Dünya Bankası'ndan 'katma değerli tarım ürünlerine yönelin' önerisi geldi / Türkiye, gıdada katma değeri yüksek ürünlere yönelirse gıda krizinden avantajlı çıkar
Dünya Bankası'ndan 'katma değerli tarım ürünlerine yönelin' önerisi geldi / Türkiye, gıdada katma değeri yüksek ürünlere yönelirse gıda krizinden avantajlı çıkar
İSTANBUL - Dünya Bankası Tarım ve Kırsal Kalkınma Bölümü Yöneticisi Mark Cackler Türkiye'nin emtia fiyatlarındaki artışla başlayan gıda krizinden katma değerli tarımsal ürünlere yönelerek avantajlı çıkabileceğini söyledi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise toplantıda yaptığı konuşmada pirinç fiyatları konusunda yaratılan tartışmanın suni olduğunu Türkiye'nin gıda sıkıntısı bulunmadığını söyledi. Forum İstanbul 2008'de dün bir konuşma yapan Mark Cackler, özellikle çay, meyve ve sebzede Türkiye'nin uluslararası pazarlarda sahip olduğu avantajı iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Forum İstanbul'un son gününde tarım ve sorunları masaya yatırıldı. Forum İstanbul Başkan Vekili Ethem Sancak, tarımın endüstriye dönüşmesi gereken milli bir görev olduğunu belirtirken, tarımın insanlık ve toplumun geleceği için önem taşıdığını ifade etti. Sancak, Türkiye'nin tarım krizini fırsata dönüştürmeye başladığını dile getirerek "Bu konuda geleceğimiz parlak" dedi. Tarım Bakanı Mehdi Eker ise toplantıda yaptığı konuşmada dünyadaki gıda fiyatlarının artışının Türkiye'ye aynı şekilde yansımadığını savunurken, dünyada ekmeklik buğdayın fiyatı yüzde yüzün üzerinde artış göstermesine karşın Türkiye'de yıllık artışın yüzde 36-40 seviyelerinde kalmasına dikkat çekti. Eker: Fırtına tamamen suni idi Bakan Eker, Türkiye'nin hiçbir ürününde yeni bir hasat dönemine kadar her hangi bir arz sıkıntısı, eksikliği bulunmadığını dile getirerek, "Pirinç ile ilgili çıkarılmaya çalışılan fırtına tamamen yapaydı, tamamen suniydi. Birilerinin muhtemelen Türkiye'de bu alanda bir kriz oluşturma ve bir kriz görme hevesiydi. Onun da ateşi düştü, geçti. Biz bunun için birtakım önlemler aldık. Türkiye'de piyasada tüketicinin ihtiyacını giderecek her ürünümüz yeteri kadar var. Her hangi arz sıkıntısı hiçbir üründe yok. Bu konuda tüketicilerimiz, üreticilerimiz rahat olsunlar, endişe edecek durum söz konusu değil" dedi. Fiyatlar düşmeye başladı Pirinçte fiyatların düşmeye başladığını ifade eden Eker, "Ne buğdayda ne pirinçte, ne de diğer ürünlerde sıkıntı ve sorun yok. Türkiye biyo çeşitliliği en yüksek ülke. Türkiye'de 150'ye yakın ürün üretiliyor. Şimdi eğer birileri kalkıp diline dolar, bu şekilde köpürtülerek böyle haberleri verilirse, her gün biri kalkar 'şu üründe eksik, bu üründe eksik', yok öyle bir şey" diye konuştu. Spekülatörlerin ekmeğine yağ sürmeyin Bakan Eker Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) sütte spekülasyon yapıldığına yönelik açıklamalarına yanıt verirken "Ben size bir şey söyleyeyim. Siz bu işten kısa vadeli kâr etmek isteyenlerin sadece yardımcısı olmuş olursunuz. Ben size Tarım Bakanı olarak diyorum ki, Türkiye'nin hiçbir hayvansal ürününde, tarımsal ürününde bir sıkıntı yok. Siz kalkıp 'bunda da olacakmış, şunda da olacakmış' derseniz, yok öyle bir şey, yanlış" dedi. Geçmişte bu tür haberlerin çıkması üzerine aşırı kârlar yapanların olduğuna ilişkin bazı köşe yazarlarının yazılar yazdığını anımsatan Eker, "Lütfen Türkiye'ye yardımcı olun, haksızlık etmeyin" diye konuştu. Pirincin maliyetinin 1.3 YTL, perakende fiyatının 5.5-6 lira olmasıyla ilgili tedbiri devletin kurumlarının alacağını söyleyen Eker, Maliye Bakanlığı, vergi denetmenleri, Rekabet Kurulu gibi kurumların çalıştığını anlattı. Gıdada israfın önü alınmalı Dünya Bankası Tarım ve Kırsal Kalkınma Bölümü Yöneticisi Mark Cackler ise Forum Türkiye'nin emtia fiyatlarındaki artışla başlayan gıda krizinden katma değerli tarımsal ürünlere yönelerek avantajlı çıkabileceğini söyledi. Özellikle çay, meyve ve sebzede Türkiye'nin uluslararası alanda pazarlama avantajını kullanabileceğine dikkat çeken Cackler, "Orta vadede tarımsal verimliliğin artırılması ve israfın önüne geçilmesi gerekiyor" dedi. Gıda krizinin en zengin ülkelerden en fakir ülkelere kadar herkesi etkileyeceğine dikkat çeken Cackler, bunun üreticiler için orta vadede bir fırsat yaratabileceğini söyledi. Cackler "Üreticiler yüksek ürün fiyatlarından yararlanabilirler" yorumunu yaptı. Türkiye'nin birçok tarımsal üründe katma değerli ürünleri üretebilme kapasitesi olduğuna vurgulayan Cackler, Türkiye'nin birçok tarımsal ürünlerin üretilmesinde ve pazarlanmasında avantajını kullanabileceğini kaydetti. Ekonomiden dışlanmış ve ekonomiye katkısı olmayan insanların, üretime dahil edilmesinin sağlanması gerektiğini dile getiren Cackler, böylelikle katma değerli ürün üretebilme kapasitesinin de artacağını belirtti. Tarım ürünlerinin arzında azalma yok Gıda krizinin temelindeki nedenlere de değinen Cackler şöyle konuştu: "Bu krizin arkasında birçok neden var. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin gelirleri artıyor. Fakir insanlara 'daha fazla tüketin' diyoruz ama, bu hem yiyeceklere olan talebi, hem de bunların fiyatını artırıyor. Arz tarafına baktığımızda ise tarım ürünlerinin arzında bir azalma söz konusu değil. Ama tarımsal üretimini olumsuz etkileyen kötü hava koşulları da var. Biodizel kullanımı da tek sebep olmamakla birlikte bu krizin nedenleri arasında sayılabilir." 800 milyon kişi zaten krizdeydi Spekülasyonların bu krizde rol oynayıp oynamadığı konusunda yorum yapmayan Cackler, Dünya Bankası Başkanı'nın bir elinde pirinç bir elinde ekmekle basın toplantısı yapmasının doğru olduğuna inandığını söyledi. Cackler, başkanın verdiği mesajın gıda fiyatlarındaki artışa ve bu ülkelerdeki çocukların bundan etkilenebileceğine dikkat çekmek olduğunu ifade etti. Dünyada 800 milyon aç insanın zaten bir gıda krizinde olduğunun altını çizen Cackler, "Gıda krizi onlar için yeni bir şey değil. Onlar zaten krizdeler. Bu rakamın daha da büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bu durumdan biraz endişeliyiz" diye konuştu. Dünya Bankası'nın amacının yoksulluğu sürdürebilir bir şekilde azaltmak olduğunu belirten Cackler, orta vadede gıda krizini çözmek için, daha fazla çaba sarfedilmesi, üretimin artırılması gerektiğini vurguladı. TMO, buğdayda 2 milyon ton rekolte bekliyor TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, buğdayda 2008 yılında 2 milyon tonluk bir rekolte beklendiğini, Güneydoğu'da kuraklığa ilişkin lokal bir sorun bulunduğunu, ancak Türkiye'de genel durum çok iyi olduğunu söyledi Kemaloğlu,"Türkiye'de genel durum çok iyi. Yağış haberi de aldık. Bu sene iyi bir üretim bekliyoruz. Dünyada 40 milyon ton buğdayda üretim bekleniyor. 2008 için iyi bir hava var. Bu sene ki tarihi, olağanüstü bir dönemdi. Dünyada da fiyatlar gevşedi. Buğday fiyatı son bir ayda 100 dolar gevşedi, ciddi bir şey" diye konuştu. Pirinçte biz de şaşırdık 'Pirinci ben de anlayamadım' diyen Kemaloğlu,'Türkiye yılda kişi başına 7 kilogram pirinç tüketiyor. Bu işin kısa zamanda olağanüstü gündem olması bizi de şaşırttı. Memlekette pirinç kıtlığı yok. Ne oldu? Bir hafta on günde fiyatlar gevşemeye başladı. Şimdi insan düşük fiyatta sattığını açıklıyor. Ortalık yatışmaya başladı. Ofisin önündeki kuyruklar, üç günde bitti. Biz şaşırdık, ne oluyor? Bir kişilinin aylık pirinç tüketimi 600 gram filan, 4 kişilik bir aileyseniz 2.5-3 kilo pirinç tüketirsiniz. Ama şimdi 4 paket pirinç almaya çalışıyor. Bu bir psikoloji. İnsan rasyonel olmaktan çıkıyor, olumsuz bir hava. Bizim piyasamız psikolojidir, insanlar bu piyasadan beklentileri satın alır. İnsanlar sakin olabilmeli ki piyasayı rahat yönetebilesiniz" diye konuştu. Kemaloğlu, önümüzdeki dönemde bir çok nedenden dolayı tarım ürünü fiyatlarında artış olacağı yönünde öngörülerin olduğunu ifade ederek, bu yıl fiyatların düşeceğini ancak 3 yıl önceki gibi 150 dolar buğday fiyatının artık olmayacağını söyledi. "Devlet gereğini yapıyor, ithalat kararı aldı" diyen Kemaloğlu, "Devlet masaya yumruğunu vurdumu, 'ben gereğini yaparım' dedi mi, yeter" dedi. Türkiye'de özel sektörün ekonomik bulmaması nedeniyle lisanslı depolama şirketi kurmadığını belirten Kemaloğlu, Türkiye'de bu konuda yasal mevzuatta eksiklik bulunmadığını, ancak özel sektöre ait tek bir lisanslı depolama şirketi olmadığını söyledi. Yaş çay alım kampanyası başladı Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce, yaş çay alım kampanyasının bugün itibariyle başladığını bildirdi. 20 yılı aşkın zamandır mayıs ayının 10 ile 20'si arasında gerçekleşen alımların, iklim şartları nedeniyle öne alındığını dile getiren Yüce, "Fabrika ve işletmelerimizi yaş çay almak üzere açık tutmaya başladık" dedi. Taban fiyatlar konusunda değerlendirme yapıldığını söyleyen Yüce, "Mayıs ayı içerisinde yaş çay fiyatlarıyla ilgili açıklamalar gerçekleştirilecek. Ama yaş çay taban fiyatlarında her sene belirli oranlarda artış oluyor" diye konuştu. Bu artışların ekonomik yapı, döviz ve enflasyondaki gelişmelerin seyrine göre belli olduğunu kaydeden Yüce, rekolte de düşüş beklemediklerini aktardı. Süt fiyatları artmadı, aksine gerileme var Setbir Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sütte fiyat artışı olmadığını, geçen yıl artmaya başlayan fiyatların normal dengeye gelmekte olduğunu savunarak, "Sütte fiyat artışı yok. Bilakis geçen sene başlayan artışın tekrar normal dengeye doğru dönüşü var. Tüketiciler, süt ürünleri fiyatlarını takip ediyorsa, son bir hafta, 15 gündür fiyatlarda aşağı doğru birtakım düşüşler olduğunu görecektir" dedi. Bunun nedeninin arz-talebe bağlı olduğunu, süt sektörünün arz-talebi kendi içerisinde en iyi dengeleyen sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Bahçıvan, geçen sene tarım ürünlerindeki ilk öncü fiyat artışının da sütte ve hammadde de olduğunu hatırlattı. Ürünlerde yüzde 25-35 arasında artış yapıldığını ifade eden Bahçıvan, "Tüketicinin bu fiyatlardan dolayı biraz tüketimi düşürmesi nedeniyle, hammadde de özellikle bu ay oluşan artıştan dolayı sektör tekrar kendi içinde bir denge oluşturmaya başladı. Fiyatlar geçen senenin üzerinde, ama ulaşmış olduğu zirve noktasında yüzde 15 aşağı noktaya doğru seyrediyor" diye konuştu. Bahçıvan, ette şu anda spekülatif hareket amacında olan belli kesimlerin bulunduğunu duyduklarını aktararak, "Benim uyarım; tüketicinin alım gücüne uymayacak, tüketiciye şiddetle müdahale edecek boyutta bir fiyat artışı hareketi tüketiciden geri döneceğidir" diye konuştu.