelikler arasında bulunacak.