”Dünya Türkiye'yi konuşuyor”

Türkiye'nin, tarihinde hiç görülmeyen seviyelerde hizmetlere kavuşturulduğunu kaydeden Erdoğan, "Bugün tüm dünyada konuşulan bir Türkiye var" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

BURDUR - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "bugün tüm dünyada konuşulan, tüm dünya tarafından takdir edilen, mazlumun yanında yer alan, haksıza karşı, zalime karşı dimdik duran bir Türkiye olduğunu" belirtti.

Kütahya'dan uçakla Isparta'ya geçen ve oradan parti otobüsü ile Burdur'a gelen Erdoğan'ın seçim otobüsünün önü, Askeriye köyünde vatandaşlar tarafından kesildi. Vatandaşlar, sağlık ocağı ve köylerine ilişkin isteklerini Erdoğan'a ilettiler. Başbakan Erdoğan da köylülerin istekleri konusunda gerekenin yapılacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Burdur'a girişinde de miting meydanına kadar vatandaşları otobüsten selamladı, zaman zaman durarak, çocuklara oyuncak dağıttı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki miting alanına ulaşan Erdoğan, miting başladıktan bir süre sonra havanın soğuk olması nedeniyle paltosunu giydi ve kaşkolunu taktı.

Erdoğan, mitingdeki konuşmasında, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümünün kutlandığını hatırlatarak, bu özel günde Türk halkının, Çanakkale ruhu ve birlik beraberlik ruhunu bir kez daha pekiştirdiğini kaydetti. Çanakkale'de şehit olan kahramanların Anadolu'nun dört bir yanından, Şam'dan, Bağdat'tan, Yemen'den, Kudüs'ten, Gazze'den geldiklerini ve orada tek yürek olarak (Çanakkale geçilmez) dediklerini dile getiren Erdoğan'ın sözleri, vatandaşlar tarafından "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganlarıyla kesildi.

İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'un, Burdurlular tarafından çok yakından tanındığını, Ersoy'un Birinci Meclis'te milletvekili olarak Burdur'u temsil ettiğini anımsatan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un, Mehmetçiğin kahramanlığını yansıttığı "Şüheda gölgesi, baksana dağlar taşlar" dizeleriyle başlayan şiirini okudu. Şiirin ardından "Mesele bu" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"O şehitler, o aslanlar göğüslerini en modern silahlara siper ederken bir arzu taşıyorlardı: Türkiye bağımsız olsun, Türkiye huzurlu olsun, Türkiye güçlü olsun, Türkiye bir dünya devleti olsun. On binlerce Mehmetçik bu arzu, bu gayeyle, bu hedefle toprağa düştü. Biz büyük düşüneceğiz. Biz büyük hedeflere koşacağız. Biz büyük ufuklara doğru yol alacağız. Türkiye olarak, şehirlerimiz olarak hep birlikte haykıracağız: Sen Türkiye'sin, Sen Burdur'sun. Burdur'a küçük düşünmek yakışmaz. Türkiye'ye küçük düşünmek yakışmaz. Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, İstiklal Savaşı'nda şehit olanların torunlarına küçük düşünmek yakışmaz. Onun için biz büyük düşündük, büyük düşünüyoruz. Türkiye için önümüze büyük hedefler koyduk."

AK Parti'nin iktidarda bulunduğu 6,5 yıl boyunca, önlerine koydukları hedeflere ulaşmanın gayreti içerisinde olduklarını, Türkiye'nin, tarihinde hiç görülmeyen seviyelerde hizmetlere kavuşturulduğunu kaydeden Erdoğan, "Bugün tüm dünyada konuşulan bir Türkiye var. Bugün tüm dünya tarafından takdir edilen bir Türkiye var. Bugün mazlumun yanında yer alan, haksıza karşı, zalime karşı dimdik duran bir Türkiye var. Bugün BM Güvenlik Konseyi'nde barış için çaba sarf eden, Medeniyetler İttifakı'nda İspanya ile eş başkan olan ve dünya barışına katkı sağlayan bir Türkiye var" ifadesini dile getirdi.

"Dalgaya göre kürek sallıyorlar"

Erdoğan, yaptıklarının kolay işler olmadığını, kendilerinden önce bunların başlatılamadığını belirterek, kendilerinden öncekilerin sadece konuştuklarını söyledi. "Zaman geldi lehte konuştular. Zaman geldi lehte konuşanlar aleyhte konuşmaya başladılar. İlkeli hareket etmiyorlar. Dalgaya göre kürek sallıyorlar. Bugün bölgesel meselelerde ara buluculuk yapan, bölgenin istikrarı için söz söyleyen bir Türkiye var" dedi.

Dünyanın birçok ülkesinde Türk vatandaşları ve soydaşları bulunduğunu, Burdur'un da binlerce evladının çalışmak için 1960'lı yıllardan sonra gurbete gittiğini anlatan Erdoğan, "Bugün çok şükür yurt içi ve dışındaki her bir kardeşim Büyük Türkiye'nin bir mensubu olmaktan, büyük Türkiye'nin vatandaşı olmaktan gurur duyuyor" diye konuştu.

Her Türk vatandaşının artık cebindeki parasını, elindeki pasaportunu şerefle ve gururla taşıdığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Akşam yatıp sabah kalktığımızda 1'in yanına sıfırların konulduğu bir para yok, değersiz para yok. Biz paramıza değerini kazandırdık. Eskiler tuvalete 1 liraya giderdi. Türkiye'de 6,5 yıl önce zengine milyoner denilirdi. 1 milyon liraya tuvalete gider hale geldik. Geldik dedik ki 'Biz bu sıfırların hepsini atacağız'. 'Yanlış yaparsınız, enflasyon patlar' dediler. Attık sıfırları, enflasyon patladı mı? Çatladı, çatladı. Bak nereye geldi? İş binenin kılıç kuşananın.

Sayın Bahçeli patlamadı, çatladı. Yüzde 30'la bize devrettin. Şimdi enflasyon yüzde 7,7... Baykal efendi bak enflasyon bir ara 11'e tırmandı. Neredeyse zil takıp oynayacaktın 11 oldu diye. Buyur şimdi 7,7... Şimdi ne diyeceksin? Dünyada kriz var. Krize rağmen 7,7 oldu. Şimdi ne diyeceksin? Dürüst olun, dürüst. Türkiye bu noktalara kolay gelmedi. Baykal zihniyetine rağmen geldi. Bahçeli zihniyetine rağmen geldi. Çünkü bunlar krizden nemalanmak istiyorlar. Krizi kendileri için fırsata dönüştürmenin gayreti içinde oluyorlar. Ülkemiz için bunu nasıl fırsata dönüştürürüz, bunun gayreti içinde değiller. Hamdolsun bunlara rağmen bu süreç devam ediyor, devam edecek. Bu noktada kendimizden eminiz ve aynı gayretle, aynı aşkla, heyecanla bu yolculuğumuzu devam ettiriyoruz."

Türkiye'nin geldiği seviyeyi, dünyanın sessiz devrim olarak nitelendirdiğini, kendilerine durmak, duraklamak olmadığını belirten Erdoğan, 'Rehavet yok. Çok daha büyük hedeflerimiz var. Çok daha büyük hayallerimiz var. O hayalleri gerçeğe dönüştürecek, o seviyeleri hep birlikte yakalayacağız. Onun için diyoruz ki (durmak yok yola devam)" dedi.

"Baykal'ın üslubu"

Erdoğan, 6 Martta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Burdur'a geldiğini anımsatarak, vatandaşlara Baykal'ın üslubunu sordu. Erdoğan, "O üslubu gördünüz değil mi? O dili gördünüz değil mi? O siyaset tarzını, o siyaset dilini gördünüz değil mi? Burada, Burdur'da, iktidara küfretmekten, hakaretten söz etti. Ben bu üslubu, bu dili, bu siyaset tarzını sizin takdirinize havale ediyorum. Burdur nezaketin şehridir, Burdur ilkelerin şehridir, Burdur adabın, erkanın şehridir. Burdurlu kardeşlerim 29 Martta bu üsluba nasıl bir cevap getireceğini çok iyi bilir, tıpkı kemanın tellerinde olduğu gibi..." dedi.

Baykal'ın, günlerce kırtasiyeden aldığı kırmızı bir klasörü salladığını ifade eden Erdoğan, klasörün içinin boş olduğu anlaşılınca bu sefer sağdan soldan gelen belgeleri araştırmadan, incelemeden meydanlarda göstermeye başladığını ifade etti. Baykal'ın, bir çiftçinin kendisine yazdığı mektubu anlattığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çiftçi kardeşimiz kredi kullanmış, borcunu ödeyememiş. Borç katlanarak artmış. Mesele neymiş dedik, araştırdık. Arkadaşlara 'şunu, Ziraat Bankası ile bir görüşün' dedim. Meğerse bu çiftçi kardeşimiz krediyi, 30 Haziran 1997'de almış. Hem de yüzde 73 faizle almış. Kredisi de 1998'de takibe düşmüş. 2003 yılına kadar krediye yüzde 100'ün üzerinde faiz uygulanmış. Biz geldik 2003'te, biliyorsunuz bu borçları yapılandırdık. Bizden önce çiftçiyi böyle mağdur ettiler, böyle haciz kıskacına soktular. Geldik o çiftçiyi o mağduriyetten biz kurtardık. Çiftçinin Ziraat Bankasına tam 1,5 milyar lira borcu vardı. Çiftçimizi rahatlatmak için o borcu yapılandırdık ve 678 milyon lira, yani 678 trilyon borcu sildik. 177 bin çiftçi kardeşim bu yapılandırmadan faydalandı, bu aftan yararlandı ve geldi borcunu kapattı. Bunları gör Sayın Baykal, bunları takdir et... Niye dürüst olmuyorsun ya? Senin kitabında hiç dürüstlük yazmaz mı Allah aşkına? Rakamları yalan yanlış kullanıyorsun. Milletimi gerçek dışı rakamlarla aldatmaya çalışıyorsun. Eline tutuşturulan her belgeyi incelemeden, araştırmadan meydanlarda sallıyorsun. Kırtasiyecide klasör çok. Komik oluyorsun komik, gülünç oluyorsun. Ondan sonra, televizyon, televizyon, televizyon... Buyur bu televizyonlar senin olsun. Ben televole aktörü olmayı hiçbir zaman düşünmedim.

"Şovu millet yapacak "

Haberde veriyorsun, isimler veriyorsun. O isimler seninle bayağı anlaştı, sen onlarla iyi anlaşırsın, buyur onlarla beraber çık, televole programlarında şov yap ama 29 Mart akşamı asıl şovu benim milletim yapacak, milletim. Bakalım, o zaman ne diyeceksin? İşte muhalefetin bu içler acısı halini görüp, doğrusu biz de üzülüyoruz. Türkiye kendisine yakışan bir iktidara kavuştu 6,5 yıldır ama ne yazık ki kendisine yakışan bir muhalefete kavuşamadı. Eski tarz siyasetle, bu eski üslupla, popülist söylemle varabileceğiniz bir yer yok. Milletim bu tarz siyaseti 3 Kasımda, 22 Temmuzda elinin tersiyle itti. Gelin Türkiye'nin sevincine siz de ortak olun. Gelin Türkiye'nin başarılarına ortak olun. Türkiye'nin paçasından tutup aşağı çekmeyi bırakın. Türkiye'yi daha yükseğe nasıl taşırız ona kafa yorun. Şu 6,5 yılda çiftçi kardeşlerimiz için üreticilerimiz için tarım için yaptıklarımız ortada. Değerli kardeşlerim bizim şu 6,5 yılda tarımda yaptığımızı hiçbir dönemde hiçbir hükümet gerçekleştiremedi."

"Çiftçilere verilen kredilerin faizi "

Erdoğan, çiftçilerin 2002 yılında Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle kredi kullandığını, şimdi ise bu rakamın yüzde sıfır ile yüzde 13 aralığına indiğini bildirdi. Tarımsal desteklerde de rekor artışlar sağlandığını belirten Erdoğan, 2002 yılında 1,8 milyar TL olan toplam tarımsal destek miktarını 2008 yılında üç kattan fazla artırarak 5,9 milyar TL'ye çıkardıklarını anlattı.

Hayvancılık sektörüne de sahip çıktıklarını ifade eden Erdoğan, 2007 ve 2008 yıllarında yaşanan kuraklık nedeniyle de çiftçilere toplam 800 milyon TL kuraklık desteği verdiklerini kaydetti. Bu çiftçilerin Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının bir yıl süreliğine ertelendiğini ve tarım ürünlerinin sigorta kapsamına alındığını vurgulayan Erdoğan, bugüne kadar kesilen poliçe sayısının ise 500 bini bulduğunu bildirdi. Erdoğan, 2 bin 500 ziraat görevlisi ve veteriner hekimin tarım danışmanı olarak köylerde çiftçiyle buluştuğunu, 145 yeni baraj ve göletin inşa edildiğini, 732 bin hektar tarım arazisini suya kavuşturduklarını anlattı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar tarım için, çiftçilerimiz için yaptıklarımızın yalnızca bir kısmı. Türkiye büyüdükçe, Türkiye'nin fırsatları, imkanları arttıkça, bundan herkes payını alıyor, almaya da devam edecek. Çiftçi kardeşlerimiz de bundan olumlu etkilenmeye devam ediyor. Sayın Baykal, Sayın Bahçeli sabah akşam krizle yatıp kalkıyor. Küresel finans krizini dillerine doladılar. Bunu istismar ederek buradan oy devşirmeye çalışıyorlar ve edep dışı ifadeler. Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, sizin iktidarda olduğunuz dönemlerde de kriz oldu. Sizin iktidarda olduğunuz dönemlerde de krizler oldu, üstelik bu krizler küresel değildi. Bu krizleri bizzat siz çıkardınız. Çıkardığınız krizlerin altında hem bu millet, hem de siz ezildiniz. Şimdi hangi yüzle çıkıp da bize akıl veriyorsunuz, aklınız vardı da o krizlerde neden kullanmadınız bu aklı? Çalışanı, üreteni, esnafı, çiftçiyi, inletirken aklınız neredeydi?"

"Mühür kuyrukları"

Erdoğan, Eskişehir'de 78 yaşındaki bir kişinin kendisine verdiği nüfus cüzdanını da miting alanındaki vatandaşlara gösterdi. Bu nüfus cüzdanının içinde mühürler olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Burada ilginç şeyler var. Anneler, babalar bilir. Ben de babamın nüfus kağıdında bunu görmüştüm. Şurada ekmekle ilgili karne mührü var. Ekmekle ilgili karne mührü var. Ekmek, ekmek... Nüfus kağıdına basmışlar o zaman. Anneler, patiska almak için Sümerbank'a gitmişler, onun için de bir mühür vurulmuş. Patiskayı karneyle alıyorduk. Aramızdaki yaşlı teyzeler bilir. Ayrıca şekeri bile karneyle vermişler o zaman, şekeri. Onun da mührü var. Ayrıca bugün enteresan, Kütahya'dan geliyorum. Kütahya'da da yine bir amcamız elime bir belge tutuşturdu. Bu belge de mazot belgesi. Bunu çiftçi kardeşlerim iyi bilir. Burada tarihiyle yazmış. Çiftçi kardeşim traktörüyle gidiyor kuyruğa giriyor, 'bugün git yarın gel' veya gün veriliyor ona göre gidip mazotunu alıyor. Ne zaman yaşadık bunları? 1979. Sayın Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'yken. Arabalarımıza benzin alamazdık kuyrukta. Evlerde gaz yağı kullanıyorduk, gaz yağı için kuyrukta beklerdik. Hatırlayın o günleri. Şimdi Sayın Baykal çıkmış, devleti yönetmekten bahsediyor, 2011'de iktidar olmaktan bahsediyor. Benim milletim hiçbir zaman sana tek başına iktidar yolunu açmaz, vermez. Zira yaptığın ortada. Eserini gördü bu millet. Biliyor. Maliye Bakanı oldun, bu ülke parasızlıktan kıvrandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı oldun, mazot bulamıyorduk, gaz yağı bulamıyorduk, benzin bulamıyorduk. Hatırlayın anneler o Sana yağı kuyruklarını hatırlayın. Hatırlayın Vita, Vita... Onun kuyruklarını hatırlayın. Hep karaborsa değil miydi bunlar? Onların iktidarında yaşamadık mı hep bunları? Ülke yokluk ülkesi oldu. CHP demek yokluk demektir, CHP demek kıtlık demektir. Bereket olmaz onların olduğu yerde."

"Anayasa kitapcığı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, miting alanındaki vatandaşlara, küresel finans krizinin Türkiye'yi ciddi manada etkileyip etkilemediğini sordu. "Her şey ortada" diyen Erdoğan, kendilerinden önce MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde 16 bankanın battığını kaydetti.

"Bunun bu millete maliyeti ne oldu biliyor musunuz? 40 milyar dolar" diyen Erdoğan, "Şimdi batan bir tane bankamız var mı? Yok. Hepsi ayakta duruyor. Bunu inkar ediyorlar. Efendim, bakınız 230 milyar dolarla biz devraldık bu ülkeyi. Kimden? Bahçeli'den" diye konuştu.

Devletin borçlanma faizinin de yüzde 63'ten yüzde 13-14'e düştüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu para kimin cebinde kaldı? Benim vatandaşımın cebinde kaldı. Ah değerli kardeşlerim, hani bir Anayasa kitapçığı fırlatıldı ya... O kitapçık fırlatıldığında bir gecede gecelik faiz ne oldu hatırlayın yüzde 7 bin 500'e fırladı. Kimin dönemiydi? Sayın Bahçeli'nin de Başbakan Yardımcısı olduğu dönemdi. Bunları ne yapacaksın? İkide bir konuşuyorlar IMF şöyle, IMF böyle... IMF'ye ben mi üye oldum. Türkiye 50 yıldır IMF'nin üyesi. Sayın Baykal da o dönemleri yaşadı. Bahçeli de yaşadı. İstisnasız. 23,5 milyar dolar IMF'ye borçla Sayın Bahçeli'nin hükümeti bize bunu devretti. Şimdi bizim IMF'ye olan borcumuz ne biliyor musunuz? 7,8. Yani 8 milyar dolar. Biz buraya düşürdük. Onlar borçlandı, biz ödedik. Ah benim değerli kardeşlerim, Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Hani bunlar milliyetçiydi? Merkez Bankası'nın kasasında ne vardı biliyor musunuz? 26,5 milyar dolar. Şimdi Merkez Bankası'nın kasasında ne var biliyor musunuz? 67 milyar dolar. Nereden nereye..."

"Küresel krizi yakından takip ediyoruz"

Erdoğan, küresel krizi çok yakından takip ettiklerini belirterek, "Bundan kimsenin endişesi olmasın. Şu anda bu krizi durdurmak noktasında 47 ayrı başlık altında tedbirleri aldık" dedi.

Erdoğan, partisince Burdur'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, işçi ve memurların maaşlarından kesilen nemaların vatandaşa geri ödendiğini, bunun ne CHP Lideri Deniz Baykal, ne de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli zamanında yapıldığını söyledi. Devletin, işçisine, memuruna borçlu olamayacağını vurgulayan Erdoğan, konut edindirme yardımının da kendi hükümetleri döneminde ödendiğine dikkati çekti.

"Onlar borçlandı, biz ödedik" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hala da ödüyoruz. Şimdi de hala sıkılmadan konuşuyorlar. Değerli kardeşlerim, bizim görevimiz hortumları kesmek. Yolsuzluklar bizimle hamdolsun bitiyor. Aynı şekilde yasaklar bitecek, bitmeye devam ediyor. Bu süreci de aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Küresel krizi çok yakından takip ediyoruz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Şu anda bu krizi durdurmak noktasında 47 ayrı başlık altında hamdolsun tedbirleri aldık ve en son 4 maddelik paket, bunun içinde beyaz eşya ile ilgili üç ayrı uygulamamız var. Buzdolabı, çamaşır makinesi vesaire... Burada ciddi manada bir indirim yaptık ve bence bu süreç içinde bunu değerlendirmenizde fayda olur."

Erdoğan, konut ve otomobil fiyatlarında da düşüş olduğunu, bu sayede piyasalarda ciddi bir hareketlenme yaşandığını dile getirdi.

Ekonomideki gelişmelerin yanı sıra, eğitimde de önemli adımlar attıklarına işaret eden  Erdoğan, hükümetleri döneminde, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'un milletvekili olduğu Burdur'a, şairin adını taşıyan bir de üniversite kazandırdıklarını kaydetti. Erdoğan, bu üniversitede 3 fakülte, 3 enstitü, 2 yüksek okulu ve 5 meslek yüksekokulunun hizmete girdiğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, Burdur merkezi ve Bucak ilçesine 500'er kişi kapasiteli iki yüksek öğretim yurdunun inşaatının da sürdüğünü hatırlattı.

Sağlıkta da önemli yatırımlar yaptıklarını, özel ve kamu ayrımını ortadan kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, 40 yataklı Bucak Devlet Hastanesi ek binası, 50 yataklı Tefenni Devlet Hastanesinin hizmete açıldığını, inşaatları devam eden 200 yataklı merkez devlet hastanesi ek binası ve 25 yataklı Yeşilova Entegre İlçe Hastanesini bu sene içinde, 25 yataklı Karamanlı Devlet Hastanesini de önümüzdeki sene içinde tamamlayıp hizmete açacaklarını bildirdi.

Hükümet olarak toplu konut çalışmalarına ağırlık verdiklerini kaydeden Erdoğan, Burdurluların kira öder gibi taksit ödeyerek ev sahibi olacaklarını, bu sayede Burdur'un modern yapılanmasının da sağlanacağını vurguladı. Ulaştırma konusunda da önemli adımlar attıklarını belirten Erdoğan, 2002 yılına kadarki 79 senede, Burdur'a 43 kilometre duble yol yapıldığını, hükümetleri döneminde ise yapılan bölünmüş yolun 81 kilometre olduğuna dikkati çekti.

"Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" diyen Erdoğan, "Biz yaptıklarımızı konuşuyoruz. Bunlar ne konuşuyor acaba? 'Şunu yaptık, bunu yaptık' diyebiliyorlar mı? Burdur'a yaptıkları bir eser var mı bunu sorun bunu?" dedi.

Erdoğan, çiftçi ve esnafa kullandırılan kredi miktarının arttığını, kullandırılan kredinin faizinin de 2002 yılına göre daha düşük olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Faiz yükü altında biz halkımızı ezdirmedik" diye konuştu.

Miting alanındaki vatandaşlardan suyu ve yolu olmayan köylerde yaşayanların kendilerine bilgi vermelerini isteyen Başbakan Erdoğan, yolun ve suyun medeniyet anlamına geldiğini ifade etti. Erdoğan, Burdur'un Yeşilova, Bucak, Çavdır, Gölhisar ilçeleri ile Denizli'nin Acıpayam ilçelerinde yürütülen baraj projeleri konusunda bilgi verdi.

"T.C. Kimlik numarası"

Başbakan Erdoğan, yerel seçimler öncesinde vatandaşları TC kimlik numarası konusunda da uyardı. Vatandaşlardan bu konuya dikkat etmelerini isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şimdi bu kimlik numaraları sorunu... Buna dikkat edeceğiz ve süratle kimlik numarası olmayan kardeşlerimin hemen müracaatını yapması lazım. Şimdi tek tek yapılması gerekirdi ama yapılan müracaat neticesinde aynı aileden bir kişinin gitmesiyle oradaki listede bulunan diğerlerinin de nüfus belgesi verilebiliyor. Bu, işi kolaylaştırdı biraz. Bu bakımdan bu konuyu bizzat takip etmenizde büyük fayda var. Mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Bu sizin demokratik hakkınız, bunu mutlaka yapmanız lazım. Şunu unutmayın; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Son söz sizin, karar sizin. Unutmayın, bunu geçen seçimde de söyledim, bu ülke hepimizin ve biz bu birlik ve beraberlik gününde her zamanki gibi ayrımcılığa 'hayır' diyeceğiz. Bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensubuyuz."

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda miting alanındaki vatandaşlara "Biliyorum üşüdünüz" diye seslendi. Kendisinin de üşüdüğünü belirten Erdoğan, Bucak ilçesine giderek sıcak bir salep içeceğini söyledi.